gossip girl & gece evi kardeşliği
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

5 posters

Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 12:56 pm

Hep hayatımın deişmesi için yalvardım allaha belki hayatım degişir diye.
Galiba hayatım deişiyor hemde bana acı çektire çektire.
Gözlerinde kayboldum her sana bakışımda.
Elini her seferinde tutuqumda sen benimsin sonunda diyorum aptalca.
Bir qün elin elimden kayacak.Belki ilk sen bırakacaksın elimi belki ilk ben.
Seninle o yürüdüqümüz yollar varya hani bana her seferinde bakıp
Seni seviyorum dediqin birbirimize sarılıp saatlerce oturduqumuz o park varya.
Hepsi hayalimin bir ürünü sen hiç bir zaman benim olmadın.
Sen her zaman karanlıqın ve kötülüqn tarafındaydın.
Beni oyalayıp hata yapmamı saqladın.
Aferin sana bunu kolayca başardın.
Hayatım qerçekten deişti qaliba hiç bir şey qeride kalmadı.
Senden,Benden ve sevqimizden başka.




Karakterler:
Kızlar.
[Dealdy]Nefes:
Kahkülleri düz ama saçının geri kalanı dalgalı kalçasına kadar qeliyo saçı biraz turuncu kapalı kahverenqi saçları var.Koyu kahverenqi qözleri var.Tahmin ettiqinizden de çok duyqusal asi kavqa etmeyi çok sever.1.75 boyunda .Pis alışkanlıkları yoqtur. (nihahaha)16 yaşında.Kafasına eseni dinler.
Pisikopattır.Yabancı şarkı delisidir.Kellan lutz hastasıdır.(bu özellik bana yahu)süper manyak erkeklerin ağzını akıtacak bi fiziği var.Pembe dudaklı.
[tuqchee!!!] Tuqçe:
sırtına kadar qelen düz kızıl saçları 1.70 boyunda acık kahverengi qözlü.İnsanlarla çabuk arkadaş olabilir.Çok seçiçidir.Alışveriş delisi bir kızdır.Rock dinler.şeker tatlı.17 yaşında.Çillop qibi hatun valla.robert pattinson hastasıdır. süper manyak erkeklerin ağzını akıtacak bi fiziği ve kırmızı dudakları var.
[handan]Nisan:
Zümrüt yeşili gözleri çikolata kahvesi dalgalı saçları var.Boy 1.72 duygusal olsun tatlı sevecen şeker.17 yaşında.Yemede yanında yat desem.Kafasına eseni dinler.süper manyak erkeklerin ağzını akıtacak bi fiziği ve kırmızı dudakları var
[(_ALiCe_CuLLeN_)]Sinem:
17 yasında omzunlarına kadar qelen sarı saçları mavi gözlü saçları lüle lüle aralarında siyah var 1.72 boyunda.İyi kalpli seksi zengin.süper manyak erkeklerin ağzını akıtacak bi fiziği ve kalın kırmızı dudakları var.
[_black_angel_]Heyra:
siyah saçlı siyah gözlü beyaz tenli 1.75 boyunda ketum biri içine kapanık...İyi kalpli seksi zengin.süper manyak erkeklerin ağzını akıtacak bi fiziği ve kırmızı dudakları var.
[sekerkiss07]Beyza:
16 yaşında.sırtına kadar sarı saçları qelen yeşil gözlü süper bir fizik uzun boylu 1.80 falan İyi kalpli seksi zengin.süper manyak erkeklerin ağzını akıtacak bi fiziği ve pembe dudakları var.Kaçık deli dolu ve Pisikopattır.Yabancı şarkı delisidir.Kellan lutz hastasıdır ve nefesle ikizdir.(pınar bu sana süpriz oldu dimi) yani lafın qelişi ikizler birbirine benzemeseler bile sözleri ve davranışları hatta dinledikleri şarkıları ya işte kısaca herşeyleri aynı ama aşk konusunda biraz farklılar yani qerisi bla bla bla birbirini tamamlıyorlar kısaca.Ancak bu kızın pis alışknlıkları var.Yani disco felan qitme yani kötü anlamyın sölim.
[gecenin kızı]Ebru:
Buqday tenli.17 yaşında.Beline kadar qelen siyah saçları ve mavi qözleri var.Süper bir kız.Çok bilqili teknoloji alanında hiç tahmin edemiyeceqiniz şeyleri biliyor ve yapabiliyor.Seksi şey xD uzun boylu incecik çıtı pıtı bir şey rock dinler.
[Spider1995] Deniz:
16,5 yaşında Saçları ve gözleri bal renginde. saçları dalgalar halinde omzunun ortasına kadar iniyor. Asi, çılgın ama arkadaşlarına karşı çok sevecen (onu sinirlendirdiğinizde arkadaş olup olmadığınıza bakmadan ağzınızın payını veriyor! ) Şarkı olarak kulağına ne hoş gelirse dinliyor. Ders notları süper ve sayısal dersleri çok seviyor. Zayıf ve orantılı bir vücudu var. Çocuklar onun peşindede koşsa o kimseye bakmıyor. Daha gerçek aşkını bulamamış zavallıcık! Ayrıca erkekelrden oluşan kendi çetesi var. Okulda terör estiriyor. NE kız ama!
''Çetedekiler
Ele başları: Deniz

Emre:
Pufuduk, kahve rengi saçları var ve basketbol takımında. MAviş gözleriyle etrafa kıvılcımlar gönderiyor. Bu çocuk hem tatlı hemde serseri!

Deniz(2):
SArı saçlara sahip. Yemyeşil gözleri var ve birisi D
DEniz dediğinde ona söylenmediğini anlayınca çok sinirleniyor. Oda basketbol takımında. Emre en yakın arkadaşı. Ve de çetenin en yumuşak başlı üyesi.
Samet:
Esmer tenli. Gür siyah saçları ve simsiyah gözleri var. Basketbol takımının kaptanı. Ama hayır kısa boylu değil 1.90. Çetenin en uzun üyesi. Rock takılıyor. En sevdiği grup Linkin park ve Deniz'in (bizim kız) en yakın arkadaşı. Bunlşlar kardeş gibi!


Vampirlerin fotoları:

[deadly]Ruh ikizi
Orkun:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


[sekerkiss07]Ruh ikizi
Bartu:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


[handan]Ruh ikizi
Doruk:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


(_ALiCe_CuLLeN_)Ruh ikizi
Efe:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


[_black_angel_]Ruh ikizi:
Tayfun:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



KIzların fotoları

[Dealdy]Nefes:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


[sekerkiss07]Beyza:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



[handan]Nisan:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


[(_ALiCe_CuLLeN_)]Sinem:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]




[_black_angel_]Heyra:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


[tuqchee!!!] Tuqçe:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


En son Psiko_Maniac tarafından Ptsi Haz. 07, 2010 12:24 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi (Sebep : ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD)
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  tuğçe Paz Haz. 06, 2010 1:04 pm

ay çok sevndm bunu atmana Very Happy
tuğçe
tuğçe
Admin

Mesaj Sayısı : 123
Kayıt tarihi : 05/06/10
Nerden : bursa

https://geceevigossipgirl.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  I love bayb Paz Haz. 06, 2010 1:39 pm

bende çok sevindim be Very Happy
I love bayb
I love bayb

Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 06/06/10
Nerden : istabuldan gelicen mi xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 1:51 pm

1.Bölüm
Buqün ailemle son qünüm annem beni hiç sevmediqim kuzenim sinem'in yanına qönderiyorlar.Babamla başbaşa bir dönem qeçirmek istiyorlanmış peh lan başbaşa bir dönem qeçirçeksiniz diye nie beni burdan qönderiyonuz öküzler bide beni hiç bir yere qöndermiyordunuz yoq neymiş bn sizin qöz bebeyinizmişim pışık külahıma anlat lan sen onu bide anne baba olacaktınız yazık size yazıkk.Sinem aslında iyi kız ama ne bileyim işte çok saf ya anladınız dimi? saf kız işte ve beni hiç kimsenin sinir edemeyeceqi bir şekilde sinir ediyor.Onu dövmek istiyorum ama olmuyo acıyorum acıkçası walla nese lan buqünden sonra onun yanında kalcaksam onu hiç bir şekilde üzmeyecek ve hiç bir şekilde onunla kavqa etmiceqim.Nokta....
"Nefes hazırmısın kızım?"
"Hazırım anne qeliyorum" annemin yanına qittim babam arabada bekliyordu.Arabaya bindik hiç kimse konuşmuyordu.Onlar başbaşa zaman qeçirmek için 1 hafta fln yazlıqa qiderlerdi ama beni 1 seneliqine cadaloz kuzenimin yanına qönderiyorlar onlara ne kdr kzqın olduqumu hiç bilemessiniz.Annem bu sessizliqi bozmak istedi ama bn onu susturdum
"Nefes bak..."
"Anne susarmısın lütfn biraz.....tamm sizi anlıyorum başbaşa zaman qeçirmek istiyorsunuz ama bn bu kadar seni sizsiz napıcam sölemrisiniz.Ben hiç bu kadar sizden uzak olmamıştım anne."
"Ahh canım emin ol orada bizi hiç hatırlamıcaksın.Kuzenin sinem ile eqlenince ordan buraya qelmek istemiceksindir cnm qüven bize."
"Anne baba anlamıyorsunuz.Sorunda bu zaten ya ondan başka hiç kimse yoqmş qibi beni onun yanına qönderiyorsunuz.O kız bnm sinirlerimi bozuyor" babam arabayı o kadar hızlı durdumuştu ki az kasın cama yapışıyordum.
"Nefes seni son kez uyarıyorum sinem hakkında bir daha böle konuşma o senin kuzenin onunla iyi qeçinmeye çalış tamammı.Bu konuda burada kapanmıştır 1 sene boyunca orada kalacak ve oradaki okulda okuyacaksın."
"Ama ba- sözümü annem kesti.Lanet olsun işte bu yüzen sizi sevmiyorum.
"konu kapandı küçük hanım anlıyormusun kapandı konu birazdan uçaqa binip istanbul'a qideceksin"
"Tamm anne pes ediyorum haklısın." yarım saat sonra hava alanında qeldiqimizde arabayı park ettik.Uçaqın kalkmasına 1 saat kalmıştı.Annem babam ve ben qidip dışarıda bir yerde oturduk.Ahh yeter bu kdr ya
"Anne baba yeter bu kadar yaa hiç biriniz beni anlamıyorsunuz."
"Anlamıyormuyuz?senin dilin çok uzadı küçük hanım sayqısız seni
"Baba ya beni sevdiqinizi sölüyorsunuz beni hiçbir qeziye döndermiyorsunuz arkadaşlarımla bir yere qitmeme izin vermiyorsunuz.Benim sizin qöz bebeqiniz olduqmu söleyip duruyorsunuz hepsi palavra asıl beni sevseydiniz beni hiç sevmediqim birinin yanına 1 sene boyunca qöndermezdiniz.Siz qerçekten anne ve babammısınız benim söleyin bumu anne babalık" baqırmıştım evet baqırdım cünkü çok kızqınım herkes bana bakıyordu.
"Ne var ne bokuma bakıyonuz." annemle babamın qözlerinin faltaşı qibi açıldıqını qörüyordum ama hak ettiler bunca sene boyunca hiç bir şey demeden kabl ettim herşei ama bu sondu.
"Biz hiç bir şey bilmiyorduk...senin böle düşündüqünü" dedi annem
"Bırak ya bilsen napıcaksın ki yine aynı sorumsuz anne yine aynı sorumsuz baba olacaksınız sizden qerçekten nefret ediyorum qerçekten." saatime baktım yarım saat kalmış kalksak iyi olacak bunlardan ne kadar erkan kurtulursam o kdar iyi olur."Hadi qidelim birazdan uçak kalkar." ucaqı binmeden önce annemle babama son kez baktım içimde bir his vardı neyin nese yahu bu his nese cnm kimin umrunda lan.2'side üzqün qörünüyorlardı öff be bananee üzülsünler.Ucaqa binip yerime oturdum.Kulaqıma ı pot'u takıp jeremiah lyrics-birthday sex şarkısını açtım qüzel ve yavaş bir şarkı elime bir kitap aldım.Birinin yanıma oturmasıyla yerimde şıçradım yanımdaki çocuk çok yakışıklıydı qözlerini bana dikmişti onu qörmemezden qelip kitap'a odaklandım.Yarım saat sonra baktım ki cocuq bana bakıyordu halamı yuh lan olum sn pisikopat felanmısın lan.I pot'u kulagımdan çıkarıp çocuqa döndüm.Çocuq dikkatlice beni izliyordu.
"Ne?neye bakıyorsun sen öle?"
"Güzelliqine." amn tanrım ahh bu çocuq bana qüzel mi dedi bu çocuqun kafasında var herhalde lan.
"Merhaba ben emre. snn adın ne?"
"bnde nefes"dedim ve bana doqru uzattıqı elini sıktım.Uçak hava alanına qirene kadar emreyle konuştuk o bana kendini anlattı.Bence çok yakışıklı bir çocuk.Kaslı olmasıda bir hayli hoş.
"eee nefes neden istanbul'a qeldin." qlümsemem yüzümden qitmişdi onun suratın 2-3 dakida boş boş baktıktan sonra qözlerimi elime diktim
"şey..annem ve babam beni kuzenimin yanına yolladılar."
"hım demekki sn bu kadar üzqün olduquna qöre onu sevmiyorsun."
"şey aslında sayılır.O yani sinem herkeze karşı çok iyi sevecen bir kızdır ama biz onun hiç iyi anlaşamayız." uçak hava alanına qirince beraber uçaktan indik.Onu arkadaşları anlamaya qelmiş olamlı ki cocuqlar ve kızlar bana tip tip bakıyordu.
"şey emre seninle tanışmak büyük bir zevkti.Neyse şimdi qitmeliyim belki sonra işte yada boşwer". aptal aptal aptal seni aptal.
"nefes bir dakika"
"evet?"
"şey telefon numaranı alabilirmiyim.Biliyorsun iste belki sonra beraber birşeyler yapabiliriz." ahh sonunda bnm diyemediqimi o dedi.
"evet neden olmasın ki"ona telefon numaramı verdim.Arkadaşları yada artık herneyseler buraya doqru qeliyorlardı.
"sonra qörüşürüz emre"
"kesinlikle qörüşeceqiz nefes" dedi ve qöz kırptı.Hey allhım bu çocuq ne böle yaa tambi pirinç lan.Ahanda sinem. onun yanındaki kim lan?sevqilisimi yoq canım olabilirmi?
"Nefess buradayızz kız"
"Gördüm" qidip ona sarıldım.
"Seni qördüqüme ne kdar sevindim hiç bilemessin" dedi sırıtarak
"ya eminim öledir."
"efendim"dedi saqır seni
"hiç hadi qidelim.bu arada bu çocuk kim ln"
"bu poyraz.Poyraz buda nefes sana bahsettqim kız"
"Merhaba nefes"
"sanada merhaba hadi qidek lan üşüdüm vallaa bu arada okullar ne zaman acılıyo?"
"5qün sonra canım"
"peki" arabaya binip eve qittik.Sinem'in bana qösterdiqi odaya qirdi eşyalarımı yerleştirdikten sonra assaqı yemeqe indik.Sinem evde tek kalıyor.Annesi ve babasını kaybetmişti çok zenqin bir kız hizmetçileri faln filan var işte.Yemek yedikten sonra bir duş alıp odama çıktım.Kendimi yataqın üzerine atıp kendimi rahat bir uykunun kollarına bıraktım.

2.Bölüm(felaket)
Buqün sinem'in çılıqıyla uyandım.Hemen odasında daldım.Aqlıyordu telefondaki biri ona sesleniyordu elinden telefonu aldım.
"Alo siz kimsiniz ve benim kuzenimi neden rahatsız ediyorsunuz"
"Merhaba ben doktor murat.Nefes hanım'a ulaşılamadı o yüzden sinem hanımı aradık" benimi? benimle bu adamın ne işi olabilirki
"Nefes benim size nasıl yardımcı olabilirim?" adam kısa bir süre durdu ve konuşmaya başladı.
"Nefes hanım size bir kötü haberim var lütfen sakin olun tamammı.
"evet sizi dinliyorum"
"Anneniz ve babanız kaza qeçirdiler ve....."durdu bu olamaz annem babam hyır inş. tahmin ettiqim şey deildir inş.
"ve? evet ve ne?"
"başınız saolsun" ne anneee baba? qözlerimdeki bireken yaşları bıraktım.Anne baba nasıl nasıl olur onlarla daha dün konuşmuştum onları nasıl kaybederim ben nasıl onlar hayatımdaki tek kişiydiler.dizlerimin baqcıklarını qözülüp dizimin üstüne çöktüm acı dolu bir çıqlık koydum ve aqladım.Göz yaşlarım sel oldu aktı.Sinem yanıma qelip bana sarıldı birlikte aqlıyorduk.Ne yapıcam ben ne?
"Hayır hayır hayır onlar ölmemi hayır ltfn ölmemiş olsun sinem lütfn daha dün konuştum onlarla ben daha dün sarıldım daha dün onlar la kavqa ettim ben."hıçkıra hıçkıra aqlıyordum.Şuanda siz benim hissetiqim duyquyu anlamayor olabilirsiniz.Ben acı çekiyorum.Evet hayatım deişiyor hemde bana acı çektire çektire.Ama böle olmamlıydı annem babam ölmemeliydi.Hepsi benim hatam kendimi hiç hak etmicem hemde hiç.Sinem'in annesi ve babasını kaybettiqi qün ona teselli olmuştum simdide o bana eski yaşamımda bana böle bir şey olacaqini söleseydiniz inanmazdım ama şimdii....Yapamıyorum dayanamıyorum.
5 saat sonra....
Artık aqlamak çözüm deil.Annem ve babamı istanbul'a qetireçekler bu qece yarın cenaze kalkacak.Anne sizi kendme affetiremedim.Sizi çok seviyorm.Neden allhım neden.Neden onları aldın benden onların yerine bni alsaydın neden allhım neden.Akşam bütün akrabalarımı arayıp cenazeden haberdar ettim.Eminimki hiç kimse benim kadar üzülmemiştir.Bak işte nefes istediqin oldu annene babana keşke ölseydinizde bende sizden kurtulsaydım diyip duruyordun bak işte oldu onlar öldü.Kendinle qurur duy seni seven 2kişiyi öldürdün.bu qece benim için zor olmuştu sabahtan beri aqlıyordum.Aqlamak çözüm deil dimi?evet ama yapıcak başka birşeyim yoq yarın ne yacaqımı bilmiyorum.Yenqem ve dayım bu akşam bize qeldiler ona sıkıca sarılıp aqladım..Yenqemde benim kadar çok üzqündü.Dayım ise dicek bişi bulamıyorum o kadar kötü qörünüyorduki.Yenqem doktor olduqu için bana uyuku ilacı vermesini istedim.İlacı içip yataqa qirdim uyukum qelene kdar hıçkırıklar eşliqinde aqladım.
********
Bu qünden sonra hiç birşey eski olmıcak deişmeyen tek şey benim aptallıqım olucak.Sabah saat'in 08:00'de uyandım.Balkona çıkıp etrafı izledim.İstanbulun qüzel kokusunu içime çektim.Benim hayatım bumu.Lanet qirsin bu hayatın canıcehenneme emi!daha çok erken yaşta yanlız kalmadım mı sinem 17 yaşında tamm ama büyük bn daha küçüküqüm ya 16 yaşındayım.Ama sandıqınızdanda duyqusalım.

3.Bölüm:
[bu kadar iyi olduqunu bilmiyordum]

Bu acıya daha fazla dayanıcak halim kalmamıştı.Yere dizlerimin üstüne düşüp aqlamak istiyordum.Beni bırakmayın diye arkalarından haykırmak.Ama yapamazdım.Her zaman yaptıqım şeyi tekrarladım yine.Acımı içime attım aqlamamak için kendimi zorladım ama olmadı nefile.
"Nefes iimisin?" kafamı kaldırınca sinem'in endişeli qözleriyle karşılaştım.Ama cevap veremedim çünkü aqzımı açsarsam olucakları biliyorum...Çıqlık atıp..Yere düzlerimin üste çökecektim...Tekrar hıçkırıklar eşliqinde aqlıcak sonrada bayılacaktım.Tıpkı küçük kardeşimi kaybettiqim zaman ki qibi..
"Nefes?huhu burdamısın kızım nefes"
"keşke burda deilde.O son mezarda yatıyor olsaydım." sinem bana sarıldı.qeri çekildiqinde qöz yaşları qözlerinden akıyordu.
"öle deme başka birini belki evet ama seni kaybetmeye dayanamam.Beni ne kadar çok sevmediqini bilsemde bn seni çok seviyor ve önemsiyorum.Hayatta sana deqer verdiqim kadar kimseye deqer vermiyorum.Seni seviyorum nefes sen benim kardeşim qibisin.Annenler seni yatılı okula qöndermek istediler ama bunu izin vermediqim için seni yanıma qöndermelerini istedim."
"Ne yatılı okulmu?"
"Evet tatlım yatılı okul belki seni buraya hiç çaqırmamalıydım o zmn annen ve baban ölmeyebilirdi."
"Sinemm sakın!sakın böle konuşma o snn suçun deil.Böle davranmamalıyım.Burdan hemen şimdi ayrılmak istiyorum lütfen qötür beni burdan sana yalvarıyorum."
"Sanırım onu qötürsen çok iyi olucak." bunu söleyen bir erkekti.Kim olduqunu bilmiyorum ama sesi ve vücudu süperdi.
-Kendinee qel nefes aşık olma sırası deil kızım!- çocuqun hemen arkaasından emre belirdi emre?
"emre?"
"Nefes?" o kadar şaşkındık ki herkezin bi bana bide emre baktıqına yemin edebilirim.
"Senin burda ne işin var sanırım ölen kişi yakınındı?" bişi sölemek için aqzımı açtım tam konuşacakken aslında ne sölicemi bilmiyordun ya o ayrı sinem imdadıma yetişti.
"evet çok ama çok yakınıydılar.Anne ve babası" emrenin qözleri fal taşı qibi açıldı -tek onun deil onun yanındaki yakışıklı çocuklarında öle oldu- emreye noldu bilmiyorum ama yüzü bir hayli küçümser oldu.yoqsa sn demi bana Ah çok yazık tek kaldın bu yaşında seni yetim mi dicekti? ama onun yerine hiç bir şey demedi.Gerçekten qaliba iyi qünün dostu kötü qünde belli olur. qibimi işte -ahh inanmıyorum sana anne ve babanın cenazesinde bile felsefeye zaman ayıra biliryorsun demek he tühh rezil! - ah tmm kendine qel nefes.Aptal qibi sırıtmayı bırak ltfnn özüne dön dön özüne. hey allhım yha.
"şey özür dilerim bilmiyordum.üzqünüm"
"önemli deil alışkınım yanlızlıqa annemle babam ölmeseydi belki burada yine tek başıma kalacaktım kim bile bilirdi.Nese şey sanırım bn biraz dolaşıcam.Sonra qörüşürüz."
"Emin olabilirsinki qörüşücez.." cenazede qöz yaşı dökenleri salak salak izleyip süzdüm çünkü başka bişi yapamadım.Bundan sonra hayatım deişicek yemin ederimki hiç bir şey eskisi qibi olmıcak içimden bunu kalbim haykırıyor.Aqlayan insanların arasında çıqlıkk atıp dikkati bana çekebilirdim.Sonrada o döktükleri qöz yaşlarının hepsinin bir yalandan olduqunu herkezin suratına haykırırdım ama deil konuşmak aqzımı bile oynatamıyordum.Nese ki cenaze bitti eve qittip kendimi odamdaki -yeni odamdaki yani - duşa attım sular vücudumdan assaqıya akarken oturup halime aqladım.Çektiqim acılara aqladım aqladım saatlerce aqladım.Banyadan çıktıqımda yemek tepsisiyle yenqemi karşımda buldum.
"sana bir kaç şey qetirdim canım atsındır diye düşündüm al bakalım." yemeqimi yataqımın üzerine koydu.
"yenqe aç deilim ama hazırladıqn için saol.sinem nerde.?"
"olmaz bak şimdi ye şunu oda senin qibi..." devamını qeiteremedi çünkü sinem elinde tepsiyle odama daldı.
"Sen yemezsen bnde yemem nefes."
"bn aç deilim bkın qerçekten çorba süper kokuyor ama aç deilim."
"nefes biraz yemek ye bk sinemle birlikte yiqin biz birazdan qidiyoruz.Tayfunları boz bıraktık keşke qetirseydik."
"hayır yenqe qidin biz başımızın çaqresine bakarız."
"tmm ama yemek yiceksiniz sözmü"
"tmm yenqe erkek sözü"
"aynen erkek sözü hala" hepimiz qülmüştük.Bn ve sinem dışarı çıkıp yenqem ve dayımı yolculadık.Sonra benim odama qelip yanıma oturdu yemek yemeqe başladık bir yandanda konuşuyorduk.
"nefes biliyorsun dimi şurada 2-3 qün kaldı okulun acılmasına"
"ah evet lanet olsun ki evet napıcaz?"
"nedmek napıcaz?qelmicekmisin okula"
"bu halde derslere qiremem qirsem bile hiç bir şey yapamm aklım onlarda olduqu sürece derslere katılamam"
"hey halinde ne var maş.taş qibisin" dedi ve elini qöqüsüme uzattı.
"Çek lan elini pis sapık" dedim ikimizde kahkalarala qülüyorduk.bir an kısa bir sessizlik oldu sessizlik benim hiç kaldıramıcaqım bişidir.
"Biliyomusun sen tanıdıqmdan da iyisin."
"nasıl yani?"
"şey yani yanlış anlama ama kimse bana bu kadar sayqı ve sevqi qöstermemişti.sen çok deişik bir kızsın yani seni fazla sevmiyor olabilirim ah pardon düzeltiyorum.seni çok sefiorum.Şuanda snden başka kimsem kalmadı sen benim kardeşim qibisin."
"evet aynı şey snn içinde qeçerli bebeqim."
"bebeqimmi?hey taraf deiştirdiqini hiç bilmiyordum ne zaman oldu.?"
"taraf deiştirme derken?" dedi tek kaşını kaldırıp ahh safım anlamadı.
"Şey iste dönme qibi.."
"Ney ney ney kız seni döverim ha bn öz be öz bir kızım tammı" yataktan bir yastık alıp bana doqru fırlattık.
"hey bu qün cenazedeki o çocukları nerden tanıyorsun.?"
"şey su emre'yle uçakta tanıştım yolculuk sırasında saolsun beni hep qüldürdü."
"demek o çocuk senin ilqi alanına qirdi he"
"yoq beea o çoçuk tipim deil."
"hah tipi deilmiş seni seven birinin tipi ne olması qerek lan"
"hımm ne bilim hiç düşünmedim sen peki düşündünmü?"
"hayır! o zaman düşün biraz lan bnde düşünim belki qerçek olur."
"hayal qücüne hayranım nefes."
"wallamı bnde hayranım seninkine o arqo lafların varya kopturuo beni"
"kızım aqzıma sıçıp sıçıp duruosun snn yüzündn bnde arqolu laf kullanamya başladım" uzun bir sessizlik oldu evet ikimizde düşünüyorduk.Aslında benim düşünmeme qerek yoktu.Ben Tam bir serqey hastasıyım(serqey yan sitedeki birtane hikayenin oyuncusuydu ve evet doqru o cocucqn hastasıyım)
"buldumm wala aslında düşünmeme qerek kalmadı hep sırf istediqim ama hiç sahip olamadıqım tamamen hayal ürünümden oluşan bir erkekeqim var."
"kim?"
"amn adı yoq hihihi isim bulamadım ama nese bak şöle bişi kaslı kolları siyah saçları ve mavi qözleri buday tenli olması süper olurdu.
"hey belkide böle biri vardır ve oda snn ruh ikizindir."
"ruh ikizimi?ah yapma lütfen tamm annemi babamı daha yeni kaybeetim sevqiyi hiç bir zaman bulamadım sevqiye daha doqru hiç inanmadım ama lütfen şu ruh ikizi muhabbetine qirmesek yoqsa kendimi şu camdan dışarı atıcam."
"ama kızım bi düşünsene yha he bu arada beyza seni qördüqüne sevinecek."
"aa evet kız onlardan bahsetmişken ikizim nasıl özlemişim onu?"
"iyi lan senin buraya qeleceqini öqrendiqi andan beri tatilde sürek mesajlar yazıyo snn yüzündn kıza sürekli küfür ettim yha."
"Dejavu bebeqim."
"ne javu ne javu?"
"dejavu diorum dejavu dedim ve öpücük sesi çıkardım."
"bide bana sapık dion snden ala sapık varmı lan sapıkların anası" sırttım qerçekten bu kızı çok sefiorum.hemde çok xD
"biliyorum."
"yüzsüzzz senii uyuss"
"böööö lan şu poyraz bozuntusu kim?çocuqu hiç qözüm tutmadı.
"nie halbuki o öle düşünmüyo"
"nasıl yani?"
"şey qaliba o çocuq senden hoşlandı"
"ha?o kazmamı ahh yapma lütfn o kim bn kim"
"ne qibi iyi çocuk"
"hey bnde biliyorum yani hissediyorum ama hiç qözüm tutmadı onu sanki"durdum ve sinem'in qözlerinin içine baktım.
"heyy"çıqlık attım.
"Noldu?lan nie baqırıyorsun?"
"Lann ibnee! sn sen..."
"evet ben bu arada ibne sensin lan"
"hey dostum aqır ol bakalım bk seni ikize derim ha dalarız orduqu toplar sana"
"pes ediyorumm tamam tamm neden çıqlık atıyorsun."
"sn uyuşturucu falan kullanmıyorsun dimi?" bir süre durdu.ne yoqsa kullanıyormuydu.?
"benn.şey yani..." ahamda kesin kesin kullanıyor.
"kullanıyorsun dimi doqruyu söle bana"
"hayır bir kere denedim ama hasta oldum bir kaç qün sonra bir daha asla kullanmadım sana yemin ederim ki."
"sana inannıyorum sinem ama neden kullandın ve kim verdi sana onu."
"şeyy...ııı...o"
"o kim lan?"
"lan işte.... devam etmeden sözünü kestim.
"hey hey dur bi dakika yoqsa poyrazmı?"
"Şey evet.Hayır!"
"Söle evetmi hayırmı?"
"ama bir şey yapmıcaksın tamm mı?"
"demekki doqru o vermiş sana dimi?"
"tamm pes evet o verdi"
"vay piç. qöstercem ben o salaqa"
"sakın bak bir kere oldu onun sayesinde aklım başıma qeldi birdaha ne olduqunu bilmediqim bir boku içmicem snde şunu kapat tmm mı ltfn?"
"lan damardan felan vermedin dimi?"
"hayır damardan nasıl veriliyoki"
"lan sn tam bi safsın"
durdu....sırttı ve söledi cici kız bu ya bn bunu kızı boşuna sevmiyorum bn iste bn
"biliyorum"
"evet her neyse napalım lan sinem"
"şarkı söleyekmi mikrofon odamda var müzik açalım beraber söleyelim"
"tamam"
"dur bekle bu arada okula qelceksin dimi?"
"hiç sanmıyorum."
yanıma qelip elimi tuttu ve qözlermin içine baktı.
"bak seni tekrar üzmek istemem ama dimdik bur bnm qibi bnde annemi ve babamı kaybettikden sonra çok stres yaşadım ama bunu arkadaşlarımın sayesinde atlattım.Bana şu okulun acıllıcaqı qüne kadar biraz zaman ver seni eqlendirip eski neşene kavuşturacaqım eger yapamassam karışmıcam okula istediqin zaman qelebilirsin ama şunu unutma ki."
"Pekala pekalaa tamm seni anlıyorum hadi biraz koplım sıkıldım artık"
"tamm dur beklee burda" dedi ve koşarak odamdan çıktı.Odamı ilk defa bu kadar rahat bir şekil inceliyordum.süperdi sinem qerçekten benim zevkimi biliyordu.Sakın bana bakmayın penbe veya mor qibi bişi bekediqinizi biliyorum ama bn onun aksine beyaz,kırmızı ve siyah'a boyatmıştım.Yataqım beyazdı.Bilqisayarım ve bilqisayar masamda dolapbım ve çalışma masamda siyahtı.duvar beyazdı.taban kırmızydı.Balkonun hemen yanında siyah mavi qitarım onun yanındada hemen punufuduklarım vardı.Duvarlarda kellan lutz'un ve meqon fox'un posteri vardı.Sonra sinem qeldi daldı desek tam bir sırıtışla karşmda durdu.
"noldu?ne bokuon kızım"
"hiç lan hadi qeldim."
"tamm tak sn neyi sölücez ki?"
"bn biliyorum bak hani int.qir ve rapzede yaz" [sizde qirip dinleye bilirsiniz]
"qirdim eee?"
"diyar pala ya tıkla aşşaqıya doqru in Şerefsiz feat. Sansar tıkla beraber söyleyek."
Nefes:
28 seneLik bombok hayatımda düzenbazLar arasında verdım kavga
Yüzüme güLüp arkadan tuzak kuranLar,herşeyin farkındayım asıL düşen onLar
Kimisi bana sözde yardım ettı özünde sahtekardı canıma yetti
Benim sahte dosta benim yeni bi dosta ihtiyacım yok bu sayfa kapandı siLindi...

Şuan kimseye zararım yok ama zorLama benı atar kafam yoksa
Beni sakın tek başıma sanma oyaLama benı adamLarını yoLLa..

Sen benim dostLugumu hak etmedın ŞEREFSİZ !!
Hep adam gibi deLikanLı gibi çok samimi yakLaştım iyi niyetımı suıstimaL ettınız ama bu sefer çok ayıp ettınız.. aga
adam gibi deLikanLı gibi çok samimi yakLaştım iyi niyetımı suıstimaL ettınız ama bu sefer çok ayıp ettınız.. aga

Yürümez bu işLer yaLanLa hep hikaye duyda ınanma,
Çıkar ortaya foyan zamanLa yaşadıgın hayat zaten hep paLavra
Herkes ettıgını buLacak herkes hak ettıgını görecek
Bu adam sizi adam diye tanır mı ? KötüLükLer yanınıza kaLır mı ?

Şuan kimseye zararım yok ama zorLama benı atar kafam yoksa
Beni sakın tek başıma sanma oyaLama benı adamLarını yoLLa..

Sen benim dostLugumu hak etmedın ŞEREFSİZ !!
Hep adam gibi deLikanLı gibi çok samimi yakLaştım iyi niyetımı suıstimaL ettınız ama bu sefer çok ayıp ettınız.. aga
adam gibi deLikanLı gibi çok samimi yakLaştım iyi niyetımı suıstimaL ettınız ama bu sefer çok ayıp ettınız.. aga
Sinem:
Bu evden çıkardım hep, tek gezerdim
erkek evinden de beter çok özelsiz
tüm planlar alandışı , hep sezerdim
çok akıllı, çok sinsi , çok güzeldi..
yek gelmem beklerken psikolojin yiter bitch
sektirmem sektirmedim iyi bilirsin ama
sekdirmem diye değil çok sekersin kim şerefsiz abi ya çok şekersin.
hiç bir yere gitmiyorum yemin ettim bilmiyorum ne olacağını bak finalde nedense ölmüyorum
o yüzden öldür oğlum fonefekti güldüm oğlum ağlıyorduk dün de oldu bitti şimdi bitti gitti
IQ farkımızdan ötürü kolay çözdüm işi kimi insanlara göre öyle hep triptir
bad triptir aklımız ve bir mezarda saklıyız
hastaneden önce orda kalbim attı sakladım..


"süperdi lann sesin manyak çıktı"
"evet lan seninde"
"nese bn yoruldum hadi bn çıkıomm uyucam birz"
"tamam yarın beni kaldırma sinem uyuyim biraz lan"
"tmm yarın akşam bizimkilere sölim bizde toplanak burda kalsınlar nasıl olur?"
"poyraz varmı?"
"Hayır o başka olun öqrencisi"
"ohh iyi be!"
"nese nese hadi iyi uyu iyi qeceler nefesim"
"wayy şimdi böle konuşuokk hee ne ara snn nefesin oldun"
"kardeşim olduqundan beri kız"
"tamm tmm hadi qit uyu yarın bir kaç işlerle uqraşak" o odadan çıktıktan sonra qecelqiimi qeydim aynanın karşınına qeçtim.
Kahküllerimi tarafım saçımı topladım ve yataqa qirdim yataqa qirer qirmez sanki benimle birlikte biri yataqa qirdi qibi bir his oldu hemen yatakda doruldum.Biraz oturduktan sonra qözlerimin yavaşça kapanmaya balşadı yerime yerleşip kafamı yastıqa kodum sonrada derin ama derin bir rüyalara daldım.


4.Bölüm:
[Boktan bir rüya]


Rüyamda denizin hemen önünde çimenlikte yatıyordum.Gözlerim kapalıydı yanı başımda biri belirdi.Kuş veya başka birşey die qözümü acma qereqinde bulunmadım ama biri saçımı okşayınca içime bir rahatlama hissi qirdi.Gözümü açtııqmda siyah saçlı kaslı iri yarı mavi qözlü bir çocuk duruyordu.17 18 yaşlarındaydı bana öle qüzel qülümsüyordu ki kendimi onun kollarına atmamakta zor duruyordum.
"hey sende kimsin?"
"seninim"
"ha?"
"senin ruh ikizin"
"ha tabi tabi anlıyorum.Bir çocuk rüyama qiriyor ve bana ruh ikizi olduqunu qölüyor eee başka?"
"qerçekten bunu sana kanıtlayabilirim istersen"
"aman yoq kalsın"
"ama ruhun öle demiyor."
"sanane be ruhumdan çocuqum.işine baksana sn"
"işim sensin snnle uqraşmak senin qüzelliqi izlemek."
"bk son kez söliyorum qeldiqin cehenneme qeri dön"
"yha cehennemden deilde cennetten qelmişsem"
"Ha? yha qerçekten bi siktir qit olum türkçen kaç senin."
"Benden etkilenmiyormusun?"haa ne mal ya bu cocuq tamam çok yakışıklı -evettt brad pitt veyada kellan lutz'danda yakışıklı olablir ama tekrar sölüyorum ruh eşi ile ilqlibir inancı veyada baqı varsa o kişi benm için önemsizdir.Nokta.
"Lan olum qitt qdiiorum"
"soruma cewap ver etkileniyormusun etkilenmiyormusun" sesindeki kafidefelik,çekiclik ve insana bakireliqini kaybettrmeye yetecek kadar yakışıklıkla bana qülümsüyordu.Ah bu cocuqa hayır snden etkilenmiyorum demek qerçekten mümkün deil.Hmde hiç.
"şey evet etkileniyorum ama şunu sakın unutmaki ruh eşi vb. şeylere inancın var qit bir rahibe ile iqlilen benim qibi biriyle deil"
"nie böle diyorsun sana kanıtlayabilirim"
"nasıl?"dememle aramızda o kadar mesafe olmasına raqmen 1 saniyede yanıma varmıştı.Beni bir eliyle kendine çekti ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.Dudaklarımdan yayılan enerji patlaması karşında ne yapıcaqımı bilmiyordum.Ama onu öpmek ve sonsuza dek kollarınn arasında kalmak istiyordum.Dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan konuştu.
"Seni seviyorum"
"bende" sonra dudaklarımın tekrar aralandı nefs aldıktan sonra dudklarımız tekrar birleşti bu defa eskisindende daha ateşliydi.Onun öpüşüne karşılık verdim bir elimi omzuna koydum dier elimi saçlarının arasında qezdirdim.Öle qüzel öpüyordu ki.Sanki qercekten cennetten çıkmış beyaz kanatlı bir melek qibi belirdi qözümün önünde kırpıştırınca hemen qitti.BELKİ BU RUH İŞİNE SON VERMELİYDİM.Ne kadar öpüşmemiz bir hayal ürünümden ibarette olsa rüyada olsa hiç etkisinden kurtulmak istemiyordumki taki.İKİZİMİN ÇITLAK SESİNİ DUYANA KADAR.
"İkizzzzzzzzzzzzzz ikiz ikiz ikiz"
"Hay *m*na kodumun korkuttun benii"
"ikizz ikiz seni çok özlemişim.çok deişmişsin ve çok qüzelleşmişsin."
"evet lan saol snde qüzel olmuşsun ikiz bnde seni çok özledim."
"tmm hadi qeyin qidiyoruz?"
"nereyeee
“alışverişeee kafa datıcaz kızım"
"hadiiii" dedi içeri qirerk sinem tuqçe nisan ve ebru qirerk içeri.
"vayy taş qibi olmuşsunuz kızlar"
"evet sıra snde boşuna qüzel qeyinmedik yani tamm mı biz” dedi tuqçe
"tmm çıkınn lann ikiz kal sn lan yarım lazım"
"buyur bebem"
"bebem mi?lan wallaa öle deme yalarım suratını"
"ıykkkkk.iqrençsin ikiz"
"biliyorum"
"Noluyo lan?kim kimin tikiyle oynuyo?" dedi nisan tuqçe sinem ve ebru nisan'ı qıdıklarken
"bırakın lan tikim var hee"dedi nisan
"yoqya aramıza qiren tikiyle oynanmadan kurtulmaz küçük hanım" dedi ebru. ve tekrar üzerine atıldı
"Kızın tikiyle oynamayın...." eee bunu devamını bn qetiricem dimi boşuna biz ikiz olmadık dimi?
"keseriz qötünüzü ona qöre"
"aynn öle ikiz."
kızları dışarı kovduk.sonra dolabıma qittik.Bu qün hava biraz acıktı qüneş yoqtu. o yüzdn siyah qeçindim siyah bluz ve mini siyah fırfırlı etek qeydim.Kahküllerimi taradımm sonra saçımı açık bıraktım belime kadar qelmesi bana bir ayrıcalık veriyordu.Düzleştiriciyle sacımı düzleştirdik.biraz siyah rumen biraz far ve birazda rujla hımmm... fıstık qibi oldum walla.
"ikizz sprsin yha"
"saol bebeim snde çok qüzelsin"
"tşkr tşkr" dedi ve önümde eqildi ikimizde kahkalara boqulduk.Kızlarla dışarı çıkmadan önce siyah uzun çizmemi qeydim.Meydanda dolaştıktan sonra alışveriz magazasına doqru yol aldık.Wallaa onlar bakıyolar bn qeziyorum nihahaha
"ikiz şu kıyafet nasıl lan bi denesene"
"benmi bunumu? ah yapma lütfn"
"hadi ikiz buqün kafa daqıtıyoz dene lan şunu"
"ver tmm tmm beklee burda"
"oki..."
"doki" ikimzde qlüyorduk.Kıyafeti deiştirip dışarı çıktım


[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


"ikiz sprsin" sinem
"evettt harikasın" heyra
"kesinlikle" ebru
"seni beqenmenmeyen kendini bok anbarında bulsun ikiz"
"saol ikiz"
"Akşam disco ya qidelimmi?"
"peki olur" dediqimde herkez bana saşkırarak bakıyrdu.
"nee? hani kafa daqıtıyorduk."
"sonunda be ikiz"
"evet özüne döndün sonunda kızım"dedi sinem çılqınca herkez qidip kıyafetlerini deiştirdi ve aynı anda birbirimizin kıyafetlerine bakıp wowww spr fln söledikten sonra kahkalara boqulduk.

[İKİZİM]Beyzanın sana özel lan bu uyuz xD
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Tuqçe
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Nisan
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ebru
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Sinem
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

heyra
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Deniz
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Çıktıktan sonra eve qeldik herkez kıyafetleri alıp içeri qirdi.Birer cafe içtikten sonra sinem başımızda belirdi.
"Heyy deniz'in doqum qünü varmış çaqrıo qidicez dimi?"
"Evet qidelim"
"evet evet qidelim"
"Tamm kızlar kesin artık qidioruz birazdan hazırlanmaya başlayın" die baqırdım.
"Katılıyorum ikiz sana" yarım saat sonra herkez hazırdı.Arabalara qittik.Ben sinem,berna ve nisan sinem'in arabasına bindik.Audi r8 büyüqünce bi tane almam lazım bundan kendime.

Auidi r8
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Heyra,Tuqçe ve ebru tuqçenin arabasına bindiler onların kide

Audi Üstü açık [AUDİ HASTASIYIM ÖZELLİKLEDE R8'LERİN]

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]




5.Bölüm[aman tanrım melekmidir nedir bu çocuk]
Yat:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Temmuz ayının serin bir Pazar akşamında bütün Kartal sahili insanlarla dolup taşmıştı. Marinaya geldiğimizde aradığımız tekneyi bulmak hiç de zor olmamıştı. Çünkü marinada bir tek ondan sesli müzik ve insan sesleri geliyordu.
Tekneye herkes davetli olduğu için ortalarda güvenlik görevlileri de görünmüyordu. yat o kadar güzeldi ki bir bakan bir daha bakıyordu. yata'a adım attığımda insanların çılgınlar gibi dans ettiklerini gördüm. Yerlerde gençlerin oturması için yuvarlak yastıklar ve koltuklar konulmuştu. Yastıkların önündeyse içki koymak için yer masalarından vardı. Her baktığım yerde mumlar ve ışıklandırmalar ile kolonlar vardı.Yat havasından parti havasına geçiş yapmıştı burası.
Herkes hoparlörlerden çalan yabancı müziklerle coşup eğleniyordu. Bende fırsattan istifade etrafı inceleyip tanıdık yüzler arıyordum. Partide tanıdık tanımadık herkesi görmek mümkündü. Ne de olsa okulun en popüler kızı Deniz idi.
“Selam kızlar, hoş geldiniz.”dedi Deniz bir anda önümüze çıkarak.
Saçlarını topuz yapmıştı,Çok qüzel ve çok seksi durduquna yemin edebilirim size.
“Eee, anlatın bakalım?” dedi kendi masasına doğru çekerek.
“Öncelikle doğum günün kutlu olsun.” Dedi Sinem.
“Teşekkürler canım.” Sinem’e sarılarak.
Daha sonra Sinem ona aldığı hediye paketini verdi.
“Neden zahmet ettin ki.”
“Olsun. Sana layık değil ama.”
“Düşünmen yeterli.” Dedi biraz yapmacık şekilde gülerek.
Hediye paketini açtığında önce sevinmemiş gibi yaptı ama sonra tekrar yapmacık bir şekilde gülüp teşekkür etti. Aslında aldığı hediye pek de kötü değildi Black Eye Peas grubunun en son çıkan ve herkes tarafından sevilen albümünü almıştı.
Sıra pasta kesmeye gelmişti. Bu sırada Denizin anne ve babası önde garsonlarla beraber gemiye çıktılar. Garsonların getirdiği iki katlı muzlu pastayı Deniz’in önüne getirdiler. Dileğini tutan Deniz, gülümseyerek mumları üfledi alkışlar arasında.
Bu sırada ben,heyra tuqçe,ebru,beyza,nisan ve Sinem boş olan sandalyelere oturup denizi seyrediyorduk.
“Nisan"dedim.“Neden hiç konuşmuyorsun?” diye sordum ona bakarak.
“İçimden gelmiyor.” Dedi sıkıntılı bir şekilde.
“Neden? Görende seni bu partiye zorla getirdiğimizi sanacak.” Dedim.
Daha sonra hoparlörlerden çılgın bir dans müziği çalmaya başladı. Gençlerin hepsi kalkıp dans ediyordu. Bende belki bir tanıdık görürüm diye etrafa bakındım.
Birden onu gördüm. Uzun boylu, siyahsaçları kulak arkası kesilmişti, beyaz tenli, heykel gibi duruşuyla insanın dikkatini çekiyordu. Yanında oturan altı erkekte kendisi gibi beyaz tenli ve heykel gibi duruşları vardı.
Onlara bakarken birden Sinem’in dürtmesiyle kendime geldim.
“Hadi dans edelim.” Dedi.
“Tamam.” Dedik bezayla aynı anda.
Hoparlörden en sevdiğim müzik Miley Cyrus’un Fly on the wall çalıyordu. Biz dans etmeye başladığımızda oturan bütün gençler teker teker kalkıp bize katılmaya başladı. Ben ve kızlar dans edip eğlenirken tekrar gizemli gruba baktım.
Aman Tanrım! Onlarda bize bakıyordu… ya da bana öyle geliyordu. Ama özellikle de sarışın çocuk resmen beni süzüyordu. Tekrar onlara bakmamak için arkamı döndüm ve kızlarla dans etmeye devam ettim.
Şarkı bitince tam yerimize oturacaktık ki David Guetta ile Akon’nun Sexy **Küfür ettiğim için kendimden utanıyorum.** adlı şarkısı çalmaya başladı. Kızlar hemen kolumdan tutup dans bitsine çektiler. Artık düşünün halimi; üzerimde gece kıyafeti ve ben dans pistinde kızlarla gülüşerek dans ediyoruz. Bu sırada tabii o gizemli çocuk da bana bakıyor. Tanrım! Gülümsedi mi o? Yok canım. Hem de bana bakarak gülümsedi. Bu… bu inanılmaz yaaa.
Şarkı bitince artık benden bu kadar deyip yerime geçip oturdum. Kırmızı şarap söylemiştim ama ilk defa içecektim, acaba içmesem mi diye düşündüm içmeyi tercih ederim.
Şaraptan bir yudum aldıktan sonra kızlara çaktırmadan etrafa bakınır gibi yapıp tekrar o gizemli çocuğa baktım. Hâlâ bana bakıyordu, göz göze gelince bana çok sıcak ve çekici bir şekilde gülümsedi.
Resmen içimde bir şeylerin eridiğini hissettim. Okuduğum kitaptaki kıza da böyle olmuştu. Tanrım! Resmen gülünecek bir haldeydim. Bende belli belirsiz bir şekilde gülümsedim ve hemen önüme döndüm.
“Neyin var İkiz? Yüzün pancar gibi kıpkırmızı oldu?” dedi ikizim kahkaha atarak.
“Yaa kızlar hemen bakmayın ama şu arkamızda oturan yedi erkekten siyah saçlı olan bana bakıp duruyor ve şimdi de bana gülümsedi.” Dedim utanarak.Hemen hepside sırayla tanıdık var mı bahanesiyle o tarafa baktılar.
“Lanet olsun!” dedi Ebru gülerek.
“Aynen.” Dedi Nisan’da onu onaylayıp
Birden hepsi de gülmeye başladı.
“Ne oldu kızlar?” meraklanmıştım.
“Sana bakan çocuğun yanındaki kahverengi saçları dikleştirilmiş çocukla göz göze geldim.” Dedi Sinem gülmeye devam ederek.
“Bende en sondaki sarı saçlı çocukla gözgöze geldim.” Dedi Ebru kıpkırmızı bir suratla bana bakarak.
Daha sonra hepimizberaber gülmeye başladık. Etraftaki herkes bize deli gözüyle bakıyordu. Bazıları da kesin sarhoş olduğumuzu düşünüyordur.
“Ama diğer ikisi hiç bakmıyorlar.” Dedim biraz şaşırarak. “Hem, fark ettiniz mi hepsi de beyaz tenli.” Dedim tekrar kızlara şaşkın bir şekilde bakarak.
“Evet, haklısın.” Dedi Nisan düşünür gibi yaparak.
“Sanki… sanki hasta gibiler.” Dedi.
Ben bu sözleri başka yerde de duymuştum galiba. Ama nerede olduğunu hatırlayamadım.
“Sizce Deniz onları tanıyor mudur?” diye sordum çekinerek.
“Bilmem.” Omzunun üzerinden arkaya bakmaya çalışarak söylemişti Ebru.
“Bence sormalısın Nefes.” Dedi Sinem Deniz’i etrafta ararken.
“Haklısın. Ama ya davetli değillerse, ya onları kovdurursa?”
“Bence yapmaz.” Dedi Tuqçe. Haklıydı da bir insan, eğlenmeye gelen ve hiçbir arıza çıkarmayan bu gençleri neden kovdursun ki.
Daha sonra Deniz’in bir çocukla konuşurken gördüm ve sandalyeden kalkıp yanına gittim.
“Deniz, üzgünüm konuşmanızı böldüm ama, şu bizim masanın arkasında oturan yedi genci tanıyor musun?” diye sordum çekinerek. Arkamı dönmeden yeri göstererek. Erkek arkadaşı ile arkamdaki oturduğumuz yere baktılar.
“Hayır Nefes. Ama eğer sarkıntılık yapıyorlarsa hemen attırayım.” Dedi adamları eliyle yanına çağırarak.
“Hayır hayır gerek yok. Bize bir zararları yok.” Dedim. Sesim biraz fazla yüksek çıkmıştı utandım.
“Pekâlâ.” Dedi şaşırarak. “O zaman… eğlenceye devam.” Son sözleri bağırarak söylemişti.
Daha sonra kızların yanına geçerken göz ucuyla onların masasına baktım. Tanrım! Hâlâ bana bakıyor. O kadar güzel gülümsüyordu ki kendimi ona bakmaktan alamıyordum. Beyza’nınbeni çekiştirmesiyle kendime geldim.
“Neler oluyor sana Nefes? Bakmasana şu çocuklara.” Dedi kızgın bir şekilde.
“Tamam bir daha bakmayacağım.” Dedim kendime gelmek için silkelendim.
Önüme döndüm ve kendi kendime gecenin sonuna kadar arkaya bakmayacağıma dair söz verdim. Bunu yapmak, arkaya bakmadan durmak o kadar zordu ki. Sanki… sanki bir güç sizi çağırıyor gibiydi.
Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes kör kütük sarhoş olmuş bir halde etrafta dolanıyordu. Bazıları ise sızmıştı. Ben ve dier kızlar birr kadeh içtiğimiz için bizi etkilememişti.
“nefes, artık kalkalım mı? Yarın evde temizlik var" dedi sinem bana uyukulu qözlerle bakarak
“Pekâlâ, hadi eve gidelim.” Dedim Sinem’e.
Daha sonra ayağa kalktık ve yerde sızan insanların üzerine basmadan Deniz’in bulunduğu yer koltuklarının oraya gittik. Arkamı dönüp baktığımda adamların orada hiç kıpırdamadan durup bize baktıklarını görünce hemen kafamı çevirdim.
“Deniz, canım biz gidiyoruz. Doğum günün kutlu olsun tekrardan.” Diyerek onu dürttüm.
“Ne? Ne oluyor?” dedi yerinde irkilerek.
“Tatlım biz gidiyoruz. Herşey için teşekkürler. Güzel bir geceydi ve doğum günün kutlu olsun tekrardan.”
“Teşekkürler Nefes’cim, umarım senin doğum gününde böyle olur.” dedi uyuklayarak.
“İyi geceler.” Deyip arabaya gitmek için marinanın girişine doğru yavaş adımlarla yürümeye başladık.
Otoparka geldiğimizde arabanın şoför koltuğuna geçtim ve anahtarı takıp kapıları açtım. Tam arabaya binecekken içimden gelen bir sesle başımı marinanın girişine çevirdim.
Tanrım! Bu çocuk sanki beni hipnotize etmişti. Ne zaman bu çocuk yakınlarımda olsa içimdeki his onun olduğu tarafa bakmamı emrediyordu. Ben bu düşüncelerle boğuşurken kendime gelmek için tekrardan silkelendim ve onların olduğu tarafa baktım.
Gizemli siyahlı ve arkadaşları ikiye bölünüp yan yana park etmiş spor arabalara biniyorlardı. Ama siyahlı çocuk bana bakmaya ve gülümsemeye devam ediyordu. Son model, siyah renkli, dört kapılı, Chevrolet marka bir jeep’e dört kişi bindi.
Diğer çocukla beraber benim gizemli adamım da jeep’in yanındaki gümüş renkli, tek kapılı Acura marka son model ve dünya’da bir tane bulunan (protatif) bir arabaya bindiler. Belli ki bunlar çok zenginlerdi. Yoksa böyle dünya’da bir tane yapılmış eşi olmayan arabayı ya da diğer jeep’i nasıl alacaklardı.
Ben bunları düşünürken Ebru’nunbeni dürtmesiyle kendime geldim.
“Nereye bakıyorsun sen yaa?”dedi baktığım yere bakarak.
Allaha şükür ki arabaların ikisi de çoktan gitmişti. Ama... ama ben düşünürken dalgın değildim ki, yani onlar giderken benim onları görmem gerekirdi. Bu çok garip.
“Hiiç... öylesine bakıyordum.” Deyip şoför koltuğuna geçtim ve Sinem’in de ön koltuğa oturmasıyla evin yolunu tuttuk.
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  tuğçe Paz Haz. 06, 2010 1:52 pm

süper lann ama okudum burları ama gene okumak süper olcak Razz
tuğçe
tuğçe
Admin

Mesaj Sayısı : 123
Kayıt tarihi : 05/06/10
Nerden : bursa

https://geceevigossipgirl.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 4:35 pm

6.BÖLÜM
[buqün onu qördüm acaba qerçekmiydi]

İSmini bilmediqim hatta tanımadıqım bir çoçuqu rüyamda qördüm.Sürekli qözlerimi kapadıqımda siyah saçları ve mavi qözleri qözlerimin önünden qeçiyor.Amannnn tanrım! bunu daha önce neden anlamadımm.Bu oynu dün rüyamda qördüm yakışıklıydı ama bu nasıl olabilirdiki.Bn alacakaranlıktaki alice qibi qeleceqi falnmı qörüyorum.Hadi onu bırak lan bn qaliba bn kafyı yiyorum qaliba.
Çatlak ikizim ve sinem'in ve dier kızların odama dalmasıyla yerimden sıçradım.
"hayy bitarafına koduklarmın yeter dalmayın odama paldır küldür lan.Belki müsayit deilim" dedim korkmuş bir sesle.
"hey neden yoqsa şu dün qördüqümüz çoçuklardan birsini akşam evemi attın he" bu ebrudandı.
"ikizzz eqer böle bişi varsa ve sn beni çaqırmadıysan kendini ölmüş bil kızım"
"hayır ikiz hem o çoçuklardan banane"
sinem omuz silkti.
"ama dün partide öle demiodun.Bak neler qetirdik sana" hepsine baktım üzerlerinde pijamalar vardı.Ellerinde mikrofonlar ve yastıklar vardı.Heyra elindeki müzik setini yere bıraktı ve qzül bir şarkı açtı işte şimdi anladım.Buqün qünlerden salıydı.Eee buda bizim bijama partimizdi.. ve ayrıca yastık savaşı herkez moron olmş bir şekilde bana bakıyorlardı.Çaktırmadan elime yastıqı aldım ve baqırarak onların üzerine atladım.
"YASTIKKK SAVAŞIIIIIIII" bn ve kızlar resmne uçmuçtuk.Hem çıqlık atıyorduk.Şarkıya eşlik ederek kafalarımıza yastıkları qeçiriyor ve çılqınça dans ediyorduk.Yataqım resmen daqılmıştı.Yastıkların içindeki kuş tüyleri hava uçurak yere konuyordu.Sanırım dışarıdan birisi buraya baksa 'bok abbarına' benzediqini sölerdi kesinlikle.2 saat boyunca eqlendik.Sonra temizlik kahvaltı fln filan derken akşam 8:30 oldu.Odama biraz dinlenmek için çıkmıştım.Yarım saat sonra uyukum kaçtıqı için kızlların yanına indim.
"yemekte ne var kızlarım"dedim qülerek
“Ayy inanmıyorum resmen annem gibi konuştun be nefes.” Dedi heyra yakasını silkerek. Belli ki annesinden çok çekmişti bu konularda.
“Özür dilerim canım ama... sizleri çok özledim.” Deyip boyunlarına sarıldım. Neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyorum. Sanki hastayım ve ölecekmişim de ‘onlara son bir kez sarılayım’ demişim gibi oldu.
Bu hareketime şaşıran kızlar bana ‘bu kız kesinlikle delirdi bence onu akıl hastanesine yatırmanın tam vakti’ dermiş gibi bakıyorlardı.
“Merak etmeyin kızlar daha delirmedim. Ama delirirsem ilk önce sizin haberiniz olacak.” Dedim gülerek.
Yemekten sonra kızlarla beraber sofrayı topladıktan sonra onlar içeriye televizyon izlemeye gittiler. Bende meyvaları soyarken mutfağın bir anda çok sıcak olduğunu fark ettim ve pencereyi açıp perdeyi kenara ittim böylece içeriye rüzgâr girebilirdi. Meyvaları soyarken birden içimden bir ses pencereye bakmamı söyledi.
Genelde içimden bir ses şunu bunu yap demez ama. Herneyse pencereye baktığım anda partideki çocuğun resmen yüzünü gördüm. Korkudan çığlık atarak yanlışlıkla bıçakla parmağımı kestim. Bunun üzerine tekrar pencereye baktığımda hiç kimse yoktu. Çığlığımı duyan kızlar mutfağa geldiklerinde parmağımı kestiğimi görünce dalga geçmeye başladılar.
“Ne o? Yoksa meyva bitti de bize kendini mi meyva olarak sunmaya karar verdin?” diye sordu Sinem gülerek.
“Ha ha ha! Çok komik değil mi Sinem? Sadece yanlışlıkla parmağımı kestim o kadar.” Dedim sinirli bir şekilde. Tamam gerçekten komikti kabul ediyorum, ama o anda gerçekten çok sinirlenmiştim. “Herneyse kızlar, sizlere yemekten sonra nette gördüğüm üç kişinin resimlerini gösterecektim. Tanıyıp tanımadığınızı öğrenmek için. Çünkü bana tanıdık geldiler.” Dedim parmağıma yarabandı yapıştırırken.
“Tamam göster bakalım.” Aynı anda söyledikleri için önce birbirlerine şaşkın bir şekilde baktılar ve sonra yanıma gelip sandalyelere oturdular.
Bilgisayarın ekranını onlara doğru çevirip resimlerdeki üç genç çocuğu gösterdim.
“Bu çocukları tanıyor musunuz kızlar?” diye sordum ve de içimden tanısınlar diye dua etmeye başladım.
“Neden soruyorsun ikiz?” dedi ikizim meraklı gözlerle.
“Çünkü bunların üçü de dün gece kaybolmuş, hem de bizim gittiğimiz partinin yakınlarında.” Dedim ikisinin de yüzlerini inceleyerek.
Bana ‘eee, ne olmuş?’ der gibi bakıp devam etmemi işaret ettiler. “Anlasanıza işte, bunları tanıyor muyuz, tanımıyor muyuz? Bana bunu söyler misiniz?” dedim artık kızmış bir şekilde.
“Pekâlâ.” Dedi heyra ve çocukların yüzlerine daha dikkatli bakmaya başladı. “Tabii ya şu kumral rengi saçları kısa ve dik olan Cenk. Hani bir ara çıkmıştınız ya burdaya kısa süreli qelmeye kaldıqında ”
“Hatırladım.” Tabii yaa nasıl hatırlamadım ben onu. 1hafta felan çıkmıştım onunla. Ayrılmamızda beni aldatmasıydı.
“Diğeri de, şu siyah saçları dik olan da Serhat., hatırladın mı?”
“Evet, şimdi hatırladım. Kabadayı gibiydi.” Dedim gülerek. Gerçekten de kabadayılara çok özenirdi.
“Ama diğer çocuğu yada adam mı desem, onu tanımıyorum maalesef.” Dedi üzgün bir şekilde.
Sinem de üzgün görünüyordu, ne de olsa onları burdan tanıyorlardı. Peki ama onları kaçıran kişiler kimlerdi acaba? Beni tanıyan birileri miydi yoksa? Saçmalama nefes yaa. Senin birine bir şey yaptığın olmadı ki tanıdıklarını kaçırsınlar. Daha sonra bu düşüncelerden kendimi sıyırıp odama gittim ve okuldaki ve okul dışındaki arkadaşlarımla çekilmiş olan resim albümünü elime alıp sayfaları karıştırmaya başladım. Eğer bu adamı tanıyorsam o zaman bu albümün içinde de muhakkak onun resmi olmalıydı. Çünkü çok unutkan olduğum için bütün arkadaşlarımın ve ailemin resimlerini çekip altlarına da isimlerini yazarak albüme eklerdim.
Tam düşündüğüm gibi bu çoçuk benim eski sevgilim Hulusi idi. Demekki o da beni takip ediyordu ve o partiye de benimle konuşmak için gelmişti. Ama öyle bir şey olsa beni evimde de bulurdu, o zaman deniz’in arkadaşı demektir. En iyisi bunu deniz'e sormak başka türde onun neden o partide olduğunu anlayamam.
Daha sonra laptopu odama götürdüm ve kızlarla beraber film izlemek için televizyonun karşısına geçtik. Sinem yeni bir film almıştı ve mutlaka izlemek istediğini ve bizim de izlememizi istedi. Filmin adı da kendisi gibi korkunçtu ‘Testere’
Filmin konusu o kadar korkunçtu ki; adamın biri, bir grup insanı kaçırıp türlü türlü işkencelerle onları ölüme terk ediyordu ve kurtulmaları içinde şans veriyordu. Ama şansları da o kadar kolay değildi. Bazılarında ameliyatla kilidin anahtarını gözüne koyup elleriyle gözünün içinden anahtarı almasını istemesi gibi iğrenç işkencelerdi. Filmin yarısında mide bulantısından ve korkudan izlememek için uykum var deyip odama gittim.
Odama girip kapıyı da kapatarak çalışma masamın üzerinde duran notbook’u açtım ve nete girip kaybolan insanları araştırmaya başladım. Tam bu sırada çalan telefonun sesiyle birden yerimden fırladım, arayan yenqemden başkası değildi.
“Alo?”
“Ahh nefes, nasılsın kızım?”bana kızım demesini seviorum bni kendi çoçuqu qibi qörüyor.
“İyiyim yenqe, sen nasılsın?”
“Ben de iyiyim, nasıl gidiyor işler?”
“İyi gidiyor yenqe.her zamanki şeyler.hilal nasıl?”
“İyi o da seni çok özlemiş. Neden hiç uğramıyor bize diyor.”
“İşten fırsat bulunca geleceğim söz veriyorum yenqe.”
“Tamam tatlım. Neyse benim kapatmam lazım belki işlerin vardır.”
“Tamam yenqe sonra görüşürüz.”
“Görüşürüz kızlara selam söyle.”
“Onların da selamı var.” Dedim ve telefonu kapatıp nete girdim.
Nette google’a girip sabahki siteyi ararken gördüğüm bir haber dikkatimi fazlasıyla çekmeyi başarmıştı. Başlıkta şöyle yzıyordu. ‘BEDENLERDEKİ DİŞ İZLERİ’ bu başlık daha şimdiden insanın tüylerini diken diken etmeye yetiyordu.
Habere göre bazı bölgelerde kaçırılan insanların bir veye iki hafta sonra cesetleri bulunuyormuş. Cesetlerde ilk dikkat çeken şey ise hiç kan olmamasıymış. Ama ölen cesetler kan kalmadığı zaman direkt olarak kokmaya başlarlarmış ama bu cesetlerde koku belirtisi yokmuş. Bazı görgü tanıklarının anlattıkları olaylara bakmaya başladım. Bir tanesinde şöyle yazıyordu.
Birinci resimdeki cesedin, boyun ve vücut kısmında diş izleri vardı. Altındaki açıklama da şunlar yazıyordu: ‘Ceset bulunduğunda vücudunun bazı yerlerinde ısırık izleri bulunuyordu. Cesedi bulan komşulardan birinin yaptığı açıklama şok etkisi yarattı.
‘Gece yarısı karım ve ben uyurken dışarıdan gelen acı bir çığlıkla yerlerimizden fırladık ve neler olduğuna bakmak için elime aldığım tabancam ile dışarı çıktım. Çığlık yan komşumuzun bahçesinden gelmişti. Bahçeye girdiğimizde karanlık bir köşede dört tane gölge gördüm. Gölgeler, yerde yatan birinin üzerine doğru eğilmiş bir şeyler yapıyorlardı. Bende seslendim ve orada ne yaptıklarını sordum. Onlarda ayağa kalkıp bana baktılar ve sanki kurt köpeğiymiş gibi bize hırlayıp bir anda ortadan kayboldular, sanki... sanki hayalet gibi yok oldular ortadan. Daha sonra yerde yatanın yanına gittik ve onun ölmüş olduğunu anladık. Ölen kadın çok soğuktu ve bembeyazdı. Çoktan ölmüş gibi duruyordu ama bizim duyduğumuz çığlık ise yeni olmuştu. Ayrıca kadında da bazı bölgelerinde diş izlerini fark ettim. Bunların hayvan olmadığı çok belliydi çünkü insanlar gibi iki ayak üzerinde duramazlardı. Bunları yapan kişilerin hemen bulunmasını istiyoruz. Resmen hayatımız tehlike altında.’ Diyordu.
Bu olaydan sonra adam ve karısı psikolojik yardım almaya başladıkları yazıyordu. Birkaç olay daha bunun gibi idi. Ama bana göre asıl garip olan şey, bu olayların yurtdışında olduğu kadar Türkiye’de de olmasıydı. Amerika ve diğer ülkelerde o kadar garip olaylar oluyordu ki artık oradan gelecek olan haberlere pek aldırmıyordum.
Daha sonra Laptop’ı kapatıp yatağıma geçtim ve ikinci kitap New Moon’u okumaya başladım. Şu anda kitapta kaldığım yer Bella için yapılan doğum günü partisi idi. Partide kızın açtığı hediye paketinin kâğıdı parmağını kesiyordu. Bunda ne gariplik var diyorsunuzdur. Evet, gariplik yok ama bulunduğunuz ortamda yedi tane aç vampir varsa bu büyük bir sorun demektir. Ama bu kan kokusundan tek etkilenen Jasper adındaki en son vejeteryan olduğu için korkulacak bir şey yok.
Bir anda okuduğum kitaptan başımı kaldırdım ve düşünmeye başladım. Isırık izleri, ortadan kaybolmalar, köpek gibi hırlamalar.
“Tabii ya.” Dedim birden yataktan fırlayarak. “Bunu daha önce neden anlayamadım ki, bunları yapanlar aslında vampirlerdi.”
Başucumdaki saat geceyarısını gösteriyordu. “En iyisi işyerine gidince öğle yemeğinde nette bunu araştırayım.” Daha sonra yatağa uzanıp kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım..

7.BÖLÜM

Sabah kızların yine başımda bitmesiyle uyandım.Buqün kahvaltıyı yaptıktan Yemekten sonra gene her zamanki gibi en önce masadan kalkan ben oldum. Direkt büroya çıkarak hemen bilgisayarın önüne geçtim. Acele etmem gerekiyordu, onlar hakkında her şeyi öğrenmek zorundaydım. Eğer gerçekten vampirler varsa ve burada yani Türkiye’de dolaşıyorlarsa her an karşıma çıkabilirler demekti. Onlar karşıma çıktıklarında da beni öldürmeden önce benim onları öldürmem gerekiyor demektir. Ve bunun için bütün bilgilere ihtiyacım var.
İnternetten google’a girip arama bölümüne ‘Vampirler hakkında bilgiler’ yazıp aramaya başladım. Karşıma çıkan ilk sayfaya tıkladım ve açılan sayfada vampirler hakkında bütün bilgileri bulabileceğim bir site çıktı. Sitede gördüğüm her şey beni şok etmişti; filmler, kitaplar, rivayetler ve benzeri daha bir çok açıklayamadığım bölümler vardı, bazıları o kadar ürkütücüydü ki okurken tüylerim diken diken olmuştu.
Sitede, bazı ülkelerde meydana gelen vampir olaylarından bahsediliyordu. Benim dikkatimi çekenler ‘Kayıtlara Geçmiş Vampirler’ başlığının altında yazan olaylardı.

‘Blow Çobanı: Bir zamanlar Blow kasabasında yaşayan bir çoban, bilinmeyen bir nedenden ötürü ölür ve gömülür. Gömülmesinden birkaç gün sonra, geceleri ortaya çıkmaya ve önüne gelen herkese saldırmaya başlar; ve saldırdığı herkes 8 gün içinde ölür. Gece baskınlarının sayısı artınca, halk çobanın mezarını açar ve kalbine bir kazık saplayarak tekrar kapatırlar. O gece, çoban çok daha öfkeli ve saldırgan olarak tekrar ortaya çıkar - elinde kalbine saklanan kazıkla birlikte. Artık çok korkmuş olan halk, ertesi gün cesedi mezarından tekrar çıkarır ve ateşe verir.’

‘Arnold Paul: 1700 yılında Medvegia'da doğmuştur. 1727 yılında genç bir asker olan Arnold Paul, Belgrad civarındaki kasabasına geri döner ve askerliği boyunca biriktirdiği parayla bir ev alıp evlenir.
Arnold'un üzerinden asla atamadığı melankoninin sebebini uzun bir süre boyunca merak eden karısına Arnold en sonunda gerçeği açıklar ve askerliği sırasında uzak bir kasabada boynunu ısıran ve kanını emmeye çalışan bir vampirle mücadele etmek zorunda kaldığını söyler.
Vampiri mezarına kadar takip edip onu öldürmeyi başardığını, ve bir vampire dönüşmemek için söylentilerden öğrendiği gibi vampirin mezar toprağından yediğini, kanından içtiğini ve yaralarını vampir kanıyla yıkadığını itiraf eder.
Bu itiraftan sadece birkaç gün sonra, Arnold oldukça yüksek bir saman yükünün tepesinden düşer ve 3 gün sonra can verir. Gömülmesinden bir ay sonra köy halkı, Arnold'un geceleri dolaşırken görüldüğünü söylemeye başlar. Onunla direkt temasa geçen kişilerse birkaç gün geçmeden ölürler.
Birkaç gece saldırısının ardından, konu yetkililere iletilir. Arnold'un mezarı açıldığında bedeninin hiç bozulmadığı ve dudağının kenarlarında taze kan kalıntıları bulunduğu görülür. Arnold'un kalbine bir kazık saplanır ve Arnold yüksek sesle haykırır; bunun üzerine bedeni yakılır. Aynı işlem, Arnold'un saldırısı sonucu öldüğü söylenen kişilerin bedenlerine de uygulanır. Olaydan beş sene sonra, 1731 yılında, aynı bölgede gece saldırıları tekrar başgösterir. 3 ay işçinde 17 kişi saldırıya uğrar. Yetkililer tarafından ifadeler doğrultusunda açılan bir takım mezarlarda vampirlere rastlanır. Bu yeni vampirler de yakıldıktan sonra, bölge tekrar huzura kavuşur.
Bu olay hakkında aralarında askeri doktorlar ve yöneticilerin de bulunduğu tanıkların verdiği ifadeler, bir takım dosyalarda hâlâ saklanmaktadır.’
Tanrım, bu okuduğum olaylar beni gerçekten de çok etkiledi. Tamam vampirlerin varlığına hep inanmışımdır ama... ama bu okuduklarım gerçekten de inanılmayacak kadar şaşırtıcıydı. Demekki bu vampirler varsa o zaman kayıp olan üç sevgilimi de kaçıranlar onlardı. Ama onları neden kaçırsınlar ki? Beni nereden tanıyor olabilirler? Yani onları kaçırmalarında bir neden olmalı? Benim vampirlerle bir geçmişim olmadığı için onları kaçırmaları da bana saçma geliyor doğrusu. Neyse ben araştırmaya devam etsem iyi olur bakalım başka neler çıkacak?

‘Peter Plogoyowitz: Kisolova adındaki bir Macaristan kasabasında yaşayan Peter Plogoyowitz, ölümünden 3 gün sonra geceyarısı kasaba sokaklarında yürürken görülür. Zaman içinde Peter, insanlara saldırmaya ve 24 saat içinde ölmelerine neden olmaya başlar. Bu olaylar üzerine yetkililere başvuran kasaba halkı, Peter'in cesedinin incelenmesi için gereken izni alır ve mezarı açarlar. Peter'in cesedinin bozulmamış bir halde olduğunu gören halk, kalbine bir kazık saplar ve taze kanın her yere fışkırmasını hayret ve korkuyla izler. Peter'in bedeni yakıldıktan sonra, kasabadaki kabus biter.’
Bütün yazılarda vampirlerin kazıkla değil, parçalanıp yakılarak ölebildiklerini yazıyordu. En iyisi bu bilgileri unutmamak olacak, ne de olsa üç erkek arkadaşım da kaçırılmıştı ve eğer onları kaçıranlar bu vampirlerse o zaman onları öldürmek zorunda kalacağım. Ve eminim ki bu gece bazı olaylar olacaktır. Eğer onlar vampir ise bu gece benim dışarıda olup bunları görmem lazım.
Daha sonra bilgisayarı açıp, nete girip, sabahki siteye girdim ve oradaki bütün yazıları okumaya başladım. Birden dikkatimi kırmızı dekolteli ve biraz da eski olduğu belli olan kıyafet giymiş bir kadın çekti. Resmin üzerinde yazan yazı dikkatimi daha bir çekmeyi başarmıştı. ‘Kanlı Kontes’ yazıyordu kan kırmızısı ve büyük harflerle.
Kendimi bir an vampir avcısı Buffy gibi hissettim ya da Anita Blake de olabilir. -Ben çok komiğim yaa.-
Sitede yazanlara göre altıyüzden fazla kızın katili olan Elizabeth Bathory adında bir kızın hayatını anlatıyordu. Bu kız yirmili yaşlarındayken ilk kurbanı hizmetçi bir kızmış. Devamında ise şöyle diyor;
‘Bir gün, genç bir hizmetçi kız, Elizabeth'in saçını tararken yanlışlıkla biraz çeker, ardından çok sert bir tokat yer, burnundan akan kan Elizabeth'in eline gelir ve o, kızın güzelligini aldığını düşünür. Ardından erkek uşağı Johannes Ujvary'e kızı soymasını söyler ve kızın kollarını bir fıçının üzerinde tutarken atar damarlarını kestirtir. Genç kız öldükten sonra Elizabeth bu kanla banyo yapar.
Artık genç kalmanın yolunu bulduğunu ve vampirizim ile gelen bu kanın hayatı olduğunu düşünür... Bundan sonraki 10 yıl içerisinde Elizabeth Bathory'nin yardımcıları ona birçok güzel kız getirdiler. Sadece o çevreden değil birçok başka şehirden de köle adı altında getirilen kızlar, kanlarının banyo yapmak için kullanılacağını bilmeden kaleye gidiyorlardı.
Elizabeth, bir süre sonra Dorotha Szentes(Darko) adlı gerçek bir büyücüden büyü ile ilgili bilgiler almaya başladı. Bunun üzerine Darko Elizabeth'in sağkolu oldu. Bunun dışında eski hemşiresi Iloona Joo, erkek uşağı Johannes Ujvary ve Anna Darvula adlı hizmetçi kız da ona yardım ediyordu. Onların da yardımı ile Cetjhe Kalesi tüm kötülüklerin merkezi olmaya başlamıştı.
Elizabeth daha çok genç kızları seçiyordu. Kızları bağlayıp, ayak parmaklarının arasına yağlanmış kağıtlar koyup önlerinde ateş yakıyordu. Bir şekilde ateşten kaçmak için kıvranan kızların ayakları alev almaya başlıyor ve sonra tüm vücutları yanmaya başlıyordu. Bilinen bir başka işkence yöntemi ise, kızların ağızlarını, çeneleri birbirinden ayrılana kadar çekmesi idi. Huyu iyi olduğu günlerinde kızları soyarak erkek misafirlerin önüne çıkartıyordu.
20'li yaşların sonuna doğru iki kızından ve bir oğlundan sıkılan Elizabeth, onları evlatlıktan reddetti ama onları bu işkence ortamının içine sokmadı. Yıllar geçtikçe masum kızların kanına olan ihtiyacı gittikçe artıyordu. Yeni işkence yöntemleri geliştirmişti. Mesela kızları tamamen bal ile kaplayıp onları böceklerin ve arıların önüne atıyordu.
Bir başka işkence yöntemi ise soğuk su yöntemi idi. Esir aldığı kızları çıplak olarak sıfır derecenin altında, soğukta, buz gibi suyla, donarak ölene kadar yıkıyordu. Kocasının ölümünden sonra, kendisiyle ve güzelliğiyle daha fazla ilgilenmeye başladı. Ardından onu gençleştirdiğini düşündüğü kan banyoları başladı. Kaleye getirilen kızların kanlarını emiyor, açılan yaralarındaki etleri yiyordu. Kontes, Alman saatçilerinden ve demircilerinden işkence aleti sipariş ediyordu.
Bir süre sonra Csetjhe Kalesi tamamiyle bir işkence merkezi haline gelmişti. Çivili kafeslerde kızları öldürüyor, onun için özel yapılmış bu kafeslerin altına girip, kanın akması için yapılan delikten banyo yapıyordu. Elizabeth bazen iç güzelliği için onların kanlarını da içiyordu. Bir süre sonra artık bu basit köle kızların kanlarının bir işe yaramadığını düşünen Kontes, daha asil ailelerden köleler almaya başladı.
Elizabeth'in terrörü uzun yıllar devam etti. Kurban listesi gün geçtikçe artıyordu. Kontes kurbanların isimlerini çalışma masasındaki defterine yazıyordu. Cesetler kalenin koridorları altında yakılıyor veya ormana atılıyordu. Genç kızlar eğitim veya çalıştırma adı altında kandırılarak kaleye getiriliyorlardı.
Kırk yaşına yaklaşmıştı ve yavaş yavaş yaşlandığının belirtileri ortaya çıkıyordu. Ne yaparsa yapsın bunları ortadan kaldıramıyor ve güzelliğini kaybetmeye başlıyordu. Bununla beraber Elizabeth yavaş yavaş çevre köylerde de konuşulmaya başlanmıştı. Hakkındaki ve Csetjhe kalesi hakkındaki dedikodular Macaristan imparatoruna kadar ulaşmıştı. Bunun üzerine imparator tarafından, Elizabeth'in başbakan olan kuzeni Kont Cuyorgy Thurzo'ya kaleye baskın düzenleme görevi verildi.
30 Aralık 1610'da Elizabeth'in kuzeni tarafından yönetilen bir grup asker Csetjhe kalesi'ni gece bastılar. Hepsi kaledeki korkunç görüntüden şaşkına döndü. Ana holde yatan bir kız cesedinin kanının emildiği anlaşıldı. Bir başka tarafta vücudu delinmiş ve hala canlı olan bir kız yatmaktaydı. Daha sonra keşfedilen zindanda ise bazısı işkence görmüş birçok kız hücrelerde beklemekteydi. Kalenin altında yaklaşık elli ölü kızın cesedi bulundu...
Kale basıldıktan sonra Elizabeth'in yardımcıları da cezalandırıldı. Parmakları kesilerek ateşe atıldılar ve kazığa bağlanarak yakıldılar. Elizabeth cezasını da ağır bir şekilde çekti. Hayatı boyunca kendi kalesinde neredeyse tamamı duvarlarla çevrili bir odada kalacaktı. Odada sadece bir delik açılmıştı, o da yemek vermek ve hava almasını sağlamak içindi.
Bir gün yemek vermeye gelen görevlilerden biri Elizabeth'e verdiği yemeğin hâlâ aynı yerde olduğunu ve dokunulmamış olduğunu farketti. 21 Ağustos 1614'de, elli dört yaşındaki Elizabeth Bathory ölü olarak bulundu...
Elizabeth Bathory'nin kapatıldığı kule şu anki Slovakya'da bulunmaktadır. Tüm yaptıkları ve suçları da Macaristan devlet arşivinde yer almaktadır. Elizabeth Bathory'nin ölümünün ardından kale boşaldı ve terkedildi. Kontes Bathory ailesinin mezarlığına yerleştirildi. Elizabeth Bathory tüm bu yaptıklarıyla ilerki zamanların da ilham kaynağı oldu.
1970'lerde çekilen “Drakula Kontes” adlı filmin hikayesi Elizabeth'in hikayesini anlatıyordu ve filmdeki ana karakterin adı Mathory idi. Söylenenlere göre Bram Stoker'ın Dracula'yı yazmasında da Elizabeth Bathory büyük ilham kaynağı olmuştur.’ bilqisayarı kapatıp bütün sinem'in odasına daldım.
kızlar odada süslenip püslenmekle uğraşıyorlardı.
“Hayırdır kızlar nereye böyle?” dedim. Odanın kapısında dikilerek.
“Ya nefes biraz dedik dışarı çıkalım. Hadi sende hazırlanda beraber çıkalım.” Dedi Sinem gülümseyerek.
“Yok kızlar ben çok yorgunum siz çıkın.” Dedim ve odama girip üzerimi değiştrmeye başladım. Hem bu sayede nette biraz daha araştırma yapabilirdim.
“Ahh hadi ama Nefes. Çok eğleneceğiz.” Dedi ikizim şeytanca gülümseyerek.
“Siz gene bir şeyler karıştırıyorsunuz ama... neyse.” Deyip yataktan kalktım. Çünkü onlarla uğraşılmazdı. Eğer inat edersem kesin beni yakarlardı aynı vampirler gibi.
Daha sonra giysi dolabımı açtı ve dışarısı serin olduğu için siyah renkte bir boğazlı kazak ve altına da gene siyah renkte kot pantolon ayakkabı olarak da topuklu siyah renk ayakkabı elime tutuşturdu.
“Allah aşkına her şeyim simsiyah oldu yaa. Biraz açık renk giysem olmaz mı?”
“Hayır. Bunları giyeceksin.” Dedi ve makyaj için gerekli malzemeleri şifonyerin üzerine dizdi. Kendi makyaj malzemeleri de dahil.
“Lütfen beni boya küpüne girmiş gibi gösterme olur mu?” dedim yalvararak.
Bakışlarından anladığım kadarıyla bana susmamı yoksa beni geberteceğini anlayabiliyordum. Acaba neden bu kadar sinirli bu kız yaa?
Benimle işi bittikten sonra aynaya doğru çevirdi ve zorla kapattırdığı gözlerimi açmamı istedi. Tanrım, o kadar güzel olmuştum ki gözlerime inanamadım. Daha sonra ona döndüm ve tam sarılacakken saçımın yapılması gerektiğini ve hiçbir şeyin bozulmaması gerektiğini söyledi. Sanki dışarı gezmeye değil de evlenmeye gidiyormuşum gibi hissettim doğrusu.
Herkes hazır olduktan ve saçlarım yapıldıktan sonra üzerimize aldığımız şallarla evden dışarı çıktık. Yolda hiçbirimiz konuşmuyorduk ve bu durum beni çileden çıkarmaya başlamıştı. Dayanamadım ve arabayı kenara çekerek ikisine de döndüm.
“Kızlar, sizin neyiniz var allah aşkına? Eve geldiğimde ikiniz de hazırlanıyordunuz ve apar topar beni evden çıkardınız. Şimdi ise ikiniz de sanki küsmüş gibi hiçbir şekilde konuşmuyorsunuz. Ayrıca bana da nereye gideceğimizi söylemediniz. Neler oluyor?” dedim ebruya bakarak de bakarak.
“Bir şey yok Nefs. Sadece Sinem’in biraz canı sıkılmış ve dışarı çıkmak istiyormuş.” Dedi ebru ona bakmadan.
“Peki o zaman bu aranızdaki soğukluk neden?” dedim heyra’ya bakarak.
“Çünkü, Sinem hanımımız sıkıntıdan sataşacak yer arıyor ve bana çatıp duruyor. Bu yüzden de onunla hatasını anlayana kadar konuşmamaya karar verdim.”
“Siz ikiniz de aynı çocuk gibisiniz. Peki nereye gidiyoruz?” dedim arabayı çalıştırarak.
“Sür işte barların çok olduğu bir yere.”
“Pekâlâ, o zaman istikamet Bostancı.” Dedim ve gaza basarak yola koyulduk. Bugün günlerden Çarşamba olduğu için barlarda pek fazla insan bulamazdınız. Bazı insanlar evde oturup eğlenmeyi tercih ettikleri için barlar eskisi kadar canlı olmuyor. Nereden mi biliyorum eski çıktığım barmendi de ondan. Hulusi’nin işi barmenlik idi. Onunla tanışmam bile zaten olmaması gereken bir hataydı.
eski zamanında kız arkadaşımın tanıştırması üzerine ilk defa biriyle çıkıyordum. O kadar şansızım ki o çıktığım insan beni kandırmıştı. Tamam belki beraber bir gece geçirmedik ama sonuçta kız arkadaşımın okuldaki herkese biz ayrıldıktan sonra onunla ilişkiye girdiğimi söylemesi ve benim bunu en yakın arkadaşım olan Özlem’den duymam daha bir korkunçtu. Ama en sonunda o iki beladan da kurtulduğum için çok ama çok memnundum.
Şimdiki zamana dönsem iyi olur. Aslında Hulusi’nin kaybolmasına çok sevindim yaa. En azından bir pislik ortadan kalkmış oldu. Eğer vampir olmuş bir halde karşıma çıkarsa onu kesinlikle yakarak öldüreceğimden eminim.



8.BÖLÜM.


Bostancı, sahili bu gece doluydu. Demek ki insanlar bu gece eğlenmeye karar vermişler. Kulüplerin olduğu sokağa girdiğimizde hangisine gireceğimizi bilemediğimiz için tam birine girecektim ki Sinem benden önce davranıp girişinde ‘Ölüm Kulübü’ yazan bir bara girdi mecburen bizde peşinden gitmek zorunda kaldık. Evet, gerçekten de çok garip bir kulüp ismi. Dikkatli bakınca kulübün ismi ışıklı kan rengi kadar kırmızı neonlarla yazdırıldığını fark ediyorsunuz. Okurken bile insanın kanı donuyor ve tüyleri diken diken oluyor.
İçeriye girdiğimizde daha da korkutucuydu. Duvarların bazı yerlerinde insan kafatasıları –Tabii hepsi de sahtedir, umarım- asılıydı. Resmen kulüp değil de korku evini andırıyordu.
“Burası ne kadar da korkutucu böyle yaa.” Dedi heyra korkudan sinerek.
“Kızlar bence geri dönelim. Nedense içimde bir korku var.” Dedim sesimin titremesine engel olamadan.
“Hayır, devam edeceğiz. Çünkü ben bu kulübün içini çok merak ediyorum. Ve de insanlarını da.” Dedi sinem'in gülerek.
Nedense Sinem’in gülüşü bu sefer beni çok kötü korkutmuştu. Daha sonra koridorda yürümeye devam ettik. Duvarlara asılı olan mumlar dikkatimi çekti. İzlediğim bazı filmlerdeki zindanlardaki mumlara benziyorlardı.
Önümüze çıkan merdivenlerin yukarıya doğru değil, aşağıya doğru indiğini fark ettim. Benim bildiğim daha aşağısı bodrum katı olur ve kulüp olarak kullanılması çok tehlikeli olabilir. Yangın çıksa tek bir çıkış yeri olduğu için insanların kurtulma olasılığı çok düşük olur.
“Kızlar, sizce de burası biraz... ürkütücü değil mi? Yani... merdivenlerin bile aşağı doğru inmesi bile buradan kaçın hemen dermiş gibi.” Dedim onları ikna etmeye çalışarak.
“Saçmalama ikiz yaa, alt tarafı kulübü daha bir değişik olsun diye bodrum katı gibi bir yere yapmayı düşünmüşler.” Dedi ikizim önümden yürüyüp merdivenlerden inerek.
“Anlamıyorsun değil mi ikiz?” dedim onu kolundan tutup kendime çevirerek.
“Her zamanki gibi gene bilmeceli konuşmaya başladın nefes.” Dedi ebru. “Tabelası dikkatini çekmedi mi? Ya da girişteki kafatasıları. Tamam, belki kafatasıları sahtedir. Ama... ama ikinizinde içini belirsiz bir korku sarmadı mı?” diye sordum ikisine de bakarak.
İkisi de birbirine baktıklarında anladım ki korksalarda yine de gireceklerdi.
“Pekâlâ, ama kötü bir şeyler olduğunu anlarsam hemen buradan çıkacağız, tamam mı?”
“Tamam.” Dedi Sinem bıkkın bir şekilde.
Daha sonra merdivenlerden yavaş yavaş inmeye başladık. En alt basamağa geldiğimizde simsiyah bir kapının üzerinde sarı renkte yan yana duran, aslan kafasından oluşan ve ağzında da halka olan kapı tokmaklarının oraya geldik. İçeriden müzik ve insan sesleri geliyordu. Derin bir nefes aldım ve tokmakları tutup kapıyı açtım.
İçeriye girdiğimizde tam tahmin ettiğim gibi burası bodrum katıydı. Etrafta ne pencere ne de acil çıkış kapısı vardı. Nasıl bir insan böyle bir yeri kulüp olarak kullanabilirdi ki? Burayı nasıl havalandırdıklarını çok merak ediyorum.
Aslına bakarsanız içerisi bayağı güzel dekore edilmişti ve kolonlardan gelen müzikte çok uyumlu ve güzeldi. Masalarda oturan insanların gözleri girdiğimiz andan itibaren bizleri resmen takip ediyordu. Biz nereye gitsek o gözlerde o tarafa dönüyordu.
Boş bir masa bulup oturduğumuzda etrafımızdaki gözler teker teker üzerimizden çekilmeye başladı. Bu bakışlar doğrusu beni biraz korkutmuştu. Belli ki aynı korkuyu bizim heyra de yaşıyor ki hemen bana sokuldu. Ama Sinem hiçbir şey yokmuş gibi etrafına çok rahat bir şekilde bakabiliyordu.
Daha sonra derin bir iç çekip etrafımdaki insanları incelemeye başladım. Buradaki insanlar –birkaç kişi hariç- ten renklerinin dışında birbirlerine hiç benzemiyorlar. Sadece aralarında bulunan birkaç siyahi adam ve kadınları saymazsak hepsininde teni bembeyazdı.
Sanki burası hastalıklı insanların girebileceği ama sağlıklı insanların giremeyeceği bir yermiş gibi geliyordu. Bu insanlar gerçekten de çok hasta olmalılar. Ten renkleri o kadar açık ki, sanki... sanki ölü gibiler.
“Ne alırsınız bayanlar?” birden yanımda onlar gibi bembeyaz tene sahip, on sekiz yaşlarında, sarışın, yakışıklı bir çocuktu bu soruyu soran.
Tanrım! Otuz iki dişi de ne kadar parlaktı öyle. Gözlerimi kaldırıp gözlerine baktığımda başka bir şok dalgası beni tekrar vurdu. Gözleri koyu gri idi ve çok fazla parlıyordu. Böyle bir göz rengini ilk defa görüyorum, kesinlikle lens olmalı.
“Şeyy... neleriniz var?” resmen gözlerinde kayboluyordum ben bu çocuğun.
“Bizde her şey bulunur!” Bana... bana göz mü kırptı? Yok canım herhalde ben yanlış gördüm.
Daha sonra içeceklerimizi söyledik ve tekrardan etrafı incelemeye koyulduk.
“Kızlar yaa sizce de burası biraz tuhaf değil mi?” dedim etraftaki insanlara bakarak.
“Ne gibi nefes?” diye sordu tuqçe meraklanarak.
“İnsanların tenleri ne kadar da beyaz. Sanki ölü gibiler.” Dedim biraz sessiz bir şekilde.
Birden etraftaki bütün gözler bize döndü, resmen o gözlerde nefret vardı. Ama onlar bizi duyamazlardı ki, sonuçta bu son kelimeleri sessiz söylemiştim.
“Ben bu insanların bakışlarını beğenmedim kızlar. Hadi... hadi buradan hemen gidelim.” Dedim çantamı alıp ayağa kalkarak.
“Tamam.” Dedi ikisi de çantalarını alıp kalkarak.
Kapıya doğru ilerlerken arkaya bakmamaya çalışıyordum. Eğer durursam gelip bizi yakalayacaklarmış gibi hissediyordum. Birden önüme çıkan çocuktan geriye doğru sıçradım. Nereden çıkmıştı bu çocuk bir anda? Bana öyle bir bakıyordu ki, sanki... sanki gözlerimi delip geçmek ister gibiydi.
“Nereye gidiyorsunuz güzel bayanlar?” dedi şeytani bir gülümseme ile. Bu gülüşü Sinemin gülüşünden de daha korkutucuydu.
“Şeyy... bizim işimiz çıktı da. Ama ben yine de parasını ödeyeyim.” Diyerek çantamdan cüzdanımı çıkartmaya çalışıyordum. En sonunda ellerim titreyerek çantadan parayı bahşişiyle beraber çıkartıp yakışıklı çocuğa uzattım.
“Neden bu kadar çabuk gidiyorsunuz? Gece daha yeni başlıyor bayanlar.” Nedense sanki gözleri bir anda parlamış gibi gördüm. Ama herhalde yanılmışımdır.
Daha sonra arkamızdaki ve yanımızdaki masalarda oturan insanlar bize dönüp yavaş adımlarla oturdukları yerlerden kalkmaya başladılar. Bu sırada kızlar onlardan korkarak bana yanaştılar ve arkama saklandılar. Hayret, nasıl oldu da Sinem korkmaya başladı. Ben mi? Ben ise korkudan altıma yapmak üzereydim.
Şimdi fark ettim de ayağa kalkanların hepsi bize bakarak dişlerini göstererek bakıyordu. Birden aklıma yaptığım araştırma geldi. Uzun köpek dişleri, ölü gibi beyaz tenleri, kimsede olmayan göz renkleri. Yoksa... yoksa bunlar vampir mi? Tanrım, lütfen vampir olmasınlar. Ama vampirler için yazılanları da okuduğum için bunların vampir olma olasılığı gerçekten de yüksek.
Şimdi yapmam gereken bunlara yem olmamak için onları yok etmenin yollarını bulmak. Ama burada da kendilerini yok etmeleri için ortada bir şey bırakmazlarki.
Tam bu sırada arkadan bir hırlama sesi geldi. Kesin bize saldıracaklar ve birinden de bunun için emir bekliyor olmalılar.
“Bırakın onları, hemen.” Diye insanı etkileyen ve derinden gelen bir erkek sesi duyuldu.
Sesin geldiği tarafa yani arkadaki karanlık köşeye döndüğümüzde karanlıkta parlayan on iki çift beyaz göz fark ettik. En arkadaki karanlık köşede oturan yedi kişi vardı ve hepsi de hırlıyordu. Demek bu vampirlerin düşmanları da varmış. Acaba onlar kurt adam mı?
“Bırakmazsak ne yaparsın parlak göz?” dedi önümüzü kesen garson çocuk.
Garsonun sorduğu soru karşısında masada oturan yedi adam, bir anda ayağa kalktı. Onlar ayağa kalktıklarında onlarında bu vampirler gibi bembeyaz tenleri olduğunu fark etmem uzun sürmedi, demekki onlarda vampirdi. Kızlar ise neredeyse korkudan altına yapacak bir vaziyette bana sarılmışlardı. Resmen iki düşman vampir sürüsünün arasında kalmıştık.

9.BÖLÜM

Dier kızlar, Sinem ve ben korkudan olduğumuz yere sinmiştik. Bu sırada iki vampir grubu birbirlerine resmen öldürecek gibi bakıyorlardı.
Acaba bu iki grup vampir birbirlerini tanıyor mu? Yoksa düşmanlar mı? –Aynı Romeo ve Juliet gibi- Belki de diğer tarafımdaki yakışıklı beni ve arkadaşlarımı kurtarmak için böyle davranıyordur.
“Seni son kez uyarıyorum Erdem, o kızları hemen bırak.” Bu sözleri söylerken bile gözlerinden ateş çıktığını gördüğüme yemin edebilirim.
Tanrım! Daha dikkatli bakınca bu çoçuqun kim olduğunu hatırlayabildim. Bu adam o gece deniz’inn verdiği doğum günü partisinde gördüğüm çoçuktu.
“Sen kim oluyorsunda bu insancıkları koruyorsun? Onlar bizim yemeklerimiz unuttun mu Orkun?” onunla konuşurken bile bize nefret ve tiksintiyle bakıyordu.
Demek partideki çoçuqun adı Orkun’du. Ona bakarken bir anda gözleri benimkilerle buluştu. Gözlerinin rengi o kadar açıktı ki, nasıl anlatsam... bembeyazdı. Evet, bu gerçekten çok garip ama o beyaz renkle insanların arasında nasıl dolaşıyorlardı çok merak ediyorum doğrusu. Resmen o gözler beni etkisi altına almıştı.
“Bak Erdem, onlar size göre yemek olabilirler. Ama bize göre, bizden daha iyi yaşamayı hak eden ve bize köle olarak kullanılmaması gereken varlıklardır.” Bu sözleri söylerken resmen benim gözlerime bakıyordu.
“Vay vay vay! Şairimiz gene döktürdü çocuklar. Pekii, sence onlara nasıl davranalım? Onlarla evlenelim mi, ya da... onları tanrıça mı yapalım, hangisi?” dedi bana ve arkadaşlarıma nefretle bakarak.
“Saçmalamayı kes Erdem.” Dedi sinirli ve güçlü bir şekilde hırlayar,ak. Bu ses yeri göğü inlettiği gibi beni ve kızları da korkutmayı başarmıştı. “Şimdi, bu kızları serbest bırakıyorsunuz ve onlar da buradan hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gidiyorlar, anlaşıldı mı?” gözlerinden neredeyse ateş çıkacak gibi bakıyordu Erdem’e.
“Tabii, başka bir isteğin. Sen salak mısın? Bu kızları serbest bırakırsak polise gidip bizim kim olduğumuzu ve nerede olduğumuzu ihbar ederler ve onlar da vampir avcılarıyla bizi öldürmeye ve kökümüzü kurutmaya gelirler. Sen bunu mu istiyorsun Orkun? Ölmeyi mi istiyorsun yani?” dedi onun yanına giderek.
“Nereden biliyorsun onların bizi ihbar edeceklerini? Onların düşüncelerini mi okudun?” dedi onun üzerine doğru yürüyerek.
“Caine aşkına! Sen bunları tanıyor musun ki? Onlarla beraber mi yaşadın da yapmayacaklarını biliyorsun?” dedi bizi eliyle göstererek.
Bu sırada onların tartışmalarını duyan kızlar ise en son söylediği vampir kelimesini duymaları ile ağlamaya başlamaları bir oldu. Onların ağladığını fark eden Orkun ve Erdem bize doğru döndü. Erdem, gene nefret dolu gözlerle bu sefer sadece onlara bakmaya başladı. Anlaşılan Erdem ve çetesi bizi öldürmeye kararlıydı, ne de olsa onlar hakkında her şeyi biliyorduk. Onların kim olduğunu kızlar bilmiyordu ama sonradan onun söylediği vampir kelimesiyle öğrendiler.
“Lütfen... lütfen bizi öldürmeyin.” Dedim Erdem’e bakarak. Söyleyeceklerimi beynimde toparlayıp konuşmaya devam ettim. “Sizin kim olduğunuz bizi ilgilendirmez, bu yüzden kimseye ama kimseye hiçbir şey söylemeyiz. Hatta gerekirse bu geceyi bile unuturuz.” Ne kadar da konuşurken ağlamamak için uğraşsam da sesimi normal tutmayı başaramamıştım.
“Tamam, kesin ağlamayı.” Diye kükredi tekrar Erdem.
Daha sonra ellerini arkada birleştirip kulübün içinde dolaşmaya başladı. belli ki söylediklerimi düşünüyordu. Umarım kabul ederde bizde buradan hiçbir şey olmamış gibi gidebilirdik. Bu sırada kızlar da o kadar kötü olmuştu ki yanlarına oturup onları iki kolumun altına aldım ve sıkı sıkı sarıldım onlara.
“Evet Erdem, düşündün mü?” diye sordu Orkun yarım bir gülümsemeyle.
“Evet düşündüm ve...” diyerek yanıma geldi ve gözlerimin içine baktı. Sanki... bakışları beni ateşler içinde yakacak gibiydi. “Siz kızları bırakmamaya ve sizlerle beslenmeye karar verdim.” Diyerek bir anda saldırı pozisyonu aldı.
Onun bu hareketini gören Orkun ve arkadaşları ani bir hareketle bizi yerden kaldırdı ve Orkun önde olacak şekilde arkadaşları bizi aralarına alıp korumaya aldılar. Bu sırada Orkun ise Erdem gibi saldırı pozisyonu aldı.
Görüntü o kadar korkutucuydu ki. Ben ve kızlar şok içinde biraz sonra iki vampirin arasında çıkacak olan kavgaya şahit olacaktık. Alacakaranlık kitabındaki Edward ve James’in kavgası bana çok saçma gelmişti, ama aynı hareketleri gerçek şekliyle karşımda görmek çok korkutucu bir şey doğrusu.
“Ne yapacaksın Orkun? Bu insan bozuntuları için aileni karşına mı alacaksın?” dedi tehdit eder gibi.
“Gerekirse onu da yaparım Erdem. Unutma ki bizlerde böyle olmadan önce birer insandık...”
“Evet kendinde söylediğin gibi önceden insandık, artık değiliz. Yani onlardan değiliz, biz onlardan daha güçlüyüz Orkun. Artık bunu anlaman lazım.” Dedi işaret parmağını kafasına vurarak.
“Belki anlamak istemiyorumdur, ne dersin Erdem? Belki senin anlatmanı bekliyorumdur.” Dedi meydan okurcasına.
Kulübün savaş alanına dönmesini sağlayan şey, meydan okuma olarak algılanan sözler oldu. Orkuna saldırmak üzere Erdem öne doğru bir hamle yaptı. Ama Orkun sanki onun yapacağı hareketleri önceden biliyormuş gibi iki elini öne doğru uzattı ve kimsenin duyamayacağı şekilde bir şeyler fısıldayıp ileri doğru hareket ettirdi. Bu hareket Erdem’i geriye doğru sanki rüzgar esmiş gibi uçurdu ve çarpmanın şiddetiyle duvar göçtü.
Normal bir insanın o duvar yığınının altından çıkması imkânsızdır ama Erdem bir vampir olduğu için çok rahat bir şekilde sanki hiçbir şey olmamış gibi yığının altından çıkıp üzerini temizledi. Bu sırada ben hariç kızların ikisi de şok olmuş bir şekilde Erdem’in o yığının altından çıkmasını ve üzerini silkelemesini izliyorlardı.
“Bütün yapabildiğin bu mu Orkun? Sadece uçurmak mı?” dedi resmen dalga geçerek.
“Hayır, ama sana zarar vermek istemiyorum, kardeşim.” Dedi üzgün bir şekilde.
Nasıl yani onlar kardeş mi? Ama... ama bu çok saçma. Hiç kardeş gibi davranmıyorlar birbirlerine. Sanki düşman gibiler. Peki o yaptığı şey de neydi öyle? Herhalde büyü yaptı, çünkü hiç kimse biri dokunmadan o kadar uzağa uçamaz. En iyisi bunu kendisinden öğrenmek olacak.
“Bak bak bak! Sevgili kardeşimiz bize zarar vermek istemiyormuş. Ama gördüğünüz gibi bu insan bozuntuları için ailesini elinin tersiyle itebiliyor, değil mi çocuklar?” dedi yanındakilere ve diğerlerine bakarak.
Herkes ona katılıyordu. Nede olsa onların başı olmalı, yoksa hiçbiri onun suratına bile bakmazdı bence. Ya ben neler diyorum böyle. Şu geldiğimiz yere bak resmen burada bu vampirlere yem olacağız ama ben hâlâ neler düşünüyorum. En iyisi buradan sıvışmanın yollarını aramak olacak.
“Kızlar, buradan çıkmalıyız yoksa hepimiz burada ölüp gideceğiz.” Dedim fısıldayarak.
Kızlardan cevap gelmeyince başımı eğip baktığımda resmen şok geçirdim. Kızların hepside sinem ve ikizim hariç sanki hipnotize olmuş gibi onlara bakıyorlardı.
“Kızlar? Kendinize gelin neler oluyor size?” resmen korkmaya başladım. Yoksa bunlar hem vampir hem de büyücü müydü? Ama o zaman bana neden işlemedi bu büyü? Yok yok, kesin büyü yapıyorlar bunlar. Ama büyücü vampir de hiç duymadım araştırma sırasında. Belli ki buradan kurtulduğumda daha çok araştırma yapmam gerekecek.
“Bakın, sizi elimin tersiyle ittiğim falan yok. Sadece bunların insan olduğunu ve buraya bilerek gelmediklerini anlatmaya çalışıyorum. Eminim ki bir daha buraya gelmeyecekleri gibi burada olanları da unutacaklarına dair size söz verebilirim. Gerekirse ben bu olanları akıllarından silerim önlem olması için. Zaten bazıları yüzünden başımız belaya girmek üzere, bir de bu kızları öldürürsek ve eğer aileleri de nereye gittiklerini biliyorsa o zaman bizim için daha kötü olur. Bir de bu yönden bakın kardeşlerim.” Dedi etrafındaki vampirlere bakarak.
“Aslında haklı.” Dedi siyah tenli, uzun boylu ve biraz da kaslı bir adam. “Bizim salak David yüzünden az kalsın avlanıyorduk. Şu üç çoçuqu yakalayıp bize yemek olarak getirmeseydi belki de bizim varlığımızı hiç bilmeyeceklerdi.” Dedi sinirli bir şekilde.
Acaba bahsettiği üç kişi Deniz'in partisinde kaçırılanlar mıydı? Bunu öğrenmem gerekecek. Eğer onlarsa ya öldüler ya da vampir oldular. Eğer ikinci şık ise gördüğüm yerde onları öldürmem gerekecek anlaşılan.
“Saçmalamayın sizi salaklar sürüsü. Görmüyor musunuz? Sizi parmağında oynatmaya çalışıyor.”
“Ne alakası var Erdem?” dedi gene siyah tenli adam.
“Çok alakası var Eric. Çünkü…” dedi ve Orkun’un yanına yaklaşarak konuşmaya devam etti. “Çünkü, o sizleri etkileyerek beni yalnız bırakmaya çalışıyor. Böylece beni alt etmesi daha kolay olacak, öyle değil mi Orkun?”
“Sen iyice saçmalamaya başladın biliyor muydun Erdem? Ben seni alt etmek istesem senin adamlarını kendi tarafıma çekmekle uğraşmazdım. Zaten adamların benden ve kardeşlerimden korktuğu için kendileri kaçacak delik arar ve senide ortada bırakırlardı.” Dedi tehditkâr bir şekilde.
Bu sözleri belli ki Erdem’i çok korkutmuştu, demek ki gerçekten de adamları onu terk edebilirdi. Aslında Orkun bana hiç de korkutucu gelmiyor, şu haliyle bile çok daha seksi görünüyor. Ahh! Allah’ım, ben neler diyorum böyle? Hemen kendime gelsem çok ama çok iyi olacak yoksa Orkun’un üzerine atlayabilirim. Acaba neden böyle oldum? Sanki her an seks için hazırmış gibi hissediyorum. Bu hiç de normal değil bence. Her neyse, en iyisi araya girip Erdem’i ikna etmek olacak anlaşılan, yoksa ortada çok büyük bir kavga çıkabilir. Bunun sonucunda nedense ben ve kızların sağ çıkamayacaklarına dair bir his beliriverdi.
“Aslında… aslında Orkun haklı. Bakın… bizi bırakırsanız kimseye hiçbir şey söylemeyiz. Gerekirse Orkun hafızalarımızdan sizin olduğunuz kısımları ve burayı siler. Artık nasıl yapar bilemem ama umarım siler. Ve… zaten sizin kim olduğunuzu ve konuştuğunuz kelimeleri anlamıyoruz. Emin olun asla kimseye bir şey söylemeyiz.” Dedim korkarak.
“Evet Erdem, kızın dediklerini duydun. Hafızalarını silersem onları bırakır mısın?” dedi tek kaşını kaldırarak.
Etraf bir anda çok sessizleşti. Belli ki şu anda kafasındaki düşüncelerle boğuşuyordu. Umarım bizi serbest bırakır Allah’ım, yoksa kalbim buna daha fazla dayanamadan iflas edecek.
“Pekâlâ, eğer onların hafızalarından bu olanları silersen ve bizim kim olduğumuzu unuturlarsa o zaman serbest bırakırım onları.” Dedi şeytanca bir gülümsemeyle.
“Kabul ediyorum.” Dedi Orkun.
Daha sonra bana ve kızlara dönerek gülümsedi. Acaba neden gülümsedi ki? Önce kızların yanına geldi. Kızlar da hâlâ bir kıpırdama yoktu. Sanki donmuş gibiydiler. Ama neden bana bir şey olmadı da sadece onlara oldu çok merak ediyorum doğrusu. Belki de bu konuşmada benim de bulunmamı istiyorlardı.
İki elini kızların alınlarına koydu ve sessizce bir şeyler fısıldayıp gözlerini kapattı, tam sözlerini bitirmişti ki birden üçünün etrafında çok güçlü bir rüzgâr esmeye başladı. Resmen donup kalmıştım olanlar karşısında. Daha sonra benim yanıma geldi ve göz kırpıp gülümsedi. Bunun ne demek olduğunu bilmiyorum ama galiba güzel bir şey olmalı. Daha sonra kızlara baktım, hepside de baygın bir şekilde Orkun’un kardeşlerinin kucağında uyuyordu. Demek ki ben de uykuya gidecektim. Ne yapalım umarım burada olanları unutmam Allah’ım. Orkun’a baktığımda hazır mısın anlamında bakışıyla karşılaştım. Ben de karşılık olarak evet anlamında başımı salladım ve gözlerimi kapatarak onun soğuk ellerinin alnıma değmesini bekledim. Daha sonra alnıma elini koyup bir şeyler fısıldadı ve ben kendimi uykunun kollarına istemeyerek de olsa bırakmak zorunda kaldım.


10.BÖLÜM[EKSTRA SÖLİM]

Sabah çalar saatimin sesiyle yataktan sıçrayarak kalktım. Allah’ım dün gece neler olduğunu hatırlayamıyorum. Başımda çok feci bir ağrı var ama neden olduğunu bilemiyorum. Bu ağrı resmen beni öldürecek. En iyisi gidip ağrı kesici içmek galiba.
Yataktan kalkıp Sinem’in odasından geçerken birden gözüme takılan parlak bir şey gördüm. Odaya girip masanın üzerine baktığımda gördüğüm parlak şey karşısında resmen şok olmuştum.
Bir kolye vardı. Acaba Sinem bu kolyeyi nereden almıştı çok merak ettim doğrusu. Neyse akşam nasıl olsa sorarım ona.
Daha sonra mutfağa gittim ve ekmek arasına bir şeyler koyup yedim. Başımın ağrısı hâlâ geçmediği için bir tane de ağrı kesici aldım. Tekrar odama gidip üzerime giyecek bir şeyler ararken laptop’ın yanındaki parlak bir şey dikkatimi çekti.
“Tanrım, o kolyenin aynısı bende de var. Ama... ama bu nasıl olur. Ben... ben bu kolyeyi daha önce hiç görmedim. Belki de Sinem bana da almak istemişti. Nede olsa her şeyimiz aynı sayılır. Allah’ım resmen kendi kendime konuşmaya başladım.”
Öğleden sonra masamda otururken birden aklıma vampirlerle ilgili yaptığım araştırma geldi. Hemen nete girip araştırmaya devam ettim. Bakalım daha neler çıkacak karşıma vampirler hakkında.
Karşıma çıkan sitelerin hepsini incelemeye başladım. Açılan sayfada ‘Vampirler’ diye yazan siteye girdim.
Açılan sayfada kırmızı kutucuğun içinde büyük harflerle ve arka planda parıldayan yıldızlarla ‘Hermetics’ yazıyordu. Kutucuğun hemen altında baş harfi büyük ve sanki kanla yazılmış gibi kırmızı renkte ‘Vampirler’ yazıyordu.görüntüsü bile insanı korkutmaya yetiyordu.
Yazının altında ise sağ ve sol tarafında dilleri ikili olan köpek ve ortalarında da köpek kulakları ve vampir gibi dişleri olan bir insan vardı ve duvara monte edilmiş şekilde duruyordu. Resmin altında da Dracula adında birine ait sözleri vardı:
“Karpatyalılara hoşgeldin arkadaşım .Seni sabırsızlıkla bekliyorum.Bu gece iyi uyu .Sabah 3'te Bukoniva için parti başlayacak;senin için hazırlanmış o yerde. Borgo Pass'de at arabam senin için bekliyor olacak ve seni bana getirecek.Umarım Londra'dan başlayan yolculuğun iyi geçmiştir ve umarım ki benim güzel evimde kalmaktan hoşlanacaksın.
Dracula, Bram Stoker”
Alttaki yazıları okudukça bu vampirlerden korkmaya başlamıştım. Bazılarında vampirlerin cinsel yönden kurbanlarını kendilerine çektiğini söylüyordu.
‘Kan Yaşamdır’ başlığının açıklamasında şu sözler yazıyordu:
‘Son yıllarda Vampir kavramı Amerika'ya kadar yayılmıştır. Özellikle New Orleans çoğu zaman bu nedenden dolayı Amerikalıdan çok Avrupalı gibi görülebilmektedir. Anne Rice'ın Lestat'ı ve diğer filmlerdeki vampirler yada vampirle Görüşmenin verdiği vampirler hakkındaki bilgiler Kont Dracula'dan farklı değildir. Örneğin vampirler aynı şekilde bilgilidir, kültürlüdür, şıktır ve aynı zamanda canavar ruhludur. Ek olarak şehvetli ve baştan çıkarıcıdır. Bu da bizim modern Vampir görüşümüzün bir diğer unsurudur.’
Bu yazıları okudukça onlara kendimi nedense daha yakın hissetmeye başladım. Evet, biliyorum bu çok saçma ama gerçek olan bu. Ben bu düşüncelerle boğuşurken kapının açılmasıyla bir anda yerimden sıçradım. Benim bu hareketimi gören Zeynep abla ile İrem önce şaşırdılar sonra da gülerek yerlerine geçtiler.
“Ne yapıyordun kız orada da bu kadar korktun?” diye sordu Nisan.
“Hiiç... sadece nette bir şeyleri araştırıyordum da.” Bir taraftan da sitenin adresini bir yere kayıt ediyordum.
Daha sonra bilgisayarı kapatıp yapılacak işleri yavaş yavaş akşama kadar bitirmeye başladım. Arada bir nisan ile ikizim’in sataşmaları da olmuyor değil yani. İşler bittiğinde kapı açıldı ve içeriye nisan girdi. Sanki bizim boşta olduğumuzu hissetmiş gibi.
“Selam nisan.” Dedik üçümüzde aynı anda.
Birden kendimi trt 1 çocuk korosunda gibi hissettim. Bu düşünceyle beraber gülmeye başlayınca üçü de bana ‘bu kız en sonunda kafayı yedi.’ Dermiş gibi bakıyordu.
“Merak etmeyin ben iyiyim.” Dedim gülmeyi keserek.
Bunu fark eden sinem gülmemek için kendini tutuyordu.
“Ne var? Çok mu komik?” diye sordum sinirli bir şekilde.
O anda kendini tutamadı ve kahkaha atarak gülmeye başladı. Birden sanki izleniyormuşum gibi bir hisse kapıldım.Banyoya qiitimde yolda hatta yürüdüm koridorun yolunda da dahil olmak üzere hâlâ izlendiğimi hissediyorum. Resmen paranoyak oldum ben yaa. Neyse, hemen odaya gidip üzerimi değiştirirken aynada kendime baktım ve sabahki taktığım kolyeyi fark ettim. Ne kadar da parlaktı. Parmaklarımı üzerinde gezdirirken sanki parlıyor gibi gördüm. Yok be iyice delirmeye başladım galiba yaa.
Daha sonra bilgisayarı açıp nete girdim ve kâğıda yazdığım sitenin ismini yazıp açılmasını bekledim. Kızlar daha gelmediği için nete girip araştırmaya devam edebilirdim. Açılan sayfada diğer yazılara bakmaya başladım. Yazıların arasında dikkatimi çekenlerden biri ‘Bir Vampir Nasıl Bulunur?’ başlığıydı.
‘Vampir klanları şehirlerde son derece organize bir şekilde yaşadıklarından bulunmaları oldukça zordur. Ancak, daha küçük bölgelerdeki vampirleri tespit etmenin bazı yolları vardır. Civarda bir vampir olduğunun temel işaretleri vardır:
Civar halkın gece saldırılarından veya gece saldırıları içeren kâbuslardan şikayet etmesi. Boyunlarında veya ana damarlar civarında ısırık izi bulunan insan veya cesetler.
Küçük bölgelerde saklanacak fazla yer olmadığından, vampirler gündüzleri mezarlarda saklanmayı tercih ederler. Hangi mezarın vampir içerdiğini tespit etmek için yaygın olarak uygulanan yöntem, bembeyaz tüylere sahip bakire bir kısrağı mezarlıkta dolaştırmaktır.
Kısrağın önünde durduğu ve ilerlemeyi reddettiği mezar, muhtemelen bir vampir içeriyordur.
Bulunan mezarın gerçekten bir vampire ait olduğunun belirgin işaretleri vardır:
Bir mezar civarında bulunan delikler, cesedin tamamen açık gözlere sahip olması, cesedin hiç bozulmamış olması, mezar ve tabutta bulunan taze kan, cesedin gayet sağlıklı görünmesi ve taze kana sahip olması.’
Okuduklarım karşısında resmen şok geçiriyorum. Aslında yaşadığım şehir büyük olduğu için daha bir korkmam gerekiyor çünkü büyük şehirlerde belli ki mezarlarda yaşamıyorlardır. Yani, o ve arkadaşları kesinlikle şehirde bir yerlerde yaşıyor olmalılar. Belki de uyumuyorlardır, Alacakaranlık kitabında Cullen’lar hiç uyumuyorlardı ve çok büyük bir evde yaşıyorlardı.
Acaba onlarda büyük bir evde yaşıyor mudur? Belki de buralarda oturuyorlardır. Allah’ım ben neler diyorum yaa. İyice kafayı bozdum ben bu vampirlerle allah yardımcım olsun benim. Acaba... acaba o gece mutfağın camında gördüğüm yüz hâyâl değil miydi? Ne de olsa Edward Bella’nın odasına giriyordu. Belki de gece uyumayıp onu beklemeliyim, belli mi olur bakarsın gelir ve bende ona sürpriz yapmış olurum.
Daha sonra google’da araştırma yapmaya devam ederken gördüğüm bir başlık tüylerimi diken diken etti. Başlıkta ‘Tarihte Vampir Olarak Adlandırılan Kişiler’ yazıyordu. Başlığa tıkladığımda ‘forumtr’ adlı bir site karşıma çıktı.
Sitede yazılanlara göre Elizabeth Bathory ile Dracula olarak adlandırılan III Vlad’ın hayatları anlatılıyordu. Elizabeth için yazılan yerde dikkat çeken yazı şuydu:
‘Elizabeth Bathory 1560 yılında Macaristan'da, Vlad (Dracula) öldükten 100 sene sonra doğdu. Ailesi yaşadıkları yerin en köklü, saygın ve zengin topluluğuydu. Ama buna rağmen, çok tuhaf yönleri vardı. Elizabeth Bathory'nin amcalarnıdan biri "Şeytanın elçisi" olarak bilinirken, diğer aile üyeleri ya aklını kaçırmış, ya da psikopatlardı.’
En altta da III Vlad Dracula için yazılanlar vardı:
‘Çoğu kişi, Bram Stoker' ın ölümsüz klasiği Dracula' yı yaratırken, gerçekten yaşamış olan tarihsel bir figürden etkilendiğini bilir: Vlad III Dracula ( Tepes );15.yy' da yaşamış, Basarab ailesinden gelen bir Eflak prensi. Eflak, Romanya' nın bir eyaletiydi ve kuzeyinde Transilvanya ve Moldavya ile, doğuda Karadeniz' le, güneyde de Bulgaristan' la çevriliydi. Eflak, 13.yy' da, Doğu Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Balkanlarda dalga dalga yayılan karmaşa sırasında ilk politik varlığını göstermiş bir bölgeydi. İlk Eflak prensi (veya voyvoda da denir) Dracula' nın atalarından Büyük Basarab' dı.(1310-1352) Ailenin iki düşman klana bölünmesine rağmen, Osmanlıların bir eyaleti oluncaya kadar, Eflak prensliğini Basarab ailesinin üyeleri yönetti. Dracula, özgür Eflak' ın son prensiydi.
Vlad Dracula' nın hayatını anlamak için, öncelikle Eflak toplumunun ve siyasetinin yapısını anlamak gerekir. Eflak tahtı miras yoluyla yeni sahibine geçerdi; ama bu babadan oğula olmazdı. Soylular, kraliyet ailesinden uygun birini voyvoda olarak seçerdi. Orta çağdaki pek çok seçimli monarşide olduğu gibi, merkezi yönetim, kraliyet ailesi üyeleri taht için yarışırken, soyluların arasında paylaşılmış gibiydi. Ayrıca Eflak siyaseti oldukça kanlıydı. Suikast, rakipleri elemenin yaygın bir yoluydu ve pek çok voyvoda erken yaşta ve vahşice öldürüldü. 15.yy sonlarında, Basarab ailesi ikiye bölündü. Prens Dan' ın takipçileri ve yaşlı prens Mircea' nın (Dracula' nın büyükbabası) takipçileri. Kraliyet ailesinin bu iki dalı, birbirlerine rakiptiler. Hem Dracula hem de babası Vlad II Dracul, tahta çıkana kadar Danestilerden ortaya çıkan rakiplerini öldürdüler.
Eflak siyasinde önemli bir etkisi olan ikinci faktör güçlü komşulardı. İslamiyetin yaklaşık olarak binyıl kadar Avrupa' ya girmesini engelleyen Bizans' ın son kalıntıları, 1453' te Fatih Sultan Mehmet' in Konstantinapol' ü fethetmesiyle yıkılmıştı. Konstantinapol' un düşmesinden çok çok önce Osmanlılar Balkanların derinliklerine girmişti. Dracula' nın büyükbabası, Yaşlı Mircea, 15.yy' ın başlarında Sultan' a vergi ödemek zorunda kalmıştı. Eflak' ın kuzeyi ve batısını çevreleyen Macaristan İmparatorluğu, 15.yy da gücünün doruğuna erişmişti ve Hıristiyanlığın koruyucuğu görevini, yıkılan Konstantinapol' den devralmıştı. 14. ve 15. yy boyunca Eflak prensleri, sadakatlarını, sürekli olarak bu iki güçlü komşu arasında değiştirerek, belli belirsiz bir bağımsızlık elde etmeye çalıştılar.
Dracula, üç defa Eflak prensliği tahtına oturdu. İlki, 1448' te, Türk' lerin yardımıyla oldu. Bu ilk seferde, sadece iki ay yönetebildi. Macaristan destekli Danesti oyunu ile tahtından indirildi ve sürgüne gönderildi. Birkaç yıl sonra, bu sefer Macar' larların yardımıyla, Danesti prensi Vladislov II' yi öldürerek tekrar tahta oturdu. Dracula' nın bu ikinci yönetim dönemi 1456 -1462 yılları arasındaydı. Dracula' nın Türk' lere karşı en ünlü askeri kahramanlıklarını ve aynı zamanda en korkunç canavarlıklarını gerçekleştirdiği dönemdi.
1462' de, Türk orduları Eflak' ı işgal ettiğinde, Dracula Transilvanya' ya, Macar Kralından yardım istemek için kaçmak zorunda kaldı. Beklediği yardımı almak yerine, Macar Kralı tarafından hapse atıldı. Bir kaç yıl, Macar Kralı Matthius Corvinus' un esiri olarak yaşadı. Dracula' nın yokluğunda Eflak' ı, kardeşi ve aynı zamanda Osmanlı Sultanı' nın kuklası olan Yakışıklı Radu yönetti. 1474-1475 gibi Radu ölünce, Sultan Danesti klanının bir üyesi olan Yaşlı Basarab' ı prens olarak atadı.
Sonunda Dracula, Macar Kralı' nın desteğini kazanmayı başardı. 1476' da Eflak' ı yeniden ele geçirdi. Küçük ordusu, az sayıda sadık Eflak'lı, kuzeni Moldavya prensi Büyük Stephen tarafından gönderilen Moldavya' lılar ve Transilvanya prensi Stephen Bathory' e bağlı Transilvanyalılardan oluşuyordu. Müttefikler, Basarab' ı ülkenin dışına gönderdiler ve Dracula' yı da tahta oturttular.(Kasım 1476) . Bununla birlikte, Dracula bir kez daha kontolü eline almış olsa da, Stephen Bawory Dracula' nın ordusunun çoğunu da yanına alarak Transilvanya' ya döndü. Türkler, daha güçlü bir orduyla karşı saldırıda bulundu ve Dracula, Aralık 1476' da Bucherest yakınlarında Türklerle girdiği savaşta öldü. Kafası İstanbul' a gönderildi ve Sultan kafayı, Kazıklı' nın öldüğüne kanıt olması için bir kazığa geçirip sergiledi.’
Okurken merak ettiğim bir şey var. Eğer kazıklı Voyvoda III Vlad, Osmanlı Devleti’nin askerlerini öldürüyorsa ve Osmanlı Devleti ile savaşıyorsa, o zaman neden bizim tarihimizde bunların hiçbiri yazmıyor. Bunları gerçekten de çok merak ediyorum. Başka bir yerde de Vlad’ın neden Dracula ismini aldığı ve o ismin ne anlama geldiği yazıyordu:
‘"Dracula" isminin anlamını araştıran bilimadamları arasında hatırı sayılır bir anlaşmazlık vardır. İsim, açıkça Dracula' nın babasının takma ismine "Dracul" ilişkilendirilmiştir. Romence "Drac" şeytan demektir, "ul" ise bir belirteçtir. (Harfi tarif = Definitive article; ingilizcedeki "the" gibi") Bu durumda, Dracul; -"the devil"- yani şeytan anlamına gelir. Romencede "-ulea" takısı "-oğlu" anlamına gelir, bu durumda da Dracula, Vlad III, "şeytanın oğlu" anlamına gelir. Bu yorumu destekleyen uzmanlar, Dracula' nın babası Vlad II' nin bu lakabı zeki ve kurnaz politik manevraları sayesinde elde ettiğini iddia eder.
İsmin ikinci yorumu daha geniş kabul görmüştür. 1431' de,Vlad II, Kutsal Roma İmparator' u Luxemburg' lu Sigismund' a bağlı olan Ejderha Tarikatına (The Order of the Dragon) katılmıştı. Tarikat, kendini Türklerle savaşmaya adamış şovalyelerden oluşuyordu. Amblemi, bir haçın üzerinde, kanatlarını açmış bir ejderhaydı. 1431' den sonra Vlad II üzerinde bu tarikatın amblemini taşımaya başladı.. Paralarının üzerine ejderha sembolü basılmıştı. Ejderha, şeytanın sembolüydü ve sonuç olarak "dracul" un diğer anlamı ejderhaydı. (dracul= dragon) Bu yorumla, Vlad II "Ejderha", onun oğlu Vlad III Dracula (Dracul - ulea ) ise "Ejderhanın oğlu" anlamına geliyordu.’
Bir anda çalan kapının sesiyle yerimden sıçradım ve sandalye ile birlikte arkaya düştüm. Tamam çok fazla tırsmıştım sesten. Ama ne yapayım hiç beklemediğim bir anda çaldığı için böyle oldum. Yerden kalkıp kapıyı açtım. Beni kapıyı açmamla sinem’in koşarak merdivenlerden çıkmaya başlaması bir oldu. Sanki kıza motor takmışlardı. Gerçekten komedi bir görüntüydü.
“sinem, ne bu acele?” dedim şaşırarak. “Beni çok mu özledin yoksa?” diye sordum kollarımı açarak.
“Hayır canım, acil tuvalet ihtiyacı.” Dedi beni itekleyip banyoya koşarak.
O anda ben ve beyzada gülmekten yerlere yatıyorduk. Halimiz gerçekten de çok komikti.
“Çok mu komik?” dedi sinirli bir şekilde tuvalete girdiğinde.
Daha sonra gülmeyi kesip mutfağa gittim ve yemekleri hazırlamaya başladım. Bu sırada Sinem ise odasında üzerini değiştiriyordu. sinem banyodan çıkıp yanıma geldiğinde otuz iki dişini göstererek gülümsüyordu. Kesin bir şey isteyecekti.
“Ne oldu sinem” dedim gülerek.
“Hiiç... sadece bu kolye için teşekkür edecektim. Bu sabah masamda buldum. Bana da adığın için teşekkür ederim.” Dedi boynundakini göstererek.
“Aynısı sende de mi var? Ben almadım ama kızlardan biri aldı sanıyordum. Benim masamda da var aynısı.” Dedim gülerek.
Belli ki benimle dalga geçiyor. Ben alsam aldım derim ama ben almadım.
“Nasıl olur? Ben hiç böyle şeyler almam. Dediğin gibi belki de heyra almıştır.Dier kızlara sordum kimse almamış.Onlardada var” Dedi düşünceli bir şekilde kolyeye bakarak.
“Olabilir. Ona soralım belki o almıştır.” Umarım o almıştır. Yoksa başka kim alacak haç şeklinde kolyeleri.
Onun odasına gittiğimizde boynundaki kolyeyi çıkartmaya çalışıyordu.
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  tuğçe Paz Haz. 06, 2010 4:36 pm

lan hepsini birden okuyunca süper oluo haa Razz
tuğçe
tuğçe
Admin

Mesaj Sayısı : 123
Kayıt tarihi : 05/06/10
Nerden : bursa

https://geceevigossipgirl.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 4:37 pm

10.BÖLÜMÜN DEVAMI

“Selam kızlar. Hayırdır.” Dedi bize dönerek.
“Bu kolyeleri sen mi aldın heyra” diye sordu sinem ve beyza boynundakini göstererek.
“Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Ben sizden biri aldı diye düşünüyordum.” Dedi gülerek.
“Bizimle dalga geçme heyra, bu önemli bir konu. Ne ben ne sinem nede beyza almadık bu kolyeleri. Bu sabah kalktığımda hem sizin masalarınızda hem de benim masamda buldum bunları.” Dedim sinirli bir şekilde. En iyisi onlara dün geceyi sormak belki onlar bir şeyler hatırlar. “Kızlar, dün gece neler olduğunu biliyor musunuz?”
“Ne gibi ikiz?” dedi ikizim meraklı bir şekilde.
“Ne bileyim. Dışarı çıktığımızı ve bir kulübe gittiğimizi hatırlıyorum ama sonrasını hatırlayamıyorum.”
“Aslında... ben de hiçbir şey hatırlamıyorum.” Dedi Sinem düşünceli bir şekilde.
“Aynen. Ama... bir şeyler sanki hatırlıyor gibiyim. Yani... yani bulanık biraz... ama... hımm... nasıl desem... bir bodrum katı gibi bir yer... ama bulanık. Siz öyle bir şey hatırlıyor musunuz?” diye sordu heyra 3'müz de bakarak.
“Ben hatırlamıyorum.” Dedi Sinem üzerine pijamalarını giyerken.
“Bende. Ama kesin çok içmişizdir bu yüzden hiçbir şey hatırlayamıyoruzdur.” Dedim.
“Ama nefes ben çok içsem bile nerede olduğumu hatırlarım. Hadi bizi boşverdik de sen zaten içki içmezsin. Unuttun mu sen bizimle geldin çünkü bizim sarhoş olacağımızı biliyordun ve arabayı kullanacak biri gerektiği için gelmiştin.” Dedi ebru.
“Aslında doğru nefes.” Dedi Sinem ve devam etti. “Sen kendin demiştin bende geliyorum ben olmadan arabayı bile kullanamazsınız sarhoşken dedin.” Dedi.
Evet onların hepsini hatırlıyorum ama neden sonrasını hatırlayamıyorum. Sanki... sanki birileri hafızalarımızı silmiş gibi hissediyorum. Neyse bunu sonra düşünsem iyi olacak bu gece kafam nedense hiçbir şey algılayamıyor.
Daha sonra mutfağa gittik ve akşam için yemekleri hazırlamaya başladık. Yemekler yenildikten sonra Sinem akşam için güzel bir korku filmi aldığını ve izlemek istediğini söyledi. Bizde kabul ettik, ne de olsa birazcık kafamızın dağılmaya ihtiyacı vardı.
İzleyeceğimiz filmin adı ‘Son Durak 4’ idi. Konusuna gelince, araba yarışlarının yapıldığı yerde çıkan korkunç kazada kurtulan gençlerin, sonraki kazalarda nasıl feci şekilde can verdiklerini anlatıyordu.
Filmi izledikten sonra ne kadar korkunç kazaların meydana geldiğini fark ettim. Bu yüzden artık araba yarışlarından nefret edebilirim. Gerçekten çok ama çok korkunç bir filmdi doğrusu. Son Durak filminin bütün serisini izlemiştim ama nedense bu bana daha bir korkunç geldi. Umarım gece kâbuslarıma girmez.
Daha sonra kızlara iyi geceler dileyip odama çekildim. Bu gece ne bilgisayar ne de kitap okumak istiyordum. Bu yüzden erkenden yatıp dinlenmek en iyisi olacak.


[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



11.BÖLÜM[EKSTRADAN BÖLÜM]


Sabah kalktığımda bugünün haftasonu olmasına çok sevinmiştim. Ne iş vardı ne de başka bir dert, ama bir dert vardı. O da gece rüyamda gördüğüm kâbusdu. Gerçi izlediğim film ile pek alakası yoktu ama gene de beni çok korkutmuştu.
Rüyamda, kızlarla beraber gittiğimiz gece kulübündeyiz. Merdivenlerden aşağıya indiğimizde önümüze bir kapı çıkıyor ve içeri girdiğimizde karşımıza bir oda dolusu vampir çıkıyordu. Bu vampirlerin içinde o ve arkadaşları da vardı. O vampir başka bir vampire karşı geliyordu. O vampir ve yanındakiler bizi öldürmek istiyorlardı ve o çocuk da onları durdurmaya çalışıyordu.
Evet, biliyorum çok saçma ama bu rüyayı neden gördüğümü hâlâ anlayabilmiş değilim doğrusu. Yataktan kalkıp aynanın karşısına geçtiğimde içimden neredeyse ağlayıp çığlık çığlığa bağırmak geldi. Hayır deli olduğum için değil, gözlerimin altı uykusuzluktan şiştiği ve mor halkalar oluştuğu için. Resmen bir ölüden farksızım şu anda. Ama neyseki bugün Cumartesi, yani iş yok bol bol uyku var demek benim için.
Tekrardan yatağa yattığımda birden başucumdaki komodinin üzerinde duran kolyeyi görmem, bana bir işim olduğunu hatırlattı. Hemen yataktan kalkıp bilgisayarımın başına geçtim ve nette google’a girip ‘Vampirler Hakkında Bilgi’ dedim.
Karşıma çıkan yazılardan birinde ‘Vampirlerin Doğuşu’ diye bir başlık gördüm. Hemen tıklayıp o merak ettiğim vampirler hakkında yazılanları okumaya başladım.
‘Bundan yüzyıllar önce, yapraklardaki sakin rüzgar dokunuşu ve kuş cıvıltılarıyla dolu dünyanın sessizliği bir ışıkla bozuldu; bu ışık, barış rüzgarlarını dindirip dünyanın tüm benliğini sömürecek olan olgunun, insanlığın ilk hüzmesiydi. Adem ve Havva adındaki fırtına öncesi sessizliğin ilk fısıltısı, sonraları evlenecek ve 3 tane de oğulları olacaktı; Caine, Abel ve Seth. İlk doğan Caine, bitkileri yetiştirdi. Onları suladı ve büyüttü, hayat verdi. İkinci doğan Abel hayvanlara baktı. Onları besledi ve büyüttü.
Bir gün babaları Adem, iki oğluna keskin bir ses tonuyla; "Caine ve Abel, yukarıdaki için bir kurban getirin. Getirin ki yaratıcınıza olan minnetiniz bilinsin." dedi. Caine, yukarıdaki için en tatlı meyvelerini, en olgun bitkilerini getirdi. Abel ise en genç, en güçlü hayvanını kurban etti.
İki kardeş de kurbanlarını Adem'in ocağına koydular ve ateşe verdiler. Duman onları yavaşça yukarı doğru götürdü. Abel'in kurbanı tatlı bir koku yayıp kabul edilirken, Caine'inki kabul edilmedi ve Caine sert bir şekilde azarlandı.
İlk doğan (Caine) ağlamaya başladı, gece gündüz yukarıdakine dua etti.
Gel zaman git zaman, Adem kurban vaktinin yeniden geldiğini söyledi. Abel yine en güçlü ve genç hayvanlarından birini öldürdü. Caine ise eli boş geldi, çünkü kurbanının istenmeyeceğini biliyordu. "Caine, neden bir kurban getirmedin?" diye sordu Abel. İlk doğan, gözleri yaşlı bir şekilde kardeşinin kalbine mızrak saplayarak onu kurban etti; hayatta en çok sevdiği şeyi.
Bu olayın ardından yukarıdaki onu cennetten attı, ve Nod denilen bir yere sürgün etti.
Caine karanlıkta yalnız kalmıştı. Açtı, üşüyordu ve ağlıyordu... Karanlığın içinden tatlı bir ses geldi. Siyahlar içinde bir kadın Caine'e doğru yaklaştı:
"Hikayeni biliyorum, Nod'lu Caine. Açsın, bende yemek var. Üşüyorsun, bende kıyafetler var. Üzgünsün, bende rahatlık var". Şaşırmış olan Caine:
"Benim gibi lanetli birini niye rahatlatasın? Neden giydiresin? Neden besleyesin?" dedi, ve alacağı cevapla daha da şaşıracaktı:
"Ben senin babanın ilk karısıyım. Yukarıdakine karşı geldim ve özgürlüğü karanlıklarda buldum. Ben Lilith'im. Bir zamanlar ben de üşüyordum. Benim için sıcaklık yoktu. Bir zamanlar ben de açtım, benim için yemek yoktu. Bir zamanlar ben de üzgündüm, benim için rahatlık yoktu.”
Lilith, Caine'i ağırladı ve onu besledi, rahatlattı. Caine onun evinde bir süre kaldı, ve bir gün ona sordu:
"Sadece karanlıktan, bu evi nasıl yaptın? Nasıl kıyafetler yarattın? Yiyeceklerini nasıl yetiştirdin?"
Lilith gülümsedi ve cevap verdi: "Ben uyandım. Bu sayede istediğim gücü yaratıyorum". Gözleri parıldayan Caine: "Beni de uyandır Lilith, benim de güce ihtiyacım var. Ben de kendi evimi, giysilerimi, yiyeceklerimi yaratmalıyım."

"Uyanmanın sana ne yapacağını bilmiyorum. Sen baban tarafından lanetlendin. Ölebilirsin, sonsuza kadar değişebilirsin." İçini kemiren heyecanla Caine:
"Güç olmayan bir yaşamın ne önemi var? Sen olmadan ben ölürüm, ama senin kölen olarak yaşayamam."
Lilith Caine'i seviyordu. Sonuçlarından emin olmadığı için istemese de Caine'e olan sevgisi, içinden gelen sesin önüne geçti ve onu uyandırdı. Bileğinden gelen kanı bir kaba koydu ve Caine'e içirdi. Caine Abyss'e düştü, o kadar uzun süre düştü ki bu ona sonsuzluk gibi geldi. Gözlerini açtığında karanlık bir yerdeydi.
Karanlığın içinde Caine parlak bir ışık gördü. Gecede parlayan ateş, Michael, Kutsal Ateşin koruyucusu ona gelmişti, ve şöyle dedi. "Adem ve Havva'nın oğlu, suçun büyük ama babamın bağışlayıcılığı daha büyük. O seni affetti."
Kızgın ve kırgın Caine cevap verdi: "yukarıdakinin acımasıyla değil ancak kendi vicdanımla gurur içinde yaşayabilirim." Reddetmişti. Ve Michael ona ilk lanetini verdi:
"Bu diyarlarda gezdiğin sürece, sen ve senin çocukların ateşten korkacak. Ateşim sizin derinizi yakacak ve sizi mahvedecek."
O gecenin sabahında, ufuktan Raphael, güneşin koruyucusu göründü. Caine'e şöyle dedi: "Adem'in oğlu, Havva'nın oğlu, kardeşin Abel cennetten senin günahlarını affetti. Tanrı'nın bağışlamasını kabul etmeyecek misin?"
Caine cevap verdi: "Abel'ın bağışlaması bir şey ifade etmez. Ancak ben kendimi affedebilirsem gerçekten affolmuş sayılırım", ve reddetti. Onun için değişen pek olmamıştı, bir şey dışında; Raphael ona ikinci lanetini vermişti:
"Bu diyarda gezdiğin sürece sen ve çocukların gün doğuşundan korkacak. Güneşin ışınları sizi ateş gibi yakacak. Şimdi git ve karanlık bir yere saklan, saklan ki güneşin gazabını hissetme!"
İçini hırs bürüyen Caine kaçtı, kaçtı... ve karanlık bir mağaraya saklanarak derin bir uykuya daldı. Uyandığında ölüm meleği Uriel onu kanatlarının arasında tutuyordu. Caine'e doğru eğilerek kulağına fısıldadı: "Adem'in oğlu, Havva'nın oğlu, Tanrı senin bütün günahlarını bağışladı, kabul et ve bütün lanetlerinden kurtul.."
Büyük bir fırsat gibi görünen bu teklife kırgınlığı dinmeyen Caine cevap verdi: "Tanrının bağışlamasıyla değil, kendi bağışlamamla yaşayacağım. Ben benim. Yaptıklarımı yaptım. Bu asla değişmeyecek.”
Ve Tanrının kendisi, Uriel'ın ağzından Caine'e son ve en büyük lanetini verdi:
"Sen ve senin çocukların, bu diyarda gezdiği sürece karanlığa tutunacaklar. Sadece kan içecekler. Sadece kül yiyecekler. Bir ölü gibi yaşayacaklar, fakat ölmeyecekler. Son günlere kadar dokunduğunuz her şey yok olacak!"
Bu lanetle Caine acı bir çığlık attı, gözlerinden kan geliyordu. Kanı bir kabın içine doldurdu ve içti.
Kafasını kaldırdığında Gabriel karşısında duruyordu. Fırtına sonrası sessizliğinin verdiği yankıyla: "Adem'in oğlu, Havva'nın oğlu; babamın bağışlayıcılığı sandığından çok daha büyük. Şimdi bile affedilmeye bir yol açıldı. Bu yola "Golconda" diyeceksin. Çocuklarına ondan bahset, çünkü sadece bu yolla yeniden ışıkta yürüyebileceksiniz.’
Demekki vampirler bu şekilde doğmuş. Merak ediyorum da vampirler güneşe çıkabilirler mi? Aslında o çocuğu da sadece gece o parti de gördüm. Onun dışında da görmedim. Peki ama o rüyamda gördüğüm olay neydi? Bunları ancak oraya tekrar giderek öğrenebilirim galiba.
Daha sonra araştırmaya devam ettiğimde karşıma çıkan yazıda porfiria hastalarından bahsediliyordu. Yazıya tıkladığımda açılan sayfadaki yazıları okumaya başladım. Anladığım kadarıyla yazıda Kimyacı David Dolphin adında bir adamın yaptığı açıklamaya göre vampirlerin porfiria hastalığından doğduğunu ileri sürmüş.
‘Porfiria hastaları gün ışığına aşırı duyarlı oldukları için, güneş ışığına en küçük bir maruz kalma bile vücutlarında ciddi şekil bozukluklarına yol açabiliyor. Bu bozukluklar arasında yüz derisinde çatlamalar, burnun ya da parmakların düşmesi, dudakların aşırı gerginleşmesi ve diş etlerinin çekilmesi sonucu dişlerin aşırı sivri görünmesi gibi durumlar var.
Ağır porfiria hastaları güneş ışığından korunmak için, aynı Dracula gibi, sadece geceleri dışarı çıkıyorlardı.
Günümüzde porfiria, kanda eksik olan maddelerin hastalara enjekte edilmesiyle tedavi edilebiliyor. Fakat yüzyıllar önce insanlar kendilerini tedavi etmek için kan içiyorlardı.
Sarımsak, porfiria semptomlarının ağırlaşmasına sebep olan kimyasal maddeler içeriyor. Bu yüzden porfiria hastaları -aynı vampirler gibi- sarımsaktan sakınıyorlar.’ Diye yazıyordu.
Devamında ise yurtdışındaki lise kitaplarında porfiria hastalığı ile vampirlerin aynı olmadıklarını yazıyormuş.
‘Öncelikle porfirianın pek çok farklı çeşidi var. Bunlardan sadece, en ender rastlanılan konjenital eritropoietik porfiria ciddi vücut bozukluklarına sebep oluyor. Bir kaynakta, şimdiye kadar rapor edilmiş böyle 200 vaka olduğu belirtilmiş. Bu sayının vampir mitlerine yol açmaktan çok uzak olduğu aşikâr. Durum ne olursa olsun, 18. yüzyılda vampir olduğu iddiasıyla cesedi mezarından çıkarılan kişilerin hiç biri, tabi ki ölü olmaları dışında, tipik olarak bir görüntü bozukluğuna sahip değildiler.
Vampirlerin güneş ışığını sevmedikleri fikrini ilk ortaya atanların roman yazarları olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü 18 ve 19. yüzyıllar sırasında Avrupa'da vampirlere gündüzleri rastlandığına ilişkin söylentiler var. Ayrıca her ne kadar Bram Stoker'in Dracula'sı ölü gibi(!) bembeyaz bir deriye sahip olsa da, Balkanlar'da al yanaklı tasvir edilen vampirlere rastlıyoruz.
Yukarıdaki iki şık belki tartışmaya ve yoruma açık olabilir ama Dolphin'in en çok açık verdiği nokta işte burası. Vücudumuz, sindirim sistemimize giren her türlü besini genellikle en küçük yapı taşına parçalayıp daha sonra bu yapı taşlarından kendi karmaşık moleküllerini yapar. Porfiria hastalarının kanında eksik olan karmaşık molekülün, kan içerek vücuda kazandırılmasına imkân yok, çünkü kanda bulunan her molekül midede ve bağırsaklarda sindiriliyor. Zaten dikkat edilirse ortaya atılan iddia, günümüzde porfirianın, hastalara kanda eksik olan maddenin doğrudan "enjekte edilmesiyle" tedavi edildiği bilgisini içerdiği için bir bakıma kendi kendini çürütüyor.
Son olarak sarımsakta porfiriaya kötü gelen bir maddenin varlığı şimdiye kadar ispatlanmış değil.’ Yazıyordu.
Demekki vampirler ve porfiria hastalığı arasında herhangi bir bağ yokmuş. Bu demektir ki biyokimyacı David Dolphin, ikisi arasında bağ olduğunu ileri sürerken çok yanılmış.
Daha sonra başka sitelere bakarken gördüğüm bir yazı dikkatimi çekti. Başlıkta ‘Tarihin İlk Feministi Bir Vampir Miydi?’ diye yazıyordu.
‘Evet, gerçi Öykü'nün paylaşımlarında az çok Lilith ismini duyduk. Peki bu Lilith de kim? Havva ilk kadın değil mi? Erkek ve kadın eşit mi yaratıldılar? İşte Sümerlerden ve Tevrat'tan birer efsane...’ diyordu altındaki açıklamada ve devam ediyordu:
‘İnsanlığın öyküsü Adem ve Havva ile başlıyor, öyle mi? Eski bir yahudi efsanesine göre, bu öykü Adem'le Havva'dan öncesine uzanıyor. Yani Adem'in ilk eşi Havva değil, Lilith adında bir kadındır. Ama, tarih boyunca gizlice aramızda dolaşıp, her kadın-erkek tartışmasında kendini gösterse de onu çok az tanıyoruz.
Sözü edilen efsane şöyle başlıyor: Tanrı topraktan Adem ile Lilith'i yaratır. Mutlu mutlu yaşasınlar diye onları cennete yerleştirir. Ama bu iki insan çifti bir türlü huzur bulamaz. Sorunları mı? Günümüz çiftlerinin sorunlarından farklı değildir. Adem ilişkide her alanda söz sahibi olmak ister. Ancak Lilith buna karşı çıkar. Özellikle cinsel ilişki sırasında Adem'in hep üstte yer almasını aşağılayıcı bularak itiraz eder. Kendisinin de Adem gibi topraktan yaratıldığını, yani eşit olduklarını savunur. Adem ise kendini, bağışlayan, bereketli gökyüzü; Lilith'i de ürün veren toprağa benzeterek bu şekilde birleşmek konusunda diretir. Adem tavırlarında ısrar edince, Lilith, birlikte yaşamalarının zor olacağına karar verip Tanrı'nın söylenmemesi gereken adını anarak göğe doğru yükselir. Sahip olduğu olanakları terk eden Lilith'in yeri artık dışlanmışların arasındadır. Çevresindeki cinlerle ve cinlerin kralı Şamael (Şeytan) ile ilişkiye girer ve onlardan çocuklar doğurur.
Bu arada cennette yalnız kalan Adem, Tanrı'ya dua ederek Lilith'i geri ister. Tanrı, Sanvai, Sansanvai ve Semangelof isimli üç meleği geri çağırmak üzere Lilith'e gönderir. Meleklere, dönmediği takdirde her gün yüz çocuğunun öldürüleceğini emreder. Ama, o kesinlikle dönmeyeceğini bildirir. Ve tehdit yerine getirilir...
Lilith, duyduğu acıyla bundan sonra, bütün hamile ve doğum yapmış kadınların, bebeklerin baş düşmanı olmaya yemin eder. Erkek çocukların doğduktan sonra ilk sekiz gün, kız çocukların ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır. Sadece yakınlarında bu üç meleğin ismi ya da şekli bulunanlara dokunulmayacaktır. Lilith artık kötüler tarafına geçmiştir. Bunun üzerine Tanrı Adem'in kaburga kemiğinden Havva'yı yaratır. Bu yeni kadın, Adem'den bir parça olduğu için, ona karşı çıkmayacaktır.’
Devamında ise Lilith hakkında pek çok efsane ve öykü olduğu yazıyordu. Talmud’da onun için dişi şeytan olarak bahsediliyormuş ve bu şekilde yüzyıllar boyunca tarih sayfalarında dolaştığı söyleniyormuş. Kadın ve çocukları hedef alır, erkekleri baştan çıkararak onlara zarar verirmiş. Bir hayalet gibi kadınların beynine girip, erkeklerle eşit haklara sahip olma savaşını günümüze kadar sürdürür. Bazı efsanelerde de cadı suretinde karşımıza çıkarmış.
Başka bir yerde de Lilith hakkında yazılan efsaneler vardı:
‘Lilith'in geçmişi tek tanrılı dinlerden çok daha önceye, eski Mezopotamya uygarlıklarına kadar uzanıyor. Genellikle Sümer ve Babil mitolojisindeki rüzgar tanrıçası Lilitu ile ilişkilendiriliyor. Lil, fırtına ya da rüzgar anlamına geliyor.
Bir Babil metninde ise, büyük tanrıça İştar'ın tapınak fahişesidir. İştar, eski doğu dinlerinde şehvetli aşkın, tutkunun ve baştan çıkarıcılığın tanrıçası kabul ediliyordu. Bu özellikleri nedeniyle, fahişelerin, özellikle de kült olan tapınak fahişelerinin koruyucu tanrıçasıydı.
Tapınak fahişeliği meşru bir işti. Herodot'un bize ulaşan yazılarında, Babil'de her genç kızın bir kez yabancı bir erkekle cinsel ilişkiye girmek zorunda olduğu biliniyor. Ancak, bu tapınak fahişeliği kesinlikle küçük düşürücü bir iş değildi. Babil’lilerin yabancı erkekleri tanrı olarak gördüğü sanılıyor. Kendilerini onlara teslim eden genç kızlar, simgesel olarak tanrıların eşi haline geliyor ve kutsallaşıyorlardı.
Lilith'e bazı özellikler Babil'in kötü tanrıçası (belki de dişi şeytanı demek gerek) Lamatsu'da da görülüyor. Lamatsu halk arasında albastı ya da lağusa hastalığı olarak bilinen rahatsızlığın ortaya çıkmasını sağlıyor, hamilelere zarar verip yeni doğan bebekleri öldürmeye çalışıyordu. Lilith'in özellikleri Lamatsu'ya aktarılmış olabilir miydi? Yoksa tersi mi yapılmıştı?
Lilith'in Yahudi efsanelerinde ne zaman boy gösterdiği bilinmiyor. Çünkü tanrılar ve efsaneler, doğu kültürlerinin birçoğunda ortaktı ya da büyük benzerlikler taşıyordu. Yine de her koşulda, Yahudilerin şeytanla ilgili inanışlarında önemli bir yere sahipti. Erkeklerin aklını başından alan bir şeytan olarak görülüyor ve ondan çok korkuluyordu.’
Bu okuduklarımdan anladığım kadarıyla aslında ilk vampir Caine değil, Lilith’miş. Ama neden bizim din kitaplarımızda Adem ve Havva’dan bahsediliyor da Lilith’ten bahsedilmiyor. Her neyse ben en iyisi araştırmaya devam edeyim bakalım daha karşıma neler çıkacak.
Başka bir sitede ise ‘Vampirlerin Özellikleri’ diye bir başlık vardı. Siteye girip baktığımda vampirlerin güçlerinden ve özelliklerinden bahsediyordu.
‘-Daha duyarlı duyu organları
- Karanlıkta Görebilme
- Daha gelişmiş renk tayfı
- Hassas Duyum
- Geliştirilmiş koku alma duyusu
- Gelişmiş fiziksel güç
- Geliştirilmiş hareket-çabukluk
- Kısa mesafede biçim değiştirmeden yüksek süratte uçuş kabiliyeti
- Yaraları çok hızlı iyileştirme, İnsan hastalıklarına karşı direnç
- İnsanlar ve daha zayıf vampirler üzerinde hipnotik kontrol.
- Diğer varlıkları karizmaları ile kontrol etme.
- Ekstra Duyarlı Ten ve olaylara karşı önsezi
- Yarasa şekline dönüşebilme
- Toprakta eriyerek kaybolma.
- Sise dönüşerek kaybolma
- Yarasa,köpek,kurt gibi hayvanları kontrol etme yetisi
- Duvara tırmanma kabiliyeti’ diye yazıyordu.
Demekki vampirlerin özellikleri ve yetenekleri bunlarmış. Acaba o çocuk da böyle özellikler ve yetenekler var mıdır? Ama vampirlerden bahsettiklerine göre kesinlikle vardır.
Daha sonra bilgisayarı kapatıp kızlarla beraber kahvaltı ettik ve evi temizlemeye başladık. Temizlik sırasında birden başıma öyle bir ağrı girdi ki neredeyse öldüğümü sandım. Birden etraf karardı ve gözlerimin önüne bazı görüntüler gelmeye başladı.
Dün gece rüyamda gördüğüm olay şu anda gözümün önünde ve uyanıkken oluyor. O çocuk ve diğeri tartışıyorlar ve ben ne konuştuklarını duyabiliyorum. Bir taraftan konuşuyor diğer taraftan da bana, gözlerimin içine bakıp duruyor. Allah’ım, şu anda resmen ölüyor olmalıyım. Bu nasıl bir kâbus ki geçmek bilmiyor. Ve uyanıkken bile bu kâbusu görebiliyorum.
Bunun bir çözümünü kesinlikle bulmam gerekiyor. Çünkü bu görüntüler hiç de rüya gibi değil. Çocuğun adının konuşmalar sırasında Orkun olduğunu öğreniyorum. Belki bu sayede o kulübe geri giderek onu orada bulabilirim. Ama nedense altıncı hissim bana oranın çok ama çok tehlikeli olduğunu ve başımın oraya gidince çok büyük derde gireceğini söylüyor. Ama benim bu çocuğu bulmam gerek.
Benim bu görüntüleri görmem çok garip, çünkü bunların hiçbirini yaşadığımı hatırlamıyorum. Hele ki o kavga sahnesini hiç mi hiç hatırlamıyorum.
Bu sırada kızlar evi temizliyorlardı. Allah’tan şu anda ne halde olduğumu görmediler yoksa onlara bir dünya açıklama yapmam gerekecekti. Daha sonra gördüğüm görüntüleri bir kenara itip temizlik yapmaya devam ettim.
Akşamüzeri bütün işimizi bitirince yemeği dışarıda yemeğe karar verdik. Oradan da yeni çıkan filme gidecektik. Adı da New Moon (Yeni Ay)’du. Anladığım kadarıyla bu benim okuduğum Alacakaranlık kitabının seri halindeki filmleriymiş. Evden çıkmadan öncede nedense kolyeleri takmak geldi içimizden. Normalde böyle kolyeler takmazdım ama nedense altıncı hissim bana kesinlikle takmam gerektiğini söylüyordu.
Film bitimi kızlarla beraber sinema salonunun bulunduğu alışveriş merkezi olan Carrefour’da gezmeye karar verdik. Ne de olsa yapılacak başka bir işimiz yoktu. Daha sonra orta katta bulunan Starbucks’a gidip kahve içmeye karar verdik.
“Kızlar, film mükemmeldi yaa. Hele ki o Victoria ile kurt adamların bir taraftan kavga etmesi bir taraftan da kurt adamların Charlie ve diğer polisleri korumaya çalışmalarına bittim resmen.” Dedi Sinem heyecanlı bir şekilde.
“Gerçekten de mükemmeldi Sinem. Ben daha çok Bella’nın Edward terk ettikten sonraki haline çok üzüldüm ve resmen hüngür hüngür ağladım.” Çünkü bir anda kendimi görmüş gibi oldum da ondan.
Sevdiğin bir erkek tarafından terk edilmek bir kız için çok zordur. Hele ki o sevdiğin kişi seni sevdiğini sana hiç durmadan söyleyip de bir anda terk edince daha bir kötü olursun ve gerçekten de ölmek istersin.
Bir ara Sinema salonunda sanki birileri beni izliyormuş gibi hissettim gene. Ama çok kısa bir an oldu. Galiba kafayı gerçekten de sıyırmaya başladım.
“Neyin var nefes Daldın gittin.” Dedi nisan endişeli bir şekilde.
“Hiç bir şeyim yok canım. Sadece bir şey düşünüyordum. Hadi... gidip kahvelerimizi içelim.” Dedim kafeteryanın olduğu yere doğru yürüyerek.
Starbucks her zamanki gibi kalabalıktı. Ne de olsa kahveleri çok güzeldi. Bende çok severim kahveyi, önceden nefret ederdim ama Starbucks sayesinde resmen aşık oldum. Tam kafeteryadan içeri girecektim ki gördüğüm manzara karşısında olduğum yere çakıldım.
Bunlar onlardı; Orkun ve arkadaşları. Ama... ama bu nasıl olur? Ahh hadi ama nefes, burası halka açık bir yer ve vampirlerde buraya gelebilir. Acaba... acaba sinema salonunda hissettiğim gerçek miydi? Ama öyle olsa şirket çıkışı da aynısını hissetmiştim. Demek çalıştığım yeri de buldu ha.
Tanrım, o kadar yakışıklı ki. Sanki... dünyalı değilmiş gibi. Daha sonra Sinem’in beni dürtmesiyle kendime geldim. Bu sırada Orkun’un da bana baktığını fark ettim. Hemen içeri girip boş masalardan birine oturduk. Burası sigara içilmeyen bölüm olduğu için daha bir rahattık.
“ikiz yaa, şuradaki çocukları tanıdın mı?” diye sordu ikizim heyecanlanarak.
“Ha...hayır tanıyamadım.” Diye yalan söylemek zorunda kaldım.
“Aaa, evet ben hatırladım.” Dedi nisan onlara bakarak.
“Bunlar deniz'in partisinde arkamızda oturan çocuklar.” dedi Sinem bana bakarak.
“Aaa öyle mi?” dedim şaşırmış gibi görünerek. “Demek bu taraflarda oturuyorlar.” Dedim önüme dönerek.
Daha sonra bugünkü gördüğüm hayal aklıma geldi –tabii eğer hayalse- eğer onlar bizi koruyorsa o zaman onlar kötü değil demektir. Ama diğer gördüğüm adamlar kimdi peki? Onlarla kavga ediyorlardı bizi korumak için. Demek ki onlar bizi öldürmek istiyorlardı ve Orkun ile diğerleri bizi koruyordu.
Daha sonra Orkun’ların tarafına baktığımda boynumdaki kolyeye baktığını fark ettim. O... o gülümsüyordu. Kolyeme bakarak gülümsüyordu. Yoksa... yok canım saçmalama nefes yaa.
“Kızlar, kahvelerimizi içtiğimize göre artık kalkalım mı?”
“Yaa Tuğçe, eğlencemizin içine etmeyi başarıyorsun yaa. Ne olur biraz daha kalsak? Belki şu çocuklar yanımıza gelir de bizimle konuşurlar. Baksana her yerde karşımıza çıkıyorlar.” Dedi Sinem.
“Saçmalama Sinem. Neden gelip bizimle konuşsunlar ki? Ayriyetten belki buralarda yaşıyorlardır da ondan gelmişlerdir. Hem sadece onları Sahra’nın doğum günü partisinde gördük. Başka bir yerde görmedik, değil mi?” aslında ben onları hatırlayamadığımız o gece de görmüştüm ama kızlar bunu hatırlayamıyorlar o ayrı bir şey. Ama onlara asla –yada şu anda- söyleyemem.
“Bence de artık kalkalım Sinem.” Dedi kızlar ayağa kalkıp çantalarını alarak.
Daha sonra ben ve Sinem’de ayağa kalkıp çantalarımızı alarak yürüyen merdivenlere doğru ilerlerken tekrar onların masasına baktığımda Orkun’un bana bakıp gülümsediğini ve başını eğerek selam verdiğini gördüm. Resmen bakışlarından biraz olsun ürkmüştüm. Belki de o geceki olan olaylar aklıma geldiği için ürkmüş olmalıyım. O hırlamalar, saldırı pozisyonu alması ve benzeri şeyler beni gerçekten de çok etkilemişti.
Daha sonra kızlarla beraber yürüyen merdivenlerden otoparka indik. Tam arabamıza gelmiştik ki birden içimden gelen bir ses ile arkamı döndüm ve onu gördüm. Arabasının yanında duruyordu diğerleri ile beraber. Neden her yerde beni takip ediyordu bu adam. Benden ne istiyordu. Yoksa beni ve arkadaşlarımı mı koruyorlardı? Her neyse, eğer kötü bir şey yapacak olsaydı çoktan yapardı.
“Hadi nefes yaa.” Dedi heyraaa ön koltukta.
“Tamam.” Dedim Orkun’a bakarak.
Tam arabaya binecekken sanki biri aklımda bana sesleniyormuş gibi geldi. Aklımda bana; ‘kendine ve arkadaşlarına dikkat et ve sakın kendini tehlikeye atma.’ Diyordu. Arkamı dönüp Orkun’a baktığımda bana gülümseyip göz kırptı. Belli ki ne yapacağımı duyuyordu. Aynı Edward gibi düşünce okuyor demek ki. Hemen arabaya binip evin yolunu tuttuk.



12.BÖLÜM:

dün qece rüyamda ismini bilmediqm ama size yemin ederim ki orkundan bile daha yakışıklı birini qördüm.Ama bu sefer farklıydı.sanki beni koruyormuş qibi sımsıkı tutuyordu.Birbirimizin qözlerine baktık o yeşil qözlerinde kayboldum sandım taki.Yaratık çıqlıkları ve çırpınan kanat sesleri ile dokup kalmıştım.
"noluor?"
"hoş qeldin bebeqim.Seni qörmek çok qüzel"
"yaa bide bana sor"
"hey şimdi bana inanıyormusun?"
tek kaşımı kaldırarak
"hanqi konuda"
"ıı....şey. işte sn...bn...Ruh ikizi bilirsin işte"
"ha?" size rüyamda bile monqol qözüktüqüme yemin edebilirim.
"ya her neyse artık sıkıldım bn"
"kimden bnden mi hah!bnde snden sıkıldım zaten tipsiz"
"hey rahat dur bn snden nasıl sıkılırım ki ama sn bnden sıkıldıqına qöre qidiyorm bn"
"tmm bekle bekle qitme" bana döndüqünde surutanda kocaman bir sırıtış vardı.
"peki sn nasıl istersen.zaten aslına bakarsan qitmiyordumda"
"way şerefsiz." ikimizde kahkala boqulduk.Ona baktım tam qözlerinin içine rüyada olsam bile hala aynı parlaklıkta parlıyorlardı.
"Seni seviyorum nefes"
"bnnimi? bn seni daha tanımıyorum bile ismini bilmediqim şahıs"
"artık birlikte olabilirmiyiz?"
"birlikte olmak derken.eqer şeyden bahsediyorsan siktir qit yol orda." dedim sinirle bu çoçuk beni ne sanıyo q*t veren falanmı?.Ah lanet qirsin yaaa
"hayır onu demedim ki bn."
"o zman ne?dedim tek kaşımı kaldırarak.
"benimle çıkarmısın?"
"Hmmm...Bu bir rüya ama çok saçmaa"
"niee yaaa ne qüzl işte öpüşe biliyoruz yoqsa daha fazlasınımı istiyorsun."yeminle sapık lan bu çoçuk.
"hayırr asla!"
"o zmn ne?"
"Neden qerçekte bana yakınlaşmıyorsun"
"hey ne demek yaklaşmıyorsn qülümsüyorum ya sana daha ne istiyorsun."
"bi kere sülümsemek yakınlaşmak deildir seni aptal."
"tmm ya ne kızıonn"
"ahh sana nasıl kıza bilirimki"derken onu kollarımın arasına aldım.Eger orkun rüyama qirseydi kesin bu çoçuk ölürdü allah rahmeteylesin.
"biliyorum işte bu yüzden seni seviyorum yaa"
"bu arada ammada sırıksın ya"
"evet snde çok cücesin"
"cücemi cüce snn .... olur"
"tmm kızma aşkım sadece şakaydı.Arqolu laflarına bitiyorum canım küfr kullanmak sana çok yakışıyor."
"ah kendimi öldüre bilirmyim?"
"nie ki?"
"çünkü dier aptal insnlar -tapi ikizim ve kızlar hariç- herkez bana küfür sölemenin yakışmadıqını sölüyor.Pehh salaktan ibaret bu dünya"
"hmmm..bncede doqru"
"tabikide"
"yarın okula qidecekmisin?"
"saanee napcan ki?yoqsa sndemi edward qibi oymak istiyorsun."
"he tabi şu tipsiz adamdan ne bekliyorsun"
derin bir iç çekip
"beni vampir yapmasını ama ondan deil emmetten isterdim kaslı bir vücut seksi bir qörünüş şeker ve tatlı olması..Ooff offf tam bana qöree lan"
"eeee?"
"şeyy alınma canım kaptırmışım kendimi"
"tabi tabi bn qidiom yerime emmet qelsn o zman"
"ne emmet mi?tabiki nerde?"
"ahh qidiyorum bak qiderim ha?"
"qit bannanee"
"qidiom kızım yalvarcan sn bana rüyalarıma dön diye"
"hah! yalvarmak mı?snce bn aptalmıyım tutmuom ki seni qidiosan qit allh allh yha bütün deliler beni buluyo."
"qörcen sn kızımm bunun sonrasıda var"
"hehe tabi tabi eminim öledir.kesin kesin hadi yallah yallah başka kapıya"
hey allhım bn hiç bu kadar saçma bir rüya qörmemiştim.Amaa yataktan kalktıqımda kahkalarla qülüyordum.aaaa!hayrey nerdeler lan bunlar hiç kimse odama dalmamış bu kötüye bir işaret desen.Tam yataktan kalkıyordum ki kızların çıqlıyla sarsıldım.Aşşaqıya inmemle şok qeçirmem bir oldu.
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 4:38 pm

13.Bölüm
inanamıyorum onun burda ne işi vardı.7 kızın içinde oha yani dışardan qören sapık sanardı he.
"hassiktir lan ne bokuma çıqlıqı basıonuz?" qördüqüm kişi emreydi.Nihahaha siz kötü bişi faln bekliyordunuz dimi?
"hey hey snn burda ne işin var emre?"
"Seni qörmeye qeldim nefes" benimi? ha amn tanrım bayıla bilirm şuraçıkta
"ha?"
"ayıcıklı pijamalar yakışmış sana" pislik illa utandırcan dimi bni
"ıı.Sey teşekkürler.Ama bni nasl buldun?"
"unutma bnm çok yöntemlerim var"
"hey yoqsa bizimi takip ettin seni pis cinsi sapık" dedi ikizim ve ona doqru yastık attı
"sapık mı?ulan sapık snn babandır"
"hop hopp babama laf yoq kamill"
"tmm tmm sakin olun" dedim ama dinleyen kim
"qelsene kim kamil oluo qösterim sana qel qel"
"snn var ya bi tarafına bişi sokarım he" dedi ikizim ahh birde emremi sapık diyor bu kız?
"hay kesin artıkk!emre qel sni bunlarla -arkadaşlarımla yani- tanıştırayım"
"nasıl istersen prenses"
"böööö! ikiz ölmek istiyorum"
"bnde ikiz"dedim
"bu heyra kopuk bi kızdır.bu sinem pis yönleri vardır."
"pis yönleri?derken sürtük falnmı?"
"hop hop sn kime sürtük diyorsun sürtük snn anandır lan mala bak ya"
"ikiz arqolu laf yoq lan" dedim
"ikizmi?sizmi hahaha biri beni öldüre bilirmi?"
"seve seve"dedi nisan
"aha buda nisan pisikopattır.Buda beyza ikizim kopuk cadaloz ne ararsan onda var"
"ama snn kadar olmaz ikiz"
"biliyorum biliyorum"hepimiz qülmüştük.
"bu ebru fazla süslüdür."
"süslümü?siktir lan"
"tmm lafımı qeri alıyorum."
"eeee?" pardon ama bu çoçuk tam bi mongol lan gerzek seni!
"ne?"die çıkştı ikizim
"nefes bir dakika qelirmisin"dedi emo[emre]
"tabiki emre!noldu?"
"bahçede konuşa bilirmiyiz?"
"tabiki neden olmasın kızlar biz bahçedeyiz ikiz sana yalvarıyorum ebrunun bu poroteyin yada herneyse işte öle yemk yapmasına enqel ol"
"olmuş bil ikiz"
"okişşş bebeim mucuks"
"aynn ondan ikiz" evin bahçesine çıktık ve işte o anda yine 2. şoku qeçirmem bir oldu.Aman tanrım qaliba buqün hayatımın en qüzel qünü olucak tabiki emre'nın ona hırlaması dışında.He?hırlamakmı?yoq canm yanlış duyuyor ve qörüyor olmayımm.

14.Bölüm:
karşımda orkun ve arkadaşları vardı.Yanlarındada 5 tane kız vay be demek vampirler eve kız atabiliyo he.
"Sizin burda ne işiniz var."dedi emre.daha doqrusu hırlarcasına.
"asıl snn burda ne işin var?"dedi orkun.
"unutma seni pis-" demeden önce bana dönüp bi baktı.Çok korkuyorum ya lanet qirsin ki ödüm pokuma karışmak üzere.
"e-e-emre?"
"içeri qir nefes!hemen"
"hayır hayır burda kalıcam"
"sana son kez sölüyorum içeri qir hemde hemen" bana resmen kükremişti.Gözlermin korkudan dolmuştu.elimi hızla dudaklarımdan bastırdım sessiz durmak için.Herkezin qözü üzerimdeydi bnm qözüm ise emreydi.
"nefes özür dilerim!" hiç bi şey demedim sadece kafamı saga sola salladım.
"gel buraya"bni kollarının arasına alıcaktı ki korkuyla bir adım qeriçekildim.
"nefes iyimisn?"bu çoçuk bana iymisin mi diyordu.Ah lütfn nasıl iyi olabilirm belki bütün pisliqimi üzerine kusabiliridm
"emre qit burdan onu korkutuyorsun"
"korkutmakmı?asıl siz onu korkutuyorsunuz bir araya qelmiş olan siz vampir sürüsü bizim sınırımıza qirip mühürlendiqim kızı bndn almaya çalışıyorsnuz asıl qitmesi qereken biri varsa o sizsiiniz"
"yeterrrrr!yeter artık yeter bir kere olsun o lanet olasıca çeneni kapat ve beni dinle.Gözüne qirsin hayatım emi ailemi kaybedeli 1 hafta oldu ardında daha boktan bir hayatın içine adım attım.Etrafımda vampirler ve kurt adamlarla dolu ve sn bana qelmiş iyimisin diye soruyorsun snce iyimi qözüküyorum.Söle cwp versene böle bir hayatı olan biri snce iyi olablirmi?"diye baqırdım baqırmamla bütün kızların dışarı çıkması bir oldu.
"emre" bu ikizimdi beni kurtarmaya qelmişti.
"bnce onu dinlesen iyi olur cünkü fazla küfr etti ve bnce bu hiç iyi deil" yanıma qeldi kolumu sıvazladı.
"nefes seni üzmk istememiştim bn çok-"
"sakın bana çok üzqünüm deme sakın ama sakın buna emin olabilirsinki eqr bana o cümleyi kullanırsan seni tahmin edemiceqin bir boyuta sokarım." parmaqımı ona sinirle sallarken herkezin -özelliklede şu vampirikaların- qözleri pörtlemiş bir şekilde bana bakıyordu.
"ve şimdi burdan defol qit birdaha sonsuza dek qelme anladınmı beni birdaha karşıma çıkarsan şu vampirlerden de dahada acımasız olurum anladınmı beni" diye kükredim ve içeri hızla qirdim.Direk olarak odama koştum kapıyı çarparak kapatıp kendimi yataqın üzerine attım.


15.Bölüm:

1-2 saat sonra

Aqlıyordum.yine aqlıyordum hiç bir şey başaramamıştım.Sinem dediqi qibi aayaklarımın üzerinde durmayı başaramamıştım.Ben hep acıya mahküm olanların arasına şıkıştırıldım.Peki artık bu kadar yeter be kendini qel şuandan itibaren seni hiç bir şey üzmicek herkez kendi yolunu çizecek buqün alışverişe qidekceksin akşam yemeqini yiyip kitap okuyup yatacaksın ve yarın hiç bir şey olmamış qibi yataqından kalkıp okulana qideceksin.Dedim kendi kendime.Nokta.kapının tıklanmasıyla yerimden sıçradım.
"Nefes?qirebilirmiyim?"
"evet tabi qelebilirsin sinem"
"ikizin emreye saldırdı lan"
"he saldırdımı qel anlat bakayım" qelip yanıma otrdu ve anlatmaya başladı.
"sen aqlayarak yukarı çıktıktan sonra beyza çok kötü sinirlendi sonra emreye defolup qitmesini istedi emre qitmeyince eline taşı aldı çoçuqun kafasına attı sonra bunların arasında kısa bir sinir bakışması oldu son beyza sinirle küfür edip çoçuqun üzerine atladı emremidir artık her ne boksa işte onu koluyla tutu tabi beyzada hiç boş dururmu çoçuqun kolunu ısırdı"durdu bana baktı sonrada ikimizde kahkalarla qülmeye başladık
"desene çoçuqun eti qitti diye"
"evet lan beyzanın dişleri ne öle" bir süre hiç birimiz konuşmadık.Beyza aferin kız sana keşke bn dalsaydım aqız buurun o mala
"ikiz?nasılsın" dedi ikizim sırtını duvara yaslamış bir şekilde bana bakarken
"şimdi daha iyim sn?"
"ah evet bnde iyim şu sinirimi o bok kafalı çoçuktan çıkarınca dahada iyi oldum"
"evet lan nasıl daldın çoçuqa"dedi nisan içeri dalarak hemen yanıma qeldı kolumu sıvazladı ve yanımda çöktü.ardından heyra ebruyu kovalayarak içeri daldı.
"aqzına öttürdüqümün kızı"
"yaa bananeeee bnm suçum yoqtu amaa"
"ne demek senin suçn yoqtu lan man kafa kaç kere qiyme diyorum sana" ah bu arada size söylemeyi unutum qaliba heyra ile ebru kardeş.
"noldu kızlar?"
"ya man kafalı çizmemin topuqunu kırmış hayvan"
"hayvan snn lan"
"dalarım kzıım aqız burun sana he"
"tamm kızlar sakin olun bize bir şey srcam"
herkezin dikkati üzerime toplanmıştı ama sinirim acayip bozuk kimsei kaldırarmam
"biliyordunuz dimi?"
"nie?" dedi tuqçe
"onların ne olduqunu" die yapıştırdım.Yarım saat fln sessizlik oldu cewp vermedikleri için yerimden kalkaçaktım ki sinem kolumdan tutu.
"otur san her şeyi anlatıcaz"
"sözmü sinem herşeyi anlatıcaqınıza söz verin"
"söz"
"pekela sizi dinliyorum."
"ilk olarak bunları duymaktan zevk almadıqını biliyoruz ama bunu sana sölemek zorundayız"
"evet tekrar sölüyorum anlatın"
"biz şey biz vampiriz" ha? vampirmi sizmi?hassiktir lan
"kim kim vampirsiniz?"
"sn hariç herkez"
"hassiktir lann omq"
"hey korkutuq biliyorum üzqünüz bir böle bir hayatı seçmedik ikiz"
"hey korkmakmı?malmısın kızım sn süper bişi bu ne korkmasıı hadi benide ısırın hadi benide ısır ikiz"
"yokya o işi bn yaparsam doruk beni becerir haberin varmı snn"
"hey ama bişi srcam siz şu barda neden aqladınız vampirler aqlayamaz ve yemekde yiyemez"
"kim demiş lan onu?"
"kitaplar"
"ah şu alacakaranlıkmı?lütfn bırak o ezme kitabı ya ikiz bk büssürü vampir var karşında onlaramı inancan yoqsa bizemi?"
"tabiki size be ikiz vampirsiniz mampirsiniz ama iyisiniz be"
"tabi lan bir de kötümü olucaz bu arada ikiz deniz vampir lan"
"kim dönüştürdü onu?"
"kim olacak bn ısırdım nihahaha çok kaşınmıştı"
"aboww heleki ikizimsin he" hepimiz kopuyorduk.Hele şunu bi düşünün tuqçe nisan ve ikizim yerlere tüştüler."
"ama nasıl yemek yiye biliyorusunz?"
"kendini zorlayınca oluyor be ikiz bu arada biliyormusun ork-"demeden nisan sözünü kesti
"hadi üstünü deiştir"
"ork ne lan?"
"hiç ikiz önemsiz bişi"
"kızlar bişi sorucam o çoçukları tanıyorsunuz dimi?"
"tabiki ikiz onlar bizim sevqililerimiz" ha? doqrumu duydum?.
"Ne sevqilinizmi?"hepsi kafasını salladılar.
"Ama onların yanında kızlar vardı ve sarmaş dolaşlardı?"
"evet ailesindenmiş o kızlar"
"hey peki siz neden onlarla kalmıyorsunuz?yani madem onlarla birliktesiniz neden kalmıyorsunuz?"
"dahada çok dikkat çeker diye"
"bnce çok saçma çünkü siz sonuçta ruh ikizi deilmisin doqal olarakta birlikte yapamanız qerekir"amn tanrım ne dedim ben
"ikizzzzzzzz ne dedin sn?"
"ne dedim ki bn?"
"kızlar ikizim demin ruh ikizinin olduqunu sonunda kabullendi"herkez birbirine bir süre baktıktan sonra sevinç çıqlıkları koptu
"hay *m*na koduklarmını ytr lan bi ara kalpten qidicem haaa" dedim ve hepimiz qülmeye başladık
"biliyormusunz aslında sizinle birlikte yaşadıqım için çok mutluyum."
"o zaman ikiz yarın okula qeliyorsun deilmi?"
"evet"diye baqırdım sonra salak slak sırttım ne olduqunu bilmiyorum ama içimde bir heycan sevinç ve ümit var sanki yarın bir bok olacakmış qibi hissediyorum ama bu bok iyi bok herhalde.Akşam yeni yatılı okula qidiceqimiz için bavullarımızı hazırladık ay bakın size yine söylemeyi unutmuşum.Bizim qidiceqimiz okul yatılı o yüzdn sinem beni o okula qötürmek için caba harcıyor ya sanırım çok unutkanım ama napim size süpriz yapmaya bayılıyorum hihihi.

***********

Sabah saatin çalmasıyla ikizimin ve dier kızların çıqlık çıqlıqa adama qirmesi bir oldu doqal olarakta bn sıçrarken yatakdan düştüm ve herkez qülme krizine qirdi.Tabi ilk başta bn ve ebrucum.
"hadi ikiz bu qün çok qüzel olacaksın" dedi ikizim
"evet buqün yepyeni bir hayata başlıcaksın" dedi tuqçecim
"evet ne qüzel dimi?"dedim
"hadii süslenme zamanıııııı" üzerime siyah bir kıyafet beyz renkte katıları var siyah kot pantolon ve siyah converse qiydim.Gözüme göz kalemi ve dudaqımada biraz ruj sürdüm.saçımın renqi temin renqi hem kıafetime hemde makgajıma uymuştu.Bavulları arabalara koyduktan sonra yol aldık.

Sinem'in evi
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ruj
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

pantolon
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kıyafet
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

converse
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Bu sefer herkez başka arabalara bindi.İkiz ve sinem dün bana süpriz olsun diye araba almışlardı.Ben ve ikizim yeni aldıqım arabaya bindik.sinem nisan heyra ve ebruda tuqçenin yeni arabasına bindiler.

Benim arabam
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Tuqçenin yeni arabası
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Saray okul artık herne boksa işte
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


*********
Okula qittimizdeki okula baktıqımda ödüm pokuma karıştı.Çünkü hemen karşımda iki tane aslan vardı.Amına koyim bunu buraya koyanların emi! okul saray evi karak büyüktü sanırım müze falandı.Çünkü müzeler altından yapılır ve bu kadar parlak olurlardı ama büyüleciydi.O kadar qüzeldiki saaatlerce izleseyebilirim bu okulu.Kocaman ve okulun önünde mumlar romantizim katıyor.Bu okulu yaptıran kesin romantizim hastasıdrı lan.Ama kesinlikle zevki iyi biliyor.Okulun içine qirdiqimizde bütün qözler üzerimizdeydi qözümdeki siyah qözlüqü çıkartım rüzqarında saçımı havalandırmasıyla kendimi bir an ünlü hissettim ama tabi bu hiç bir zaman olmayacak ve olmayacaktı.ikizim hemen yanıma qelip beni çekiştirdi.
"noluo lan ikiz?"
"nolcak sevqilimi özledim hadi qidelim"
"hah!sevqilisini özlemiş yerim sevqilini snn"
"hoşt lan bırak sevqilimi bn kendim yerim hem sni yemek için bekleyen orkun var" bu sözü işte bana kapak oldu
"ikiz?"
"ne var tatlım?"
"kapak oldumm lannnnnn" die sessiz bir şekilde baqırdım sonra ikizmide qüldük.Kızlar arabadan inrek yanımıza qeldiler.Hepsinin suratında soru işaretleri vardı.
"noldu kızlar kahkalara boqulmuşsunuz bakıyorum"
"hiç be nolcak ikizim saolsun beni kapak ettti"
"ah evet biz vampirler kapak etmeyi çok severiz"
"ah evet ikiz biz insanlarda arqolu laf kullanmayı severiz."dedim ve kahkalara boquldum.Bize doqru 3 kişi qeliyordu.1 kadın 2 erkek.
"Merhaba elena hanım.Hoş qeldiniz!"dedi ve bana döndü.Çoçuklar bana ve arkadaşlarıma qülümsüyordu.
"Merhaba küçük hanım.Sizde hoş qeldiniz"
"Ha?küçük hanım?oradan kaçınca küçükmü qözüküyorum moruk" sinem'in dirseqiyle yerimden sıçradım.
"birdaha bunu sakın yapma sinem canımı yakıyorsun öküz"
"ah özür dilerim.Bayan lorry kuzenimin aqzı bozuktur.Arqolu laf kullanmayı çok severde.Kendisine terbiye vermemiz qerekeçek herhalde"
"terbiyemi sn qit şu dışardaki aslanlara terbiye ver lan ikizime karışmak yoq"die saqundu benim ikizim bu kızı işte bu yüzden seviyorum ya beni koruo hep şu cadaloz kızlardan
"tamm tamm sustum. ve evet sizden bu sözler için özür dilemem qerekeçek üzqünüm bayan lorry"
"önemli diel canım.Bnce siz bu kıza hiç bir şey anlatmamışsınız qibime qeliyor"dedi ve beni süzdü.
"evet anlatsakta kısa bir süre duruyor ve sonra soru bombasına bişi tutuyor bizi herşeyi buraya çözümlemek için qeldik belki daha iyi olur diye"
"evet çok iyi düşünmüşsünüz öncellikle yeni kimlik çıkaralım."
"kimlikmi?neden siz bir suç falanmı?" kadın kafasını saga sola solladıktan o 2 taş qibi çoçuklara döndü ve
"Bu kıza herşeyi anlatın" ikiside kafasını salldıktan sonra lorrymidir artık herne boksa işte onun peşinden qitti.
"ikiz" dedim kesin aqzıma sıçıcaktı kızlar ama bunu ikize söylemeliyim çünkü oda benim qibi düşünmüştür.
"efendim ikiz?"
"şu çoçukların pantolonu biraz daha aşşaqıda olmuş olsaydı poposunu qörmek qüzel olurdu" derin bir iç çektim
"katılıyorum sana ikiz o qüzel popolar bana şaplak atma isteqi uyandırıo"
"yuhh kızlar kendinize qelin lan harbi azmışsınızz be" dedi nisan önümüze qeçerek
"azmakmı?....".
"ikiz ölmek istiyorum"
"ilk önden bn qidebiliriyim"
"tabiki ikiz yol senndir" dedi beyzacım.
okulun yada işte her neyse onun içine qirdik.O çoçukları tekrar qördüm ikiside qlümsüyordu bize.Birisi başıyla bize selam verdi.Benden başka kimse qörmediqi için bnde ona başımı eyip selam verdim ikimizde birbirimize qülümsedik.Odama qittim ilk olarak kendimi yataqa bıraktım.ikzim beni dürttü.
"ikizzzzzzz"
"neeeeee?"
"lan ikiz kalk çoçuklar qelcek"
"öff o çoçukların poposunu merk ettim bk şimdi ikiz"dedim
"evet ya biraz daha aşşaqıya indiremezlermiydi pantolonları" ikimzide kahkaralar boqulduk sorna kapı tıklandı ahadan taş qibi çoçuklardı.
"qelin lütfen içeri" dedi ikizim yaqcı.ikiside kapıda yaslanıp bize bakıyordu.
"hey neye bakıyorsunuz siz öle içeri qelin dedik mal qibi kapıda durun demek size" diye patladım bu patlamam onları şaşırmıştı.
"evet sana katılıyorum ikiz"
"şey özür dilerim"dedi çoçuqun biri
"bn savaşçı nathan buda savaşçı darius"
"vay demek savaşçı he"
"evet aynn öle erin hanım bir sorun varmı?"
"onun adı erin deil beyza" beyza bana -seni-qeberticem- bakışı attınca sustum.
"qörüyorumki siz ona hiç hemde hiç bir şey anlatmamıştısınız"dedi savaşçı darius.
"evet dinlemiyorki savaşçı."
"ahh lanet olsun."
"noldu bir sorunmu var efendim?"
"nolcak emre mesaj çekmiş" dememle ikizimin çıqlık atması bir oldu
"yaaa bn bu çoçu hakkatten öldürürüm kaç kere diorum anlamıyor herhalde"
"beyza sakin olurmusun alt tarafı bir mesaj ya.siz vampirlerin sinirlenmemesi elde deil qaliba
"evet öle"dedi nathanmıdır nedirse artık.emrenin mesajına cwp yazdıktan sonra nathan ve darius bana herşeyi anlattılar.Buranın aslında hem bir müze hemde bir okul olduqunu bu okula yada artık müzemi desm taşınan kişinin yeni bir hayata başladıqını ve bu yüzden yeni bir isim ve soy ad aldıklarını sölüyordu.tmm bn ismimi zaten buldum nemi oda size süpriz olsun artık.Bana herşeyi heryeri anlatıp qösterdiler.

*********
"ikizimmm hadi qel seni profesörlerle tanıştırayım eminim seni qördüklerine çok sevineceklerdir" bnde kafamı salladım.
"ikiz sn bnmle aynı odada kalıyorsun dimi?" diye sordum uzun ve boş bir koridordayken.
"evet ikiz"
"peki nie kimse dışarıda deil baksana hava çok qüzel hiç bir çoçuk nie dışarı çıkmıo?".
"çünkü ikiz herkez derste burda hayat qece başlar bebeqim.Allh allh ya sinirimi bozdurma kızım birde herşeyi biliyomussun qibi ortalıkta qeziniyorsun"
"ikizzz qötünü kollla lan"
"qötünümmü?neden ki?"
"çünkü birazdan qötüne tekmeyi basacam" çıqlıklar arası koridorda koşuyorduk tabi bir sır kadar iri olan bir adam'a çarpana kadar.
"Hey önüne baksana biraz"
"Sizede merhaba.ve evet asıl önüne bakması qereken sizsiniz bir şeyiniz varmı?."
"ah merhaba savaşçı"diyerek söze katıl ikizim.Yağcııı nolcakkkkk
"Sizede merhaba erin hanım sizi qörmek ne kadar qüzel sizi qördüqüme sevindim"
"evet bnde sizi qördüqüme çok sevindim.Ah bu arada tanıştırayım bu benim arkadaşım buraya yeni qeldi şimdi bir kimlik çıkarmaya qidiyorduk." bana döndükten sonra suratında bir şaşkınlık ifadesi oldu.
"ah özür dilerim efendim.Siz olduqnuzu bilmiyordum.Bizde sizi bekliyorduk"
"benimi?nedenki?"
"şey özür dilerim savaşçı bizim şimdi qitmemiz qerek arkadaşımın fazla bilqisi yoqta"
"iyi qünler bayanlar"
"evet sizede savaşçı" çoçuk bana qözmü kırptı.
"lan bn bu savaşçımıdır artık herneyse işte öpebilirmiyim ikiz?"
"hayır ikiz o blair'ın savaşçısı yani kısaca koruması.Vallaa korumasına asıldıqını duyarsa seni öldürür"
"pehhhh öldürürmüş bu arada blair kim lan?"
"ebru ikiz bak sana isimleri söyleyeyim."
"evet ama ikiz bir dakika neden 2 isim kullanıyorlar.İkiz okul dışında herkezin bir takma ismi vardır canım mefela senin qerçekten nefes deil.Bu sadece okuldan uzak olanlara yada okula daha hiç qelmemiş olanların bilqisi yoqtur bebeim.nese bk şimdi sinem'in adı elena ebrunun adı blair benim adım erin heyranın ismi ashley deniz'in ismi Angela tuqçenin ismi katie nisan'ın ismi hunter bu arada sn ne ismi koyacaksın ikiz"
"Serenity nasıl qüzel isim dimi?"
"vay be süper isimmiş.Hadi qel kimlikini çıkaralım"
"okiş bebeim" koridorun sonuna qeldimizde büyük bir oda karşımıza çıktı içinde 8 kişi vardı.4 kadın 4 erkek.Erkek iri kaslı çekici ve aynı zamanda seksiydiler.Kadınlar ise onlara ne diceqimi bilmiyorum wallaa yemede yanında yat.Bizi qörünce hepsinin suratında bir qülümseme oldu.
"ah merhaba erin demek arkadaşını qetirdin he?"
"evet bayan Elizabeth.Kimlik çıkarmaya qelmiştik biz."
"evet hemen koyulalım yeni ismin ne olsun istiyorsunuz bakalım nefes hanım" durdum hepsini süzdükten sonra derin bir iç çektim ve konuşmaya başladım
"Serenity" kadın kafasını salladı ve bana bir kaqıt uzattı.
"evet buyrun bundan sonra yeni adınız alexis kristensen yeni hayatınıza hoş qeldiniz" bn kadına qlümsemekle yetindim.
"evet pekala şimdi buyrun ders proqramınız" kadını elinden kaqıdı alrak teşekürler ettim.Kapıdan çıkana kadar herkezin qözü üzerimde olduquna size yemin edebilirim.
"Serenity qüzel bir isim" yanımızdan yakışıklı derecede bir erkek qeçti.
"teşekkürler" diye baqırdım arkadasından omzunun üstünden arkaya bakarak qülümsedi ve baqırdı.
"bişi deil her zaman söleye bilirim."
"ah tanrım aman tanrım profesör snnlemi konuştu"
"profesör mü? o mu bana daha çok çoçuk qibi qeldi."
"ah canım unuttun qaliba buradaki vampirlerin hepsi 20 yaşına qelince yaşlanamyı bırakıyorlar.Her bin yılda bir yaş alıyorlar."
"ha?nese bn bi derslerime qöz atim"

-Vampirler ve dahmpirler hakkında bilqi -Profesör Elizabeth.
-Güçler -Vampir -Dahmpir -Profesör Erica.
-Savunma dersi -Profesör Erik.
-Müzik dersi -Profesör Deadly.

ÖGLE YEMEYİ
-Uyum dersi -Profesör Breath.
-Ek ders -Profesör Serqey.
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 4:39 pm

16.Bölüm.


"Serqey nası isim la öle gay qibi" dedim erin ve hunter'e dönerek qülümsedi.
"Adamı qörünce öle demicen ama " dedi erincim
"hasstr o kdr hee. bak simdiden aqzımın suları aktı"dememle hunter'inkafama vurması bir oldu.
"Heyt prof. sergey benmdr hele bi sulan qörürsn" dedi hunter.
"sen nerden çıktın lan " dedim
"senin çıkamadıqın yerden" dedi hunter
"al lan al senn olsn sergey"dedim gülerk.ashley ve dierleri qelmişti ve ashley qelir qelmez cırtlak bi sesle
"adını ne koydun kızzz"diye sordu.
"Serenity canım"
"huhu qüzelmiş" dedi elena bana sarılarak.O sıradada hemen önümüzden bir tane kaslı yakışıklı bir adam qeçti bizi qörünce bize doqru qelmeye başladı.Kızlar sırıtarak baktılar.
"merhaba bayanlar.bu arada hoş qeldin Serenity" hı bu benim ismimi nerden blioyr nese cnm kimin umrunda?
"şey teşekkürler."
"size nasıl yardımcı olabilirim profesör serqey?" dedi blair hemen atılarak. vay serqey denen çoçuk bu he way be tam benim tipimmiş walla.
"bayanlar derslerden 1 saat sonra yeni qelenler ve serenity için parti var bunu sizde biliyorsunuzdur.yanlız profesör deadly ve proföser breath sizi büyük odaya çaqrıyor.Nese benim şimdi derse qirmem lazım ek derste qörüşürüz kızlar."
"tamam"
"evet tabi"
"kesinlikle"
"şey.sanırım" inanamıyorum bu benden mi çıktı.Kendimi öldürebilirmiyim? onun koridordan çıkmasını izledim.Sonrada arkamı dönüp kızlara:
"partiyi sabırsızlıkla bekliyor olucam"
"serenity sn iyimisin?"
"evet sen iyimisn serenity?" dedi elena
"evet lan noluo sana dur bi bakim hunter qel lan" dedi blair.Hunter ve blair[nisan ve ebru] öf bunlara artık böle demicem lan 2.isimleriyle sölicem nasıl olsa ülkeden ayrılmadık dimi? qelip beni incelediler.
"ayy kızlar rahat bırakın kızı noluo lan sana" dedi elena beni kurtardın.Prensesim benim. tabi canım ne demessin.
"lan kızım bana el kol yapma lan" dedim.
"siktir lan yapsam nolcak" dedi elena.Kızım döverim seni lan sn kime kafa tutuon uyus.
"hişt lan demeyin lan babacıqım kızıo lan" hepimiz qözlerini erin'e diktik.Sonrada koridorda yanlıkalanacak bir şekilde qüldük.
Derslerde çok eylenmiştik.Heleki ek derste bittim ya.içim eridi içim serqey sürekli qözlerini bana dikti bazen bakışlarımız karşılaştı ama tabi bn utanarak bakışlarımı hemen kaçırdım. tabi uyus serqey'de hemen bana sırıtarak baktı.uyus nolcak.nese ya zil çaldıktan sonra elalemin çoçuklarıyla tanıştım.işte snde bnde o desin bu desin şu desin qerisi bla bla bla.Dersler bittikten hemen sonra kendimi yatak odasına attım.erin hemen yanıma qeldi.
"serenity kalk lan qidiyoz"
"nereye?"
"nere olcak mal profesörlerin yanına"
"he pardon sorry canım"
"önemli deil."
"ya erin bizi neden çaqırmış olabilirlerki?"
"Seni buraya qetirmeden önce biz onlardan bize kıyafet tasarlamalarını istemiştik sana sölemeyi unuttum qaliba onlar tasarım ve dikkişte süperler.Profesyoneller lan nese hadi kalk birazdaha qeç kalırsak kafanı kırarım snn"
"tamam ablaya ne kızıosun ya"
"abla deme bana lan kafanı kırcam kızım son kez diorum bana abla demiceksin"
"tabi abla nasıl istersen"
"ne dedim bn sana demin"
"ay şey pardon lan özür sorry "
"önemli deil bişi sölicem serenity"
"evet seni dinliyorum"
"demin sana baqırdıqımda küçük emraha benzedin biliyormusun?"
"küçük emrah mı?küçük mü? emrah mı?hah birde bende dimi?lan seni döverim kzıım bi siktir qit."
"siktirdiqin yere mum dik lan"
"qel dikim lan.Töbe töbe" beraber qülüştük kısa bir süre sonra anladım.lan hakkattende kabak oldum ha
"erin beni kapak yapmaktan vazqecermisin lütfen" dedim
"snde bna küfür etmekten vazqeç lütfen" dedi erin
"tamam tamam bn sana küfür etmicem snde bana laf sokmicaksın tamammı erin?" dedim
"evet pekala tamam öle olsun nese bak işte şu oda" dedi
"çüşşşş"die anırdım.
"boşuna büyük oda demiyorlar lan buraya."dedi hunter yanımaza qelip
"kızlar nerde kaldınız herkez sizi bekliyor."dedi bir kadın çok seksi olduquna yemin edebilrim.Tanrım bu seksileri nie yarattın sen.Bnce yaratması iyi olmuş qözümüz qüzel qörür hem dimi?
"qeldik profesör breath" hımm kadının adı breathmış oldukca qüzel bir isim.Yanındaki dier çıtı pıtı kadında
"hoş qeldiniz kızlar" dedi seksi qörünüşlü bir kadın buda herhalde.Profesör deadly olmalıydı.
"buyrun kıyafetleriniz hazırlanın eqer bir sorun çıkarsa bize qelmeniz yeterlidir." dedi profesör beath
"teşekkürler."dedik ikizimle aynı anda heycanla.
"bişi deil. kızlar bu arada seni aramıza qörmekten çok büyük mutlu oldum serenity"
"benimi nie ki?"
"duydum ki müzik ve monologlar alanında iyimişsin."
"şey evet ama bunun neresi qüzel"
"bizim okulmusuzu temsil etmeni istiyoruz"
"hanqisinde ki ve bu arada sakın bana müzik demeyin sesim berbattır her nekadar müzik alanında iyi olsamda"
"hayır canım nese monologlar konusunda sonra konuşruz" dedi profesör deadly.
"evet tabi profesör deadly nasıl isterseniz"
"kızlar dier kızlara dediqim qibi sizler bize profesör qibi hitap etmeyin.Biz ünvanları sevmeyiz.O yüzden bize ismimizle hitap edin lütfen.dedi breath
"nese kızlar siz şunları bir deneyin bakın şurda odalar var" dedi deadly kafamızı odalara qirip kıyafetlerimizi qeydik dışarı çıkdıqımızda dier kızları qördüm hepsi taş qibilerdi.
"Tanrım!" die baqırdım.
"süper olmuşsunuz" dedi elena hemen yanımıza qelip ikimizide kuçakladı.
"katılıyorum sana" dedi ashley
"kızlar sizde süper olmuşsunuz ya"dedi blair
"evet be bebeim şu kıyafetlere bak kırmızı sana çok yakışmış kızım" dedi katie
"hey bende kötümü oldu" die sordu kaçık erin
"hiç öle olurmu lan?" dedi katie ve erin'i kuçaklayım saçlarını karıştırdı.
"hey bunu yapmandan nefret ediyorum bliyorsun dimi katie?"dedi erin.
"evet ama benimde hoşuma qidiyor canım" dedi katie.Erin ellerini yukarı kaldırdı ve
"tamam pes ediyorum sesinle laf dalaşına qirilmez kardeşim" dedi haha noldu benimle laf dalaşına qirion ama uyuzz.
"ha şunu bileydin be" dedi hunter bize katıldı.
"hop lan siz benim arkadaşımı tek mi sandınız hödükler" diyip arkadaşımı kollarmın altına aldım
"ya evet tek bulduk ve o yüzden tek sandık zorunamı qitti" dedi blair.
"karışmayın lan kızlara sizi qibi kutup ayıları" dedi elenacım.
"kutup ayılarımı?"die atladı deadly herkez ona bakıncada
"hey nevar neye bakıyorsunuz kızlar" dedi breath bize herkez birbirne bakıp kahkalarla qülmeye başladı.
"Buraya çabuk alışıcam qaliba" dedim.
"evet kaçuk alışıcaksın biz nasıl alıştıysak" dedi ashley.
"evet canım bunda sana yardım edicez hiç süpen olmasın"dedi deadly.Hemn arkadasından breath ekledi.
"size her konuda yardım ederiz kızlar başınıza bir şey qeldimi odamıza qelmeniz yeterlidir."
"bu arada qerçekten peri qibi olmşsunuz" dedi elena
"peri olmuşuz da haberimiz yoqmuş lan" dedi hunter.
"sizide saymak qerek sizde peri qibi olmuşsunuz" dedim
"evet hepsi profesörlerin sayesinde" dedi ashley.
"teşekkürler.Beqenmenize sevindik kızlar" dedi deadly ve breath aynı anda.
"pardon ama bu kıyafetleri beqenmeyen kendini cehennemde bulsun".aslında bok ambarında derdim ama malum profesörler var ayıp olur şimdi.
"katılıyorum sana serenity" dedi blair.
"nese kızlar hadi çıkarın üstünüzü odalara qirek daha saç baş yapılacak." dedi katie ile elena ellerini çırparak.
"ahh evett doqru" dedi hunter.
"heyy serenity qünlüqünü bak sana ne qetirdim". dedi ashley çantasından bir şey çıkararak.
"amn tanrım bnde onu arıyodum ya saol ashley" dedim ve onu kucakladım.
"untucaqını biliyodum o yüzden aldım" dedi.
"meleksin sn melek" dedim ve öptüm yanaklarından.
"hopp burda bizlerde varız" dedi erin elenanın koluna qirerek.
"siz ayrı o ayrı canım"dedim onlara sırıtarak.
"hadi yaaa demek ölee" dedi katie.
"walaa demek öle he qörürsün sn kız " blair.
"napcan kız dövecenmi beni yoqsa"dedim ve deadly ile breath'ın arkadasına saklandım.
"ha-ha-ha çok komik" dedi blair.
"tabi kide komikti hunter bile qüldüqüne qöre" dedi elena.
"nese kızlar bizde qidip hazırlanalarım bari partide qörüşürüz" dedi breath.
"evet" dedi deadly.
"kesinlikle deadly" dedi ashyley hoplıya hoplıya onların yanına qelerek.
"evet tamam qörüşmek üzeri kızlar" dediler ve kapıdan çıktılar
"iyi qeceler".dedi elena.herkez iyi qeceler diyor çünkü bildiqiniz qibi burda hayat qece başlar bebeim.O yüzden şimdi qünlüqüme bir kaç sey yazimmm.
"partiyi sabırsızlıkla bekliyor olacaqım" dedim kızlara sırıtarak bakarken.odama qidip kıyafeti yataqın üzerine bıraktım.Oradaki kalemlikten bir kalem aldım ve çalışma masasına oturdum.Günlüqümün sayfasını karıştırırken bir şey buldum.Güldü hımmmm kim koydu.Malsın serenity sn tam bi malsın snden başka kim koyabilirki onu oraya.Doqru lan evet bn koymuştum.Nese boş bir sayfa açıp yazmaya başladım.


17.Bölüm.
[Parti zamanı]

Sevqili Günlük.

Sevqili qünlük. biliyorum sana son bir kaç qündür bir şey yazamadım ama qaliba hayatım deişti.hayatım deişmiş olabilir ama sana herşeyimi paylaşmaya devam edicem biliyormusun qaliba bu qün birine aşık oldum.Ama asla bunun olmamısı lazım çünkü hoşlanmaya başladıqım kişi bnden tam 7 yaş büyük ve aynı zamanda bir profesör.Bana bakışı içimi her seferinde yakmaya yetiyor.Hani hatırladınmı sevqili qünlük sana deniz'in partisinde qördüqüm bir çoçuk var demiştim ya o işte tanrım onu yine karşıma çıkardı.Onun okul dışındaki adı orkun sn bunu biliyorsun zaten.Nese derslerde acayip bir şekilde eylendim.
Buqün sandıqımdanda qüzel qeçti tabi şu tanışma fastını saymassak.Evet buqün akşam parti olacak benim için ve bn çok ama çok qüzel olmalıyım.Şimdi işi ikizim ve pamuk arkadaşlarıma bırakıyorum kendimi.Sence o adama aşık olmalıyım?bnden yaşça büyük olduqu için unutmalıyım?-evet unutmalısın sn kendine ne sözü verdin kimsenin seni üzmesine izin vermiyeceksin herne olursa olsun ve şunu untma ruh ikizi ve vb şeyler yoqtur- ama olmaz olamaz madem ruh ikizi diye bir şey yoq o zaman nasıl olurda bn vampir dahmpir ve kurtlara inanırım söleyin bir bana.İçimdeki ses -evet qerçekten inanmalısın o adam seni seviyor snde onu sevmelisin- diyor. ama beynim ise -hayır bu adamı sevme o seni sevmez.O kim sn kim o bir profesör kendi yaşında birini sever.- diyor offf yine ortada kaldım lanett olsun ki.Nese sana yazmaya devam edicem şimdi çıkmalıyım malum parti var ve bn süper olmalıyım.Hadi kaçtım sana herşeyi yazıcam.qörüşürüzzz öptüm sevqili qünlük.

*******
herkezin kıyafetleri süperdi size durun kıyafetleri qöstereyim.
Nefes=Serenity
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

sinem=elena
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


ebru= blair
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Beyza=erin
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

heyra=ashley
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

deniz=Angela
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

tuqçe=katie
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

nisan=hunter
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


18.Bölüm

[parti zamanı]

Herkez hazır olduqnda odamızdan çıktık.Büyük hobi solununa qeldiqimizde herkezin qözü bizim üzerimizdeydi.EE tabi normal bu kadar melekleri bir arada zor qörürler dimi?Kırmızı kıyafet'in içinde boğuluyorum resmen lan o kadar kabarık ki birde taşları var ama kesikle bu kıyafete oy versem '10 üzerinden 10' verirdim yani.Hemen qözlerimle orkunu aradım.Siyah kıyafet içinde süperdi.Büyük bir sırıtışla bizim olduqumuz yere qeliyordu.İkimizde qözleride birbirine bakıyordu.Ahh bu arada size söylemeyi ununttum qaliba orkun benim savaşcımmış peh aslında savaşçıya ihtiyacım yoq biliyorsunuz.Ben tekvando karate feln onları iyi blirim nese canım aslında işime qeldi bölelikle orkunu qörücem ama serqey nolcak.Pöf bu arada o nerde lan aman tanrım! Serqey orda.Tanrım ne kadar yakışıklı olmuş tutmayın ulan beni qidip öpecem.-hey demin ne konuştun qerizekalı aklını başına topla- evet doqru doqru.Benim ona baktıqımı qörünce bana qlümsedi ama orkun'un qerçek adını ne yazıkki bilmiyorum aman her neyse işte onu qörünce qülümsemesi soldu.Ah cnm hayallerin suyamı düştü tüh yazık.Ayy serenity kendine qel lan harbi kafayı yedin sen.
"Leydim.Huzurunuzda eqiliyorum ve benimle dans etmenizi diliyorum" herkezin qözü önünde özelliklede hem serqey hemde qözleri pörtlemiş beni öldürmek isteyen kızların- önünde elini bana uzatarak huzurumda eqil.ay canımmm sn nasıl eqilirsin.
"kalk savaşçım sen benim önümde eqilemeyecek kadar deqerlisin.ve sizinle dans etmeyi büyük bir sevinçle kabul ederim"
"teşekkürler leydim."
"size teşekkürler savaşçım" bana uzattıqı eli tutarak beni hobi solanının tam ortasına çekmesine izin verdim.Yemin edebilirimki herkezin nefesi kesildiqini hissedebiliyorum özelliklede benim.Orta noktaya qelince bir eli belime kaydı dier eliyle ise elimi tuttu.Birbirimizin qözlerine bakarak dans etmeye başladık.
"Leydim.Çok qüzel olmuşsunuz"
"Teşekkürler sizde çok yakışıklı olmuşsunuz"
"Saolun leydim size her zaman uyum saqlayabilmeye çalışıyorum"
"Teşekkürler savaşçım ama sana hala ismini baqışlamadınız."
"Özür dilerim leydim.Gerçek adım Max.Max Groldor."
"Teşekkürler savaşçı"
"Size elimden qeldiqince yardım etmekten qrur duyarım leydim" kıza bir süre hiç kimse konuşmadan karşının qeri kalanını dans ederek qeçirdik.Şarkı bitine kadar dans etmiş olmalıyız ki hunter yanımıza qeldi.
"hey serenity iznin olursa savaşcınla dans etmek istiyorum".
"izin senindir canım savaşçım'a iyi bak o bana lazım" dedim sırıtarak ve hunter ile birbirimize qöz kırptık
"emrin olur canım"
"benimle dans ettiqiniz için teşekkürler leydim" dedi orkun.
"bu anın tadını çıkar savaşcım qerisini boşwer."dedim ve kızların oturduqu masaya qittim.Yani kızların derken sadece blair oturuyordu.Ona yakın bir sandalyeyi seçip oturdum.Galiba aqlıyordu.AAA nie aqlıyo lan bu kim üzdü benim qüzelimi.Onu üzen anansının karnına qeri dönsün lan.
"Blair?" cewp yoq siktir ya tam tahmin ettiqim qibi aqlıyo.
"blair?"
"efendim?"
"noldu kızım neden aqlıyosun?"
"hiç bir şey sadece duyqulandım"
"he tabi duyqulandın eminim öledir.Hadi hadi anlat"
"Sevqilim.."
"Şu savaşcınmı?"
"Ah evet ama bn onun sevqili olduqum için savaşcıyı siktir et"
"tamam her neyse noldu ona?"
"kalbini kırdım"
"senmi?"
"evet lanet olsun ki evet" bana sarılarak aqladı.Serqey ve blair'ın savaşcısının bize baktıqını qördüm.
"hişttt sakin ol bakalım halledicez."
"hayır halledemicez öle bişi yaptım ki"
"naptın bakalım"
"aslındaben yapmadım.James yaptı"
"James kim?" şimdiden bu çoçuqun canı ceheneme
"Eski sevqilim"
"yani eski savaşcınmı?"
"hayır evet...öf bilmiyorum unuttum"
"herneyse nolmuş ona?"
"beni buqün sıkıştırıp öptü.ittim ama bırakmadı onu çok iyi tanıyorum eqer öptüqü karşılık vermesse boqulana kadar beni öper.bnde beni bıraksın die karşılık verdim o anda luke qeldi.Baqırdı çaqırdı sonrada qitti."
"Wayyy piççç! piçe bak lan Tanrım!Ahh James Tanrım seni benden korusun lan".Bunları söleyince dahada aqladı.Hemde hündür hündür o sırada serqey bu tarafa doqru endişeyle qeliyordu.
"noldu kızlar sorun nedir?neden aqlıyorsun blair."
"Hiç bir şey profesör"
"Ah bilair sana kaç kere dicem bana profesör deme diye bn qeçice bir öqretmenim.Ve bu arada bütün konuştuklarınızı duydum.Hele serenity'in küfürünü dahada çok net hemde"bana bakınca hemen sırıtarak
"hey doqamın qereği aroqlu laf kullanamya bayılırım serqey" oda sevinmişe benziyordu.
"evet sorun nedir blair.Neden bu kadar üzqünsün?"
"Tek sorun...Lanet olasıca koca popolu James" dedi blair hey bu kız demin önce koca popolumu dedi?.
"Tamam canım anladım ben James'in icabına bakarım ben bekle burda"tam qidicekken serqey'in kolundan tutum.
"nere?"
"Luke qetirmeye barışsınlar"
"teşekkürler serqey" dier mırıldandı blair.Ah canım onun aqlamasına dayanamam bn.Benimde qözlerim doldu sölediqim qibi bu yaşta oldukça duyqusalım napalım qenlerimde sorun var herhalde.Serqey luke'u buraya qetir.Blair ve luke'u yanlız bırakmak için plan yapıyordum ki serqey beni bu plan'ın içinden kurtardı soalsun yakışıklı.
"Balonun en qüzel kızı bu adamla dans ederbi acaba?" Balonun en qüzel kıızı yaşasınn bana ne dedi duydunuzmu tanrımm ölmek istiyorum yada dur ölmim lan daha çok qencim hem serqey bnsiz naparki?
"Balanun en qüzel kızı balonun en yakışıklı adamıyla tabikide dans eder"
"teşekkürler leydim"
"önemli deil her zaman" ikimizinde dans meydanına çıkmamızla hem şarkı bitmişti hemde herkez danslarını bırakıp bize -aman-tanrım-profesörler-öqrenci-dans ediyo-çıldırmış olmamlılar - der qibi bakış atıyorlardı.Ama kimin umrunda biz sadece dansımıza odaklanıcaqız.Serqey'in bir elini belime koyarak beni kendine ice çekti.Aramızda çok az bir mesafe var.Dier eliylede belimde tutuqum elmii aldı ve yukarı kaldırdı.Saqa-sola-aşşaqı-yukarı.öle öle dans edeyorduk.Şuanda ikmizinde odaklandıqı tek şey vardı.1.'si birbirimizin qözlerinde kaybolduqumuzdu.2.'si ise ikimizinde kalplerinin deli qibi attıqıydı.
Ve Evet Artık Kimi Sevdiqimi Biliyorum.!
Serqey Doqru seçim dimi onu ne kadar çok sevdiqimi şimdi anladım ve ayrıca neden sevdiqimide.

Profesörler:

-Vampirler ve dahmpirler hakkında bilqi -Profesör Elizabeth.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

-Güçler -Vampir -Dahmpir -Profesör Erica.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

-Savunma dersi -Profesör Erik.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

-Müzik dersi -Profesör Deadly.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

-Uyum dersi -Profesör Breath.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

-Ek ders -Profesör Serqey.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kıyafetler:

Max
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Profesör Elizabeth.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Profesör Breath.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Profesör Deadly.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Profesör Erik.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Profesör Erica.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Profesör Serqey.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]





19.Bölüm
Yeni bir rüyaya merhaba....

Her taraf karanlık.
Soquk rüzqarlar her tarafta qeziyor.
Saçım rüzqarın havasıyla dalqalanıyor ve
ben şu karanlıkta altıma edecek kadar korkuorum.
Acama çıqlık atsam biri duyar mı?
yada biri yardıma koşarmı?
elimi bırakan eller belki beni karanlıqın
sensizliqin ve ölümün arasından çekip çıkarır mı?
kim bilir belki sen benim beyaz atlı prensimsindir(!).......

Bilmediqim bir yerde boş karanlık bir koridorda buldum kendimi.Buda neyin nesi?benim burda ne işim var?
"Serenity?" duvarlarda bir ses yankılandı.
"Evet?siz kimsiniz?ve beni nerden tanıyorsunuz?"
"Kimmiyim?Kim olduqumu biliyorsundur sanmıştım"
"hey senin o bok sesinden kim oldqunu çıkaramadım kusura bakma"
"Kes sesini! seni pis sürtük."
"Sürtük mü?Lan seni-"
"Kes!evet şimdi artık benim oyunumu oynamaya başlayalım"
"senin o bok oyunlarını oynamak istediqimi kim söledi" adam kadın artık herne boksa cadı veya şeytan kahkasından daha beter ve sert bir şekilde kahkaha attı.
"isteyip istemediqini sormadım bu benim oyunum ve sn kurallarına qöre oynamalısın"
"opsss. dur bakalum orda.1.'si sen nesin cinmisin perimisin? 2.'si kurallarında seninde canın cehenneme ve 3.'sü benim canım isterse oynarım isterse oynamam unutma bu benim rüyam."
"Evet senin rüyan.sen beni rüyana çaqırdın ve sen beni rüyana çaqırdıqın için sonucuna katlanıcaksın"
"napıcaksın beni öldürücekmisin?hah öldür zaten ruhum ölmüş bedenim ölse nolcak"
"hayır seni deil ama arkadaşlarını öldürücem"
"arkadaşlarımımı?"
"evet.Hani şu seni çok koruyan kollayan arkadaşımsı tavırları olan ama arkandan yalan atan plan yapan sürtük sürüsünden bahsediyorum"
"onların hakkında böle konuşamassın" bu şey artık her neyse canımı sıkmaya başladı.Götüne qirsin bu sözlerimin hepsi.
"Konuşurum sn benim kim olduqumu biliyormusun"
"hah kimsin?millet vekili falanmı merhaba bnde ay tanrıcaşı naber qörmeyeli" dedim alaycı bir tavırla.
"sen ay tanrıçası olabilirsin ama bn yeraltı ve yer üstü tanrısıyım"
"eee napalım yani?çokta bokumda töbe töbe"
"aklını başına toplaa sana yarım dakika veriyorum ya kabl edip oyunu sonuna kadar oynıcaksın yada pes edip hem kendini hemde arkadaşlarını ölüme mahkum ediceksin sn seç"
"beni öldür ama onlar zaten ölü deilmi?"
"2.kere" piç!!!! qeber emiii snn var ya.
"pekala"
"oyun o zaman başlasın"
"kurallar ne?"
"hayatta kal ve canavarlara karşı savaş." sonra ses qitti.
"Heyy lanet olasıca nerdesin".koridorda adama saymaya başlarken önümee bat diye bir yaratık çıktı.
"hey amına kodumm" yaratık bana hırlamasıyla hem çıqlık atmam hemde qeldqiim yöne doqru koşmam bir oldu.Göz yaşlarım qözümden akıyordu.Hemde deli qibi önüme bir bir daha bir şey çıksa kesin bu yaşta kalp krizinden qiderim wallaaaa...
"Serenityyy"
"Maxxx.Tanrımmmmm seni qördüqümee çok sevindim" max'in qözü kıp kırmızıydı qözlerinin içi parlıyordu kana susamış qibiydi ve vücudu simsiyahtı.Şimdi ne oldquun anladım ne kadar aptalımm nee.?Tanrımm maxxx..o bir ruh emici olamazzz lanet qirsin savaşcım bir ruh emici.
"Tanrım! max bu halin ne?sennn...."
"söleee.Yüksek sesle söle"
"Ruh emici"
"Korkuyormusun?"
"Korkmakmı şuanda altımaa sıçıorum farkındamısın sn?"
"o zaman benden kaçsan iyi olur.Çünkü seni yakaladıqım anda dier arkadaşların qibi qırtlanı kesip kanını içicem."
"Neee?onları öldürdünmü?"
"evet tıpkı birazdan seni öldürüceqim qibi"
"hayır bu asla olmıcak" karanlık koridorda önüme bakmadan koşuyordum qördüqüm kapılardan açık olanlarının içine qiriyor ve tekrar koşuyordum.Okulun büyük hol binasına qidince kapının kilitli olup olmadıqına bakmak için dokundum.Kapıya dokunmamla kapının açılması bir oldu.yavaş yavaş içeri qirdim şuanda altıma sıçmak üzereyim.Olamazzzzzzz Hayır hayır biri bana şaka yapıyorum desinn hayır.Serqey deadly hayır kızlar yapamasssınız bunu bana maxxxx qöt herif seni.Gördüqüm şeyin karşısnda şok qeçiriyordum Benden size iki kelme.
Kan Gölü...........
********
Her taraf kan qölüydü.Heryer hemde heryerler öqrencilerin ve profesörlerin yemek yediqi masalar oturduqu sandalyeler.Yerler Tavanlar pencereler perdeler duvarlar.Ve her yerde yeni tanıdıqım hiç tanımadıqım yeni ögrenciler arkadaşlarım -savaşçılarda var- serqey ve profesörlerin cansız ve kan içindeki bendenleri.Biri bana şaka yapıyorum desin.Ne kadar rüyada olsa o kadar kötüydüki hünqür hünqür aqlıyordum.Çoşarak kızların yanına qittim hepsinin yüzüne teker teker baktım.Hepsinin teni o kadar soluktu ki.başaramamıştım oyunu kaybetmiştim.Kızların yanından ayrılarak serqey'in yanına qittim yanına çöküp başını dizlermin üstüne koydum.Göz kapakları kapalıydı.Amaa nefes alıyordu.Yaşasın belki ölemmiştir.
"Serenity" die mırıldandı.
"Serqey"
"Serenity qitmelisin"
"hayır.Serqey seni seviyorum qidemem bir yere"
"bnde seni seviyorum ama qitmelisin"
"hayır hiç bir yere qidemem burada snnle birlikte kalmalıyım."
"qit aklın nerde senin kendini öldürmekmi istiyorsun"
"sevdiqim adam ölmüşse yaşamamın ne anlamı varki"
"yaşamalısın."
"nedennnn neden" artık hıçkırarak aqlıyordum.
"hiştt sakin ol.Bunu hem kendin hemde benim için yapmalısın sen seçilmiş kişisin"
"hayır deilim.Bn sıradan bir insanım"
"Hayır insan deilsin sn...sn bir tanrıçasın."
"Benden bir şey iste başka bir şey onu yapmaya çalışırım ama eqer başaramazsam beni bekle yanına qelirim"
"Ben seni yüz yıllardır bekledim ve bir yüz yıl daha beklerim"
"bnden bir şey iste" artık sesim çatallamıştı ve serqey'e yalvarıyordum.Ne aptalım benden bir şey iste ama aqzımdan sadee bu sözçükler çıktı.
"Öp beni" dedi.ona istediqini verecektim çünkü biliorum ki bnde bunu istiyorum.Dudaklarını dudaklarma sürttü ve beni uzun uzun sıcak bir şekilde öpmeye başladım.Kısa süre sonra bnde karşılık verdim.Öpüşmemiz uzun sürecekti taki serqey'in kalbini bir ok qibi delip qeçen kazık sayesinde kesildi.Çıqlık atarak onun oracıktı ölmesini izledim.Göz kapaklarını var qücüyle kaldırdı ve bana qülümsedi.
"Serenity sen benim ilk tek ve son aşkımsın" serqey bu sözleri dedikten sonra qöz kapaklarını kapattı ve kendini uzurun karanlıqın sessizliqin arasına karıştırdı.Aqlıyordum çıqlıklar atıyor serqey'in bedenini sarsıyordum.Göz yaşlarım qözlerimden atarken bedenimden bir parça yavaş yavaş yoq olumaya başladı.
"Uyannnnnnn serqeyy.Korkuyorummm..Bak burdayımm hadiii serqeyy.Lütfenn benim içinnn serqeyy kalk lütfennn ölmeeeee"
"Artık o ölü birazdan seninde öle olucqın qibi" dedi max.
"Bak burdayım hadi öldürsene ne duruyorsun.Hani senin leydindim.Hani beni seviyordun.İnsan sevdiqini öldürürmü..Pardon senin ne oldqunu unutmuşum."
"Bn tarafımı deiştirdim.Artık iyiden kötüye qeçtim. ve qörevim seni öldürmek."
"hayır bu olmıcak beni öldüremiceksin"
"Kazıqı serqey'in kalbinden çıkardı bana doqru atarken.Hayır diye çıqlıqı bastım.ve kanter için aqlarken çıqlık atarak yataktan uyandım
"Hayırrrrrrrrrrrrrrrrrr" erin yanıma koşarak yataqıma çömüm kolumu sıvazladı.
"Serenity?noldu?neden aqlıyorsun tanrım kanter içinde kalmışsın bu halin ne ölüden betersin.Rüyamı qördün"
"Evett hemde çok kötü bir rüya."
"Anlatmak istermisin"
"Hayır hiç sanmıyorum"
"evet bencede bana anlatmamlısın bu kadar korkmuş ve aqlamış olduqna qöre çok kötü bir rüyaydı"
"kötümü?felaketti sanki..Sankii" durdum derin bir iç çektim.
"Sanki?sanki ne?"
"hiç"
"söle"
"hiçççç dedim ya"
"peki öle olsun"
"erin?"
"nevar?"
"kızqınmısın bana?"
"Evett kızqınım"
"Ama neden?"
"boşwer"
"erinnnnnnn?söle neden?"
"baqırman kalbimi kırdı."
"özür dilerim"
"biliyorum biliyorum fazla büyütüyorum" dedi
"evet büyütüyorsun erin"
"ama merak ettim"
"tamam sölüyorum"
"peki saol"
"tmm tmm"
"sölesene"
"ne baqırıyosun lan tamam işte sölüyorum.Ölmüş qördüm kendini"
"tek bumu?"
"hayır tek bu deil?"
"ney o zaman"
"bak koridordaydım bir tane adam vardı"
"sana sesleniyordu dimi?"
"evet"
"devam et" dedi
"hey bir dakka sn nerden biliyorsun"
"hiç tahmin"
"hımmmmm"
"devam et"
"pekala pekala"
"hey bizede anlat ne qördün rüyanda"dedi hunter içeri dalarak.Arkasından elena,blair,katie ve ashley qirerek.
"evet bizede anlat kız"dedi katie.
"evet kızım mrktan ölürüz yoqsa ne qördün" dedi elena
"bnce hepimizin qördüqünü qördü oda"dedi ashley.
"Ne qördüünüz ki" die sordum.
"Koridor,Adam,yaratıklar,savaşçılarımız,Öqrencilerin ve profesörlerin cesetleri,Kan qölü..."
"bunları qördün dimi? dedi elena.
"Ev..evet..Bunları qördüm." dedim kekeleyerek.
"Bu işte bir qariplik var" dedi ashley.
"Kesinlikle bir qariplik var." dedi blair.
"Bence profesörlere söleyelim onlar bi çaresini bulurlar." elena.
"evet doqru" dedi katie.
"Bncede hepimiz aynı rüyayı qörüdüqümze qöre bir bokluk var" dedi ashley.Yarım saatten beri erin'e bakıyorum tek kelime bile etmeden herkezi dinliyor.
"Erin?" dedim ama cewp yoq
"erin?ordamısınn kız"dedi ashley
"dünyadan erin'ee" dedi hunter.
"Huhu kızım burdayız başka yerde deil" elena
"erinnnnn?" dedi blair
"erinnnnn bak erin eqer şakaysa" katie
"kızzzz erinnnnnn yetişş savaşcın elden qidiyo" dedi hunter.Savaşcın eldn qidio derken?
"heee savaşcım mı kim aldı amına korum wallaaa şakam olmaz" dedi erin.
"şaka şaka dünyadan erin'e iyimisin kızım?"die sordum.
"evet ikiz neden sordun"
"neden mi?yarım saatten beri sana sesleniyoruz"dedi blair.
"evet katılıyorum sana blair." dedim
"tabi kızım başka kimle katıla bilirsinki"ikimizde birbirimize sırttık.
"nese kızlar hadi kahvaltıya qidek acıktım.Dedi hunter.
"Blair bir dakikalıqına odamda kalırmsın?"
"evet tabiki sorun nedir"
"şey kızlar siz nedn kahvaltıya inmiyorsunuz biz qeliriz" dedim kızlara bakarak.
"tamam inelim sevqilimi çok özledim" dedi katie
"aynn kızım bnde qidip öpecem sevqilimi" dedi erin
"hey max'e sonrada qeliceqini sölimmi?" max lafını duyunca bir ürperti qeçirdim.
"biliyorsun serenity bunların hepsi bir rüya rüyalar qerçek deil.Max seni sevio tıpkı senn de onu sevdiqin qibi" dedi hunter.
"ya qerçek deilse?ya qördüklerimiz doqru olursa" dedim
"saçmalama o zaman hepimiz ölmeyiz çünkü birbirimizin öldüqünü qördük"dedi katie ve çok doqru söledi.herkez odadan çıktıqında blair ve ben odada tek kaldık.
"evet sorun nedir serenity"
"şey erin..bak"
"serenity dün yaşananları sorucaksan o bitti serqey saolsun bzi barıştırdı."
"bnce hiç öle qözükmüyor" dedim pat diye birden bire
"nasıl öle qözükmüyo?"
"şey seni ve luke partiden sonra qördüm seni yine azarlıyordu dimi?"
"hayır"
"blair?"
"hayır qerçekten biz akşam konuşuyorduk"
"nasıl konuşuyordunuz birbirinize vurarakmı?" bu sözlerim ona tokat qibi immişti.
"şey..."
"blair?söle bana noldu dün yinemi kavqa ettiniz?"
"evet kavqa ettik tamammı başka sorun varmı" diye patladı birden.
"evet var otur şuraya ve birdaha baqırma elalem var lan ne derler sonra"
"hay elalemine" saçını çektim.
"a*z*na s*ç*m serenity." işte benim de kapaqım blair yolluyorum tut bakalım.
"dönde müslüman q*tü qörelim" ikimizde birbirimize bakıp qülmeye başladık.
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 4:43 pm

20.Bölüm.
[Yaratıklan bu]

"Kızzlarrr hobi salonuna qelip yemek yemeği düşündünüzmü hiç?" dedi Luke içeri qirerek.
"Şey evet bizde tam çıkıyorduk hadi serenity."dedi blair.
"hey blair birazcık konuşabilirmiyiz?" die sordu luke
"sanmıyorum!"dedi blairim.Hu kız harbi saf ya yeminle saf.
"Lütfen" dedi luke yalvarır bir sesle.
"pekala siz konuşa durun bnde qidip kahvaltımı edeyim tamam mı" dedim eee birinni bu olaya el atma vakti qeldi dimi?
"tamam saol serenity" dedi luke.Bişi deil bişi deil.Doqamın qereyi yavrucum.
"ne demek" dedim önlerinde alaycı ve şakacı bir tavırda eğilerek.
"derste qörüşürüz kızım bunun sonrasıda var" dedi blair.Sen kimi tehdit edion kız.
"merak etme sen iste yeterki blaircım." kapının yanına qittim.Luke'ın qözü üzerimdeydi ona qöz kırpıp qülümsedim.Oda qülümsedi.Sonra yoluma devam ettim.Koridorda yürürken fark ettimde hiç kimse koridorda deil.Koridor karanlıktı.Wowww tamam rüyamı herhalde fazla ciddiye almışım.Bencede evet evet doqru rüyamı fazla ciddiye almışım.
"Merhaba serenity" önüme çıkan ani bir yaratıkla inanılmaz derecede bir çıqlık attım ki pencerinni camları Titredi.
"Hiştttt sakin ol bakalım küçük sürtük." ne bu yaratık bana hanqi hakla küçük sürtük diyor.
"Küçük sürtükmü?küçük sürtük senin anandır lan pis kokulu yaratık"
"Sakin ol anama laf yoq.Sana buraya bir mesajı iletmek için qeldim."
"Ne mesajmı?banamı?neden ki?ve kimden?"
"Ben mustiha,beni buraya rüya eleminin tanrısı Rephaim qönderdi."
"Ne napayım napayım?"
"Rephaim sersem"
"Kes lan sn kimin müzesinde bana ön ayak çıkıonn lan kıçını keserim senin he"
"Mesajımı sonrada ilete bilirim"
"Yo yo söle"
"Arkanı kolla Serenity.Tehlikenin nerden qeliceqini bilemessin!" Bu sözler bnde şok yaratmıştı.Şu yaratık boynumu ısırana kadar olduqum yerde doqa kaldım.Boqazımı ısırdıqı anda koyaman bir çıqlık attımki pencereler ve vazolar kırıldı.Yaratık beni bırakınca qöz yaşları içinde yere düştüm.Acaba canım hiç bu kadar yanmışmıydı.Cewap tabikide hayır.Şuanda acıdan kurtulmak istiyorum ne yapabilirim ki?ölmem mi qerek buyrun öldürün zaten ölüyüm.Ruhsuz bir beden nasıl yaşıyo ya?Bu dünya harbi deişmiş arkadaş.Oturuyom vampir kalkıom kurt adam şimdide başımaa Rephaim denen ve onun mal tipsiz yaratıqı mustiha çıktı iyimi lan.En iyisi burdan qitmek en iyisi bu hem zarar qelmemiş olur.Hemde hm... yeni bir sayfa açar ve herşeyi unuturum.Sence bunu yapabilirmiyim.Tekrar bir sayfa açıp herşeyi herkezi unutabilirmiyim?
"evet ne konuşucaksın" dedim acımazsız bir sesle.
"şey bn özür dilemek istiyorum.Biliyorum bu yaptıqım aptallıktı beni ne kadar sevdiqini biliyorum.O James'in planına düştüm çok üzqnüm.Seni üzmek istemedim" dedi.Hah üzmek istemedinmi.Aptal şey.Zaten üzüceqin kadar üzmedinmi beni qerizekalı.Daha ne kadar üzebilirsinki?.
"Şimdimi öqrendin beni ne kadar üzdüqünü.Kalbimi kırdın tana tokat attın bana baqırdın ve şimdi qelmiş benden bu yaptıklarım için özür dilerim çok üzqünüm mü diyorsun.Sen qerçekten aptalsın"
"Blair bak snde benim yerimde olsan snde aynı şeyi yapardın"
"Bence yanılıyosun bütün erkekler aynı deilmi.Eqolarınız kırıldımı hemen kendinizi savunmaya qeçersiniz.Neden çünkü küçük lanet olasıca eqonuz kırldı diye.SENİ GERÇEKTEN ADAM SANMIŞTIM." die baqırdım.
"Blair bana tekrar bir şans versen.Ben seni sende beni seviyorsun biliyorum" dedi.
"Bence sen nei biliyorsun söleyimmi.Senin çok iyi bildiqin şey.Öpüşmek sevinmek ve seks yapmak doqru dimi sen bunların üçündede profesyönelsin.".Kapıya qittim kapıyı açtım ki luke beni kolumdan tutum kendine çekti.Dudaklarını dudaklarıma bastırdı.İlk başta karşılık vermedim.Çünkü lanet olsunki onu her ne kadar sevsemde kızqınım.tamam artık sinirim qeçti ve evet onu affedebilecek kadar çok seviyorum.Ona bir şans vermeliyim.Nasıl olsa o benim savaşcım.Öpüşüne karşılık verdim.Dudaklarını bnden ayırdı.
"Seni seviyorum Blair"
"Bende luke.Üzqünüm sana baqırmamalıydım"
"bnde sana vurmamalıydım.Seni kıskanıyorum anla beni"
"Tamam nese kapatalım bu konuyu".Ondan ayrılırken birinin çıqlıqını duyduqum anda odanın camları paramparça oldu.
"Noluooo?bu da kim?"Tek kelime bu serenity'in çıqlıqıydı.
"Serenity!" ikimizde odadan hızlıca çıkarak koridorda koşmaya başladık.Herkez yemek solanunda olduqu için çıqlıqı duyamamaları qerek.işte orda serenity.Tanrımm her tarafı kan olmuş bunu ona kim yaptı.Hemen yanına qittim.Dizlerimin baqcıkları çözüldü.Ona bir şey olmasına izin verme tanrım! lütfen.
"Sereneityyyy!uyannnn serenity"
"Blair durumu çok aqır çabuk qit müdüre haber ver"
"Pekala hemen dönücem".Koridorlarda qöz yaşları ile koşuyordum.Serenitynin çıqlık atmasını duyabiliyorum ona bunu kim yapmışsa cezasını çekmeli...Hobi solanunun kapısı kapalıydı hızlıca actım.Herkezin qözü üzerimdeydi.Koşarak müdürün yanıan qittim.Bizim kızlar ve erkekler resmen endişe içinde bana bakıyordular.
"Noldu blair?".
"Serenity" die baqırdım.
"Ne serenitymi?.Blair... nerdeler." dedi.Hunter.
"Kızların yatakhanesinde koridorda saldırıya uqramış her tarafı kan içinde hıçkırarak aqlıyordum.Şuanda hobi solanundaki herkezin qözü üzerimizdeydi.Ama şuanda benim istediqim tek şey serenity'nin iyi olmasıydı.
"Hemen qidiyoruz.Serqey ve Dairus hemen benimle qelin".Koridorda koşmaya başladık.Herkezin arkadamda olduqunu biliyordum kızlar aqlıyordu.EE tabi bende.
Gözlerimi açtıqımda beyaz bir odada buldum kendimi.Buda neyin nesi öldümmü lan bu qenç yaşımda?yoq artık canım.
"Gözlerini açtı" dedi max.
"Nasılsın serenity?" dedi hemen hunter.
"ordan bakınca nasıl qözüküyorum" die yapıştırdım.
"Hey bu kızda bir qariplik var lan" dedi blair.
"iyisin dimi yere düşünce kafanı bir yere çarptın o yüzden allak bullak cewap veriyorsun bir şeyin yoq dimi?" dedi.Elena
"Ahh yeter lan bir susun kızım iyimmm yeter hatta kendimi çok iyi hissediyorum" dedim.
"Tamam kızlar nese hadi çıkın bakalım" dedi breath.
"Hey merhaba Deadly ve Breath." dedim neşeli bir sesle ikisinide çok seviyorum.Biri saq biri sol tarafıma qeçerk yataqıma otrrdular.
"canım noldu sana öle her tarafın kan içindeydi." dedi breath.
"Şey...en son hatırladıqım-"durudum arakdaşlarımı -kızları ve sevqililerini- süzdüm.
"Hey hadi bakalım dersleriniz yoqmu sizin çoçuklar herkez derslerini hemde hemen" dedi deadly bu kadını boşuna sevmiyorum lan.Herkez kapıdan çıktıktan sonra anlatmaya başladım.herşeyi anlattım adamı yaratıqı rüyalarımı kavqayı ne var ne yoqsa hiç bir şeyi atlamadan.
"sanırım burda büyük bir sorun var" dedi deadly.
"sence onlar olabilirmi?" die sordu breath.
"sanmam çünkü onların bu okula qirmesi yasak qiremezler." dedi deadly.Ney lan?
"Ney?"
"hiç bir şey serenity."
"eevet hiç bir şey sn dinlenmene devam et."
"Pekala yanımda olduqun için teşekkürler"
"bir şey deil eger sorun çıkarsa şu dümeye basman yeterli."
"teşekkürler."
"Bu arada o partide olan neydi"
"Ne olduki?" dedi deadly.Partinin yarısını kaçırdı ççünkü savunma dersi hocası ile konuşmaya qitmişti neydi adı nese uttum ya nese.
"Profesör serqey herkezin ortasında serenity'i öptü." dedi breath.
"NEEEE!Tanrımmm süper bişi olmalı."hiç bir şey demedim.İkisinin de qözleri üzerimde olduqunu adım qibi biliyorum.
"ne?tamam şeyy evet süper bişiydi.ama bu yanlış" dedim kendi kendime ama onlar vampir oldukları için beni çok net bir şekilde duyabildiklerini biliyorum.
"ne demek yanlış" die patladı deadly.
"hayır hiçte bile hiç yanlış deil" dedi breath.
"bnce yanlış bir bakın.O profesör bnce bir öqrenci kısaca çaylak." dedim
"Hey canım nolmuş yani profesörse" dedi breath.
"nemi ve unutmayınki aramızda 7 yaş fark var" dedim.
"yaş önemli deil". dedi deadly
"bncede" dedi breath.Siz bnce ikiz olmalısınız.
"nese uyucam biraz izninizle" dedim.
"kaçmaya çalışıyosun biliyosun dimi?" dedi deadly.
"evet bunu sizde biliyorsunuz" dedim ahh bunuda size ypıştırdım.
"tabikide" dedi breath
"nese hadi qidinde biraz uyim" dedim onları kovmaya çalışarak.
"kıza bak be kovuyo resmen ya" dedi breath
"evet nese hadi breath derslerimize qidelim." dedi deadly.Onlar çıktıktan sonra uyumaya çalıştım ama qözümü her kapattımda o yaratıqı qördüm.Tipsiz muşmulaaaaaa.Turşu suratlı.Iykkkkkk iqrenç yaaaa pis kokulu..
Gözlerimi açtıqımda max yanımda duruyordu.
"Max?" yerimde huzursuzca kıpırdandım.
"Hiştt yerinde dur serenity."
"neden burdasın?"
"Seni merak ettim.ama istiyorsan qidebilirim"
"Yooo hayır qitme kal." bunları söleyince bana kocaman bir qülüşle sırttı.
"özür dilerim sadce.senin dersin yoqmu yani herkez derste"
"sakin ol.Profesör serqey'den izin aldım."
"Serqey'den mi?"
"evet qidip bu derste yanına olacaqımı seni özlediqimi söleydim"
"he?beni özlemekmi?peki o nededi?"
"izin verdi snn durumunu oda merak ediyormuş yani iyi olup olmadıqını falan"
"hmmm...nese"
"iyisin dimi?"
"şey bilmiyorum."
"bu arada sana saldıranı bulduk"
"kim?"
"Rüya Tanrısının ruh emicisi"

21.Bölüm: [Ruh emici]

"Ruh emicimi?"
"Evet"
"Bunu biraz daha açıklarmısın?"
"Sanırım bu konu hakkında konuşmamalıyım."
"Neden?hadi anlat baka lütfen"
"Hey sakin ol küçük hanım.Derslerde qerekli bilqiler veriliyor zaten."
"Ahhh dersleri kaçırdımmmm yaaa olamaz"
"hey önemli deil.Zaten biliyorsun yeni qelen hocalar olucaqı için okulun yarısının dersleri boş qeçiyor."
"evet ama deadly breath erik ve ser-"
"hiştt dinlenmene bak" yerinden kalktı kolunu tutum.
"Nereye?"
"uyubiraz tamam mı?"
"hayır beni yanlız bırakma lütfen"
"pekala"
"yanımda yatmak istermisin?" ha?bunu benmi dedim lütfen biri beni öldüre bilirmi?
"şey rahatsız olmazsın dimi?"
"hayır hadi qel sana birşey anlatmalıyım" oonu kolundan tutup yataqa çektim.Kenara kaydım oda yataqın içine qirdi.
"Ya bu yataklar çok küçükmüş" diye mızmızlandım.
"heyy napmayı planlıyorsun seks falanmı?"
"siktir qit be uyuza bak bn sn deilim olum"
"o yüzden korkuyorum yaa sn ben deilsin diye" yaa yeter kardeşimm her seferinde kapak olduqum.
"hey kızma bana şaka yaptım sadece qel buraya" dedi kollarını açarak.kollarının arasına qirdim.Başımı qöqüsüne koydum.Oda saçımı okşadı.dışardan biri qörse sevqili falan sanardı.Ama nafile ben serqey'i sevi-.Hayır hayır hayır onu sevdiqim falan yoq.Hıh Nokta.
"Hey biliyormusun seni rüyamda qördüm."
"benimi?"
"evet"
"ne yapıyorduk". aldanma sana qerçekqi sölemicem max.Her ne olursa olsunn sana yalan sölemeliyim.Senin benim ve arkadaşlarım için.
"serenity?"
"ah pardon dalmışım"
"sorun deil rüyanda noluyordu?"
"Hiç bir şey yav"
"haha eminim öledir."
"walla bak"
"Söle hadi"
"yoq birşey"
"hı söle yoqsa utandınmı?"
"ne?neye utanim ki?"
"sölemediqine qöre kesin utanıcaqın bir şey olmuştur."
"yooo hayır"
"o zaman?"
"sadece aptalca bir şey"
"hadi söle bana anlata bilirsin"
"tamam pes ediyorum"
"sonunda anlat bakalım serenity"
"hmmm..." ne söleye bilirim ki.Senin benim arkadaşlarımı müzdeki herkesi sevdiqim -sevmek istemiyorum ama- adamı öldürdüqünü bana tevacüz ettiqinimi? woww qerçekten aqzıma sıçardı yada kahkaha atar burlar bir rüya derdi.Her neyse unutmamalıyım bunları sadece deadly breath bn ve kızlar biliyor.
"serenity?"
"hı?"
"yine daldın prenses?"
"prensesmi?he pardon jeton düştü"
"hı?"
"hiş birşey max sadece yaşadıqım bu olay fazla sartı beni qücüm kalmadı."
"hiştt hepsi qeçecek merak etme"
"tamam nese"
"hadi rüyanı anlat bana"
"ahh şu rüya"
"evet seni dinliyorum"
"pes etmiceksin dimi?"
"evet aynen öle pes etmicem sende söliceksin"
"pekala bir şartla"
"ney?"
"baloda seni kızdıran şeyin ne olduqunu söliceksin tamam mı?" sanki ona tokat atmışım qibi durdu bana baktı.Derin bir iç çekti ve
"hayır sölemicem"
"o zaman unut rüyamı"
"serenity"
"max"
"lütfen qelme üstüme"
"hey salakmısın üstüne qldiqim yoq sadece seni o partide kızdıran şeyi merak ediyorum"
"serqey" ha? serqeymi? onla ne alaka olabilirki bu çoçuk pisikopatmı? bir dakika ya bn neden kendi kendime konuşuyorum ki?
"serqeymi?"
"evet"
"onunla ne alakası varki?".Derin sinirli ve sert bir şekilde iç çekti.Dişlerini sıkarak konuşmaya başladı.
"Seni...o...partide..öptü....ben.ben bu-" devamını qetiremedi çünkü onu öptüm.Biliyorum bana kızıyorsunuz ama doqru olan bu bir düşünün beden 7 yaş büyük profesör öqretmen lanet olsun.Başka bir şekilde karşıma çıksa bir şey demeden onu sevebilirdim.Ama qerçekten bu yaşadıklarım çok büyük artık dayanamıyorum.Max bir yana çok sevimli çok tatlı.Serqey ise şeker tatlı seksi ve oldukçada yakışıklı.OFF tanrım neydi qünahım dünyaya qelmekmi? yoqsa dampir olmakmı?şuanda tek istediqim bunların hepisinin qerçek olmaması hepsinin bir hayal ürünü olmasını istiyorum ama biliyorum ki bu bir hayal ürünü deil.Lanet olsunki deil.........
"seni seviyorum" dedi
"bnde max.şimdi seni kızdıran şey ney açıkca sinirlenmeden söle bana"
"bak seni o öptü bn buna dayanamam."
"beni kıskanıyorsun"
"evet aynen öle"
"bnde seni"
"evet snde beni kıskanıyorsun ama şunu untma bn snden başka kimseyi sevemem"
"peki eqer birini öptüqünü qörürsem qözlerini oyarım haberin olsun"
"pekala leydim."
"pekala savaşcım anlaştık o zaman dimi?"
"evet anlaştık"
"izninle savaşcımla uyumak istiyorum"
"izin sizin leydim."birbirimize sarılarak uyuduk.Sizce doqrumu yaptım.Onu sevmeye çalışmakla -her ne kadar sevmesemde qerçekten serqey ayrı onu seviyorum ama ne bileyim işte ama max max'e karşı qerçekten bir şey hissetmiyorum-.Onu qerçekten sevmiyorum.Ama nese denemeliyim birbirimizi tanımalıyız dimi?.
"Ahhh Tanrımmmm"
"noldu?serenity?"
"hey qünlüqüm nerde buraya koymuştum."
"Napıcaksın?"
"Günlüge napılır"
"şakaydı sadece aşkım" dedi. aşkım? of.
"hey kırıldınmı bana max?"
"hayır"
"iyi canım qel öpim bari"dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum.İkimizde öpüşüyorduk.Max bir elini bluzumun içine soktu.o anda
kapının açılmasıyla birbirimizden ayrıldık.Tanrımmmmm Serqey gelmişti....Olamaz..Hey ne olamaz max senin sevqilin kiminle öpüşüp öpüşmiceqine karar ver artık lanet olsun ki aklına başına topla.
"Ahh şey üzqünüm.Öpüşmenizi böldüm.Sadece durumunu merak etmiştim." dedi serqey.Burada buqün bu dakikada olmamalıydı.
"Önemli deil profesör serqey.Sevqilime çok iyi bakıyorum"
"Sevqilim?sevqilimisiniz?" bu sözler ona tokat qibi inmişti.Gözlerinde umutsuzluk hayal kırıklıqı ve hüzün vardı.
"Evet 3saat önce olduk." dedi max ve sırıttı.Yagcıııııı nolcakkkkk pis vampir.
"Ah şey tamam tebrikler" die kekeledi serqey.
"Teşekkürler profesör" dedi max
"Önemli diel." dedi.O qidene kadar hiç bir şey demedim.
"Off olamaz qördü."
"Hey qörmesi lazımdı aşkım seni seviyorum"
"Elini bluzumun içine sokmana qerek yoqtu ama" dedim.
"kızma kızıcaqını bilseydim yapmazdım"
"sana nasıl kıza bilirim ki?"ona sarıldım.Şuanda sokakta tek başına yagmurdan ıslanmış yavru köpek kadar masum duruyo.Acaba onu sevmeliyim?ama ama....öffff. evet tabikide bunu denemeliyim....onu sevmeliyim.hıh.



22.Bölüm.[Günlük.]
1.hafta sonra.....

Sevqili Günlük.

Lanet olsun sıkıldım artık 4 duvar arasında beyaz bir odada max'e ayrılmak istediqimi sölediqimden beri ziyartetime qelmedi.Serqey'de beni max'le öpüştüqümü qördükten sonra.Lanet ediyorum hayatıma lanet be bumudur hayat.Hani herşey düzelecekti.Haniii Hiç kimse yanımda olmazsa bana qüç veren biri olmassa ben nasıl ayaklarımın üzerinde durabilirim ki...?Sevqili qünlük şuanda snden başka konuşucak kimsem yoq..Herkez işlerine döndü herkez bana sırt çevirdi.Lanet olsun ailemi kaybedeli 4 hafta oldu ve ben qerçekten boktan bir dünyaya adımımı attım.Deişir sandım hayatım hayatımdaki kişiler ama yanılmışım hep zaten öle olmazmı zaten hayatınız kötü olur deişiceqini sanarsınız ölüm qününüz qelene kadar belki bir umutla hayatınızın deişidceqini sanarsınız.Ama yanılırsınız.Pes edersiniz artık qücünüz kalmaz ihanet,acı,yanlızlık bunlar insanı bitirir.
Birtek ben kaldım ailemde.Mucizemi mu?hayatımdan qerçekten nefret ediyorum hiç bir şeyi başaramıyorum.başaramadıqım bir şeyden sonra aqlıyorum neden çünkü bn tam bir aptalım.Başarısızlık hiç çabalamıyorum.Belki hayatım deişir diye.Sizce sadece hayatımın deişmesi için tanrıya yalvarmam mı qerek?ahh aptalım ben bu hayatımı istemiyorum.Ailemi istiyorum.Kardeşimi annemi babamı artık dayanamıyorum qücüm kalmadı qüçsüzüm ailem nerdeler.Arkadaşlarım,onlar benim hep yanımdalar ama onlarında sorunları var.Ben qerçekten sorunlu bi kızımmmm...Lanet olsun şuanda tek istediqim ölmekkkk.Huzura kavuşmak karanlıqın içinde kaybolmak ve bedenimi topraqa bırakmak...Aptalca bir hayat yaşıyorum bunların hepsinin bir rüya olarak qörmek istiyorum lütfen söleyin ben bu kadar acıyı neden çekiyorum naptım.... ben saf olmaktan başka naptım.....Sevqili qünlükk sen beni hiç bırakmadın bende seni hiç bırakmıcam. sana hep acılarmı anlattım qünülerimi aşk olduqum kişiyi ama yeter bu kadar bn dayanamıyorum içime at attt sonunda acılarımla birlikte ölücem...Belki ölürsem arkamdan sadece bir kaç kişi aqlar...Hiç kimse beni qerçekten tanımamış..Çaresizimmmm.zaten hep öle deilmiydim.hayatım boyunca bir şeyleri yoluna koymak istedim ama yapmadım neden çünkü ben bir aptalımmm neden çünkü ben herşeyi yüzüme qözüme batırdım...Korkuyorummm acabaaa qerçekten bu yer benim evim olup beni acılarma karşı koruyabilecekmi?.Nese şimdilik bu kadar kendimi toparlamalıyım.Dimi nasıl olsa yeni bir sayfa açtıcam.
"Hazırmısın?" dedi darius.
"evet hadi qötür beni sıkıldım artık burdan bir an önce kurtulmalıyım."
"aqladınmı?"
"ne?yoooo neden aqlım ki?"
"bn senin yerinde olsam ve kız olsam kesinlikle aqlardım"
"nieki?"
"çünkü hiç kimsenin dayanamıcaqı bir şekilde acı çekiyorsun nasıl dayanıyorsun"
"sorunlarım acılarımı untturmaya yetiyor."
"peki anladım.Sen qerçekten sorunlu bir kızsın"
"yenimi anladın?"
"max'le noldu?"
"max'le mi? ne noldu?
"sürekli başka kızlarla qeziyo neden seni ziyaretine qelmediqimi sorunca 'artık o umrumda deil dio' noldu size?"
"Hah sanki o benim umrumdada."
"hey noldu?"
"hiç ayrıldık ve qerizekalının yüzünü bir kere olsun qörmek istemiyorum"
"neden?"
"bana yalan söledi.Ben bana yalan söleyen kişilerle çıkmam"
"evet ama çok aptalca"
"aptalcamı?"
"evet ikinizde bebek qibisiniz"
"asıl bebek qibi olan o ayrıldım die beni ziyaret etmiyor artık umrumda deil dio.sanki o çok umrumdaydı ya onun canı cehenneme tamam mı?"
"tamam sakin ol"
"pekala."
"hadi sınıfına qir"
"saol qetirdiqin için"
"önemli diel."
"teşekkürler savaşcı"
"bişi deil leydim her zaman." içeri qirdim.Gidip bir sıraya oturdum.
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 4:51 pm

23.Bölüm

Vampir Ve Dampirlerin Oluşu
"Tarihin ilk zamanlarında, Adem ve Havva evlendi ve 3 tane oğulları oldu. Caine, Abel ve Seth. İlk doğan Caine, bitkileri yetiştirdi. Onları suladı ve büyüttü, hayat verdi. İkinci doğan Abel hayvanlara baktı. Onlari besledi ve büyüttü.
Bir gün Adem iki oğluna şöyle dedi. ''Caine, Abel, [Yukardaki] için bir kurban vermelisiniz. Öyle bir kurban ki hayatta en çok sevdiğiniz şeylerden biri olacak.. Caine, [Yukardaki] için en tatlı meyvalarını, en olgun bitkilerini getirdi. Abel, [Yukardaki] için en genç, en güçlü hayvanını kurban etti.
İki kardeş de kurbanlarını Adem'in Altar'ına koydular ve ateşe verdiler. Duman onları yavaşça yukarı doğru götürdü. Abel'in kurbanı tatlı bir koku yaydı ve kabul edildi. Caine'in ki ise kabul edilmedi ve Caine sert bir sekilde azarlandı.
İlk doğan ağlamaya başladı, gece gündüz [Yukardaki]'ne dua etti.
Adem kurban vaktinin yeniden geldiğini söyledi. Abel yine en güçlü ve genç hayvanlarından birini öldürdü. Caine ise eli boş geldi, çünkü kurbanının istenmeyeceğini biliyordu.
Abel şöyle dedi; ''Caine, neden bir kurban getirmedin?''. İlk doğan gözleri yaşlı bir şekilde kardeşinin kalbine mızrak saplayarak onu kurban etti.. Hayatta en çok sevdiği şeyi..!
[Yukardaki] onu cennetten attı, ve Nod denilen bir yere sürgün etti.
Caine karanlıkta yanlız kalmıştı. Açtı, üşüyordu ve ağlıyordu.. Karanlığın içinden tatlı bir ses geldi. Siyahlar içinde bir kadın Caine'e doğru yaklaştı.

'Hikaye'ni biliyorum, Nod'lu Caine. Açsın, bende yemek var. Üşüyorsun, bende kıyafet var. Üzgünsün, bende rahatlık var'
'Benim gibi lanetli birini niye rahatlatasın? Neden giydiresin? Neden besleyesin?'
'Ben senin babanın ilk karısıyım. [Yukardaki]'ne karşı geldim ve özgürlüğü karanlıklarda buldum. Ben Lilith'im. Bir zamanlar bende üşüyordum. Benim için sıcaklık yoktu. Bir zamanlar bende açtım, benim için yemek yoktu. Bir zamanlar bende üzgündüm, benim için rahatlık yoktu.'
Lilith, Caine'i ağırladı ve onu besledi, rahatlattı. Caine onun evinde bir süre kaldı, ve birgün ona sordu:
'Sadece karanlıktan, bu evi nasıl yaptın? Nasıl kıyafetler yarattın? Nasıl yiyeceklerini yetiştirdin?'
Lilith gülümsedi ve cevap verdi: ''Ben uyandım. Bu sayede istedigim gücü yaratıyorum'
'Beni de uyandır Lilith, benim de güce ihtiyacım var. Bende kendi evimi, giysilerimi, yiyeceklerimi yaratmalıyım.'

'Uyanmanın sana ne yapacağını bilmiyorum. Sen baban tarafından lanetlendin. Ölebilirsin, sonsuza kadar değişebilirsin.'
''Güç olmayan bir yaşamın ne önemi var? Sen olmadan ben ölürüm, ama senin kölen olarak yaşayamam.'
Lilith Caine'i seviyordu. Bunun olmasını istemese de Caine'in istediğini yapti ve Caine'i 'uyandırdı" Bileğinden gelen kanı bir kaba koydu ve Caine'e içirdi. Caine Abyss'e düştü, o kadar uzun süre düştü ki bu ona sonsuzluk gibi geldi. Gözlerini açtığında karanlık bir yerdeydi.'

Karanlığın içinde Caine parlak bir ışık gördü. Gecede parlayan ateş, Michael, Kutsal Ateş'in koruyucusu ona gelmişti, ve şöyle dedi. 'Adem ve Havva'nın oğlu, suçun büyük ama babamın bağışlayıcılığı da çok büyük. O seni affetti.'
''Caine cevap verdi; '[Yukardaki]'nin acımasıyla değil ancak kendi vicdanımla gurur içinde yaşayabilirim.''ve reddetti.
Ve Michael ona ilk lanetini verdi: 'Bu diyarlarda gezdiğin sürece, sen ve senin çocukların ateşten korkacak. Ateşim sizin derinizi yakacak ve sizi mahvedecek.'
O gecenin sabahında, ufuktan Raphael göründü. Güneşin koruyucusu. Caine'e şöyle dedi 'Adem'in oğlu, Havva'nın oğlu, kardeşin Abel cennetten senin günahlarını affetti. Tanrının bağışlamasını kabul etmeyecek misin?'
Caine cevap verdi; 'Abel'in bağışlaması bir şey ifade etmez. Ancak ben kendimi affedebilirsem gerçekten affolmuş sayılırım' ve reddetti.

Ve Raphael ona ikinci lanetini verdi: 'Bu diyarda gezdiğin sürece sen ve senin çocukların gün doğuşundan korkacak. Güneşin ışınları sizi ateş gibi yakacak. Şimdi git ve karanlık bir yere saklan, güneşin gazabını hissetmemek için.'
Caine kaçtı ve karanlık bir mağaraya saklandı ve orada uyudu. Uyandığında ölüm meleği Uriel onu kanatlarının arasında tutuyordu. Caine'e şöyle dedi: 'Adem'in oglu, Havva'nın oglu, Tanrı senin bütün günahlarını bagışladı, kabul et ve bütün lanetlerinden kurtul.'
Caine cevap verdi; 'Tanrının bağışlamasıyla değil, kendi bağışlamamla yaşayacağım. Ben benim. Yaptıklarımı yaptım. Bu asla değişmeyecek'

Ve Tanrının kendisi, Uriel'in ağzından Caine'e son lanetini verdi. 'Sen ve senin çocukların, bu diyarda gezdiği sürece karanlığa tutunacaklar. Sadece kan içecekler. Sadece kül yiyecekler. Ölümde olacakları gibi olacaklar, ama ölmeyecekler ve hep yaşayacaklar. Son günlere kadar dokunduğunuz her şey yok olacak.'
Bu lanetle Caine acı bir çığlık attı. Gözlerinden kan geldi. Bu gelen kanı bir kabın içine doldurdu ve içti. Kafasını kaldırdığında Gabriel karşısında duruyordu, ve ona şöyle dedi: 'Adem'in oglu, Havva'nın oglu. Babamın bağışlayıcılığı bildiğinden çok daha büyük. Şimdi bile Affedilmeye bir yol açıldı. Bu yola [Golconda] diyeceksin. Çocuklarına ondan bahset, çünkü sadece bu yolla yeniden ışıkta yürüyebileceksiniz.'
İste ilk Vampir' in ve dampirlerin oluş hikayesi vampirlerin ve dampirlerin lanetlerini nasıl aldığı."

zamanlama süperdi çünkü okumayı bitirdiqimde zil çaldı.Kitabı kapatım dolabıma yerleştirdim ki başımda blair bitti.
"serenity!"
"hı?"
"seni sefiorum" dedi ve boynuma sarıldı.Noluo yaa taraf mı deiştirdi acaba?
"noldu kızım tarafmı deiştirdin yoqsa"
"siktir lan.öle bişi hiç olmicak"
"peki o zaman ne oldu"
"luke ile barıştık.saol bebeim"
"qüzel qüzelde korktum harbi"
"nie?"
"bebeim faln filan"
"öff kızım ba-" demeden hunterin çıqlıqı ile yerimizde hopladık.
"Serenityyyyyy!"
"ne?" die baqırdım.
"hadi sınıfımıza qidelim." dedi
"ahh tanrımm qeliyorum.Sonra qörşürüz blair." dedim
"pekala öptüm" dedi
"bnde enişteye sayqılar" dedi hunter.
"tamam" dedi.Koridorda qörüdüqümüz herkez bize selam verio ee tabi hunterimizde pişkin pişkin sırıtıyo.
"kız ne pişkin pişkin sırıtıyosun?"
"Hediye aldım yaşasın"
"kimden lan?"
"kimden olcak mal sevqilimden"
"peki kabul ediyorum aptalcabir soruydu.Kızlar nerde"
"Bilmiyorum ama erin seni qeberticek"
"nie?"
"bilmiyorum nese öğle yemeginde öqreniriz"
"evet tabi o zaman kadar bn ölmessem" ikimizde qülerek bir sonraki ders için sınıfa qirdik.Yerde yastıklar vardı.Yastıkların üstüne oturduk.Önümüzde küçük masa ve onun üstünde Güçler Ansiklopedisi yazısı var.Peh.
"Merhaba çoçuklar evet buqün hepiniz bomba qibi qözüküyosunuz" dedi Erica
"Hocam sizin sayenizde" dedi hunter.
"Ah ölemi hunter o zaman bize bir kaç sey okursun dimi?"
"Seve seve hocam siz yeter ki isteyin"
"Serenity buqün iyi qözüküyorsun"
"Teşekkürler hocam"
"hadi hunter aç bakalım sayfa 532"
"peki hocam" hunter acınca dier herkezde açmak zorunda kaldı.Hunterin sevinçli bir iç çektiqini qörebiliyorum.Ah bu kıza boşuna piskopat demiyorum ya.


Vampir Ve Dampir Güçleri
"Herkezin bildiqi qibi vampir ve dampir qüçleri vardır.Vampirlerin sıra dışıdır.Mesela hızlı koşmaları ve sürekli kan içmeleri qerekir.Dampirler ise vampirlerden tamammen özqü sıradışı bır yaşamları vardır.Dampirler kan içmenin yanı sıra yemek yige bilirlerde.Bu dampir olan bir kişiye seçme hakkı tanınır.Dampirlerin qüçleri olduqu kadar da element qücünede sahip olabilirler.20 yaşına qelmeden önce element'ini uyandıramayan bir dampir sonsuza dek elementsiz kalır.Dampirleri vampirlerden qüçlü klan bir şey vardı oda "hem kanla hemde yemekle beslenmeleridir"."Dampirlerin tercih hakkı olduqu qibi vampirlerinde tercih hakkı vardır.Vampirler vücudunda kan'ın oranını aynı seviyede tutura bildikleri sürece azda olsa yemek yiqe bilme hakkında sayiptir.Ama vampirlerin sadece insaların arasında yemek yemeleri tercih edilir.Vampirlerinde tercih hakkı vardı.Ya insan kanı ile beslenecek yada hayvan kanıyla.Vampir ve dampir akademesinde tam bir dönüşüm yaşayan bir vampir veya dampir okuldan ayrılmadan önce tercihi yapar.Bu tercihler bizi ayakta tutar."
"Teşekkürler hunter.Bir dahaki derste qörüşmek üzeri.Carl dier qün okumaya hazırlan."
"peki hocam." hocanın sınıftan çıkmasıyla hunter ile kendimizi koridor'a attık.Şimdiki dersimiz neymiş bir bakim
"Erik"
"he?ney erik"
"Şimdiki ders erik'in dersi"
"he bastan sölesene herhalde ezberlemem qerekecek"
"bencede ezberlesen iyi olcak.Ah hadi seni sınıfına qötürem şimdi sınıfını bilmiyosundur kız sen"
"bir zahmet canım bir zahmet" dedim.ikimizde kahkalarda sınıfa qirdik.
"Serenity"
"Elena"
"nerdeydiniz lan hunter erin seni arıyodu.Sınıfa qitti qitsen iyi olur." dedi elena.
"pekala.Ögle yemeqinde qörüşürüz" dedi hunter.
"tamam" dedi elena.
"okiş ikizimi öp benim yerime" dedim.
"onu öpersem kuduz olurum lan" dedi hunter.
"nese serenity hadi qel yerini tutum." dedi elena.Gidip onun yanına oturdum 56dk sonra erik sınıfa qirdi.
"Hey çoçuklar qünaydın.buqün nasılsınız?"
"Biz iyiz hocamda sizi sormalı asıl" dedi yakışıklı bir çoçuk.
"evet çoçuklar biraz konuşalım sonra kitaptan bir eşyler okuruz.Evet çoçuklar bildiqiniz qibi dampirlerin ve vampirlerin bir sürü düşmanları vardır.Bunlar:Ruh emiciler,Andıroyitler.Cambaz yaratıqı,sivri burunlu cüceler,çatalcı ayı,iğne uçlu yaratık vb. yaratıklar bizim baz düşmanımızdır.Cadıların büyücülerin ve perilerin bazıları bizim tarafımızda bazıları ise kötü taraftadır.Evet sasha bize neden 452 sayfadaki bilqileri okumuyorsun"
"peki hocam hemen."
"hocam ya ama bn okucaktım"
"okursun elena" dedi erik.kız okumaya başlayınca herkez sustu.
24.Bölüm
"Büyücüler Ve Cadılar."
"Büyü yazılı ya da sözlü, kehanet ya da sihir yapılırken evreleri yaratma veya değiştirme amacıyla kullanılan bir formüldür. Büyülere olan inanç ilkçağa kadar uzanır. Büyüler çeşitli dinsel ve sihirli uygulamaların tamamlayıcısı haline gelmiştir. Uygulama metodları kültürden kültüre değişir ama bütün büyüler ayinsel aktivitelerle fonksiyon kazanır.

Büyünün kendisi kelimelerden ya da efsunlardan oluşur. (Tılsımlar,muskalar,rünler v.b) Ayin, büyü hayata geçirilirken yapılması öngörülmüş bir dizi harekettir. Örneğin Mısırlılar, kelimelerin çok güçlü olduğuna ve sadece konuşarak istenilen arzuya erişebilineceğine inanmışlardı. Mısır büyülerinde belirli kelimeler ve isimler büyü için en gerekli şeylerdi ve doğru telaffuz edilip söylenmesi gerekirdi.

B.r çok çeşit büyü vardır. Bazıları faydalıyken bazıları ise zararlı büyülerdir. Amaçları genellikle limitsiz sağlık, başarı, para, doğurganlık, uzun ömürlü olabilme, bulaşıcı hastalıklardan korunma, birisine hastalık gönderme, talihsizlik, afet yaratma, kçtü ruhların ve hayaletlerin exorcismi (şeytan çıkarma), savaşta düşmana karşı zafer kazanma, kehanet, doğa üstü varlıkların kontrolü v.s… Düşmanlara karşı yapıldığında büyüler genellikle hastalık yapma, yok etme, aşkı kaybetme, mal varlığını kaybetme, iktidarsızlık, başarısızlık hatta ölüm gibi sonuçlara neden olurlar.

Büyüler büyü yapanın kendine yapılabilineceği gibi direk olarak bir başkasına da yöneltilebilir. Pozitiv büyüler “kutsama”, negatif büyüler de “lanet” ya da “nazar” diye adlandırlır.

Büyüler dualar birbirine benzerler, ikisi de bazı isteklerin, arzuların gerçekleşmesi için yapılır ve ikisinde de amacın tasavvur edilmesi, kafanın eğilmesi, avuçların açılması, gözlerin kapanması gibi belirli vücut hareketleri yapılması gerekir. Büyülerde, amacına ulaşılmak istenen şeyin hayalini kurmak, gözün önünde canlandırmak çok önemlidir. Amacını tekrarlayıp, bunu akıl gücüyle birleştirip ruhlardan yardım alan büyücü, amacına ulaşmış demektir.

knife-milking Knife-milking (bıçakla süt sağma) bir bıçağın duvara saplanıp, sapından akan sütün bir kovaya doldurulmasından ibaretti. Süt, sihirli bir şekilde başka bir inekten gelmektedir ve uzun süre yapılmaya devam edilirse süt yerine bıçaktan kan gelmeye başlar, bahsi geçen inek de ölür.

magic shot Magic Shot (büyü topu) Finn olarak da bilinir ve söylendiğine göre hastalık,ölüm yaratan büyülü mermilere verilen addır. Mermi,böcek,bulut ya da gaz şeklinde gönderildiği bilinir.

Salve
Salve bitkilerden, köklerden ve sanrı oluşturan ilaçlardan oluşur. Büyücüler bunu bir objeye ya da kendilerne sürerler. Genelde imgelem ve masturbasyonla ilgilidir.

Seigir
Özellikle potansiyel zararlı olan büyü formu bu adla anılır. Amacı, yapılan kişinin aklını, parasını, sağlığını hatta hayatını kaybetmesini sağlamaktır. Büyü feminen formunda daha once tanrı Odin’e yapılmış bir büyüdür.

troll cat
Komşulardan çalarken yardım alınınan hayvanlardır. Cüce kedi, süt tavşanı, muzip periler gibi..

whirlwind
Whirlwind’i (hortum) cadılar ve büyücüler seyahat etmek, insanlara zarar vermek, çalmak için kullanırlar.

Cadılık akımı, zamanın ekonomik ve sosyal problemlerinin bir sonucudur. Salgınlar, savaşlar, açlık, acı, sefalet ve ölüm halka bir şekilde açıklanmalıydı. Kiliseye ve halka göre bu olayların nedeni şeytan ve onun yardımcılarıydı. 1348deki büyük veba salgını Provence ve Queyras’da cadıların neden olduğu bir hastalık olarak biliniyordu. Ve bunun gibi bir çok toplu salgın ve ölüm olaylarında, cadılık ve büyücülük ortaya çıktı.



Pagan Geleneklerinin Şeytani Büyülere Dönüştürülmesi

insanların düşünebilen bir hayvan olmasının görünmesiyle başladı. Mğaralarda ve kabirlerde bulunan resimler ve oymalar, insanlığın başlangıcından ölüm, doğum, av v.b olaylar için büyülü ayinler yaptıklarını kanıtlar. Büyü, insanın anlama gücünün ötesinde bir hadiseydi ve hala da öyle. Her kabile kendi büyücüsüne sahipti ve bu büyücülerin görevi kabileyi hastalık, kötü hava, savaş, ölüm ve doğum gibi olaylardan korumaktı. Yapılan büyüler, jenerasyondan jenerasyona aktarılan, gizli bitkilerin, köklerin kullanıldığı kompleks ayinlerden oluşuyordu.

Ama büyücülere başka alternatif olmadığı müddetçe tolerans gösterildi. Bilim, dünyanın gizemlerini aydınlattıkça, büyülerden şüphe edilmeye başlandı.

Romalılar aralarında gizli bir örgüt kurmuşlardı. Söylendiğine göre kendi aralarında alem yapıp, ayinlerde bebekleri kurban ediyorlardı. Daha sonra Manicheanli kadınların şeytanla birleşme hakkında yaptıkları yorumlar ortaya çıktı. İmparatoriçe Theodora bu örgütün yüz binden fazla üyesi olduğuna ölümüne and içmişti. 6. ve 7. yüzyılın bitimiyle sadece kara büyü çalışan birkaç cadının idam haberine rastlanmıştır.

Avrupa’da kilisinenin kabul edilmesiyle “kötü” sayılmaya başlandı. Tek tanrıcılık, başka tanrılara ve onlara tapılmasına tahammül edemiyordu ve hristiyan rahipler diğer dinlere inananları suçlamaya başladılar. Cadılar ve büyücüler dampirlerin baş düşmanı olmuşlardı. Ama büyü şeytanla anlaşma ise, büyü yapanların yok edilmesi gerekiyordu ve bu da 15. 16. ve 17.yüzyıllardaki cadı avlarına zemin hazırladı.

Şeytanın sivri boynuzlu keçi simgesi, kilisenin pagan dinlerini yok etmek için öne sürdüğü bir şeydi. Bu paganların bir simgesiydi ve onları şeytan olarak göstermek de tabiki kilisenin diğer dinleri yok etme görevi arasında yer alıyordu. Şeytanın simgelerindeki bazen taşıdığı birkaç baş da Janus yani iki suratlı pagan tanrısından geliyor. Sabbatta sözü geçen “kalçadan öpmek” de bir pagan geleneği ve “barış öpücüğü” olarak biliniyor.

Yahudiler ve müslümanlar da kilisenin azılı düşmanlarından oldukları için, onlar da kafir ve iblis olarak kabul ediliyordu. (16.yüzyıl şeytanın krallık yılı olarak kabul edildiği halde) Hrsitiyanlık, zor kullanarak diğer dinleri yok etmiş ve kendi hakimiyetini kan ile kazanmıştır.



Ele Geçirilme ve Diğer Psikolojik Bozukluklar

Cadı ve büyücü Avlarından sonra (Loudun,Louviers..) ortaya çıkan ele geçirilme olayları, cadılık olaylarına yeni bir bakış açısı getirdi. Yalnız yaşayan rahip ve rahibeler, çevreden dışlandıkları yaşamlarında genellikle ele geçirilme kurbanları oluyorlardı. Papazlar da çoğu kez kışkırtılıp şeytanın hizmetine giriyorlardı.

Pervasız Periler : Arabanızın on camına otururak sizi cesaretlendirir : ''O arabayı geçebilirsin, hadi bastır, daha hızlı". Fakat bilmediğiniz şey sizin ölümlü onunsa ölümsüz olduğudur. Bu peri cok hızlı ve kurnazdır, her zaman gözünüzün önünde tutmanız gerekir. Kıskançlık ve haset bu periyi yıkıcı eylemlere yönlendirir. Eğer aklınızı çelmişse kendinizi aptalca riskler alarak, kumar oynayarak ve ya herşeyinizi tehlikeye atarak bulabilirsiniz.

Fideal : Bu dişi peri alacakaranlıkta sazların içinde uçuşarak kendine sevgili arar. Söylediği şarkı üzüntülü fakat tahrik edicidir. Öpüşü soğuktur ve okyanus tadı vardır. Ellerini kurbanlarının boynuna götürüp suyun içine gömer ve kimsenin göz göremeyeceği yerlerde umutsuzluk içinde bırakır.

Melankolik Peri : Bu peri insanların ve perilerin daha yakın, bir bütün olarak yaşadığı zamandan gelir. Bu perinin gözünde tutmadığımız sözler ve kırdığımız kalplerin izi vardır. Bizi nostaljik yolculuğa çıkar ve pişmanlıklarımızı yeniden tatmamızı sağlar.

Kötü Perilerin Kraliçesi : Bu Kraliçe yanlızca geceleri görünür. Ona göre herşey yeniden doğmak için ölmeli, her karanlığın içinde bir demet ışık olmalıdır. Gerçek şeytan yanlızca insanların arkalarını döndüklerinde gölgelerinde olur.

Karanlık Perileri : Küf ve yosunların perileri. Doğaya karsı ne kadar cana yakın da olsa çok fazla etrafta olması zarar verir. Aynı yosunun camı sinsice kaplaması gibi Karanlık Perileri de bizim gözlerimizi kaplayarak dünyayı ve gerçekleri görmemizi engeller. Dokunuşları düşüncelerimizi bulutlar. Bizden ayrılmalarıyla beraber gerçekleri yeniden tüm çıplaklığıyla görürüz.

Umutsuzluk Perileri : Bu periler tozlarını serptikçe ve sihirlerini yaptıkça insanları daha derin bir boşluğa ve ümitsizliğe iterler. Büyüleri bir kaç dakika sürebileceği gibi senelerce de kalabilir. Bunlara rağmen güzel kanatlarını çırptıkça o kişinin içinde cılız da olsa bir ümit belirir.

Sari Blurker : Binlerce sarıdan oluşan bu peri insanların sahip olduklarını çalar. Bu çalınan şeyin umutlar ya da tenis raketi olması farketmez, çünkü herşey bir daha geri gelmemek üzere gitmiştir. Bu erkek peri mutluluğu ayaklarıyla taşıyıp kendinden olabildiğince uzak tutar ve yeri gelince "Bak, ben değildim. Ellerim boş!" diye haykırır. Bu hırsız, negatif canlının yanında hiç birşey güvende değildir. Mektubunuz postada kaybolduğunda, önemli birşeyi yapmayı unuttuğunuzda ve bir konuda hırsınız bittiyse bu, Sari Blurker'ın iş başında olduğu anlamına gelir.

Kasvetli Hüzün Perileri : Depresyonun en derinlerinden "Yapamıyorum" diye cılızca seslenip kanatlarını düşürür Kasvet Perileri. Ellerinde karamsarlığın içine kaybolan umutlarını koyduğu kadehini taşır ve "Artık çok geç, hepsi bu kadeh'te kaldı artık.. Çok geç" diye düşünerek terkedilmiş yerlerde uçar.

Glanconer : ''Aşk Perisi" olarak da bilinen Glanconer'in simsiyah gözleri ve baldan tatlı sözleri vardır. Kadınları büyülemek ve öpmek için alacakaranlıkta agaçlıkların arasında yürür. Dikkatli olun - Bu büyüleyici ve inanilmaz an geriye kalan hayatınıza mal olabilir. Çünkü bir daha hiç bir erkek onun mükemmeliğine erişemeyecek ve o terkettiğinde yıkılacaksınız".
okumayı bitirdiqi zaman zil çalmasıyla bizim kendimizi dışarı atmamız bir oldu.Yaşasın Müzik dersi var.


YARATIKLAR:
Not:Hiç biri korkunç deil sadece komikler

Andıroyitler:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Cambaz Yaratığı:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sivri burunlu Cüceler:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ruh emici:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Çatalcı ayı:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
iğne uçlu yaratık
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 4:55 pm

25.Bölüm
Ders bittiqinde elena'yla birlikte sınıftan çıkkarken.Erik bana qöz kırptı allhım yaa heleki bi qüzelim he.Elena'yı bırakarak katie ile müzik dersine qirdim.Deadly derste bana ve dier öqrencilere karşı çok iyi davranıyordu acaba bu okulda kötü davranan bir hoca varmıdır lan?
"Selam çoçuklar" herkez bir aqızdan 'Merhaba deadly' diye baqırdık.Tabi sesimiz koro qibi çıktıqı için çoqu kişi qibi hocada qüldü.
"Evet arkadaşlar şimdi size bir ödev vericem tabi bu qruplu olucak.Şimdi herkez yanındaki bir kişi ile herhanqi birinin müziqini ve yada kendi yazdıqı müziqi sölicek.Müzik aleti kullana bilirsiniz".Evet şimdi bakalım eşlemelere. herkezi eşleştirdiler.Geriye tek ben ve katie kaldım
"Katie sende Serenity'le beraber qrup olacaksınız.Evet çocuklar 1 haftanız var.1 hafta sonra qüzel seslerinizi dinlemekten keyif alıcam."dedi.kapıya yöneldi ve aynı anda zil çaldı.Tanrım zamanlaması harika bu kadının ya.
"Serenity yanıma qelirmisin lütfen?" dedi.
"Tabiki " dedim ve deadly'nin yanına qittim.Katie dışarıda beni bekliyordu.
"Eee anlat bakalım durumun nasıl?" qülümsedim
"İyi sizin"
"Valla qördüqün qibi canım yeni okuluna alışa bildinmi bakalım?"
"sayılır!"
"Merak etme alışırsın nese ben seni tutmim yemekte qörüşürüz"
"Pekala iyi qeceler"
"Sanada canım ah bu arada serqeyle hiç konuşa bildinmi?"
"Iııı hanqi konuda?"
"Parti,...öpme.....hı....?"
"Ah hayır hayır o zaten yanlışlıkla oldu".
"Eminim öledir"
"Tabikide"...Sınıftan çıktık.Yemek salonuna doqru qttik -kızım şuna hobi salonu desene- amn işte her neyse ya.Yemeklerimizi alıp dier kızların yanlarına qeçtik.Göz ucuyla max'e baktım o yanındaki kızlarla ve erkeklerle qülüp eqleniyordu.Geber emi salak!
"Ahh max" diyerek iç çekti hunter.Hunterin sevqiliside adı neydi ya unuttum bak şimdi artık her neyse ya.
"Sevqilin seni aldatıyor baksana!" dedi sevqilim mi bunlara kaç kez dicem o benim sevqilim deil diye.
"Daha kaçkez sölemem qerekeçek o benim sevqilim deil" diye baqırdım.
Hızla aya kalktım ellerimi masaya vurdum bir kaç bardak kılırmasıyla birde masanın titremesiyle hobi salonundaki herkez -ohh be sonunda bir söledin- bana baktı.
"Ne var be neye bakıyorsunuz siz öle?"diye baqırdım hızlı adımlarla yemek salonun sonuna oturdum.Orada bir erkek oturuyordu.Onun yanına oturunca bana tip tip baktı.Hey allhım yaa ne mallar var.
"Ne ye bakıyosun sen ya!"
"Hiç bir şey neden buraya qeldin"
"sananee kardeşim babanın yerimi allh allh" dedim ve yanına oturdum.
"Özür dilerim kız"
"Kızmı benim bir adım var oqlum"
"Benimde bir adım var kızım"
"Allhım ya çakttık ne ayaksın sen be qerizekalı qit belanı başkasından bul"
"Senden başka bela yoq ki burda" lan dalarım bu çoçuqa he.Çoçuqa qözlerimi kısarak baktım ellerini havaya kaldırdı.
"Üzqünüm sadece eqleniyordum benim hiç arkadaşım yoqta o yüzden."
"Arkadaşın yoq diye bir kızla dalqa qeçmen qerekmez"
"Hey saka yaptım sadece kızma hemen"
"Pekala bu arada neden arkadaşın yoq"
"Ben onlar için tehlikeliyimde o yüzden senin için bile" dedi elini sallarken .
"Tehlike benim qöbek adım"
"Gerçekten mi?" diye sordu.
"Evet qerçekten kimliqimde yazıyo"
"Hadi ya bende yedim bunu"
"O zaman ne soruyon kardeşim allh allh ne manyak şeysin sen ya"
"Sende ne pisikopat bir kızsın ya"
"Pisikopatlık doqamda var olum"
"Hey ismin ne?"
"Napcan?aile soy acaqımımı çıkarcan?"
"Tabikide hayır be sadece sana kız diye hitab etmek olmaz senin qibi qüzel bir kıza" ay yine başladık.
"benimle arkadaş olmak istiyorsan qüzellimden bahsetmiceksin bu 1 , ve ayrıca bende senin ismini bilmiyorum bu 2"
"James"
"James he!"
"Hey seninki ne?"
"Serenity!"
"Anlamı ne?"
"Ne bilem lan ben burda anlam mı sıçıom hey allhım"
"Oppss kızma serenity sadece bir soruydu."
"Ah üzqünüm son zamanlarda çok sinirliyim"
"Doqru deqişim çekireceksin"
"Ahh birde o var dimi?"
"Hey başka ne varki"
"Sorma bea varda var anasını satim"
"Söle bakem " dedi dedikoducu karılar qibi aa harbi dedikoducu karılara benzedik lan
"Dedikoducu karılara benzedik lan" dedim ikimizde qüldük.
"Hey qülmek sana çok yakışıyor" ona ters bir bakış attım ellerini havaya kaldırdı.
"Ama doqru "diye mırıldandı.Ona bir hareket çektim -sizin dilinizle nah oluyor o . Tirbiyesiz [bilerek böle yazdım] seni birde kız olcaksın- ah lütfen beyinimle konuşmayı bir ara bırakmalıyım.
"Kıza bak ya harbi pisikopatsındır sen!"
"Tabi olum ne sandın ".Yemek salanundan çıktık. ve artık uyum dersine qirelim sonrada ek ders.
******
Breath'ın sınıfa qirmesiyle herkez sesiz oldu.Breathda çok qüzel olmuştu.Seksi çıtır.
"Selam çılqınlar evet nasılsınız bakalım" dedi vay qüzel qriş
"iyiz hocam siz"
"İyim iyim saol hadi ders'e başlayalım.şimdi bildiqiniz qibi vampirler ve dampirler farklıdır.Vampirlerin kalbi durmuştur yemekqi ancak vücutdundaki kan'ı denqelerse yiye bilir.Dampirler ama farklıdır kalbleri çalışır vücutlarında yüksek miktarda kan vardır ve istedikleri qibi yemek yige bilirler tıpkı serenity ve dier arkadaşları qibi.Nese konumuza dönelim vampirlerin ve dampirlerin çoqu yeni yaçlak olduqu için uyunu fazla saqlayamazlar.kendini belli edemezler.Bu kısa sürelik içindir ama ilk doqduqundan itibaren yani ölümden dönen bir çaylak vampir ki dampir demiyorum çünkü dampirler ülkemizde az oranda rastlanır ve dampirler dönüştürülmez nese vampirler ilk uyandıqında insan kanıyla beslenirse kısa bir süre denqesini kaybeder ve uyumu bozulur.Hani 10 -15 bardak içki içinde ayakta bile zor duruyorsunuz ya aynı onun qibi sanki deliymiş qibi insanlara saldırır ve onları öldürür.Hadi şimdi biraz kitaptan bilqi alalım.Serenity bize sayfa 740 okurmusun?" kafamı sallayıp 740. sayfayı açtım ve okumaya başladım..
VAMPİRLER VE CEHALET ÇAĞI
Vampir efsanesi her zaman doğal bir fenomen olarak açıklanmıştır, diğer bir şekilde bu durum ilkel ve ilmi bilgiden yoksun insanlara açıklanamazdı. Belki de en hayret verici inanç Orta Çağ Avrupası’nda bir çok insanın ölümüne sebebiyet veren “Black Death”(Kara Ölüm) denilen hastalığın aslında vampirlerin işi olduğuna inanılmasıdır.
“Black Death” bildiğimiz kadarıyla pireler ve farelerden yayılan bir çeşit vebaydı ve 1300’lü yıllarda Avrupa nüfusunun neredeyse 1/3’ünün ölmesine neden olmuştu.O zamanın insanları nasıl olduysa bu ölümlerden bir çoğunu vampirlerin yaptığı fikrinde birleşiyorlardı. Belki de vebanın vampirlerden yayıldığını düşünmüş olabilirler. Bazı durumlarda ise ölen bir akrabanın geri dönüp bir kurban aldığına inanılırdı (aslında vebadan ölen bir kurban). Bir diğer şekilde ölü bir düşmanın vampire dönüşmüş halde geri dönüp birilerini öldürebileceğine de inanılırdı. Bu yüzden bir çok mezar kazılmış ve vampir olduğundan şüphelenilen insanların vücutları tekrar öldürülmek üzere çıkarılmıştır.
Vampirlerin mezarlarını belirlemek için bir takım ahmakça metotlar kullanılıyordu. Örneğin bir bakire atın üzerine çıplak yerleştirilip, mezarlığın içinden geçirildiğinde eğer at belirli bir gömüt üzerinden yürümek istemezse bu yerin bir vampirin mezarı olduğu varsayılırdı ve ölü mezardan değişik şekillerde öldürülmek üzere çıkarılırdı.
En saçma vampir inanışları vampirleri öldürmek ve vampirizmi durdurmak için kullanılan metotları kapsar. Şunu hatırlatmak önemlidir ki, bugün bize bu denli saçma gelen inançlar nasıl bir cehaletin hüküm sürdüğü bir çağda insanların umutsuz bir şekilde batıl inançların bu denli etkisi altında kalmasına neden olmuştur!
Ölüler kimi zaman yüzleri güneye bakacak şekilde gömülürlerdi. Eğer ölü bir vampire dönüşmüşse mezarın yeri ölünün kaçma girişime tedbir olarak daha derin kazılır ve dış yüzey ters olacak şekilde yerleştirilirdi. Tahta kazıklar bazen mezarın üzerine dikilirdi .Böylelikle eğer vücut mezardan kalkmaya yeltenirse kendini kazığa saplamış olurdu. Kalpten saplanması umut edilirdi.
Cesetler bazen ölümden geri dönüşlerini zorlaştırmak için halıyla yada bir takım kumaşlarla sarmalanırdı bazen de kolları ya da bacakları halatla bağlanırdı. Ölünün dönüşünü önlemek için genellikle mezarın üzerine büyük kayalar yerleştirilirdi (Bu belki de mezar taşı yapımcılığının başlangıcı olabilir mi?!) ve şunu eklemek gerekir ki bir takım insanlar vampirlerin ölümden sonra da yaşayan bir çeşit hayalet olduklarını düşünüyorlardı. O zaman bir hayaleti mezarında tutmak için taşa mühürlemekten daha iyi bir yol olabilir miydi?!
Ölümden sonraki doğal bedensel çürüme süreci insanları aslında ölülerin gerçekten de vampirlere dönüştüklerine inandırmıştır. Saçın ve tırnakların uzamaya devam etmesi, yaşamın da devam ettiğinin, ölünün bedeninde gazdan dolayı meydana gelen normalden fazla şişkinlik, hala beslendiğinin göstergesi sayılıyordu. Kan bazen bedensel bozulmanın bir sonucu olarak ağza yakın bir yerde bulunuyordu bu da ölünün kan içtiğinin belirtisi olarak algılanıyordu ve genellikle cesedin soluk teni ve garip görünüşü,vampirin kana ihtiyacı olduğunun bir göstergesiydi.
Cahil insanlar vampir saldırılarının önüne geçmek ve bunları engellemek için de yine aynı şekilde batıl inançları izlediler. Bunlardan çoğunlukla en çok bilinen iki tanesi vampirleri korkutup kaçırmak için kullanılan bitkiler, “wolfsbane” (kurtboğan) ve tabii ki sarımsaktı. Ortaçağ boyunca insanlar, ölünün korkunç kokusunun – özellikle veba salgını süresince – ölüm nedeniyle bağlantılı olduğu teorisine inanıyorlardı. Ve bu ölümler bir şekilde vampirlerle ilişkilendiriliyordu. Muhtemelen ölüm kokusuna karşı, etkisini gidermek için sarımsağın güçlü kokusu kullanılıyordu. Bunun dışında sarımsak eski Romalılarda dahil olmak üzere çağlar boyu ilaç tedavisinde kullanılan bir bitki olmuştur. Çok ciddi olmasa da modern bilim bile sarımsağın bazı durumlarda insan sağlığında önemli yeri olduğuna inanmaktadır.
İnsanlar vampirlere dair inançlarını meraklı bir şekilde geliştirmişlerdir. Bazıları siyah bir kedi ya da köpeğin herhangi bir cesedin üzerinden atlamasını, ölünün vampire dönüşebileceği şeklinde yorumlarlardı. Bukovinian bilgilerine göre kül ağacından yapılmış bir kazık intihar ederek ölenlerin göğsünün arasından çakılmalıdır çünkü intihar etmenin vampirizmin nedenlerinden biri olduğu varsayılırdı. Eski İngiltere’yi de kapsayan bazı kültürlerde intihar edenlerin vampire dönüşmelerine engel olmak için, dört yolun kesiştiği yerlere (yolların haç işaretini oluşturması nedeniyle) gömülürlerdi.
Bir çok insanın vampirleri yok etmek için kendilerine has değişik metotları vardı. Bazı İslav milletleri, kül ağacından yapılmış bir kazığın vampirin göğsünden saplandığında onu öldürebileceğine inanırdı. ---- Bu bir çoğunun gözde metodudur, kalpten çakılan bir kazık. Her nasılsa bir çok farklı yerde kazıkların yapılacağı belirli ağaçlar seçilmiştir. Örneğin Silezya’da meşe ağacı bu işi görürdü, Sırbistan‘da ise alıç ağacı gerekli görülürdü.
Hun dışında vampir olduğundan şüphelenilen ölülerin kafaları, balta ile kesilirdi. Bazen de cesetler su göletlerine atılmış yada yakılmıştır.
Bu inançların temelinde halkın genel cehaleti yatıyordu ama vampir efsanesinin en büyük trajedisi vampir söylencesine olan inancın, iyi yada kötü din kuruluşunu etkilemesiyle gerçekleşmiştir.
Orta çağ Avrupası’nda kilise, vampirlerin varlığını onaylamış ve bir inanca bağlı olmayan mitlerden alıp vampir kavramını şeytanın yaratıklarından biri olduğu yönünde değiştirmiştir. Vampir açıkça kötülüğün ve dinsizliğin bir parçası olsa bile, ölümden sonra hayat, bedenin dirilişi, maddesel değişim (ekmekle şarabın İsa peygamberin etiyle kanına dönüşmesi) gibi Hıristiyanlık öğretilerini destekleyen bir inanılabilirliğe sahipti. Ekmek ve şarap kavramı İsa’nın son yemeğine dair genel bir kavramdır ve Hıristiyanlar arasında İsa’nın kanı ve bedeninin paylaşımının bir simgesidir. Bu inancı benimsemiş ve İsa’nın kanını içen insanlar, kendi kanlarını içen şeytanlara yani vampirlere karşı daha güçlü olurlardı.
Orta çağ boyunca kilise vampirlere olan inancın doğruluğunu kabul etti ve vampirizmi yalnız başına sona erdirmek için gereken yetiyi kazandı.Bu durum giderek güçlenecek ve 2 yüzyıl sonra 1489’da bir dönüm noktası olan “Malleus Maleficarum”adındaki kitap ortaya çıkacaktı. Bu aslında cadıların zulmünü anlatan bir kitap olarak tasarlanmış olmasına rağmen aynı şekilde kötü kalpli vampirler içinde uygulanmış olabilir. Ne yazık ki bir çok cahil insan yazılanlar nedeniyle boş yere işkence görmüş ve hiçbir iyi neden olmadan idam edilmişti. Bu kitap İngilizce’de “The Hammer Against Witches” olarak biliniyor ve sözde şeytanla işbirliği içindekileri tanımak, zulümlerinden korunmak için yol gösteriyordu.
Tanrı bilimci olan Leo Allatius’un 200 yıl sonra bulunan yazıları, kilisenin hala vampirlere karşı olan inancını sürdürdüğünün bir kanıtıdır. Allatius kilisenin öğrencisi olarak Yunanlılardaki vampir kavramı üzerinde çalıştı. 1645’te yaptığı “On The Current Opinions Of Certain Greeks” isimli çalışmasında vampirlerin sık sık aforozun sonucu olduğu kararına vardı. Vücudun çürümemesi ve bedenin maddesel olarak dünyayı terk edemediği görüşü Yunanlılarda vampirizmin ispatıydı. Şişmiş bir vücut da aynı şekilde olası vampirizmin bir kanıtıydı. Bazı vücutlar yeteri kadar hızlı bir şekilde çürümeyebiliyordu.Bu da aslında toprağın kimyasal tipiyle ya da soğuk hava derecesiyle bağlantılıydı. Bedensel şişkinlik ise tümüyle ölünün doğal olarak ürettiği gazların bir sonucuydu. Birçok insan haksız yere vampir olmakla suçlandı. Bedenin çürümemesinin bir eksiklik olarak nitelendirilmesine karşın bu durum aynı zamanda kutsallığın ve azizliğin işaretiydi. Aralarındaki fark ise vampir olarak varsayılan bedenin tam anlamıyla bozulmamış olsa da garip, soluk ve şişkin bir şekle dönüşmesiydi .Oysa azizin kutsal bedeni neredeyse mükemmel, el değmemiş ve sanki hala yaşıyor izlenimi verirdi. Ayrıca vampirler çürümenin olmadığı süre içinde bile kutsanmış bedenlerin aksine kötü kokarlardı, sarımsağında bu kokunun üstesinden gelmek için kullanıldığını hatırlatmakta fayda var.
Daha gerilere bakacak olursak ilk Hıristiyan Yunanlılarda aforoz etme yetkisi olan rahip yada piskopos, aynı şekilde günahkarın vücudunun çürümesine engel olunmak içinde izin verebilirdi. Böylelikle günahkarın ruhu cennete gitme özgürlüğünden yoksun olacak ve günahları affedilinceye kadar yeryüzünde kalacaktı. Görünüşe göre batı kilisesi de bu inancın aynı şekilde etkisi altındaydı.
10. yy’da Bremen’in başpiskoposun St. Libertius’un da buna benzer bir yetkisi vardı. Ona göre; bazı korsanları aforoz etmek için; iddiaya göre içlerinden birinin vücudunun yıllar sonra bile hala bozulmamış olduğunun tespit edilmesi gerekmekteydi. Görünüşe göre bedenin küllere dönüşmeden önce, günahları için piskopos tarafından bir bağışlanma isteğine inanılıyordu. Bu nedenle rahip, olası vampirleri aforoz etmek ya da bu kararı bozma gücüne sahipti.
Leo Allatius belki de, vampirlerin şeytanın hizmetinde olan ve geceleri av peşinde koşan yaratıklar olduğunu resmen ilan eden ilk bilgindir.
Kilisenin vampirler üzerindeki gücünün kanıtlarının (vampirleri korkutmak için kullanılan kutsal haç vb.) hepsi en azından Ortaçağ İngiltere’sinde belgelenmiştir. Newburgh’lu William adı verilen yazar M.S. 12. yy’da ölen bir adamı ele almıştır. Söylendiğine göre bu adam karısına eziyet etmek için ölümden geri dönmüştür. Bu olayın yerel halk ve rahip üzerinde oluşturduğu dehşet nedeniyle bölgenin piskoposu, ölenin geçmişte işlediği tüm günahları affetmiştir. Mezar açılmış ve gerçek yazılı bağışlama, “vampir”in vücudu üzerine yerleştirilmiştir. İnsanlar cesedin vücudunun çürümeye dair hiçbir iz taşımaması ve oldukça iyi bir durumda olması nedeniyle şaşırmışlardı – ya da tam tersi - ama neyse ki yazılı bağışlama herkesin iyiliği için bir kez daha mezarın içine yerleştirilir, bu şekilde vampir bir daha kimseyi ziyaret edemeyecektir!
Şunu not etmek gerekir ki, vampirleri yok etme metodu – resmi kilisede belgelendiği şekilde- köylülerin mezarda bulunan vampirlere uyguladıkları olağan metotlardan (cesedi yakma, kalbini çıkarma,kafasını kesme ya da kalbine kazık çakma vb.) daha uygar ve yasalara uygundu.
1700’lü yılların başlarında Paris’teki Sorbonne Üniversitesi, toplumsal uygulamalardan biri olan, ölünün vampire dönüşmesini engellemek için bedenin biçiminin değişmesi fikrine resmi olarak karşı çıkmıştır. Bunun ardından Sarbonne Üniversitesi belirgin bir şekilde temelinde mantıksız batıl inançların yattığı bir uygulama olan, vampir olduğu varsayılan cesetlerin şeklinin değiştirilmesi fikrine karşı koyarak radikal bir pozisyon almış oldu. Bunun dışında vampirlere inanış hakkında akıllı eleştiriler de yapılmıştır. Örneğin Fransız rahip olan Dom Augustine Calmet 1746’da “A Treatise On Apparations Spirits And Vampires a.k.a The Phantom World” – Hayaletler ,Ruhlar Ve Vampirler hakkında bilimsel bir kitap – Hayali Dünya – adında vampirlerin varlığını sorgulayacak kadar cesur bir kitap yazmıştır. Calmet o günlerde kol gezen, vampirler hakkındaki tüm söylencelere meydan okuyarak bir inancı benimseyebilmesi için ilk önce kanıta ihtiyacı olduğunu belirtmiştir. Calmet özellikle vampirlerin ölümden geri dönme gibi insanüstü işler yapabilmeleri konusuna şüpheyle bakmıştır. Bunun yanı sıra Avrupa’nın her tarafında, varsayılan vampir salgınının gerçekte neye dayandığı hakkında analiz ve kritikler yapmıştır.
Sonuç olarak cehalet çağları ve buna bağlı batıl inançlar, bilimsel metotların kullanıldığı akıl ve aydınlanma çağına yol vermiştir. Tıp bilimi “Black Death” gibi vebaların şeytan ve metafiziksel vampirler tarafından yayılmadığını kanıtlamaya muktedir olmuştur.
Romantik Şeytan
New Orleans’lı 19. yy’ın ünlü Voodoo kraliçesi Marie Laveau bir keresinde kendisinin vampir olduğunu söylemişti, değildi ama 1800’lerin sonunda, New Orleans’ta tanınmış yazar Lafcadio Hearn Laveau’nun vampir olduğunu düşüncesine katılmıştı. — en azından böyle tahmin ediyordu.
Muhtemelen Hearn bir zamanlar yaşamış olan Laveau ‘un kızıyla konuşuyordu ve kızının ismi de Marie’ydi. Hem sonra Bay Hearn bir romantikti .Yunanistan’da doğmuş ve aşina olduğu Voodoo topluluğunun bulunduğu New Orleans’da gazeteci yazar olarak ün yapmıştı. Daha sonra egzotik Japonya’ya gidip evlenerek oraya yerleşmişti. Lafcadio Hearn emin olmak için vahşi tarafta yürüdü ama Marie Laveau hakkında ileri sürdüğü iddia tamamen inanılmaz değildi.
19. yy. New Orleans büyücülüğünde horoz kanının çıkarılıp içildiği söylenmiş ve aslı olmayan vahşi hikayelerle, büyü dinine inananların, çocukları kazanlar içinde pişirip yedikleri söylentisi yayılmıştır. Bunlar gerçek olmamasına rağmen bazı insanlar “Black Death” ve benzeri vebaların vampirler tarafından yayıldıklarına inandıkları gibi, büyücülük hakkındaki bu söylencelere de inanmışlardır.
Fakat büyüleyici Marie’yi vampir olarak adlandırmanın başka bir sebebi de olabilir.Yoksa ona “Vamp” mı demeliyiz ?! O hem şehvetli hem de doğaüstü güçlere sahipti ve Laveau Eski Avrupa’nın, cinsel mesaj taşıyan ve bununla beraber gece ölümden geri dönerek kan arayan vampirlerden farklı değildi.
Kraliçe Viktorya döneminde vampirlerin, bilinçaltı şehvet dürtüsü, uydurma Dracula yoluyla yüzleştirilmiş olmalı. Ama eski bilgiler,gece ziyaretlerinin amaçları çok da belirsiz olmayan iki şeytandan bahseder. Belki de onlar vampirler hakkındaki inançları desteklemişlerdir. Bu romantik şeytanlar hem erkek hem de mitolojiye göre erkeklerin rüyasına giren ve onlarla cinsel ilişki kuran dişi şeytanlardır. (incubus, succubus)
Kabusları, Freud’un bilinen ve modası geçmiş, korku ya da cinsel dürtülerin bastırılması analiziyle bağdaştırarak açıklayabiliriz.Ama Ortaçağ’da birinin yatak odasını ziyaret eden şeytan görüntüleri su götürmez şekilde incubus (erkek), succubus (dişi) ifritlerin işleriydi. Bunlar insanlara uyku sırasında saldıran yaratıklardı (bu aynı zamanda modern çağda “uzaylıların adam kaçırma “ inancının da ortaya çıkmasına neden olabilir mi?).
Bu, gece ortaya çıkan şeytanlar, kurbanlarını uyku esnasında geçici olarak felç eder ve onların istemleri dışında kurbanlarıyla cinsel ilişkiye girerlerdi. Bu romantik gece yaratıkları günümüzde, baskılardan,bunalımlardan dolayı ortaya çıkan bastırılmış cinsel duygular ve din kurumu tarafından aşılanmış suçluluk duygusunun sonucu olarak açıklanmıştır — Bu en azından bir görüştür. Vampir efsanesi incubus ve succubus masallarından, kurbanlarıyla ilişkiye girmek yerine kan içmeleri dışında çok da farklı değildir. Bunun dışında gerçek bir Freudçu’nun davranış analiziyle, bu olaylar hakkında söz alabileceği şüphe götürmez.
Bazıları dişi cinlerin (succubus) aslında çok parlak olduğunu ve istediğinde kılık değiştirip bir kadın şekline bürünebildiğini, amaçlarının da yeni küçük şeytanlar yavrulamak için bir erkekle çiftleşmek olduğunu söylerler.
Elizabeth Bathory
KAN EMİCİ KONTES
Vampir miti,"Blood Countess" olayı gibi birkaç olağandışı bilgiden yola çıkılarak ,tarihsel bir olgu gibi gösterilebilir.
16. yy Macar Kontesi Elizabeth Bathory'nin yaptıkları ,korku hikayelerine rakip olacak cinstendi. Bazıları O'nun şeytandan daha kötü olduğunu söyleseler de ,işlediği suçlar "kötü" kavramının çok ötesindeydi.Bram Stroker, vampirler hakkındaki romanının araştırmasını yaptığı sıralarda Sabine Baring -Gould'un "The Book Of Werewolves " adlı kitabına rastladı.Bu çalışmada "Blood Countess" denilen merhametsiz bir kadının yaptıkları anlatılıyordu.Görünüşe bakılırsa bu hikaye Stroker'ın Kont Drakula'yı yaratmasında esin kaynağı olmuştur. Gerçekte Elizabeth'in kuzeni Stephan Bathory bir gün Transilvanya'da bir prens olacaktı.
Elizabeth iyi eğitim görmüş,akıllı bir kadın olmasına rağmen çok acımasız ve zalim bir kişiliğe sahipti. Anlaşılan kocasının ölümünden sonra ortaya çıkan ölüm korkusuyla ,uşaklarına ve kölelerine karşı sadist davranışlar içersine girmişti. Sonsuzluk ya da uzun hayat olmazsa bile en azından kan banyosu yaparak genç görünümlü bir ten elde etme çabasındaydı. Kocası bir asker olarak, savaşta esir düşmüş Türk askerlerine duygusuzca işkence ederdi ve Elizabeth aslında, nasıl zulmedileceği hakkında bilgileri kocasından almıştı.
Söylendiğine göre Bathory, çok sayıda kadın öldürmüş ve yaptığı insanlık dışı eylemlerinde kendinden mevki olarak aşağıdaki kimseler tarafından yardım görmüştür.
Bathory, kurbanlarını dövmeyi alışkanlık haline getirdiği gibi aynı zamanda onları sakat bırakırdı. Yine söylentilere bakılırsa Castle Csejthe adlı evinin yakınlarında kurbanlarından bazılarını kışın karlı ve soğuk havasında üzerlerine buzlu su dökerek dondururdu. Bunun dışında olası yamyamlık davranışları da sergilemekteydi. İddiaya göre Bathory bir defasında, yaşayan hizmetçi bir kızın vücudundan bir çok ısırık almıştır. Blood Countess 'ın genç kalma umutları için bakire genç kızların kanıyla banyo yaptığı gibi efsanevi hikayelerde vardır. Başka bir kaynağa göre de 650 kızı öldürüp kanlarını içtiği söylenir.Yine de kesin olan tek bir şey vardır ki, o da Elizabeth Bathory gerçekten varolmuş ve şeytanca işler yapmıştır.
Ölü sayısı arttığında Bathory'nin uşakları cesetleri şatonun dışına attılar. Kan içindeki ölü vücutları bulan köylüler doğal olarak onların vampirler tarafından öldürüldüğünü düşündüler dedikodular böylelikle yayılmaya başladı.
Bathory 1610 yılında, genç yaştaki kızları öldürme teşebbüslerinden sonra tutuklandı. Büyücülükle ilgisi olduğu iddiası tutuklama nedeni olarak gösteriliyordu. Söylentilere göre, kurbanların cesetleri kanlar içinde şatosunda bulunmuştu.1611 yılında yapılan 2 duruşmada Bathory'nin işlediği suçlar hakkında tek ve gerçek ifadesi alındı.Kendisi bizzat mahkemede ortaya çıkmadığı halde ,uşakları orda bulunuyordu. Mahkemenin ardından Kontes'in sadık uşakları yetkililer tarafından öldürüldü ve Elizabeth, Karpatya dağlarında bulunan şatosundaki yatak odasına ,ölümünden yıllar sonrasına değin hapsedildi. O'nun hakkında anlatılan efsaneler hala devam etmektedir. Bugün bile bazı insanlar Bathory'nin hayaletinin ,anavatanı olan Karpatya'da geceleri etrafta dolaşarak kan aradığını söylerler.
Elizabeth Bathory'nin hikayesi bize, vampir efsanelerinin, akli dengesi bozuk bir katilin gerçek hayatta yaptıklarının yanlış yorumlanmasıyla ne kadar fazla desteklenebileceğini ve cahil insanların inançlarını nasıl beslediklerini göstermektedir.
DRAKULA
Bram Stoker
Bram Stoker'ın anıtsal eserinin yanı sıra,19.yy.'da vampirler hakkında yazılmış başka eserlerde vardır.1819 yılında Dr. John Polidori "Vampyre"'indeki kahraman/suçlu vampir Lord Ruthven karakterini ünlü şair Lord Byron'un etkisi altında kalarak yaratmıştır. Polidori, temelinde Lord Byron'dan aldığı önerilerle bir vampirin ürkütücü hikayesini ortaya çıkarttı. Bazı insanlar bu hikayeyi aslında Lord Byron'un yazdığını düşünseler de, durum böyle değildir. Hikayenin yazarı Polidori'dir. Mary Shelley'in yazdığı "Frankenstein"adlı eseri ise,o dönemin rekabet halindeki aynı tür vampir hikayelerinin dışında yer almaktadır.
Daha sonra 1872'de Stoker'ın İrlandalı bi yurttaşı olan Joseph Sheridan Le Fanu tarafından "Carmilla" yazılmıştır. Bu eserin Stoker'ın çalışmasını etkilediğine şüphe yoktur.Yine de La Fanu'nun eserindeki vampir dişiydi. Biraz daha geriye bakacak olursak 1847'de yazılmış "Varney The Vampyre" adındaki esere rastlarız. Döneminde popüler bir korku hikayesi olmasına rağmen,kalitesi tartışılır.
Yazılmış bütün hikayeler arasında Bram Stoker'ın "Drakula"sı en iyi vampir hikayesidir. Bir yüzyıldan daha fazla zaman sonra bugün bile 1897'de yarattığı Drakula en çok bilinen vampir imajıdır. Yine de aslında 2 Drakula vardı. Biri Stoker'ın uydurma yaratığı,diğeri ise gerçekte yaşamış olandı. Gerçek olan Vlad Tepeş, kazıklı Vlad ya da şeytan anlamına gelen Drakul olarak biliniyordu. Aynı zamanda O'na "Drakul'un oğlu"anlamına gelen Drakula da deniliyordu.
Vlad Drakula
Vlad Drakula 15.yy'da yaşamış gerçek bir Romanya prensiydi. Ordusunu Türklere karşı kışkırtmakla ünlüydü. Romanya'da bugün bile O'na bir kahraman gözüyle bakılmaktadır.(Örneğin Romanya ordusu, modern bir saldırı helikopterine AHO1-RO Drakula ismini vererek O'nu onurlandırmışlardır.) Kahraman olmasının yanı sıra Vlad bir seri katil ve en favori öldürme şekli kazığa geçirmek olan canavar ruhlu bir adamdı.Bu bir çeşit çarmıha germe işlemiydi,ama kurban çarmıha asılmak yerine uzun,sivri bir sırıkla alttan kazığa geçiriliyordu. Diğer bir şekilde söyleyecek olursak kazık vücudu dikey bir şakilde geçerdi. Daha sonra bu bir orman dolusu vücut,onları seyretmekten ve kulak tırmalayıcı seslerini dinlemekten zevk alan Vlad Drakula için sergilenirdi. İddiaya göre Vlad bir keresinde 20.000 Türkü bu şekilde öldürüp düşmanlarını korkutup uzak tutmak için kazığa geçirilmiş tüm bedenleri bostan korkulukları gibi sıra sıra dizmişti. Vlad caniliğini sadece kurbanlarını kazığa geçirmekle sınırlandırmıyor aynı zamanda onları pişirip doğramaktan da zevk alıyordu.
Vlad Drakula gerçek bir vampir olmadığı gibi yine de modern vampir hakkında en inanılabilir tanıma sahipti. Vlad Drakula yemeklerinde kurbanlarının kanlarını çorba gibi ekmeğini batırıp içerdi.Bu söylenti 1463'te bulunan en kurallara uygun ve dürüstçe hazılanmış belgelerden biri olan "The Story of a Bloodthirsty Madman called Dracula of Wallachia"ile uygunluk göstermektedir. Yani Vlad'ın insan kanı içmekten gerçekten zevk alıyor olması oldukça mümkündü.
Kazıklı Voyvoda (Vlad)
Vlad Drakula'nın etkisi altında kalan, Bran Stoker'ın yarattığı vampir daha esaslıydı ve oldukça açık bir şekilde bilinen film versiyonlardaki kötü karakterden çok daha çirkindi. ---1922'de yapılan Alman filmi Nosferatu'da Stoker'ın tam olarak istediği gibi betimlenmiş olduğu söylense bile--- Şunu hatırlatmak gerekir ki;efsaneye uygun olarak vampirler esasen çirkin,kokulu,çürümeyen cesetlerdi. Stoker ve 1922 filmi Nosferatu,modern,nazik ve kibar versiyonlarından çok farklı olarak grotesk bir vampir geleneğini izlemişlerdir.
Paranormal dünyada, vampirlerin geceleri dolaşması ve gündüzleri de mezarlarında kalması, astral projeksiyon fenomenlerinden biri olabilir. Bunu a fiziksel bedenden ayrılan ruhun astral uçuşa geçmesi ve üç boyutlu maddesel dünyadan ayrılması olarak açıklayabiliriz. Astral beden fiziksel bedenden ayrılarak –inançlara göre- beden dışı tecrübelerle seyahat eder. Eski dini inançlarda yoğun olarak bahsi geçen bu tecrübe vampirlerin kan ararken kullandıkları bir yöntem olarak algılanmaktadır.
Bunlara ilaveten, vampirizm de geçen kimi psiko cinayetlerin işlenmesinde modern tıpta açıklanan bazı bilimsel temellerin sonuçları görülmektedir. Bu açıklamalar 1990 yılında Daniel C. Scavone’un kabataslak üzerinden geçerek yazdığı “Vampires” kitabında yazdığı senaryolarla bağlantılıdır.
Son yıllarda bazı yazarlar, geçmiş zamanda vampir olduğu iddia edilen insanların aslında medikal hastalıklarının pençesinde oldukları teorisini öne sürmüşlerdir. Bunlardan bir tanesi de günümüzde ‘porfiri’ olarak anılan hastalıktır. Bu hastalıkta kırmızı kan hücrelerinin (alyuvar) yeteri kadar üretilememesi söz konusudur ve bu belirti karanlık çağlarda bilgisiz insanlar tarafından vampirizm vakaları için çıkardıkları bir sonuçtu. Söylemek burada gereksiz olsa bile hala bir çok inananının bulunduğunu farz edersek o insanlar aslında vampir değillerdi. Porfiri teorisini açıklamamızın sebebi sadece şu anki vampirlere inananların irrasyonel inançlarının ne olduğunu göstermek içindir.
Bir başka hastalık çeşidi olan ve yine vampir vakalarında insanların şüphesini uyandıran günümüzde kansızlık hastalığı olarak bilinen anemidir. Kandaki alyuvarların sayıca azalması ya da yetersiz hemoglobin(demir elementi içeren ve oksijeni taşıyan) içermesiyle ortaya çıkan bir hastalık olan aneminin belirtilerinden biri derinin soluklaşması ve soluk darlığıdır ki bu da vampirizmin kesin işaretleri sayılırdı.
Katelepsi ise vampirizm vakalarında yapılan hatalarda görülen bir başka hastalık türüdür. Bu hastalıkta hasta kendiliğinden hareket etme yeteneğini yitirerek bir kez aldığı duruşu değiştirememesi ve bazen tam olarak edilgen duruma gelmesidir. İlginç olan hastanın, normal bir insanın rahatsız olacağı konumlarda hareketsiz olarak uzun süre kol ve bacaklarını tutabilmesidir. Bu da tarihte bazı insanların nasıl diri diri gömüldüğüne ilişkin bir neden sayılabilir. Duyma ve görme yeteneğine sahip olan çevresindeki olanları algılayabilir ve bilinci yerindedir. Kaslarını hareket ettiremediği için yardım çağrısı yapması imkansızdır. Bu psikomotor hastalık vampirizm ile ilgili yaratılan kafa karışıklığına ve insanların vaktinden önce kefen giymesine dair ciddi bir analiz ve hayal gücü üretmemize yardımcı olacaktır. Ortaçağ Karanlığında bu tür belirtiler gösteren insanlardan korkan halk onların vampir olduğunu ve derhal gömülmesini talep etmiştir.
Bu hastalıklar gibi bir çok başka kan hastalıkları ya da fiziksel veya mental rahatsızlık gösteren insanlar vampir veya şeytan özelliklerine sahip oldukları için yargılandılar. Derisi bozulan veya gitgide çirkinleşenlerin de ilkel insanlar tarafından vampir olduklarına inanılırdı.
Burada psikolojik faktörlerde büyük rol oynamaktadır. Eğer kitlesel olarak bir vampir inancı var ise, onlar bunun gerçek olduğunu düşünmeleri normaldi ve bilim dışı inançların etkisinde olan bir kitleden nasıl gizemli veya doğal fenomenleri açıklanması beklenebilir ki? Vampir inancı da bu şekilde açıklanamayan şeylerin dayatıldığı bir kültür olarak günümüze kadar gelmiştir. Cehalet ve korkunun, hurafelerin kuvvetlendirilmesinde ve yayılmasında çok önemli katkısı olmuştur. Ve günümüzde ya da gelecekte olan olaylarında önümüze bakmak için, insan ruhsal yapısı değişmedikçe vampirizm olgusundaki meydana gelen sonuçların başka varyasyonlarının üretilmesinin an meselesi olduğunun aşikar olduğunu söylemek gerekir."
"Görüyorsunuz çoçuklar bizi nasıl tanıtıyorlar sizce bunların ne kısmı doqrudur?" diye sordu.
"Bir kısmı doqru" dedim hemen
"Evet sadece bir kısmı doqrudur ve bir kısmı ise at qitsin derler".Zil çaldı.....Ve şimdi ek ders zamanıı.......
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 4:57 pm

26. Bölüm

1 hafta sonra

Zamanın nasıl qeçitiqini anlamadık katie ile biz şimdi müzik dersine qirip şarkı sölicez..Eh lütfen bize biraz yardım dileyin...

"Evet katie ile serenity tek siz kaldınız hadi bakalım sizi dinleyelim."
"Pekala" dedi katie
"Ne söliceksiniz sizin karşınızmı?ve neyle çalıcaksınız? adı ne?"
"öncelikle bu şarkıyı ben yazmadım.şarkının adı my immortal ve şarkıya başlamadan önce size kısa bir parça çalmak istiyorum." dedim.
"pekala hadi çal bakalım." çalmaya başladım herkez susmuştu.Süper çalıyordum parça bittiqnde herkez alkışladı..

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

"Evet şimdi şarkınızı alalım."
"pekala piyano'u katie çalıyo şarkıyı ben sölüyorum"
"hadi qörelim kızlar sizi." çalmasını bekledim sonrada şarkıyı sölemeye başladım.

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

I'm so tired of being here
Suppressed by all of my childish fears
And if you have to leave
I wish that you would just leave
Because your presence still lingers here
And it won't leave me alone

These wounds won't seem to heal
This pain is just too real
There's just too much that time cannot erase

When you cried I'd wipe away all of your tears
When you'd scream i'd fight away all of your fears
And I've held your hand through all of these years
But you still have all of me

You used to captivate me
By your resonating light
But now i'm bound by the life you left behind
Your face it haunts my once pleasant dreams
Your voice it chased away all the sanity in me

These wounds won't seem to heal
This pain is just too real
There's just too much that time cannot erase

When you cried I'd wipe away all of your tears
When you'd scream i'd fight away all of your fears
And I've held your hand through all of these years
But you still have all of me

I've tried so hard to tell myself that you're gone
And though you're still with me
I've been alone all along


27.Bölüm.


3hafta sonra ..


Herşey çok qüzeldi herşey james bizim qrubumuza dahil olmuştu...Serqey ise ahh allhım ne yapıcam ben max ile james sürekli benim yüüzmden küçük kavqalar yapıyordu.Bizim qrubtaki herkez ona çok alışmıştı..Özelliklede ben herkez beni jamesle sevqili sanıyor aslına bakarsan bir bakıma james yakışıklı yani..Ama ne bilim sanki katie ondan hoşlanıyormuş qibime qeldi nese yakında çıkar kokusu..Dier derslere qiriyorduk

Ek ders o kadar qüzel qeçmiştiki tabi serqeyle qözlerimiz birbirine qelene kadar.off ne saçmalıyorum hayır serqey olmaz..zil çaldı kapıdan çıkarken serqey kolumdan tutu ona baktım.
"Birz konuşabilirmiyiz?"
"nei?"
"seni ve beni"
"konuşucak bir şey yoq ki"
"nasıl yoq"
"evet basbaya yoq ama ne anlatmak istiyorsan anlat seni dinliyorum"
"seni seviyorum"
"ya qerçekten mi?"
"şaka yapmıyorum" durdum qözlerinin içine baktım yalan sölediqini sanmıştım ama beni qerçkten seviyormuş ona yaklaştım aramızda az bir mesafe vardı bu mesafeyide o kabattı.
"Max'den uzak dur"
"Neden?"
"o çoçuk tam bir pisikopat da o yüzden"
"eminmisin unutma bende pisikopatım"
"eminim o senin canını yakar"
"yapma ya canım zaten yeterince yakıldı"
"qerçekten sölüyorum birinin başına onun yüzünden bişi qelince bana qelip aqlama"
"ah sen kim oluyorsun be"
"profesörünüm"
"yapma ya"
"seni uyarıyorum iyiliqini istiyorum"
"sen düşünme beni hem ne iki yüzlü bir adamsın sn ya demin beni öpüyordun şimdi bana baqırıyorsun"
"tekrar sölüyorum iyiqiliqini düşünüyorum"
"düşünmee beni anladınmı düşünme" diye baqırdım o anda katie içeri daldı aqlıyordu.kekeleyerek konuşuyordu..
"serenity?"
"noldu katie çok kötü qözüküyosun?"
"max!..max"
"max'e noldu?"
"şu dün tanıştıqın çoçukuqu öldürmüş" serqeyde bende aynı anda ne? diye baqırdık hızlı adımlarla kavqanın olan yerine koştuk.
"nerdeler?" diye sordum.
"bahçedeler." dedi 3müzde fırtına qibi qidiyorduk aralarından en hızlı ben koştum..Ahh james hayır lütfen ölmesin max tanrı binbir belanı versin hayvan....hızlıca bahçede koştuk kalabalıqın arasından sıyrıldık.
"Jamesss!" diye baqırım yanına çöktüm..her tarafı kan içindeydi.Kızların hepsi aqlıyordu...
"Serenity?" dedi kısık bir sesle.
"hey burdayım senin için qeldim sakın ölme lütfen birinin ölümüne daha katlanamam...." kanlı elini yanaqıma deydirdi ve hızla eli yere düştü qöz kapakları kapandı..
"Jamesssssssssssssss! " diye baqırdım ilk yardım için qelen doktorlar beni qeriye çekmeyye çalışıyorlardı ama başaramıyorlardı..
"dokunmayın bana.Bırakınnn...Jamess ölme lütfenn james" diye baqırıyordum...
28.Bölüm...

[Erin'in aqzından]

1ay sonra..

Herkez alıştı artık james'in yoqluquna sadece bir kişi hariç oda serenity.ikizimi böle qörmek beni çok üzüyor ona yardım edememek canımı yakıyor.O benim kardeşim qibi onu korumak istiyorum üzülmesi istemiyorum ama bu çok zor.Yaşadıqı şeyler sonucunda herkez onun elementini uyandırmasını bekliyordu tabi bende dahil ama hiç bir elemet'ini uyandırmadı sanırım bundan sonra elementini uyandıramıcak.James'ın yaşadıqını sanıyor sürekli çıqlık atarak uyanıyor onun için çok endişeleniyorum,yapabiliceqim hiç bir şey yoq.Ama ben daha son kozumu oynamadım.Hızla odadan çıktım.Max seni nerde bulabilrim ben ah tabi bahçede başka nerde olabilir ki?
"max!" hızla önünde durdum bahçede oturmuş.
"ne var?"
"serenity'den uzak dur!" deiye baqırdım.
"yapma ya durmassam napıcaksın?"
"qörürsün o zaman sen!" dedim ve qeri döndüm ben tam qidiordum ki bileqimden tutup beni kendine doqru çevirdi.
"napıcaksın bana su elementiyle buzamı çeviriceksin unutma benimde bir elementim var!"
"hadi ya o zaman nie hiç kullanmadın" dedim tehlikeli bir sesle.Beni eliyle qeriye savurmasıyla okulun duvarına yapışıp duvarın kırılması bir oldu.Hızla yerden kalktım.Su elemitini çaqırdım.
"Su bana qel!" su hızla bana qeldi.Suyla birlikte dönerken içimden 'tanrı sizi korusun' diye iç qeçirdim.Döndükten sonra suyu max'e doqru savurdum.Sunun ona dokunmasıyla qeriye sendelenip düşmesi bir oldu.Elini cebine qötürdü.Ve cebinden kazıqı çıkardı.İçimden 'sonum qeldi ah hayır daha deil ona zarar vermeden ölmicem asla!' diye düşündüm ve evet qerçekten sonum qelmişti.Eliyle kazıqı sıktı ve bana doqru fırlattı.Donmuştum sanki kımıldayamıyorum ayaklarım bana itat etmiyor tam tersine beni ölüme sürüklüyordu..Sonra kazık tam kalbimi qelip qeçti qerisi ise karanlık uzur ve çıqlıktı...

29.Bölüm

Erin bir hışımla odadan çıktı.Galiba artık oda benden bıkmıştır.Ruh halime bir bakın ölü qibiyim james qiderken bir parçamı qötürdü.Ölü qibiyim james'e kısa sürede alışabildim.Onunla biz abi kardeş qibiyiz onu o kadar çok özlüyorum ki abim qibiydi o hiç olmayan abim.Beni şimdi kim korucak şimdi ben kime sıkıca sarılıp aqlıcam.James qiderken bedenimin ruhunu qötürdün yanında.Yarım saat sonra pencereden baktıqımda qördüqüm manzara karşısında şoka uqramıştım.Max ve Erin....Hayır hayır rüya qörüyo olmalıyım.evet evet kesinlikle öle olmalı.Koşarak oraya qittim..Biri beni kolumdan tuttu kokusundan serqey oldquunu aladım ama artık o umrumda bile deil...şuanda umrumda olan tek şey erindi onuda james qibi kaybedemem..Onuda karanlıqa uqurlayamam...
"Erinnnnn!"
"Serenity sakin ol"
"bırakkk beniii dokunmaaa"
"rahat dur serenity" dedi sertçe.
"Yeter bırak beni lütfen onun yanına qitmeliyim lütfen sana yalvarıyorum" dedim ve evet qerçekten ona yalvarıyordum..
"pekala" dedi ve bıraktı hızlıca erin'in yanına dizlerimin üstüne çöktüm.Hıçkırıklar eşliqinde aqladım..Yaşlarını her sildiqimde yeni bir tanesi daha düşüyordu yere.Bir tane daha ve bir tane daha...Erin lütfen beni bırakma..
"ERİNNN lütfennnnn kardeşim"
"sakin ol" dedi serqey.
"siktir qit" diye baqırdım serqey'e.Sonra tekrar önüme dönüp erindin cansız bedenine baktım ten renqi artık eskisi qibi dieldi.Yüzünde neşe yoktu...Suratı boş bir ifade vardı qözleri açıktı.Ama sanki karanlıqa teslim olmuş qibiydi.Huzur içinde yatsın o anda içimi bir nefret ve öldürme arzusu kapladı.Elimdeki cesedi yere yavaşca bıraktım.Hızla ayaga kalktım ve max'in ile hocaların olduqu tarafa yürümeye başladım.
"Max!"
"serenity" dedi doqruca qözlerine baktım ve qözlerinde şaşkınlık ve acımasızlık vardı.
"Neden yaptın bunu neden sen insanmısınn seni iyi biri sanıyordum ama sn öle deilmişsin.Sen tam bi şeytansın hayatıma zindana çevirdin yetmedimi.James'i benden aldıqın yetmemiş qibi erin'ide öldürüyorsun sn nasıl birisin ya!" diye baqırdım hıçkırıklar arasında.Herkez qibi oda donmuştu -herkez diyorum çünkü bütün okul oradaydı hocalarda dahil-.
"Serenity ben üz-"
"sus!bana sakın üzqün olduqunu söleme yeter artık benimde bir sabrım var bu lanet olasıca dünyada sıkıştım kaldım nie herkez ölebiliyoda ben ölemiyorum lanet olsun qerçekten ve sakın şunu unutma artık ben eski ben deilim sen james'i öldürdüqünden beri.Sen benim dostLugumu hak etmedın ŞEREFSİZ !!"ona doqru bir adım attım ve suratına okkalı bir tokatı yapıştırdım artık qözlerinin içine baktıqımda üzüntü,nefret ve hayal kırıklıqıda dahil olmuştu.İşte bu iyidi ona acı çektirmek iyidi..
"serenity artık kes sesini" yerdeki kazıqı aldı eline
"beni öldürmek istiyorsan öldür" dedi ve bana kazıqı uzattı herkezin nefesi kesilmişti özelliklede serqey ve max'in..Teker teker arkadaşlarımın qözüne baktım herkez aqlamaktan bir fena olmuştu.Özelliklede erin'in sevqili qözlerinde acımasızlık vardı ve hiç bir şey yapmıyordu bu nasıl bir sevqili be.Gözlerimi kıstım hızlıca max'in elindeki kazıqı aldım herkez onu öldürüceqimi sanmıştı.Ama yanıldılar bu yolda pes eden ben olduquma qöre ölmeyide ben hak ediyorum.Ama daha deil.Elimdeki kazıqı sıktım ve kazık parçalara ayrılmış bir biçimde yere düştü..Dizlerimin üstüne çöktüm ve hıçkırıklar arasında konuşmaya başladım.
"Ben sen deilim.Hiç bir zaman sen olmadım olmicam da ben bir şeytan deilim.." o anda omzumda bir el hissetim kim olduqu umrumda bile dieldi.Yere arkama çöktü beni kendine doqru çekerek başımı qöqüsüne yapıştırdı evet bu serqeydi.Onun qöqüsünde aqladım qöz yaşlarımın son damlasına kadar.

30.Bölüm.

Artık hiç bir şey deişmicekti bunu almıştım.Ölenler qeride kalaçaktı her zaman olduqu qibi unutulucaktı.Eger qerçek kader buysa hay bn bu kaderini içine lanet olsun abimi ve kardeşimi kaybettim.Yazık bana hiç bir şey yapamıyorum sadece bir kenera qeçip aqlıyorum.Kendimden nefret ediyorum beni üzen herkezden artık üzülmicem desem yalan olur artık kimse beni üzemicek desem yalan olur biliyorum çünkü hiç bir insan qüzel bir hayat yaşamaz ama ben dah küçüqüm 16 yaşındayım ne bekliyorsunuz benden kendimden büyük sorunlarla uqraşıyorum hadi bide bu yetmiyormuş qibi çok şeker çok iyi diye tanıdıqım çoçuk şeytanın teki çıkıyor iyimi be.Çaresizlik evet doqru çaqresizim salaqın tekiyim sadece kendimi düşünüyorum ben bencilim.Bu yaşadıklarım kendime bile çok qeliyo.İçime kime döksem anılarımı birine anlatsam beni deli sanar hayatım hakkında kitap yazsam roman olur çıkar herkez bunları hayal ürünleri sanar ama öle deil.Acı çekiyorum sesimi duyan varmı beni kurtarabilecek varmı?.Lütfen elimi tutun beni bu cehennemde çekip çıkarın çünkü artık ben ödüceqim kadar bedel ödedim intikam almayı bilirim ama ben bu deilim ben şeytan dielim.Elime bir kaqıt ve bir defter alıp yazmaya başladım.


Karanlıga gömülebilirmiyim?Sensiz yaşayabilirmiyim?
Kalbime bir kazık saplasan beni lanetlesen ölebilirmiyim?
Sensiz qeçen qünlerimde ağlasam hoşlanırmısın?
Seni seviyorum diye haykırsam ölümden dönermisin?
Bana bir umut ver nolur.Ruhumu huzura kavuştur.
Sonsuzluğa qöz açarken seni unutabilirmiyim?Aşk acısı çektirme bana.
unutma ben bir tançanın kalbine sahibim .

Seni sevebilirmiyim?Seni tekrar kalbime alabilirmiyim?
Beni terk etmessin dimi yine?Başkalarıyla aldatıp ihanet etmessin dimi?
Bana bir umut ver nolur.Ruhumu huzura kavuştur.
Sonsuzlga göz açarken seni unutabilirmiyim?Aşk acısı çektirme bana
Unutma ben bir tanrıçanın kalbine sahibim.

Karanlıkta kaybolsam.Çığlık atıp o rüyamdan uyansam
Beni teselli edermisin?Beni kollarının arasına çekip tekrar bana seni seviyorum dermisin?
Bana bir umut ver nolur.Ruhumu huzura kavuştur.
Sonsuzluğa göz açarken seni unutabilirmiyim?Aşk acısı çektirme bana
Unutma ben bir tanrıçanın kalbine sahibim.

Aşkımı sna haykırsam beni affedermisin?Senin için kendimi öldürsem beni tekrar seni severmisin?
Sensiz yaşayamaz oldu artık Dengem bozuldu zaman sanki durdu.
beni bırakıp qittikten sonra hayatım hiç değişmedi.Sanki sen yokmuşsun gibi davranmak istemedim.
Korkutum sensiz bu karanlıkta kalmaktan korktum.
Kolumu tutup beni burdan kurtarırmısın.
Seni seviyorum dediqimde sende seni diye karşılık verirmisin?
Karanlık sularda yüzsem en tehlikeli işlere başlasam
beni tekrar severmisin?
Eqonu kırsam yerlere düzsem beni affedermisin?
Gel bana sensiz yapamıyor bu kalbim.
Karanlıkta durma öle.Beyaz atlı prensini bekleme.
O karanlık tarafa qeçti.Seni sonsuzluqa terk etti.
Bana bir umut ver nolur.Ruhumu huzura kavuştur.
Sonsuzluğa qöz açarken seni unutabilirmiyim?Aşk acısı çektirme bana.
unutma ben bir tançanın kalbine sahibim .

31.bölüm.

"Serenity?"
"serqey?"
"şey oturabilirmiyim?"
"evet tabiki" dedim yataqımın soluna doqru kayarken.
"nasılsın"
"iyi sen"
"seni qördüm daha iyi oldum" dedi. vay qerçektenmi.
"şaka yapmıyorum serqey ben"
"bende yapmıyorum ki buraya seni qörmek için qeldim"
"yapma ya bende ikimizn eşyalarını almaya qelmişsin qibi bir his var"
"hayır alınmıcak."
"qerçektenmi?" diye sordum ümitle.
"evet!onlar sana bıraktık"
"saol" dedim onun boynuna sarılırken.Yanaqına öpücük kondurdum.O anda dudaklarımız birbiryle buluştu...Pehh inanamıyorum kendime james ve ikizim öldü ve ben burda serqeyle seks yapıcak durumdayımm ah tanrım biri beni öldürebilirmi.Elimi gögüse koydum ve ittim.Şaşkınlıkla bana baktı.
"Hazır deqilim"
"Neye?"
"Senin istediqin şey her neyse" başımı eqdim eliyle çenemi tuttu ve yukarı kaldırdı.
"Ben senden sadece beni sevmeni istiyorum aşkım" dedi ve dudakları tekrar dudaklarımı buldu.Birbirimizden nefs nefese ayrıldık.
"Seni seviyorum" dedim
"seni seviyorum" dedi ve dudaklarımız birbiriyle tekrardan buluştu o anda qözlerimden qöz yaşları aktı qözlermi kapadım.Serqey bir eliyle sildi elimle elini tuttum kollarımı boynuna doladım ve başımı onun omzuna koydum.
"seni ne kadar yıldır beklediqimi bir bilsen" dedi ve iç çekti.
"işte burdayım yanındayım serqey seninleyim ve sana aidim" dedim dudaqına küçük bir öpücük kondururken.
"evet benimlesin bana ait ve benim yanımdasın ama ruhun başkasına" dedi ruhummu?
"ruhummu?"
"evet aşkım ruhun temel olara james'e baqlı ona aşıksın"
"hayır!" diye baqırdım
"ona aşık deilim o benim abim qibi ona aşık deilim ve ruhum sana baqlı ona deil."dedim.
"hayır ona baqlı" diye baqırdı ve işte oda bana baqırmaya başlamıştı.
"deil" diye bende ona baqırdım.Durdu qözlermin içine baktı.
"max'i öptüqün zaman oda sana böle demişti dimi?" ne yuhh be allhımm ya!ona bir hışımla tokat attım ve odamdan çıkarak koridorda aqlayarak koşmaya başladım.
"Serenity bekle!" diye baqırdı serqey.
"siktir qit cehennemin dibine kadar yolun var!" diye baqırıdm önüme döndüm ve birine çarptım.Tanrım bu bu olamaz hayır olmaz kesinlikle olmaz..

32.Bölüm..

"Emre?" dedim kısık bir sesle bu defa yanlız deildi arkadaşlarıda vardı.
"Nefes qitmeliyiz burdan hızlı ol" dedi kolumdan beni tutarken.
"Hayır seninle hiç bir yere qitmiyorum bırak beni"
"hayır qeliyorsun hayatın tehlikede"
"sana neden qüvenim ki?" dediqim anda dudaklarını dudaklarıma bastırdı.Durdum hiç bir şey yapmadım.Ayrıldı çenesine okkalı bir yumruk indirdim.
"Salakkk!rahat bırak beni! anlamıyormusun qit istemiyorum" dedim ve koridorda yürümeye başladım tekrar önüme çıktı tam çıqlık atıcaktım ki eliyle aqzımı kapattı.
"Serenity lütfen dinlemisn james" dedi ve durdu.
"James mi?" dedim.
"evet james.bizimle qelmelisin hemen bunların hepsi bir plan kandırılıyorsun oyuna qetiriliyorsun"
"yoo hayır öle olsaydı bana sölerlerdi"
"kim sölerdi o çok sevdiqin bir tarafı kalkmış serqeymi?yanılıyorsun o seni oynatıyor planlarını öqrendik hadi.çabuk ol deadly ve breath yolu qösterecek bize"
"ne onları nerden tanıyorsun?"
"başından beri tanıyorduk onları onlar bizim arkadaşlarımız sizi kormak için qönderildi şimdi hızlı ol arkadaşlarını bul ama sevqililerini qetirme çünkü onlarda bu plana dahil"
"pekala" koşucaktım ama durdum arkama döndüm ve
"sana qüveniyorum emre"
"teşekkürler" qülümsedim ve hızla kızların odasına daldım.

[emrenin aqazından]

Nefes' ilk qördüqümde onun bir dampir olduqunu anladım.Uçakta uyuduqunda boynundaki alev işaretini qördüqüm anda bunun dampirlerin leydisi olduqunu anladım ve onu korumam qerektiqini ama bu çok zordu.Onların evine qittiqimde orkunları qördüm hepsi bir plandı onlarla anlaşmıştık.Ama şimdi iyi anlıyorum ben nefes'siz bir hiçim.o benim nefesim.Onu herşeyden koruyacaqım...Ve birqün bütün bu eziyetler bitecek ve nefes benimle birlikte olacak...Nefesi uyandırmalıyım bu uyukudan deadly ve breath bana erica ve serqey'in onlara plan hazırladıklarını anlatmasaydı belki nefes şimdi ölecekti..Ama bu olmadı olmıcakta.
"Emre" dedi orkun.
"efendim"
"napıcaz?"
"qidip kızları kurtarıcaz"
"ama bu çok tehlikeli"
"çokmu tehlikeli unutma biz bir fırtına şahinleriyiz"
"biliyorum"
"o zaman"
"tamam kızman qerekmez nefes'i nasıl sevdiqini ve önemsediqini biliyorum ama bu şeyler onun için sölenemz"
"biliyorum kıza büyü yaptılar da bu yüzden."
"bunları öqrenince nolucaqını biliyorsun deilmi?"
"evet"
"o zaman dikkatli ol"
"saol bu arada erin nerde?"
"kızlar için oda hazırlıyor"
"tamam kendini yormasın ölümden yeni uyandı".
"pekala".Max erin'i öldürmüştü ve biz onu dönüştürdük neyemi?kurt'a erin şuanda yarı insan yarı kurt yarı vampir.biliyorum size saçma qelebilir ama bunların hepsi doqru...

size 10.sayfada ip ucu vermiştim dimi?şimdi o ip ucunu tekrar veriyorum bakalım çözebilecekmisiniz.
Beyin fırtınası istiyorun ona qöre.....Bu arada şiirler bana ait.

Gözlerine her baktıqımda,
kayboluyorum sandım o karanlıkta.
Yalanlar ve yanlışlar üzerine kurulmuş dünyamda,
Tek sen kaldın doqrularınla.
İnsan olmaya bilirsin ama şunu sakın unutma
Gerçek aşkı bulduqunda,
Ruhun bedeninden ayrılınca
Kıyamet kopucak yer üstünde ve yer altında....
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  dilara Paz Haz. 06, 2010 4:59 pm

kız elfleride buraya taşı Very Happy
dilara
dilara

Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 05/06/10
Yaş : 28

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 5:01 pm

33.Bölüm
Kızların odasına daldım.
“Serenity?” dedi blair
“Yoksa aramızamı döndün?” dedi elena heycanla.
“Cevap versene kızım” dedi hunter.
“Kızlar yeter susun dinleyin beni” diye baqırdım.
“tamam seni dinliyoruz ne anlatıcaksın?” dedi elena .
“Kızlar lütfen hazırlanın burada qitmeliyiz?”
“Neden?”
“Kimsenin ölmesini istemiyorum”
“neden öldürsünlerki bizi” dedi elena.
“Hey anlamıyorsanız gitmeyin kızın üstüne bırakın da kız sözünü bitisin” dedi dedi hunter.
“Serqey ve erica bize plan hazırlamışlar.James ve erin.” Durdum qözlerim doldu derin nefes aldım. “onlar öldürmüş” diye mırıldandım…Herkez şok içindeydi.
“tamam o zaman gidiyoruz” dedi hunter ayağa kalkarak.
“Hemde hemen” diye tamamladı elena.
“Ya erkekler” dedi blair.
“Hayır!” diye bağırdım herkez bana baktı.Offf bunlara bir şey anlatmak ne zor ikizim ol….Hayır hayır tekrardan ağlamak istemiyorum lütfen.. lanet olsun.
“Noldu serenity?onları neden burada bırakıyoruz?” dedi elena.
“bakın onlarda bu plana dahil lütfen hazırlanın da çıkalım” dedim yalvarır bir sesle…Yakında ayaklarına kapanıcam he.
“tamam hadi kızlar çıkalım artık şurdan” dedi elena.Yavaşca kapıdan çıktılar…Ve onda karanlıkta kayboldular…

34.Bölüm.
Gözlerimi açtığımda kendimi siyah bir odada buldum.Ummm..Hu-huuu süper simsiyah bir odadayım sanki ölmüş gibiyim…Ki zaten yakında öle olur...Noldu bana?nerdeyim ben? Arkadaşlarım nerde?bize noldu?ahh tanrım her tarafım acıyo.Lanet olsun nerdeyim hey her yerime neler oldu.Dün neler oldu..Hadi hadi hatırlamaya çalış…Evet hatırlıyorum odadan çıktıktan sonra karanlığın içindeki bir şey bizi kendine çekti.Acaba o neydi ne olduğunu bilmiyorum ama bedenimde yara izleri bıraktığına göre o şey artık her neyse elime geçtiğinde öldü…aman tanrım kollarım lan ne ara faça çektim ben bu tırnak izleride ne of bu yaratıkmı ne be tanrı belasını versin..Bir yerlerine bir şey girsin..Eger ben sergey’e ve erica’ya bunları ödetmesem benim adım serenity değil.Oda çok güzel ya simsiyah hep hayalim..Yani aslında siyah fovori rengim öncedende –yani ailemi kaybetmedenönce- simsiyah geyinirdim.Annem hep kızardı.’Cenazeyemi gidiyorsun kızım bu halin ne ölüm mezarına gidiyor gibisin’ derdi..Bak işte anne senin ve babamın cenazesinde simsiyah geyindim..Siyahlık benim dogamda var..Neymiş siyah karanlığı ve kötülü işaret ediyormuş.Hastır be….Ne kötüymüş kardeşim.Gerçekten ben bu hayatın içine edim.Pardon küfür kullanmak istemiyorum ama doğamın dengesi bu..James ve erin’in cenazesinde de siyah geyindim..Ama noldu herkez unuttu onları neden çünkü onlar bir çaylak neden çünkü onlar işe yaramazlar…Asıl işe yaramayan sizsiniz be birde vampirsiniz..Hani vampirler hiçbir şeyi unutmazdı noldu…
James ölüme giderken ruhumun bir parçasını almıştı bir parçası kalmıştı.Ruhumun diğer parçasınıda erin giderken götürdü kendisiyle birlikte sessizlige ve karanlıga…

Serenityin yatağı
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

35.Bölüm
Elena’nın ağzından..
Anam anam anam her tarafım ağrıyo.OMG!!..Nolmuş bana böle? Off nerdeyim ben ahh her tarafım tutulmuş bu yatak da kimin lan ben kimle birlikte oldum.Agzına tükürim dün noldu öle kızlar nerde?ahh bacağım hay ağzına tükürdüğümün…Bacağım bacağım bacağım..Yatakda doruldum..Etrafa baktım gözlerimi kabattım ve başımı yastığa gömüp uyukuya daldım..Rüyamda bir çayırdaydım. Zaten hep böle olmuyormu bir çayırda oluyorsun malın biri geliyo rüyanın içine ediyo…İşte yine öle olacak..kendimi bir çayırın onunda yani uçurum gibi bişi etrafda börtü böcek çiçek hayvan bitki ne arasan var varda var yani..Anamm oda ne ne güzel bir şey.Arkamda kanatlar vardı.Bembeyaz ve süper seksi gözüküyordum.Birden bir kız sesi duydum o yöne baktığımda elma ağacının altına oturmuş ve ağlayan küçük bir kızı gördüm.Ah canım neden ağlıyor bu kız?Hemen yerimden kalktım ve onun yanına gittim.
“Hey tatlım neden ağlıyorsun?diye sordum cevap vermedi dizlerimin üstüne çöktüm ellerimi kızın bileklerine kenetledim.
“Bak bana” kafasını yavaşça kaldırdı.Aman tanrım bu bir elf’ti bir küçük bir elf kızı wow elf kızı görmeyeli aylar ve yıllar çekti.Kesin bir şey var burada çünkü elfler ancak felaketler yaklaştığında dampirlerin ve vampirlerin rüyalarına girerdi.Yani o zaman felaketlermi başlıcak..
“aman tanrım sen..” durdum gözlerine baktım..Gözlerinden göz yaşı yerine kan akıyordu…Dudaklarında kıpkırmızıydı. Ve gözleri ise kehriban rengi.Ve bir an kehriban rengi gözleri barıldadı…
“ben bir elf’im” dedi ve tekrar ağlamaya başladı.Ona sarıldım saçını bir annenin yavrusunu okşaması gibi yavaş yavaş ve narin narin okşadım.
“evet tatlım sen bir elfsin”
“nie benden kaçmıyorsun”
“neden kaçim ki?” dedim.
“Çünkü ben”
“evet sen?”
“çünkü ben”
“hadi tatlım söle çünkü sen ne”
“katilim” dedi ne katilmi
“ne katilmi?”
“evet”
“ama elfler katil olamaz” dedim kesin bir saçmalık var.
“Hayır katilim”
“hey beki kimi öldürdün”
“otmorista ırkından bir canavarı”
“otmorista ırkımı?”
“evet bilmiyormusun?”
“hayır.Anlatırmısın”
“evet ama çok iğrenç”
“önemli değil”
“bak şimdi otmorista ırkı çok cani hain can yakan acımasız ve şerefsizlerdir”
“ee?”
“kadınların bakireliğini kaybettirerek yaratıklar peydahlıyorlar”
“yani onlara otmoristamı deniyor?” dedim evet qerçekten çok iğrenç
“evet”
“pek sen neden onları öldürdün?”
“bak bizim ırklarımızla onların ırkları düşmanlar” dedi.
36.Bölüm
Erin’in ağzıdan
“yani düşmansınız diyemi öldürdün?” dedim şok içindeydim.
“tabikide hayır”
“o zaman neden?”
“söleyemem” dedi.
“Ne saçmalık”
“söleyemem”
“neden?”
“yeminliyim”
“neye?”
“onu kimseye sölemeyeceğime”
“söleye bilirsin bana!” dedim sert bir sesle tekrar aqlamaya başladı.
“Özür dilerim ama sana naptıklarını neden onları öldürdüğünü ögrenmem gerekiyor yoqsa sana yardım edemem”
“bana yardım edemesin ki zaten”
“neden?”
“çünkü elfler bir hayalet unuttunmu elflere yardımın dokunmaz!”
“ah doqru tamamen unutmuşum”
“evet unutmuşsun”
“yaa söle en azından belki ben değil ama başka birileri yardım edebilir”
“hayır”
“sölermisin?”
“hayır”
“lütfen”
“kimse yardım edemez anlamıyormusun…”
“Pekala kızma”
“özür dilerim” dedi..
5 dk sonra..
“Bana saldırıyorlardı az kalsın” dedi.
“snde oyüzden onları öldürdün”
“normal saldırmadılar”
“nasıl yani?”
“şey işte”
“aman tanrım”
“sölemiştim işte yapıcaqın hiçbir şey yoq”
“sanmıyorum”
“ne yapabilirsin ki”
“neler yapmam ki”
“saçmalama bu bir rüya” dedi işte o anda jetonum düştü.Evet lan bu bir rüya…
“evet doqru ya unuttum”
“herhalde sende unutkanlık var” dedi.
“evet kesinlikle var”
“kırmızı et?”
“kırmızı etmi? Kırmızı eti napcan”
“ya yiyormusun?”
“ah evet sen?”
“evet ama unutkanlığın var”
“bendeki bir hastalık”
“ben dampirlerin hasta olmadığını sanıyordum” dedi.
“demekki yanılmışsın unutma yarı insanız” dedim ellerimi salyarak ikimizde güldük yanına uzandım.
37.Bölm
Erin’in ağzıdan
“evet doqru ama vücudunuzun korunası lazımdı”
“kim dedi böle bir şeyi” dedim.
“ben” dedi sırıtarak.
“HA?”
“hahaha çok komik bir ablasın”
“sende çok qüzel bir çoçuksun” dedim onları ve vücudunu işaret ederek.
“bilene” dedi
“evet bilene” dedim ikimizde güldük.
“serenity nasıl?” diye sordu nerden tanıyor onu.
“nerden tanıyorsun onu”
“onu tanımayan mı var?”
“nasıl yani”
“siz bilmiyormusunuz”
“her ne saçmalıyorsan hayır bilmiyoruz”
“serenity dampirlerin prensesi”
“ha?”
“evet kendisi bizim prensesimiz olur”
“hadi canm” dedim alaylı bir sesle bencede hadi canm
“qerçekten diyorum bak”
“hani bir rüyaydı”
“o ayrı”
“eminim kızım”
“bak benim için yapabileceğin bir şey yoq ama prensesi koruyun o dampirler yani senin arkadaşların için ve vampirler için”
“vampirler içinmi?”
“evet”
“çok saçma” dedim
“hiçte bile”
“hadi anlat bakalım” dedim ellerimi birbirine birleştirerek.
“o vampir ve dampirlerin prensesi.Dengeyi kuran ve onları koruyan kişi”
“eee”
“ne eee?”
“daha başka bir şey yoqmu?”
“yoq daha ne olmasını bekliyorsun ki?”
“ya ne bilem işte nasıl anladınız?”
“Boynuna bak anlarsın” anam hemen bakmalıyım.Eger boynunda alev işareti varsa bu dogru demektir yoqsa ise nasıl olsa bu bir rüya.
“eeee?” dedi
“ne ee?”
“erini ve james’i görmeye hazırmısın?” erinmi?james ‘imi
“erinmi? James mi?”
“evet”
“onlar ölmedilermi?”
“hayır”
“ama onların öldüğünü sölediler”
“evet”
“nasıl oldu bu”
“hepsi bir plandı ablacığım sadece bir plandı..” dedi ve görüntü kayboldu.
Elenanı yatağı.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

38.Bölüm
Hunterin yatağı…
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Hunter’in ağzından..

Gözlerimi açtıqımda yatakdaydım noldu bana her tarafım ağrıyo.En son hatırladığım şey serenity’in ve elena’nın çığlıgıydı.Olaylar gittikçe garipleşiyo..Herkeze noluo böle anlamadım..Herkez bir kötü bir iyi oluo.Hızlıca yataktan kalktım burası neresi gözlerimi ovuşturdum daha ner qöre bilmek için.ve sonra anladım ki burası Emrelerin sıgınağıydı…
Odanın kapısını açınca Doruk’u gördüm yakışıklılıyla kapımda nöbet tutuyordu ah canım ikinci fovori çoçuğum çaktırmayın..
“Doruk?”
“nisan?”
“ah.umm naber” dedim tam bir malım.
“ii sen”
“şey evet iiim bende”
“evet ii gözüküyorsun”
“saol”
“şey emre seni büyük salona götürmemi istedi”
“pekala gidelim” dedim..
5dk sonra..
İçeri girdiğimde herkez oturmuş bir şeyler konuşuyordu.Deniz emre ebru heyra sinem tuqçe beyza ve can –yani James gerçek adı can- vardı.
“Beyza?can?”
“nisan” diye çıyakladı beyza..bana gelip sarıldı bende ona..
“seni özlemişim nisan”
“bende seni beyza”
“ikizim nasıl”
“ölü qibi”
“off özledim onu”
“sahi o nerde”diye sordum.
“uyuyo hala uyukucu” dedi can. Oda qelip bana sarıldı bende ona.
“özlemişim kız seni” dedi.
“bende seni olum”
“nefes sizi qörünce çok sevinecek” dedi doruk aramıza qirerek.
“evet” diye karşılık verdim.
“ya gerçekten nefes iyimi?” diye sordu can.
“sen ve beyza öldümeden önce iidi bunu sizde biliyorsunuz ama sonradan ölü bir ceset gibi oldu”
“woww ikizimi böle tahmin bile edemiyorum”
“aynen bende küçük kardeşimi böle tahmin edemiyorum”
“ben nefes’in yanına qidiyorum” dedi emre oturduğu koltuktan kalkarken.
“pekala” dedik hepimiz…
“hey emre” dedim arkasından”
“efendim”
“unutma o seni deli gibi seviyor” dedim o qülümsedi herkez kıkırdadı ardından kahkalara boqulduk tabi emrede yerdeki minderleri kafamıza geçirince sustuk.
“sustuk tamam tamam kızma”
“o zaman qülmeyin size” dedi emre dil çıkardıktan sonra koridor’a qirdi..
39.Bölüm…
Ermenin ağzından.

Koridorda yürümeye başladım bir yandanda nefesimin ne kadar qüzel olduqunu artık anladınız dielmi ona nefesim diyorum çünkü o benim nefesim nefessiz ben bir hiçim..Koridorda yürürken doruk beni yakaladı..
“Emre”
“efendim”
“şimdi nolacak”
“ne qibi?”
“hey emre lütfen”
“bak doruk”
“seni dinliyorum” dedi.
“madem nisan’ı seviyorsun söle”
“ne dicemmi bilmiyorum”
“ne diye bilirsin” dedim bayık bayık bakarken.
“ne diye bilirim”
“salak tabiki qidip seni seviyorum diceksin” dedim.
“pekala saol.Şey bak ne diyorum”
“romantik bir yere qötür öle söle”
“iide öle bir yer yokki”
“yanılıyorsun”
“varmı?”
“var!”
“neresi emre?”
“dolunay mekanı”
“aah doqru untmuşum”
“sen zaten hep unutuyorsun doruk” dedim ikimizde qüldük.Nefes’in yatak odasının kapısına qeldik.
“iyi sanşlar kanka” dedi doruk.
“sanada hacı” dedim ve içeri daldım.Ah meleğim nasıl uyuyor bebek gibi onun yanında en qüzel melekler bile solar.Onun yanında binlerce kırmızı qüller bile solar.Aşkım nefesim sen her zaman bana aitsin bende sana sana ve senligine aidim aşkım..
Yatağının başına oturdum.Baktım yüzüne o kadar masum ki böle masum bir kız nasıl saf olabilirki..Nasıl gerçeği göremeye bilirki..Aşk işte onun benim ve senin aşkın gibi…
“emre…” ismimi fısıldadı bir an uyandı sandım paniğe kapıldım sonra anladım ki ismimi sayıklıyormuş.
“emre..emree…emre”
“buradayım aşkım senin yanındayım ait olduğum yerdeyim.” Qözlerini açtı.Bana boş boş baktı sonra yüzüne bir gülümseme yaklaştırdı.
“günaydın”
“sanada aşkım” ne aşkımı dedim ben
“aşkımmı?” dedi ah lanet olsun.
“özür dilerim yanlışlıkla oldu bir daha asla sölemem” dedim kanikle elini yanağıma götürdü.
“aşkım.” Diye mırıldandı.
“bu sözü sevdim” dedi ve dudakları dudaklarımla buluştu.
“aşkım” diye mırıldandım.
“seni seviyorum” dedi işte bu ondan beklenirdi ve bekleneni yaptı aşkım benim..
“nefesim bende seni seviyorum”
“aşkım” dedim.ve öptü..onun yanına uzandım ve onunla birlikte uyudum.

40.Bölüm
gözlerimi açtığımda ermenin kollarının arasındaydım…
“aşkım” dedi
“efendim”
“imisin?”
“evet aşkım sen”
“seninleyken kötü olmak mümkün değilki aşkım” güldüm onun yanağına öpücük konudurdum o anda dudaklarımız birleşti ikimizde yatakda oturduk.O sırada kapı açıldı.Ebru içeri daldı..
“ay pardon” dedi
“önemli deil” dedi emre.
“noldu ebru?”
“hey 3saatden beri odadan çıkmadınız merk ettik de” dedi ve kıkırdadı ikimizde yani emre ve ben ebruya gülümsedik.
“tamam qeliyoruz birazdan”
“tamam”dedi ve çıktı.
“aşkım”
“efendim aşkım” dedim.
“bence hiç çıkmayalım”
“nie?”
“çünkü bir daha yalnız kalamaya biliriz” dedi ve beni tekrar öpmeye başladı..Beni geri yastıklara doqru attı üzerime çıktı ve derin ve ateşli bir şekilde öpmeye başladı.Aniden qeri çekildi
“noldu aşkım?”
“hiçbir şey”
“eminmisin?” dedim.
“evet aşkım” dedi kollarıyla beni kendine çekerken.
“pekala öle olsun.” Dedim o tekrar boynumdan öpmeye başladı anda içeri ermenin ve benim arkadaşlarım daldı.
“bırak ulen kardeşimi” dedi can.şakasına bunlar tam bir kıro
“can?”
“evet bırak ulen ikizmi” die içeri daldı beyza..KIROSUNUZZ OLUM KIROO…..
“Beyza?Can?.Tanrım kırolar.?” Diye çıyakladım.
“koryacağım seni kardeşim” dedi can beni belimden tutarak yatakdan kaldırdı ve arkasına aldı.Tanrım beyzana sarıldım sevinçle yerimizde zıpladık herkez bize bakıyordu..Sonra durduk onlara baktık.Herkez kahkalarla güldü bende bu faydadan istifade edip aşkımın yanına döndüm.
“Aşkım” dedim ona sarılırken.
“seni seviyorum” dedi ona bana sarılıken.
“bende seni” dedim.
“ama benim kadar olamaz”
“yoqya”
“tabi ya”
“eminmisin?” dedim tek kaşımı kaldırarak.
“eminim aşkım” dedi.
41.Bölüm…

“hiç sanmıyorum” dedim.
“Nie”
“kimse benim kadar sevememz” dedim bilmiş bilmiş.
“hadi ya”
“walla”
“harmisin aşkım”
“harbiyim” dedim qülerken..
“ulen cadı sevqilini buldun tabi hemen bizi unut.” Dedi can.
“hey senin ve şu..” durdum ellerimle süper kıyafetlerini qöstererek devam ettim. “Kıyafetlerini unutmak mümkün deil ki ağabeycim” dedim.
“Emre kardeşim sana emanet cadıma ii bak.” Dedi can.
“Olmuş bil hacı”
“hadiiiiii yemekkk başınaaaa bakimmm sizi qibi yumurcaklar” dedi deadly içeri dalarak.Arkadasındanda breath daldı.
“Nefes?nasılsın bakim?”
“Teşekkürler breath” dedim.Aşkıma tekrar salırken kafamı onun boynuna qömdüm…
“Heyt bakim emre çekil ordan.İkizimi birazda bana bırak bakim” dedi beyza..
“Gel anana yavrum gel gel.” Dedim elimi ona doqru uzatırken.
“Annaa! Dedi üzerime zıplarken.
“Ohaa hayvan sn öleni çok kilo almışsın be kız”
“tabi ne sandın lan senin şu aşkın herqün yemek yedirdi bana”
“yalancı!! Dedi qözlerini kısıp beyzama bakarken.Beyzada ona dil çıkardı.sonrada bana sarıldı.
“Kardeş kuçaklaşması he?” dedi can qelip ona bana sarıldı.
“Bizde bizde” diye ciyakladı ebru tuqçe aynı anda.onlarda üzerime zıpladınmı şimdi altıma sıçtım..
“Hay sizin ölü qibi aqırsınız lannn ne yiyonuzz böle” dedim..Herkez qüldü…
“Ne?neye qülüonuz”
“sana aşkım” dedi emre
“banamı?nieki?”
“kızlara demediqin laf kalmadı”
“hıh.Onlarda çok aqırlar ama” dedim.
“Hayvan!”diye baqırdı beyza.
“Gelde altımda yaylan” diye lafı yapıştırdım.Odadan. hu-hu-
“Aşkım imisin?”
“nasıl qözüküyorum emre?”
“pardon”
“hıh”
“sinirlenme aşkım”
“sinirlenmedim”
“hı-hı eminim öledir” dedi
“Cadı ya biraz zor alışırsın emre” dedi can
“nie ki?” dedi emre.
“çünkü qerçekten cehenemden çıkma bir cadıdır.”
“en azından kolana deilim ya” dedim…
“doqru asla kolana sn olamaz”
“evet olamaz”
“ben kolana olamam çünkü ondan daha kötüyüm” dedim tırnaklarımı qöstererek.
Derin bir iç çekmek için qözlerimi kapattım.Gözlerimi qeri açtıqımda herkezin pişkin pişkin sırrıttıqını qördüm.
“Ne?pişmiş kelle qibi sırıtıonuz lan?”
“yemek vakti” dedi deadly.
“qeliomm hemen” dedim yatakdan zıplayarak.
“Hadi çıkın bee kıyafetimi qeycem” dedim elimle kışkış yaparken..
“kışkış yavrum kışkış”
“evet çıkın sevqilimle beni yalnız bırakın”
“yanlızmı?beyfendi sende dışarı” dedim kapıyı qösterek.
“Aşkım yapma ya”
“Dışarı dediysem dışarı emre”
“off ya”
“hadi lan bırakın ikimizi rahat” dedi beyza.
“evet bırakın bizi”
“ohh ya biz erkekleri kovuo kızlar kalıo ölemi” dedi emre.
“emre..” dedi beyza..
“sen kızmısın?” dedim.
“evet” dedi
“ha?”
“evet kızım noldu” dedi emre.
“Ben kızlarla çıkmam lezbiyen deilim”
“aferini ikiz arkandayım” dedi beyza.
“saol ikiz”
“nefes?”
“efendim emre”
“ya şakaydı aşkım”
“eminim öledir”
“tabiki öle”
“emre!”
“efendim aşkım”
“çok safsın ya”
“asıl saf olan sensin cadı” dedi can.
“can karışma ya sen”
“öfff bıraktım tamam” dedi..
“bence bırak yoqsa sana birazdan dalıcam”
“höst lan ağabeynemi dalcan kırarım bacaklarını”
“yiyosaa kırsana” dedim alaycı bir sesle.
“qel kızz buraya” dedi bende çıqlık atarak yataqa çıktım elime yastık aldım kafasına kafasına vurdum.
“vurma lan”
“sende qıdıklama”
“sende kaşınma”
“uyuz”
“maymun” dedim.
“hayvan!” dedi.
“aynaya baksana lan” diye baqırdım onun üstüne çıktım.Saçını çektim.
“Ahhhhh lanet qirsin”
“sana qirsin” dedim
“Nihahaha cadaloz ikizim” dedi beyza.
“kimin ikizim ikiz”
“doqru benim” dedi beyza elleri ile kıyafetini çekerek.
“cadalozlar dedi ebru.
“qrup birliqine borçluyuz yavrum” dedim.
“evet kızım doqru sölüyorsun” dedi tuqçe.
“tabiki” dedim.
“kızlar hadi yemege”
“gelioz” dedim.
“bir zahmet”
“breath!”
“efendim nefes.”
“ya canı al şurdan”
“can”
“efendim”
“gel yavrum gel kuçu kuçu”
“sen bana köpek mi diyorsun” dedi can.
“burada senden başka köpek varmı can?” dedim.
“nefes” dedi üzerime çıkarakken saçımı çekti…
“Azqına sıçimm emi”
“küfür yoq”
“hastır lan”
“lan aqzını topla dalarım sana”
“kimin kardeşiyim bebem.”
“bebem mi?”
“beğenemdinmi yavrum” dedim can’a
“tarafmı deiştirdin nefes”
“tabikide hayır!özümdeyim olum ya sen”
“bende” dedi.
“safım safımmm” dedi ikizim.
“saf sensin” dedim.
“cehennem cadısı” dedi emre.
“buyrun benim size nasıl yardım edebilirim” dedim sırıtarak.
“öperek” dedi emre.
“sapık” dedim.
“sana çekmişim”
“banamı?”
“evet senin qibiyim”
“benim qibiysen sen kızsın demek”
“ya hacı bu kızlarla laf dalaşına qirme kapak olursun” dedi can.
“qerçekten ya!pes ediyorum laf dalaşına qirmem daha”
“bir zahmet qirme” dedim.
“aşkım sinirlenme”
“benmi?” dedim
“yoq ebem” dedi sinem içeri dalarken.
“sinem!”
“valla bişi demedim kızkardeş”
“birde deseydin ya”
“ii fark etmez ya benim için”
“sinem!”
“sustum tamam”
“sus!”
“sustum ya”
“konuşuon hala”
“sende konuşturma”
“sus!” diye çıyakladım.
“lan yeter hadi yemege” dedi breath.
“qelioz dedik ya” dedim.
“hani nie buradasınız o zaman herkez sizi beklio yemekde lahmacun var!”
“lahmacunmu” dedi herkez.Bütün kızlar aynı anda tabi bende dahil.
“SÜPER” diye baqırdıkdan sonra kapıya koştuk birbirimizi iten itene.İlk kapıdan çıkan ben oldum baktım ebru ve sinem çekişiyorlar.İkisininde elinden tutum kim qelirse artık.İlk olarak sinem qeldi sonra ebru sinem’in üzerine çullandı.Bende fırsattan istifade hemen yemek salonuna koştum.İçeri qirdiqimdee..
“Yemekkk” diye ciyakladım.
“burada qel nefes” dedi deadly yemek masasını qösterek.Hemen masaya oturdum aqzıma pizzanın bir parçasını tıktım.
“bok yee” dedi beyza.
“sende yee”
“insan bir bana bırakır” dedi beyza yanınma otururken.
“ah ikiz sana bırakmasam olmazki zaten bak sana ayırdım” dedim 10 dilimi ona uzattım.
“hu-huu süpersin ikizim mucuks”
“mucuks”
“aşkı^mmm” dedi emre içeri dalarak.
“emre?”
“hı?”
“ne?”
“ne ne?”
“bişimi dicen emre!”
“evet!”
“söle o zaman”
“parti yapalım mı?”
“tabikii” dedi beyza hemen.
“ikizime katılıyorum” dedim
“aşkım”
“ne var emre”
“kızma ya”
“qörüyormusun yemek yiyorum”
“cadı” dedi.
“kıro” dedim..
“maymun” dedi.
“o benim lafım”
“özür aşkım”
“ne zaman parti”
“bu akşam olsunmu?” dedi beyza
“süper olur” dedim
“tamam o zaman” dedi emre.
“ben hallederim” dedi elena.
“tamam” dedi emre.
“o zaman bizde kıyafet alalım” dedim.herkez bana baktı.
“ne?”
“kıyafet alalımı dedin sen?” dedi ebru.
“evet başka ne demiş olabilirki?” dedim.
“tuqçe” dedim.
“efendim.”
“kıyafet seçmeme yardım edermisin?”
“seve seve”
“tamam hadi kızlar hazırlanın tuqçe bana yardım edicek tuqçe haricinde başka biri bulun” dedim.
“peki hemen hazırlanıoz” dedi ebru.

2saat sonra..

Artık qez qez bittim tuqçeye ne qöstersem..yoq bu kötü renqi berbat naptın öcüye benzemişsin falan dio ayy öldüm öldüm dirildim resmen ya…
“tuqçe bu nasıl”
“renqi kötü”
“peki bu”
“çok açık”
“bu?”
“çok koyu”
“bu?”
“çok uzun”
“bu?”
“çok süslü”
“bu?”
“çok kötü”
“bu?”
“berbat”
“bu?”
“öcü resmen”
“bu?”
“bööö!”
“bu?”
“ıykkk”
“bu?”
“qözüm qörmesin bu kıyafeti nefes!”
“bu?”
“iqrenç zevkin var!”
“bu?”
“çirkin”
“bu?”
“hayır!”
“bu?”
“kısa
“uzun diyorum ya sana”
“bu?”
“kapalı kırmızımı?lütfen nefes”
“pekela bu?”
“hayır!”
“bu?”
“hayır”
“peki bu”
“hayır nefes bak ölücem şimdi”
“ayy tuqçee yeter lan yoq kötüymüş yoq kısaymış yoq çirkinmiş aaa senin yüzünden 10 tane alışveriş merkezine qirdik.”
“napimm hepsi çok kötü”
“peki bu tuqçe?”
“süper”
“ciddimisin?”
“evet çok qüzel kristal mavisi”
“evet benim kıyafetim”
“bak ben bunu qeyicem”
“bakim”
“huhu qece mavisi he”
“evet mavi takılcaz”
“evet”
“nefes”
“hı?”
“bak ne dicem”
“ne?”
“beyzayı bırak”
“eee”
“benimle ikiz ol”
“başka”
“yoq”
“beyza bunu duyarsa seni öldürür”
“biliyorum”
“o zaman”
“şakaydı lan seninle ikiz olmam”
“olma zaten zevksiz”
“sensin o” dedi dil çıkardımmm……….
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 5:03 pm

(30 bölümün 1.part)

“hadi kıyafeti qey qel daha ayakkabı alcaz”
“tamam bekle denim” dedim kabine qirdimm qiydim ve qeri çıktım..
“Huhuuuuu süper oldun kız”
“sende dene”
“tamam bekle”
“zaten başka şansım yoqki”
“sus lan”
“tamam ne kızıon lan” dedim.
“kızarım ben”
“çok bilmiş”
“saol öleim”
“özenti”
“sensin”
“sana çekmişim”
“banamı?bana çekmişsen ayvayı yemişsindir”
“işte bu yüzden korkuom ya”
“nie korkuon lan”
“sana çektim diye” dedim.
“korkma bir şey olmaz”
“eminim öledir”
“qerçekten”
“eee tamam hadi qiy qel”
“bekle”
“oofff hadi” kabine qirdi.Bende etrafı incelemeye başladım her taraf çok qüzeldi…Mavi,siyah,mor,kırmızı renkte kıyafetler sarı renkli duvar kağıtları süper bir yer.
“nasıl oldum?”
“wowww”
“nee yoqsa kötümü?”
“hayır”
“o zaman”
“felaket olmuşsun” dedim…
“kötümü?”
“hayır süper..Bütün erkekler sana bakıcak özelliklede can”
“yaa nefes”
“ne”
“döverim kızım seni”
“ne ya onu deli gibi sevdiğini biliyorum”
“kim kimi sevio bakim” dedi ebru yanımıza qelerek.
“nefes sus” dedi tuqçe
“söle söle”
“hayır kızıo”
“nefes”
“banane akşam qörürsün”
“tamam bu arada ikinizde barbi bebek qibi olmuşsunuz” dedi ebru
“sende qüzel olmuşsun” dedi tuqçe.
“saol”
“bencede qüzel olmuşsun”dedim.
“saol şeker” dedi ebru.
“hadi ayakkabı almaya” dedi tuqçe popomuza şaplak atarak.
“offf”
“oflama nefes”
“tamam sustum”
“bencede sus nefes”
“ebru”
“sustum”
“susun lan” dedi tuqçe
“o zaman kıyafetlerimizi çıkarak bari”
“tamam hadi kim alıo kıyafetleri” dedi tuqçe
“ben deil” dedi ebru.
“bende deil” dedi tuqçe
“bana hiç bakmayın” dedim.
“nefes” dedi ebru yavşuyo ya bu kuz bana
“tamam tamam alim bari” dedim.
“adam olcan lan sen” dedi tuqçe
“sus kız”
“asıl sen sus nefes”
“kızlar hadi kıyafetleri çıkarak”
“tamam”
“tamam”
“tamam”
kadine yine qirdim.tokayla saçımı topaladıktan sonra üzerimi deydim ve dışarı çıktım.
“hadi kasaya” dedi ebru sırıtarak.
“offff kızlar” die baqırdı tuqçe.Ebru ile kabine daldık birde qördüqümüz manzara bizi kahkakalara boğdu.
“ahh tuqçe bu halin ne?” dedim.
“halimi bırak maymunda şuna yardım et”
“pekala”
“ebru sende öle durma yardım et”
“pekala”
“ebru sen kıyafeti çek.Bende tuqçeyi çekim”
“lan canım yanarsa dalarım size”
“tamam tamam”
“hadi ebru”
“pekala”
“1…2….3… çekkk!” ebru tuqçenin saçına yapışmış olan kıyafeti çekti bende tuqçeyi çektim.
“ahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh”
“ananızııııı varyaaaa”
“anama laf yoq” dedi ebru.
“evet ananma laf yoq”
“sorry kızlar ama canım yandı”
“hay canına senin”
“hıh”
“aynen hıh” dedi ebru.
“nefes?”
“efem?”
“al şunları”
“nei?”

(30 bölüm= 2.part)
YARIM SAAT SONRA……

“kıyafetleri”
“nie?”
“sen ödemicekmisin?”
“haa tamam” kıyafetleri alıp kasaya qittim.
“buyrun nasıl yardımcı olabilirim”
“sunları qeçirerek bayan”
“pekala verin bakalım.”
“ne kadar tuttu?”
“999 tl”
“çüşşşş!”
“naptın bee kızım”
“noldu nefes”
“lan ben paramı sıçım”
“noldu hanımefendi”
“lan tane dandik kıyafet’e 999 tl verilirmi?”
“hanım efendi lütfen laflarınıza dikkat edin”
“etmesem nolur”
“senin var ya ben.” Dedi kadın
“ hoşt lan köpek sen kimsinki bana küfür edion..öküzzz”
“bayanlar sakin olun” dedi ebru.
“sus kız sen orospu!” dedi kadın aa yırtarım bu kadının aqzını he.
“hanım hanım! Sen benim kim olduqumu biliyormusun senin aqzını yırtarım domuşuk karı orospuymuş burada senden başka orospu olan varmı?”
“lütfen magzayı bozaltın”
“kıçımı yee sürtük!” dedim sonrada tuqçe hemen atladı
“senin magzanamı kaldık eşcinsel organı devreye qiren kadın” O anda bir tane yakışıklı bir adam yanımıza qeldi Aman tanrım bu ege deilmi?
“Nefes?”
“ege abi?”
“burada ne işin var nefes”
“kıyafet almaya qeldim peki sen”
“buranın müdürüyüm”
“ölemi”
“evet bir sorunmu var nefes!”
“evet!” die atladı ebru.
“sorun nedir kızlar”
“müdürüm bu kızlar bana laf attılar” dedi kadın.
“sus kız sen yemin ederim ki şu bıcakla kalbini deler çekerim” dedim.Kadın korkumuştu bu ii işte bana kimse karşı koyamaz.
“nefes sakin ol bakalım baştan anlatın neler oldu..”






“Nefes özrümü kabul et bu kıyafetler bedeva olsun”
“ege abi hiç qerek yoq” aslında qerek var!ama ayıp olmasın diye yoq diyorum nede olsa hayatım deişmeden önce benimde bir karizmam vardı şimdide var ya o ayrı.
“ahh nefes lütfen kabul et”
“ehhh peki madem çok ısrar ettin kabul edim bari”
“şevval poşet getir hemen” dedi ege.Yanımıza çıtı pıtı bir kız geldi çok qüzel.
“ah bu arada sizi aşkımla tanıştırıyim bu şevval nişanlım buda nefes cadaloz nefes”
“ege abi bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum ve şevval abla seninle tanıştıqıma memnun oldum”
“bende canım tanıştıqıma memnun oldum”
“şevval aşkım nefes önceden benim oturduqum binada oturuyordu ordan tanıyorum”
“hmmm…ah kızlar bir şey içermisiniz?” dedi şevval abla şevval abla çok qüzel bakımlı bir kız.Ege ağabeyle birbirlerine çok yakışıyorlar..
“hayır şevval abla zaten qeç kaldık daha bir sürü yere uğrucaz”
“pekala tutmalayım sizi o zaman”
“tamam”
“nefes?”
“efendim ege abi?”
“başka bir zaman tekrar bekleriz arkadaşlarınla bir şeyler içmeye”
“qelmeye çalışırız ege abi”
“gelmeye çalışma qel”
“tamam ege abi”
“hadi kızlar qidelim” magzanadan çıktık….Ohhh ohhh ohhh ohhh kıyafetler bedavaya qeldi para ödemedimmm ohh oohhhh ohhh ohhh..
“kız şu adam kim?” dedi tuqçe.
“ege abi”
“adını bilioz ama nerden tanıon?”
“önceden oturduğum apartmandan”
“pekala”…..Bu sefer ayakkabı seçmek için başka bir magzaya qiricektikki…
“nefes?”
“efendim”
“dondurma alakmı?”
“parayı siz vercekseniz olur”
“bananne vermem ben” dedi ebru.
“bende vermem” dedi tuqçe
“offf tamam”
“süpersin nefes”
“evet süpersin nefes”
“biliyorum”
Magzaya girmeden çıtık külah dondurmacının önüne qeldik.
“evet neli istiyorsunuz?”
“karışık” dedi tuqçe
“bende karışık” deid ebru.
“ben sadece çikolatalı alayım” dedim dondurmanın parasını ödedikten sonra dondurmayı yiyerek bir banka oturduk
“lan acaba kızlar naptılar” dedim
“bilmem herhalde yemek falan hazırlıyorlardır” dedi tuqçe



.(30 bölüm= 3.part)
“lan erkeklerin halini bile düşünmek istemiyorum” dedi ebru.
“aynen” dedim
“aynen ebru”
“hey dondurmalarınızı çabuk bitirin daha bir sürü işimiz var” dedim.
“tamam”
“tamam”
Dondurmaları bitirip magzanın birine daldık.İlk bulduqumuz yerlere koştuk ve denemeye başladık bizi qören bu deli kızları neden magzaya soktular der bakışı atıyordu.
Yine başa döndük kıyafetde nasıl seçdiksek bu ayakkabıdada böle oldu.Bir tuqçe begenmedi yeter lan.
“bu nasıl?”
“kötü”
“bu”
“aynen”
“peki bu”
“qörmek bile istemiyorum”
“şu”
“hayır”
“neden”
“lan nefes boktan hepside o yüzden.”
“tamam kızma”
“devam et qöstermeye”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“bağcıklı olmasın”
“tamam”
“peki bu?”
“hayır”
“nasıl istiyorsun ki sen?”
“mavi olsun öküz”
“baştan sölesene mal”
“koyimde domal”
“domalmadan koyulmazki”
“off nefes”
“kapak oldun dimi?”
“evet”
“huhu başardım”
“bu nasıl?”
“hayır”
“bu?”
“eh”
“bu?”
“berbat”
“bu?”
“eh”
“bu?”
“bunu daha igrenç’i varmı?”
“bilmem”
“devam et qöstermeye”
“pekala bu nasıl?”
“idare eder”
“bu?”
“bööööö”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“kesinlikle hayır!”
“bu?”
“mucize istiyorum tanrım”
“bu?”
“böööö diyorum artık”
“bu?”
“hayır”
“bu”
“hayır”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“felaket”
“nsdıl yani iimi kötümü”
“kötü”
“off”
“oflama lan bana”
“sus kız”
“nefes zevkine tükürim”
“qel tükür”
“aç aqzını”
“mal aqzıma tükürmicen zevkime tükürcen”
“ah doqru”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“bööö”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“felaket”
“bu?”
“bok qibi?”
“bu?”
“özenti”
“bu?”
“ezik”
“bu?”
“tamam berbat”
“bu”
“bunun daha iğrencide varmış demekki”

(30 bölüm= 4.part)

“pekala bu nasıl?”
“idare eder”
“bu?”
“bööööö”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“kesinlikle hayır!”
“bu?”
“mucize istiyorum tanrım”
“bu?”
“böööö diyorum artık”
“bu?”
“hayır”
“bu”
“hayır”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“felaket”
“nsdıl yani iimi kötümü”
“kötü”
“off”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“bööö”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“felaket”
“bu?”
“bok qibi?”
“bu?”
“özenti”
“bu?”
“ezik”
“bu?”
“tamam berbat”
“bu?”
“hayır”
“bu”
“hayır”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“bu?”
“hayır”
“bu”
“hayır”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“felaket”
“kötümü ama bana qüzel qelmişti”
“ne kötüsü be süper bir ayakkabı”
“gerçektenmi”
“evet”
“ciddimisin”
“evet sen”
“evet”
“tamam o zaman”
“hadi tuqçe seninkine bakim”
“bak nasıl”
“huhuh manyak”
“qüzelmii?”
“evet”
“tamam ebru sen ne buldun”
“bakın”
“huhu”
“süper”
“manyak”
“biliyorum kızlar hadi şunları alalım”
“kim ödicek”
“ben deil”
“bende deil”
“bana hiç bakmayın”
“olmaz nefes sen ödücen”
“nie”
“geçen seferinkini ödemedinde o yüzden”
“ama napim ben”
“mızmızlanma yoq küçük hanım”
“küçük hanım mı?”
“evet”
“deli”
“öküz”
“manyak”
“maymun”
“o benim lafım” dedim..qerçektende benim lafım lannnnn…
“hadi öde”
“pekala” kasaya tekrar qittik inşallah birdaha sorun çıkmaz.
“hepsi ne kadar”
“344 tl”
“buyrun” ii ucuzmuş bee…
“saolun”
“hadi kızlar” magzadan çıkarak arabaya bindikkk..Bana yeni araba almaya gidicez


(30 bölüm= 5.part)

Arabaların olduğu yere qittik..Sarı yeşil mavi beyaz siyah birsürü renk’de arabalar var üstü açık kapalı bmw audi..Ehh tabi benim aramdaaaa audi locus concept dress markalı arabayı alıcaktım.
“Hoş qeldiniz!”
“hoş bulduk”
“size nasıl yardımcı olabilirim?”
“biz araba almaya qelmiştik”
“pekala size arabaları qöstereyimmi yoqsa bir marka varmı?”
“audi locus concept dress markası varmı?”
“evet burada her şey bulunur hanqi renk?”
“kırmızı”
“buyrun lütfen” adam önden yürümeye başladı adamı desem çoçukmu desem anlamadım qitti…
“bir sürü audi locus concept dress var birini seçin” aman tanrım şu kırmızıya bak bee süper.
“OMG!” dedim aqzım açık bir şekilde.
“noldu bir sorunmu var?” dedi tuqçe
“şuna bakbee felaket bir araba tanrım süper!” dedim..
“O zaman bunu alalım” dedi ebru
“kesinlikle”
“bende araba bakıcam” dedi tuqçe
“bende bakıcam”
“tamam 5dk sonra burada buluşalım” dedim.Adamın peşinden qittim.Bir kaç belqe izledim.
“Buyrun arabanızın anahtarı”
“teşekkürler”.adama qülümseyip anahtarı aldım…Ve kızların yanına qittim..İlk önce tuqçenin yanına.
“Huhuuuu süper bir araba”
“biliyorum seninkide qüzel”
“ama seninki kadar olamaz tuqçe”
“yoqbee nefes seninki daha qüzel”
“istiyorsan deiştiirelim”
“yoqyaaa”
“tuqçe”
“efem?”
“arabanın tekerleri yalnız qüzel ha!”
“evet renqide qri ya tam uydu”
“qerçekten ya”
“nefes”
“efendim?”
“ebru nerde?”
“bilmem”
“araba bulduda onunla aşkmı yaşıyor ne”
“tuqçe”
“nefes sakın söleme”
“tamam sölemim”
“saol kız”
“bişi diel”
“senin araban nerde”
“şurda anahtarı aldım” dedim anahtarı ona doqru sallarken…
“kızlar arabam nasıl?” dedi ebru bwm m1’den inerek huhu araba çok yakışmış.
“Süper”
“aynen”
“dier kızlar bizi dövcek” dedi ebru.
“nieki?”
“onlara sölemeden qeldik”
“doqru lan”
“nese”
“lan özelliklede beyza nefes’i bitircek”
“nie ben ya?” dedim.
“ikizisinya qötürmedin die”
“o da evde kalmasaydı”
“doqru lan”
“hadi qidelim”
“bizimkilere hediye alcakmıyız”
“lan kızlar”
“efendim nefes”
“efendim nefes”
“ben paramı sıçıom”
“evet!”
“evet!”
“lan bir siktirin qidin”
“şaka şaka hadi arabana bin bakalım ilk kim varacak eve” dedi tuqçe…
“yarışmı?” dedi ebru
“evet!” dedik tuqçeyle aynı andan…
“tamam ben barırım 1.2.3’diye” dedim.Herkez arabaya bindi.Aynı hizaya qeldik..AHh inş.Yenerim..
“1….2……3……başlaaaaa!” dedim ve qazı kökledim…Hu-huuuu süper kaçta qidiommm yaaa bennnn çüşşşşşş…Huhuuuu saçlarımmmm havada yuhuhuuuuuu dostum süper camı açtım ve kızlara söle dedim.
“alahihi alahihi”
“nefessssss!”
“efendimmm”
“kaçıkkkkkk”
“buyrun benimmm” die baqırdı ebru…
“Süper lannnnn kaçda qidionuzz?”
“bilmemmmm bennn umrumdaa deil hu-huuuu” edim…
“Hadiii bakalım ilk kim qidicek.” Dedi ebru..Gazı tekrar kökledimmm virajlarda resmen kayıyordum yanlarından qeçtiqimiz arabalar bize ahh tanrım ana yolda maganda var der qibi bakıyordu…Sola dönnn sağa dönn ahandaaa bir viraj..Sonun qelim bi qörürsünüz siz nasıl kaydırcam…
“Hadi kızlar yapabildiniz sadece bumu?” dedş tuqçe bizi qeçerken.Sonrada ebru qeçtiiii heyyy benim mekanımdaaa kimse beni qeçemezzz…
“Benim mekanımda kimse beni qeçemezz ulennn!” dedim qazı bu sefer bir kökledim ki arabanın arkasından alev çıktı ve arabam daha da hızlandııı..Uçuyorummmm sankiii hu-huuu…
“UÇUYORUMM SANKKİİİİ!” dieee baqırdım kızları qeçerkennn her ikiside beni takip ediyorlardı…..Onlara baya bir fark attım….Ev’in önüne qeldiğimdee herkezin dışarıda oturduqunu qördüm arabayı kaydırarak durdum herkez tabi bana baktııı yaşasınnnn birinciii oldummmm..Arabadan indim sevinçle çıqlık atarakkk havalara uçtum…Yaşasın kazandım..
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 5:05 pm

(30 bölüm= 2.part)
YARIM SAAT SONRA……

“kıyafetleri”
“nie?”
“sen ödemicekmisin?”
“haa tamam” kıyafetleri alıp kasaya qittim.
“buyrun nasıl yardımcı olabilirim”
“sunları qeçirerek bayan”
“pekala verin bakalım.”
“ne kadar tuttu?”
“999 tl”
“çüşşşş!”
“naptın bee kızım”
“noldu nefes”
“lan ben paramı sıçım”
“noldu hanımefendi”
“lan tane dandik kıyafet’e 999 tl verilirmi?”
“hanım efendi lütfen laflarınıza dikkat edin”
“etmesem nolur”
“senin var ya ben.” Dedi kadın
“ hoşt lan köpek sen kimsinki bana küfür edion..öküzzz”
“bayanlar sakin olun” dedi ebru.
“sus kız sen orospu!” dedi kadın aa yırtarım bu kadının aqzını he.
“hanım hanım! Sen benim kim olduqumu biliyormusun senin aqzını yırtarım domuşuk karı orospuymuş burada senden başka orospu olan varmı?”
“lütfen magzayı bozaltın”
“kıçımı yee sürtük!” dedim sonrada tuqçe hemen atladı
“senin magzanamı kaldık eşcinsel organı devreye qiren kadın” O anda bir tane yakışıklı bir adam yanımıza qeldi Aman tanrım bu ege deilmi?
“Nefes?”
“ege abi?”
“burada ne işin var nefes”
“kıyafet almaya qeldim peki sen”
“buranın müdürüyüm”
“ölemi”
“evet bir sorunmu var nefes!”
“evet!” die atladı ebru.
“sorun nedir kızlar”
“müdürüm bu kızlar bana laf attılar” dedi kadın.
“sus kız sen yemin ederim ki şu bıcakla kalbini deler çekerim” dedim.Kadın korkumuştu bu ii işte bana kimse karşı koyamaz.
“nefes sakin ol bakalım baştan anlatın neler oldu..”






“Nefes özrümü kabul et bu kıyafetler bedeva olsun”
“ege abi hiç qerek yoq” aslında qerek var!ama ayıp olmasın diye yoq diyorum nede olsa hayatım deişmeden önce benimde bir karizmam vardı şimdide var ya o ayrı.
“ahh nefes lütfen kabul et”
“ehhh peki madem çok ısrar ettin kabul edim bari”
“şevval poşet getir hemen” dedi ege.Yanımıza çıtı pıtı bir kız geldi çok qüzel.
“ah bu arada sizi aşkımla tanıştırıyim bu şevval nişanlım buda nefes cadaloz nefes”
“ege abi bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum ve şevval abla seninle tanıştıqıma memnun oldum”
“bende canım tanıştıqıma memnun oldum”
“şevval aşkım nefes önceden benim oturduqum binada oturuyordu ordan tanıyorum”
“hmmm…ah kızlar bir şey içermisiniz?” dedi şevval abla şevval abla çok qüzel bakımlı bir kız.Ege ağabeyle birbirlerine çok yakışıyorlar..
“hayır şevval abla zaten qeç kaldık daha bir sürü yere uğrucaz”
“pekala tutmalayım sizi o zaman”
“tamam”
“nefes?”
“efendim ege abi?”
“başka bir zaman tekrar bekleriz arkadaşlarınla bir şeyler içmeye”
“qelmeye çalışırız ege abi”
“gelmeye çalışma qel”
“tamam ege abi”
“hadi kızlar qidelim” magzanadan çıktık….Ohhh ohhh ohhh ohhh kıyafetler bedavaya qeldi para ödemedimmm ohh oohhhh ohhh ohhh..
“kız şu adam kim?” dedi tuqçe.
“ege abi”
“adını bilioz ama nerden tanıon?”
“önceden oturduğum apartmandan”
“pekala”…..Bu sefer ayakkabı seçmek için başka bir magzaya qiricektikki…
“nefes?”
“efendim”
“dondurma alakmı?”
“parayı siz vercekseniz olur”
“bananne vermem ben” dedi ebru.
“bende vermem” dedi tuqçe
“offf tamam”
“süpersin nefes”
“evet süpersin nefes”
“biliyorum”
Magzaya girmeden çıtık külah dondurmacının önüne qeldik.
“evet neli istiyorsunuz?”
“karışık” dedi tuqçe
“bende karışık” deid ebru.
“ben sadece çikolatalı alayım” dedim dondurmanın parasını ödedikten sonra dondurmayı yiyerek bir banka oturduk
“lan acaba kızlar naptılar” dedim
“bilmem herhalde yemek falan hazırlıyorlardır” dedi tuqçe



.(30 bölüm= 3.part)
“lan erkeklerin halini bile düşünmek istemiyorum” dedi ebru.
“aynen” dedim
“aynen ebru”
“hey dondurmalarınızı çabuk bitirin daha bir sürü işimiz var” dedim.
“tamam”
“tamam”
Dondurmaları bitirip magzanın birine daldık.İlk bulduqumuz yerlere koştuk ve denemeye başladık bizi qören bu deli kızları neden magzaya soktular der bakışı atıyordu.
Yine başa döndük kıyafetde nasıl seçdiksek bu ayakkabıdada böle oldu.Bir tuqçe begenmedi yeter lan.
“bu nasıl?”
“kötü”
“bu”
“aynen”
“peki bu”
“qörmek bile istemiyorum”
“şu”
“hayır”
“neden”
“lan nefes boktan hepside o yüzden.”
“tamam kızma”
“devam et qöstermeye”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“bağcıklı olmasın”
“tamam”
“peki bu?”
“hayır”
“nasıl istiyorsun ki sen?”
“mavi olsun öküz”
“baştan sölesene mal”
“koyimde domal”
“domalmadan koyulmazki”
“off nefes”
“kapak oldun dimi?”
“evet”
“huhu başardım”
“bu nasıl?”
“hayır”
“bu?”
“eh”
“bu?”
“berbat”
“bu?”
“eh”
“bu?”
“bunu daha igrenç’i varmı?”
“bilmem”
“devam et qöstermeye”
“pekala bu nasıl?”
“idare eder”
“bu?”
“bööööö”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“kesinlikle hayır!”
“bu?”
“mucize istiyorum tanrım”
“bu?”
“böööö diyorum artık”
“bu?”
“hayır”
“bu”
“hayır”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“felaket”
“nsdıl yani iimi kötümü”
“kötü”
“off”
“oflama lan bana”
“sus kız”
“nefes zevkine tükürim”
“qel tükür”
“aç aqzını”
“mal aqzıma tükürmicen zevkime tükürcen”
“ah doqru”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“bööö”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“felaket”
“bu?”
“bok qibi?”
“bu?”
“özenti”
“bu?”
“ezik”
“bu?”
“tamam berbat”
“bu”
“bunun daha iğrencide varmış demekki”

(30 bölüm= 4.part)

“pekala bu nasıl?”
“idare eder”
“bu?”
“bööööö”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“kesinlikle hayır!”
“bu?”
“mucize istiyorum tanrım”
“bu?”
“böööö diyorum artık”
“bu?”
“hayır”
“bu”
“hayır”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“felaket”
“nsdıl yani iimi kötümü”
“kötü”
“off”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“bööö”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“felaket”
“bu?”
“bok qibi?”
“bu?”
“özenti”
“bu?”
“ezik”
“bu?”
“tamam berbat”
“bu?”
“hayır”
“bu”
“hayır”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“bu?”
“hayır”
“bu”
“hayır”
“bu?”
“hayır”
“bu?”
“felaket”
“kötümü ama bana qüzel qelmişti”
“ne kötüsü be süper bir ayakkabı”
“gerçektenmi”
“evet”
“ciddimisin”
“evet sen”
“evet”
“tamam o zaman”
“hadi tuqçe seninkine bakim”
“bak nasıl”
“huhuh manyak”
“qüzelmii?”
“evet”
“tamam ebru sen ne buldun”
“bakın”
“huhu”
“süper”
“manyak”
“biliyorum kızlar hadi şunları alalım”
“kim ödicek”
“ben deil”
“bende deil”
“bana hiç bakmayın”
“olmaz nefes sen ödücen”
“nie”
“geçen seferinkini ödemedinde o yüzden”
“ama napim ben”
“mızmızlanma yoq küçük hanım”
“küçük hanım mı?”
“evet”
“deli”
“öküz”
“manyak”
“maymun”
“o benim lafım” dedim..qerçektende benim lafım lannnnn…
“hadi öde”
“pekala” kasaya tekrar qittik inşallah birdaha sorun çıkmaz.
“hepsi ne kadar”
“344 tl”
“buyrun” ii ucuzmuş bee…
“saolun”
“hadi kızlar” magzadan çıkarak arabaya bindikkk..Bana yeni araba almaya gidicez


(30 bölüm= 5.part)

Arabaların olduğu yere qittik..Sarı yeşil mavi beyaz siyah birsürü renk’de arabalar var üstü açık kapalı bmw audi..Ehh tabi benim aramdaaaa audi locus concept dress markalı arabayı alıcaktım.
“Hoş qeldiniz!”
“hoş bulduk”
“size nasıl yardımcı olabilirim?”
“biz araba almaya qelmiştik”
“pekala size arabaları qöstereyimmi yoqsa bir marka varmı?”
“audi locus concept dress markası varmı?”
“evet burada her şey bulunur hanqi renk?”
“kırmızı”
“buyrun lütfen” adam önden yürümeye başladı adamı desem çoçukmu desem anlamadım qitti…
“bir sürü audi locus concept dress var birini seçin” aman tanrım şu kırmızıya bak bee süper.
“OMG!” dedim aqzım açık bir şekilde.
“noldu bir sorunmu var?” dedi tuqçe
“şuna bakbee felaket bir araba tanrım süper!” dedim..
“O zaman bunu alalım” dedi ebru
“kesinlikle”
“bende araba bakıcam” dedi tuqçe
“bende bakıcam”
“tamam 5dk sonra burada buluşalım” dedim.Adamın peşinden qittim.Bir kaç belqe izledim.
“Buyrun arabanızın anahtarı”
“teşekkürler”.adama qülümseyip anahtarı aldım…Ve kızların yanına qittim..İlk önce tuqçenin yanına.
“Huhuuuu süper bir araba”
“biliyorum seninkide qüzel”
“ama seninki kadar olamaz tuqçe”
“yoqbee nefes seninki daha qüzel”
“istiyorsan deiştiirelim”
“yoqyaaa”
“tuqçe”
“efem?”
“arabanın tekerleri yalnız qüzel ha!”
“evet renqide qri ya tam uydu”
“qerçekten ya”
“nefes”
“efendim?”
“ebru nerde?”
“bilmem”
“araba bulduda onunla aşkmı yaşıyor ne”
“tuqçe”
“nefes sakın söleme”
“tamam sölemim”
“saol kız”
“bişi diel”
“senin araban nerde”
“şurda anahtarı aldım” dedim anahtarı ona doqru sallarken…
“kızlar arabam nasıl?” dedi ebru bwm m1’den inerek huhu araba çok yakışmış.
“Süper”
“aynen”
“dier kızlar bizi dövcek” dedi ebru.
“nieki?”
“onlara sölemeden qeldik”
“doqru lan”
“nese”
“lan özelliklede beyza nefes’i bitircek”
“nie ben ya?” dedim.
“ikizisinya qötürmedin die”
“o da evde kalmasaydı”
“doqru lan”
“hadi qidelim”
“bizimkilere hediye alcakmıyız”
“lan kızlar”
“efendim nefes”
“efendim nefes”
“ben paramı sıçıom”
“evet!”
“evet!”
“lan bir siktirin qidin”
“şaka şaka hadi arabana bin bakalım ilk kim varacak eve” dedi tuqçe…
“yarışmı?” dedi ebru
“evet!” dedik tuqçeyle aynı andan…
“tamam ben barırım 1.2.3’diye” dedim.Herkez arabaya bindi.Aynı hizaya qeldik..AHh inş.Yenerim..
“1….2……3……başlaaaaa!” dedim ve qazı kökledim…Hu-huuuu süper kaçta qidiommm yaaa bennnn çüşşşşşş…Huhuuuu saçlarımmmm havada yuhuhuuuuuu dostum süper camı açtım ve kızlara söle dedim.
“alahihi alahihi”
“nefessssss!”
“efendimmm”
“kaçıkkkkkk”
“buyrun benimmm” die baqırdı ebru…
“Süper lannnnn kaçda qidionuzz?”
“bilmemmmm bennn umrumdaa deil hu-huuuu” edim…
“Hadiii bakalım ilk kim qidicek.” Dedi ebru..Gazı tekrar kökledimmm virajlarda resmen kayıyordum yanlarından qeçtiqimiz arabalar bize ahh tanrım ana yolda maganda var der qibi bakıyordu…Sola dönnn sağa dönn ahandaaa bir viraj..Sonun qelim bi qörürsünüz siz nasıl kaydırcam…
“Hadi kızlar yapabildiniz sadece bumu?” dedş tuqçe bizi qeçerken.Sonrada ebru qeçtiiii heyyy benim mekanımdaaa kimse beni qeçemezzz…
“Benim mekanımda kimse beni qeçemezz ulennn!” dedim qazı bu sefer bir kökledim ki arabanın arkasından alev çıktı ve arabam daha da hızlandııı..Uçuyorummmm sankiii hu-huuu…
“UÇUYORUMM SANKKİİİİ!” dieee baqırdım kızları qeçerkennn her ikiside beni takip ediyorlardı…..Onlara baya bir fark attım….Ev’in önüne qeldiğimdee herkezin dışarıda oturduqunu qördüm arabayı kaydırarak durdum herkez tabi bana baktııı yaşasınnnn birinciii oldummmm..Arabadan indim sevinçle çıqlık atarakkk havalara uçtum…Yaşasın kazandım..
(30 bölüm= 6.part)
Can’ın aqzından…
Nefes müzeye ilk qeldiğinde onun benim biyolojik kardeşim olduqunu anladım sadece biyolojik kardeşim deil vampir ve dampir prensesi olduqunu da anladım nerden biliyormusunuz o benim gerçek kardeşim hem ben vampir ve dampir prensiyim hemde benim boynumda olan şekil onun boynundada var..Onu korumam lazım ama nasıl buldummm emre…emre her ne kadar kurt adam olsada söz konusu nefes olunca bana kesinlikle yarım eder.Çünkü emre nefes’e qeri dönülmez ve pahapiçilmez bir şekilde aşık oldu..Ona hep yakın davrandım onun abisi olduqumu bilmiyor ama bir qün ögrenecek abaca beni affedebilecekmi..Ona qerçek abisi olduqumu söleyene kadar ne yapmalıyım bilmiyorum..O beni qerçek abisi olarak qörüyor..zatende öleim ama offf işler iğce karıştı..Napmalıyımmm “DANTOS duysesimi lütfen sana yalvarıyorum bana ve kardeşime yarım et..Onu kötülüklerden koru..
“Bunun için artık çok qeç can” dedi bir ses arkadamı döndüqümde dantos’un evrimi tamamlamasını izledim.
“Nasıl çok qeç”
“Kara delik açıldı can!”
“açıldımı?”
“evet can”
“olmaz napmalıyım”
“Oğlum”
“Anne?lütfen yarım et”
“bir şey yapamam”
“nasıl yapamasın sen bir hayaletsin onu koruya bilirsin kardeşimi koru”
“kara delik açıldı hiçbir şey yapamam canım oğlum”
“o zaman nefes…”
“hayır oğlum sen dampir ve vampir prensi olarak onu sonuna kadar korucaksın bu senin qörevin!ve bu qörevi en ii şekilde yapmalısın”
“ama qücüm yok”
“oğlum qüçe ihtiyacın yoq senin sen yeterince qüçlüsün ve şunu unutma qüçü bedeninde değil ruhun ve kalbinde aramalısın” dedi dantos yani annem yanağımı okşayarak.
“Anne yapmamıyorum nefes’i koruyamam ben”
“oğlum nefes’e onun ve senin ne olduğunu anlatmalısın bölece onu koruman daha kolay olacak unutma canım oğlum,bu savaşta tek olmicaksın” dedi ve elleri ellerimin arasından kayarak tekrar ışıqa qönüştü ve qökyüzünde bir yıldız olarak yerini aldı..Acaba sölemeliyim..Acaba sölesem napar beni affedermi?bana inanırmı?onu terk edip qittiqim için beni affedermi?..Tuqçe ebru ve nefes kıyafetleri olmadığı için kıyafet almaya qittiler.Dier kızlarda akşamki parti için yemek hazırlamaya qittiler partide nefesle konuşabilirim.Kızlar yemekleri her şeyi hazırladılar..
“Hadi herkez dışarı birazdan qelirler” dedi deadly.Herkez dışarı çıktı ve yerdeki yastıkların üzerine oturdu.Herkez bir şeyden konuşuyordu.
“Can?”
“efendim?”
“noldu?”
“ne qibi?”
“bir şey var sende”
“hayır heyra yoq bir şeyim”
“eminmisin”
“evet heyra”
“can” dedi emre.
“evet hacı”
“bir dakika qelirmisin?”
“evet” dedim ve yastığın üzerinden kalktım.
“noldu emre?”
“lan sana bir şey göstercem” dedi ve bir kutu çıkardı cebinden.Bana gösterdi.Wayyyy süper yüzük.
“Emre?”
“efendim hacı?”
“bu yüzük ne için”
“aşkım için”
“nefes içinmi?”
“evet”
“erken deilmi”
“hayır”
“offf lann kardeşimi benden alamasın ulen” dedim koluna şakacığına yumruk atarken.
“heyy aşkım o benim dostum”
“oda benim hem leydim hemde kardeşim”
“aman”
“hıh”
“kız”
“top”
“qay”
“suslannn”
“çoçuklar hadi qelin dışarı napıonuz orada.” Dedi breath.
“qelioruz” dedim ikimizde dışarı çıktık ve yastıklara oturduk 5dk sonra evin önüne kıp kırmızı audi locus bir araba kayarak bahçeye qiriş yaptı.İçinden nefes çıktı..
“birinci oldum yaşasınnn huhuuuu” dedi ve havalara zıpladı harbi bu benim kardeşim işte benim kardeşim.
“noldu aşkım”
“birinci oldum” dedi nefes.O sırada beyzaa çıqlığı basınca herkez ona baktı yastıkdan kalktı..
“İkizzzzzzzzzzzzzzzz!lanet qirsin insan araba almaya bir çaqırır dimi öküzzzz” dedi nefesde ermenin arkasına saklandı.
“walla benim bir suçum yoq ikizzzz istemeden oldu”
“istemedenmi?lan bir şeymi kırıosunda istemeden oldu dionn kızım bittin sen” dedi ve nefes’i kovalamaya başladı.Herkez onlara qülüyordu.
“İkiz lütfen bir dinlesen”
“sus kız insan beni bir çaqırır”
“sorry bir daha olmaz”
“öldün kızım sen öldün”
“yaa ikiz”
“ikiz deme bana”
“ama ikiz”
“sus”
“bir dakika bir dinlesen”
“hayır öldün sen lan”
“ikizzzzzzzzz”
“lan yapma dur qıdıklama beyzaaa lütfen ayyy ayy ölcemm”
“qörürsün sen”
“ikiz qıdıklama nolur” diye yalvardı nefes beyzaya.Sonrada tuqçe ve ebruda bahçeye arabları ile qirdiler..
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 5:10 pm

(30 bölüm= 7.part)

“İkiz yapma lütfen dur” dedim beyzaya çünkü beni qıdıklıyordu..Heleki imdadıma tuqçe ve ebru yetişti.
“kızlar hadi kıyafetlerinizi geyin gelin parti başlıyoo.” Dedi breath kafamızı salladık ve arabalarımıza qeri dönerek kıyafetlerimi aldık.
“hadi kızlar süslenelim biraz” dedim..Odaya çıktk..

Yarım saat sonra

Tuqçe ebru ve ben hazırdık her şey hazırdı bir hazırdık.Herkez qüzeldi ve biz süperdik…Tek kelmeyle perfect’iz yaniiii……
“aşkım” dedi emre kapıyı tıkalayarak.
“efendim”
“qirebilirmiyim”
“evet”
“süper olmuşsun” dedi kollarını belime dolarken.Ona döndüm ve dudaklarından öptüm..Öptüm ve öptümmm…Sonra öpüşmelerimiz sıcaklaştı ve uzunlaştı..Beni yatağa doqru attı.
“Emre!”
“aşkım” dedi hem üzerime çıkarken hemde boynumu öperken.
“emre dur!” dedim ama dinleyen kim.Bu sefer onu ittim yere düştü.Bana şaşkın qözlerle baktı.
“Üzqünüm emre.sadece hazır değilim o kadar” dedim o kafasını hayır anlamında sağa sola salladı yerden kalktı ve kapıya doqru yürüdü.
“Hazır olmanı qerektirecek bir şey yapmıcaktım ki” dedi ve dışarı çıktı.
“Emre!” diye baqırdım arkasından ama çoktan aşağı inmişti.Naptım ben tanrım yeterince hayatım berbat deilmi daha nasıl kötüleşebilirki..Göz yaşları gözlerimden usulca yanaklarıma boyru aktı sonra boynuma doqru.oradanda yere doqru düştü..Keşke bende bir göz yaşı gibi olsaydım.Keşke bende böle süzülüp yere düşüp bitseydim..Keşke bende anlık olsamdımm..


48.Bölüm…


“Nefes?” dedi abim –can- kapıyı açarak.
“efendim abi?”
“aqladınmı sen?” dedi yanıma qelip otururken.ona sarıldım.Off hep böle olmak zorundamı?...
“noldu nefes?” konuşmak için olanları lanet olasıca hayatımı anlatmak için aqzımı açtım ve sadece bir çıqlık qeldi.Hıçkıra hıçkıra can’ın kollarında aqladım….
“Nefes!sakin ol”
“yapamıyorum sence bu kadar kolaymı sakin ol demek can”
“kardeşim lütfen benim için kendin için ve annemiz için qüçlü olmalısın” dedi…Annemiz!” peh ne zaman bizim annemiz olduki heleki benim.
“Lanet olsun can benim annem öldü anlıyormusun öldü”dedim baqırarak ve koşarak merdivenlerden indim.Merdivenden inerken emre’ye çarptım qözlerinin içine baktım.Hayal kırıklıqı ve inançlıqını kaybetmişlik vardı kaşları kaçıktı ama bu halimi qörünce herkez qibi- yani ermenin arkadaşları ve bizim kızlar- qibi şaşkın bakışlara çevril.
“Nefes?”
“çevir yolumdan” dedim tekrar koşmaya başladım.Evden çıktım.Herkez arkamdan nefes dur diye baqırıyordu.Ormana doqru koşmaya başladım.Koştum koştum ve yine koştum…Kolyemi koparıp attım.Ayakkabımı çıkarmaya düşündüm ama converse olduğu için karışmadım….Yerdeki dal parçalarının üstünden hayvanqi qeçmeye başladım.Ve bir anda bir taşa çarparak yere düştüm.Ohh dizimmmm tanrımmmm dizim çokk acıoooo
“AHh……dizimmm tanrımmmm” aqlamaya başladım.Dizim için kendim içinnn ve bu hayatta çektiqim acılar için..Lanet olsun bu şeylerde kurtulmak çokmu zor? Yağmur yağmaya başlamıştı..elimle bacağıma qötürdüm ve bir tahta sayesinde aya kalktım..Yavaşça ilerlmeye başaladım.
zaten ıslağım boğazın ortasında
yaşlarım gizleniyor damlalarında
durma, yağmur durma
cilalanıyor ruhum istanbul sağnağında
damlalar karışmış elmacıklarıma
durma, yağmur durma…
okunmuyor adı artık yıldızlarda
ayrılık yazıyor arkası yarınlarda
sorma bana, sen de onu sorma
sorma, sorma doldur boğaziçini
sen doldur ben içerim efkarımla kana kana
durma, durma doldur boğaziçini
sen doldur ben içerim yalanlara kana kana
durma, canım cayır cayır yanıyor
söndür yalvarırım durma n’olur durma
durma, yağmur durma
sorma, sen de onu sorma
zaten ıslağım boğazın ortasında
yaşlarım gizleniyor damlalarında
durma, yağmur durma
cilalanıyor ruhum istanbul sağnağında
damlalar karışmış elmacıklarıma
durma, yağmur durma…
okunmuyor adı artık yıldızlarda
ayrılık yazıyor arkası yarınlarda
sorma bana, sen de onu sorma
sorma, sorma doldur boğaziçini
sen doldur ben içerim efkarımla kana kana
durma, durma doldur boğaziçini
sen doldur ben içerim yalanlara kana kana
durma, canım cayır cayır yanıyor
söndür yalvarırım durma n’olur durma
durma, yağmur durma
sorma, sen de onu sorma
sorma, sorma doldur boğaziçini
sen doldur ben içerim efkarımla kana kana
durma, durma doldur boğaziçini
sen doldur ben içerim yalanlara kana kana
durma, canım cayır cayır yanıyor
söndür yalvarırım durma n’olur durma
durma, yağmur durma
sorma, sen de onu sorma….
49.Bölüm
Bu şarkıyı mırıldanarak yürümeye devam ettim.Ayağım topraqın ıslak ve kaygan olmasından dolayı kaydım ve kıçımın üzerine sert bir iniş yaptım.
“Tanrım bu kada zor olmak zorundamı bu hayat?” başımı kaldırdığımda etrafımda 6 tane ruh emici qördüm..
“bizde sen, arıyorduk”
“benimi?”
“evet”
“nede?”
“seni öldürmek için”
“sen kimi öldürüosun be domuşuk bir siyaha bürünmüşsün kendini bir bokmu sanıon oqlum”
“Senin cesedini ezer qecerim yerden bitme yaradık seni”…Demenle 6 ruh emicinin üzerime çullanması bir oldu….Onlarla dövüşmek süper.
“öleceksin ulen”
“kes be pis ruh emici”
“senide bizim qibi yapıcaz” dedi biri ve boynuma atıldı tam ısıracakken bir ses onu durdurdu…
“Almitorus?” buda kim bu kadın ne melek felanmı?
“Kraliçem?”
“naptığınızı sanıyorsunuz bırakın hemen kızı”
“ama kraliçem bu kız ölmeli”
“hayır nasıl bir prensesi öldürmeye kalkarsınız siz” dedi melek yüzlü kadın.Yüzü bana dönük deildi….Yüzünü bana çevirince şok üstüne şok yaşadım.
“OMG! Bu bir rüya olmasın lütfen”
“kızım?”
“a..an.. anne?”

50.Bölüm
“kraliçem?” dedi bir ruh emici.
“Almitorus sizi kızımla tanıştırayim!Serenity”
“Serenity mi?”
“evet serenity yoqsa hoşana qitmedimi?” dedim.
“Tabikide hayır prensesim size saldırmak istemezdik..özrümüzü kabul edin prensesim”
“ya ben hiçbir şey anlmadım”
“kızm sakin ol anlatıcam sana her şeyi”
“tamam anne ama sen ölmemişmiydin?”
“hayır!” ona koşarak sarıldım..Oda bana..
“babam babam nerde?”
“burada deil”
“Nerde babam?”
“ağabeynle birlikte”
“hı?”
“can senin qerçek abğabeyin”
“tamam bu kadar yeter fazlaca yorqunum ve bunlar üsütme qeliyor” dedim ve bayıldım
Gözlerimi açtığımda annemi babamı ve can’ı qördüm ve birde emreyi….
“kızım?”
“anne?baba?”
“nefes?” dedi can.
“kimseyi istemiyorum”
“ama kızım” dedi babam.
“çıkın dışarı!....Hemenn!” dedim sert bir sesle…Herkez dışarı çıktı..Heyra deniz beyza nisan tuqçe bartu can annem babam ve emre! Bana baktı..
“üzqünüm diye mırıldandım tekrardan..Yanıma qeldi anlımdan öptükten sonra odadan çıktı……
Yarım saat sonra
Gözlerimi cama dikmiştim yarım saat’den beri artık kuruyan qöz yaşımla birlikte yagmurda usulca durmuştu..Ve birden qüneş açtı….O kadar dalmıştım ki tuqçe bana seslenince sıçradım yerimden..

51.Bölüm
O kadar dalmıştım ki kapının tıklanmasıyla yerimden sıçradım..
“Nefes?”
“efendim tuqçe?”
“imisin?”
“evet kardeşim saol iyim”
“eger konuşmaya ihtiyacın olursa”
“aslında qerek var” yanıma qeldi oturdu bana sarıldı.
“anlat bakalım”
“pekala”
“ben bu hayatımdan nefret ediyorum”
“bende nese devam et”
“ya siz en azından ne olduqunuzu ailenizin kim olduqunu biliorusunuz ama bende oda yoq neyim ben anlamadım…Vampir dampirmi prensesmii ben küçücük bir kız ken ne belanın içine düştüm tanrım…..”
“hey kendini bu kadar üzme”
“nasıl üzmim tuqçe daha ne bok olduqum belli deil”
“hişt sakin ol nefes her sorunun bir cevabı olduğu gibi bununda bir cevabı vardık canım”
“eminmisin”
“eminim”
“saol tuqçe”
“önemli deil”
“hey ah bak parti noldu”
“kutlanmıyo”
“neden”
“bilmiom”
“yoq ya hemen partiyi bitiremezler”
“bencede o kadar uqraşmışlar”
“aynen canım”
Tuqçeyi elinden tutup koşarak merdivenlerden indik.İkimizde qülüyorduk.Gülmemiz bitince herkezin bize baktıqını fark ettik tabi hemen utandık..
“kızım”
“hey millet duyduquma qöre parti iptalmiş” dedim.
“evet” dedi nisan.
“neden?”
“kimse bir şey yapmıyorda o yüzden” dedi ikizim.Ah tiripde yaparmış hemen qibip ona sarıldım…O sıra tuqçe kesha’dan –tik tok şarkısını açtı.(gecenin kızı bu şarkının hayranı ona qelsin bu şarkı)….İlk önce ikizimi sonra emreyi nisan’ı bartuyu sonra heyra ebru felan derken herkezi kaldırdım dans’a hopladık zıpladık çoştuk eglendik..
“Dont stop, make it pop
DJ, blow my speakers up
Tonight, Imma fight
Til we see the sunlight
Tick tock, on the click
But the party dont stop
Woah-oh oh oh” dedim hoplayıp zıplarken…..
“Aşkım hadi dışarı çıkalım” dedi emre..
“tamam” dedim.ve dışarı çıktık qökyüzünde dolunay vardı…..
“dolunay süper”
“evet” bana döndü qözleri parlıyordu.Elini cebine qötürdü ve bir kutu çıkardı..
“benimle evlen nefes!” dedi bir yüzüğe baktım birde emre’ye….
52.Bölüm

“Evet” dedim çıyaklayarak.Boynuna atıldım..Bana sarıldı ve yüzüğü parmaqıma takdı.Sonrada alkış sesleri yükseldi oraya baktıqımızda herkezin bizi izlediqini qördük utandım ve ermeye sarıldım..

“utanma aşkım”

“demesi kolay tabi”

“ama bn hiç utanmıyorum”

“birde utansaydın emre”

“tamam tamam sustum”

“bir zahmet”…Annem babam ve can bizi tebrik etmeye qeldiler..

“Anne?”

“kızım”

“baba?”

“tebrik ederim kızım”

“abi?” dedim çekinerek.

“qel buraya cadı” dedi beni kollarının arasına alırken…

“abim”

“kardeşim”

“üzqünüm”

“bende”

“senin suçun yoq abi”

“asıl senin yoq nefes”

“saçmalama”

“snde”

“abi”

“ne?” onu yanaqından öptüm ve kocaman bir şekilde sarıldım ona…..

53.Bölüm.

“Eeeee o zaman bunu kutlayalım” dedi ikizim.

“tabikide”

“hadi sevqililer dans pistine” şarkı deişti…

“emre yavaş yürü” dedi can..

“bananeee hacı daha zor duramam” dedi emre..Beni kendine çekti ve öpmeye başladı..

“üzqünüm emre” dedim kafamı ermenin omzuna koyarken..

“ne için?”

“şey odada olanlar için”

“önemli deil aşkım”

“emre”

“efendim”

“beni nasıl affedebiliyorsun hiç anlamıorum seni”

“affedilecek kişi bir melek kadar masumsaaa hemen affedilmelidir” dedi emre anlımdan öperken beni.

“ama ben ne meleğim nese masumum”

“sen öle san”

“sanmama qerek yoq zaten öleyim”

“külahıma anlat” dedi.Ve ardından birkaç kahkaha yükseldi..O tarafa baktıqımdaa…
Can ile tuqçeyi qördüm öpüşüyorlardı…İşte benim abimmmmm işteeee benim kızımmm huhuuu

“bunlar çoşmuşlar”

“evet aşkım çoşmular”

“hadiiiiiiii dans zamanı” dedi ikizim beni ermenin elindne alırken….Şarkı tekrar deişti bu seferde şarkı inna-hot(bu şarkıyı çok seviorum)……

“ikizzz qöreyimm seni!” dedi pınar

“emrin olur ikizzzzz” dedim ve beraber hem qülüşürken çoşmaya başladık….

54.Bölüm…

“bir dakika bir dakika” dedi sinem..

“noldu” dedim..

“hareketler” dedi sırıtarak..

“evettttt hareketler” dedi nisanım….

“tamam” dedi ebru….

“hey dj-doruk yani- şarkıyı tekrar başa al..” dedi nisan

“olmuş bill aşkım” dedi doruk..Way way way bunlar ne zaman sevqili oldular…nese canım…

“herkez yerlerini alsın bakalım” dedim….

“1…….2…….3…..” dedim ve dans etmeye başladık…Kollarlımızı birbirinin altlarından üstlerinden qeçiriyorduk..kafa sallama felan o aradaaa tuqçe ve ben takla atmaya başladık herkez bizi sessizce izliyordu…öne çıkmalar kafa sallamalar kalça felan..Zıplamalar....Sonra can takla atarak yanımıza qeldi..Ellerini birleştirdi.Ayağımla ellerina bastım havaya kalktım ve ters takla attım havada..Sonrada şarkıya devam ettik…bacaklarımı ikiyanada acı yere düştüm…Hava felan zıpladık…sağa sola felan döndük dans ederek.Herkez tabi. Kopmuştu…..
Şarkı bitti…

“Hu-huuu aşkımmm süperdiniz” dedi emre….

“saol aşkım”

“süperdiniz kızlar” dedi annem bizi tebrik ederek

“evet karıcığım sana katılıyorum” dedi babam..Bana sarılırken…

“teşekkürler anne”

“teşekkürler baba” dedim..

“bişi deil kızım” dedi babam..

“yaa ayıp ama” dedi can.herkez ona baktı..

“bırakında kardeşime bende sarılayım” dedi..

“aman kesin bir işin düştü de o yüzden sarılırsın sen bana”

“yoq be kardeşim ben işimi hallettim”

“qördüm qördümm”

“birde baktınmı”

“hıh”

“terbiyesiz seni”

“kim benmi?”

“yoq ebem”
55.Bölüm…..

“o ebene selam söle var ya onun benn…..”

“nfes”

“nefesmiş hay snn nefesine”

“kendinemi küfr edion”

“hayır”

“o zaman”

“offff”

“aynn nefes off”

“offff”

“oflama yeter”

“cannnn!”

“tamam sustum” dedim annem ve babam ayaga kalktırlar”

“anne?”

“efendim”

“nereye”

“ülkemize”

“nereye nereye?”

“cehennemin dibine qelcenmi?” dedi can..

“orası benim mekanım olum haberin yoqmu senin”

“olmazmı lan”

“o zaman”
56.bölüüm

“o yüzden diyom ya”

“ayyy”

“nefes”

“sustum”

“bir zahmet”

“senin”

“nefes”

“kızma yaaa”

“emre”


“efendim” dedi emre..i

“şu nefes’i al yanımdan” dedi can..

“hastır lan emre asıl sen onu al benim yanımdan”

“kızım dalarım sana he”

“yiyosa dalsana”

“bak lann senn var ya”

“devamını qetir”

“olmaz”

“o zaman devamını qetiremeyeceğin sözleri söleme öküz”

“anannıı”

“annneeeeeee!” diyeee çıyakladım..

57.Bölüm…

“efendim”

“cannn ananı dedi” dedim..

“ispiyoncu”

“domuşuk”

“sensin oo”

“öküzzz”

“maymunnn”

“qorill”

“Babaaaaaaaaaaaaaaaa!”

“efendim kızım”

“şu oqlunaa terbiyeee verinnnnnn”

“vermeseler nolcak”

“he demekki terbiye verilmesi qerektiqini anladın ha abi”


“Lan nefes senin qibi bir kardeşim olacaqınaa”

“aman sanki sana merklıydım ya”

“tabi meraklısın”

“çoçuklar yeter kesin artık aşkım sende sakin ol” dedi tuqçe..

“tuqçe” dedim…

“efendim”

“köpeğinin tasmasını baqla lan sonra kaçar” dedim qülerek..

58.Bölüm

“köpekmi san banamı dedin onu” dedi can..

“senden başka köpek varmı burada” dedim..

“lann seni bitirdim kızım elime düşme sen”

“emre!annneeeeeeee! babaaaaaa!” diye yicakladım..Ahanda beni bu zorluktan anca kurtarsa kurtarsa ikizim kurtarır.Can qelip saçımı eline doladı….


“İkizzz!” diye çıyakladım…

“efendimmm”

“yardımmm et!”

“hemen” dedi qelerek….

“cannnnn tanrı senin belanı versinnnn köpeekkkkkkkkk bırakkk saçımı”

“sus kız”

“hıh”

“bir daha bana köpekkk deme” dedi herkez qülemekten yerlere yapıyordu-babam bartu emre-…

“bıraklann ikizimi”

“bananeee”

“bırak lannn”

“olmazzzzz” dedi andaaa bende abimin elini ısırığ elinden kurtuldum…

“Hayvannnnnn”

“sana çekmişşimm”

“banamı”
59.Bölüm

“evet abi”

“lannn senin”

“anneeee al şu köpeyi yanımdan”

“ayy tamam yeter ölecem şimdi..”

“karışma o zaman” dedim ve evde koşmya başladım can kovalıyo bende koşuomm..

“annneeee!babaaaaaaa!”

“biz karışmıyoruz” dedi babam..

“nieeeeee yaa!imdaattttttttt”

“kardeş kavqası o yüzden kızım” dedi annem…

“hay ben böle kardeşin var ya” dedi can…

“sus beeeee zaten saçımın yarısını kopardın öküzzz” diye yicakladım…

“ohhh canıma deysin”

“Bak hala konuşuo”

“nefes nefes”

“kaçma lannn qörürsün sen şimdi” dedim ve can’ı kovalamaya ben başladım….Tom ben jerry abim olduk resmen…

“abi”

“efendim”

“sana ölüm lan”

“asıl sana ölüm”

“nihahaha sen qber”
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 5:10 pm

60.Bölüm

“sen qeber”

“lann sana bir şey saplıcamm hee”

“yiyosa saplasana”

“ama o bir şeyin ne olduqunu sen biliyorsun can”

“bilmezmiyim bende qerçeqii var”

“ohaa bana qerçeqi lazım deil can”

“sapıkkk”

“asıl sen sapıksın be”

“eminim öledir nefes”

“tabikide öleeee”

“nefes”


“neee”

“terbiyesiz terbiyesiz konuşma”

“snde konuşma”

“ne ya ben ne dedim ki”

“bende qerçeqi felan var o ne dmek”

“yaaa bende qerçeqi var derken-“

“anladım şeyden şeydennn sus yeterrr sapık”

“lan sevqilimn önünde beni rezil edion sus kız”


“bananee”
61.Bölüm

“bak hala konuşuo”

“benim aqzım”

“aqzına tükürimm”

“qel tükürsene”

“tamam sakin olun artık” dedi heyra nisan ve tuqçe(yapışık üçüzler)

“tuqçe al aşkını başımdan”

“aşkım qel”

“tamam”

“öküz”

“nefessss”

“bananeee”

“sus”

“kesss beee”

“bak hala konuşuoo anne!”

“efendim oqlum”

“şu kızına bir şey de!”

“öküz”

“domuz”

“maymun”

“hayvan”

“qelde altımda yaylan” diyeee yapıştrıdım abim..

62.Bölüm

“pess ediomm”

“etmelisin”

“kes be”

“sus lan”

“öküz”

“lan abi felan dinlemem dalarım sana he”

“yiyosa dalsana”

“dalarım valla”

“dalll”

“lan senin”

“küfür yoq”

“hastır lan”

“nefes” dedi can

“cannnn!” dedim

“emreeeeee” dedi can

“tuqçeeeee” dedi emre.

“heyraaaaaa” dedi tuqçe..

“nisan” dedi heyra

“beyza” dedi nisan..


“ikizzzz” dedi beyzaaa…

“anneee!” dedim…

“oyun oynayalım” dedi bartu

“tamam” dedi herkez aynı anda..

“saklanmaç mı?” tamam..

“ben ebe olim” dedim..

“tamam qeç yum” dedi tuqçe.

Geçip saymaya başldım..

1.2.3.4.5.6.7.8.9.10.15.18.20.25.7.9.3.31.54.38.46.47.48.49.50..52.67.66.62.61.
99.100.

“önüm arkam sağım solum saklanmayan ebedir sobedir.” Ve qözümü açtım etrafa baktım anda bir çıqlıkk kodum…

“sobe” dedi tuqçe..

“aqzınaaa tükürim tuqçe ödümü patlattın. Oh nerdeler?” dedim

“herkez yukarı çıktı”

“tamam”
yukarı doqru çıkmak için merdivenlere qittim tam çıkacaktım ki.Arkamdan..

“sobe”dedi can

“sobe” dedi emre

“sobe” dedi nisan

“sobe” dedi bartu..

“sobe” dedi ikizim.




63.Bölüm

7 ay sonra

“tuqçeeeee!”

“bannaee”

“sevqilimee karşma lan” dedi can..

“sus be kıro”

“kes ulennnn”

“sus lan”

“susmasam nolur”

“ebenini bir tarafı olur”

“lan ebenede sanada”

“ebem hayat”

“eeee napim ben”

“yani qit ona söle bana deil”

“can”

“nee var lan”

“sus”

“kes kız domuşuk karı”

“domuşuk karımı?tanrımmm yaaaaa”

“nefes”

“nee”

“kess”

64.Bölüm

“lan senin var ya ben sene ya..salakkk”

“aptal”

“mall”

“koyimdee domal” dedi can..

“domalmadan koyulmaz ki” die yapıştırdım..

artık herkez oyunu bırakmış bizim kavqalarımızı izliyor..

“siktir qit” dedi can…

“siktirdiqin yere mum dik”

“dikcem merk etme”

“can”

“efendim”

“dikkat etde senin yerine ben sana dikmim bir şey”

“nefes”

“efendim”

“aqzına sıçimm”

“qel sıçsana!yiyosaa sıçsana hadi..AAAA” dedim aqzımı açarak

“lan senin var ya”

“hepde benim lan”

“evet hepde senin”

“yeter bir kerede başka bir şey de yaa”

“napim lan başka sözleri unuttum” dedi can..
65.Bölüm

“ayy canım” dedi can

“canım mı?abi?” dedim..

“efendim”

“tarafmı deiştirdin yoqsa”

“hayır”

“ama öle konuştun demin”

“lan kızım bir ay canım diyince tarafmı deiştirmiş oluom ayagıma diken batıda o yüzden dedim”

“heee bende başka bir şey sandım”

“ne sandın?”

“taraf dieştirdiqini”

“yoq canım daha deil”

“ne yani”

“ne noldu?” dedi can.

“sen taraf deiştirmeye merklımısın”

“hayır”

“off can”

“siktir lan”

“senin can ben taaaa……”

“nefes”

“ne?”

66.Bölüm

“can”

“efendim”

“ersinin sana selamı var!” dediğimde
tuqçenin qözleri faltaşı qibi açıldı yazık kıza devamını dinlemden kalbden qidecek

“hanqi ersin?”

“Allah belanı versin” dedim herkez qüldü

“cümlemizin” dedi can..

“lan allh belamı zaten vermiş benim” dedim..

“lan öle deme”

“nie la”

“bundan daha kötüleride olur”

“inş. Öle olmaz”

“nie”

“normal bir hayat yaşşamk istiyorum”

“bende” dedi tuqçe

“aynen aşkım” dedi emre..

“aşkım” dedim..

“aşkım” dedi emre..

“aşkım” dedim..

“aşkım” dedi emre…

“ayy mucukss aşkım” dedim..

67.Bölüm

“mucuks aşkım” dediqinde canlar konuşmaya başladı..

“aşkım” dedi can.

“ne var lan!” dedi tuqçe

“pisikopat modundan çık kız” dedi can.

“emrin olur aşkım” dedi tuqçe ona sarılırken..Nisan derin bir iç çekti..

“lan nisan” dedim..

“hı?”

“doruk nerde?”

“canı cehenneme onun” dedi nisan.

“noluo lan herkeze..”

“nisan bekle aşkım” dedi doruk merdivenlere çıkarken nisan.Doruk onu kolundan tuttu.

“bırak lan”

“konuşalım aşkım”

“siktir qit olum”

“aşkım”

“aşkım deme bana”

“ama nisan”

“bırak yeter doruk”

“nisan”

“doruk qit lan qit siktir qit” dedi ve hızla merdivenlerden çıktı…
68.Bölüm

Noluo lan herkeze..

“aşkım”

“efendim”

“ben bir nisana bakim”

“tamam nefes”

“tuqçe beyza heyra”

“ha?”

“qelin lan”

“nereye”

“nisanın yanına”

“tamam”

“nisan?”

“qidin lan”

“noldu”

“istemiyorum kimseyi”

“hey noldu söle bize”

“doruk evlenme teklifi etmedi bana”

“ha?”

“büyük erkekler size evlenme teklifi etmedilermi?” dedi nisan aqlıyarak..

“evet” dedi tuqçe

“evet” dedi heyra..
69.Bölüm

“evet” dedi beyza..

“lan ne zaman evlenme teklifi aldınız siz?”

“akşam” dedi kızlar sırıtarak.Sonra nisan dahada feci bir şekilde aqlamaya başladı…..o sırada kapı çaldı..

“doruk qit lan” dedi nisan..

“hayır nisan konşmalıyız” dedi bize döndü doruk..

“hadi kızlar aşşaqa inelim”dedim..kızlarla aşşaqı indik…


[Nisan’ın aqzından]

“ne var doruk”

“konuşalım”

“nei”

“seni beni”

“hiçbir şey konuşmicam senle”

“nisan”

“ne”

“evlen benimle”

“he?”

“evlenme teklif ediom ya dahane istion”

“hayır” dedim..

“nie”

“sen beni sevmiosn”

“yanılıyosun”

“seviomusun”

“deliler qibi”

“ii o zaman evet” dedim ve öpmeye başladım onu…

nisanın yüzüqü

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

heyranın yüzüqü

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

tuqçenin yüzü

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

beyzanın yüzüqü

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

benim yüzüğüm

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
(bu yüzükten asla vay qçmem)


Sezon finali
70.Bölüm

aşşaqa indik…ve bir anda karnıma tekme yemiş qibi hissetdim..sonrada bayıldım.

****
Gözlerimi açtıqımda kendimi bir odada buldum. Bir yanımda can dier yanımda emre.

“emre! Can!” dedim neler oluyordu böle emre elimi tutmuştu.

“deniz” dedi can.

“efendim”

“nefes’in durumu nasıl?”

“her ikiside ii merk etmeyin”her ikiside iimi?buda ne demek..

“her ikisider derken?”

“evet nefes ve bebeqi”

“bebekmi?” dedi herkez aynı anda şok olmuş qibi.

“bilmiyormusunuz?nefes hamile olmuş”

“aşkım hamile olduqunu die daha önce sölemedin” dedi emre anlımdan öperek..

“benn….bende bilmiyordum” dedim..

“süper çoçuqumuz olacak” dedi emre kulaqıma..

“ii ama biz şeyi ne zaman yaptık ki?” dedim utanarak ermenin kulacıqına yanağımı öptü..

“okuldan kaçıp buraya qeldiqinizden 4 hafta sonrayı hatırla aşkım”..aman tanrım doqru yaaa nasıl böle bir şey olabilir….doqum qünümdüü şimdi atıladım..19. yaşıma qiriyordum……o akşam kendimi ermeye teslim etmiştim evet şimdi hatırlıyorum..

“peki cinsiyeti ne?” dedim..

“kız”

“o zaman isim bulalım”.

“buldum” dedi emre.

“ney aşkım”

“perçem” dedi..Perçemm hmmmm qüzel isim…

“o zaman kızımın adı perçem oldu” dedim emreyi yanaqından öperken..


Sezon finaliydi bu…SÜPRÜZ OLDU DİMİ NİHAHAHAHA

Alın size mutlu son

Nefes (L) Emre
Perçem..
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Paz Haz. 06, 2010 5:11 pm

2.KİTAB KAYIP RUH..

Artık zaman deqişti…
Hiçç bir şey eskisi qibi olmicak…
Belki daha qüzel….
Belki daha kötü bir hayat,
Burada seni bekliyor olacak….
Lanetlisin kabul et…
Ama bu her an deqişe bilir……
Sadece tek yapman qereke,.
Direnişe katılmak,
Evet!,sizi korkusuz savaşcılarım,
Direniş başladı….
Destan yeniden yazılacak…
Tarafını seç…
Ya
İyi olup açı çekersin….
Yada,
Kötü olup açı çektirirsin…
Kara sana ait qenç savaşcı.
Bu qece iyi düşün
Yarın sabag şafakda qörüşmek üzere….


1Bölüm….

Her şey çok qüzel qidio perçem şuanda 8 yaşında.
Ama çok qarip diğer çoçuklar qibi deil.Yani ne bilim fazla büyük qibi qözüküyo bir sorunlara başka çözümler bulup başka pençerelerden bakması. Biliyormusunuz Can ile tuqçe evlendiler bebekleri olucak cinsiyeti daha belli deil.Nisan ve doruk da evlendiler onların ki erkek olacak…Heyra ile tayfun yeni nişanlandılar tabi o biraz zor oldu ama olsun…beyzayla bartuda hemen işi pişirmişler çakallar onlarında bir kızı olacak…
Benim kızım çok çok ve çok qüzel yani övmek qibi olmasın ama öle heleki babası çekmemiş birde çekseydi kesin yanardım ben.Bir yandan emre bir yandan perçem..
“Anne!” diye ciyakladı perçem.
“efendim canım”
“dayıma bişi söle sürekli qıdıklıyo beni” dedi perçem.
“ama oda benim saçımı çekio napim”
“hadi oyununuza ara verin perçem qel kızım yemek yediriqim sana.”
“babam yedirsin bana”
“baban evde deil canım qel hadi mızmızlanma”
“yemicem”
“perçem!”
“yaa yemicem işte”
“ama perçem yemelisin hadi kızım”
“banane ya”
“aşkım bırak ben yedirim” dedi emre beni yanagımdan öperken.
“hoş qeldin aşkım”
“baba!”dedi perçem sevinçe ellerini çırparken.
“nasılsın bakalım prensesim”
“iim baba sen”
“bende iim hadi qel sana yemek yedireyim”
“tamam baba!”
“neden bütün kızlar babaları qibi inançı olurlarki” dedim .
“Hey unutma sende kızsın” dedi can.
“beni katma ben ayrıyım.”
“eminim öledir”
“tabikide öle”
“nefes” dedi tuqçe
“efendim”.
“alışverişe çıkalım qel”
“tamam”
“istediqiniz bir şey varmı?”
“çikolata” diye çiyakladı perçem.
“tamam alırım”
“saol anne”
“hadi yemeqini ye”
“pekala”

Yarım saat sonra..

“Nefes” dedi tuqçe.
“efendim”
“imisin?”
“evet neden sordun ki?”
“ya 5 dakikadan beri donup kaldın endişelendim bir an senin için”
“hey iim ben merk etme ee ne alalım.”
“akşam için dondurma alalım bahçede konuşurken yeriz”
“tamam” dedim.
“neli alalım kız” dedi tuqçe.
“fark etmez kız neli istiyorsan.
“tamam o zaman çikolatalı vanilyalı çilekli limonlu”
“tamam al şunları şuraya koy”
“tamam”her şeyi alıp kasaya doqru ilerledik.
“110 tl lütfen”
“buyrun”
“hayırlı işler”
“saolun”
“lan ne kadar çok sey almısız 110 tl tutmuş” dedi tuqçe marketten çıkarken.
“aman kızım boşwer para kızım ben para bende”
“ay para senin köpeqin olsun”
“dimi olsun”
“evet”
“seninde olsun kız”
“evet” ikimizde yolda qiderken telefonum çaldı.Telefon’a baktım bartu arıyordu.
“kim arıyo?”
“bartu”
“bartumu?o aradıqına qöre kesin bir şey var”
“her halde” dedim telefonu açıp kulagıma qötürdüm.
“alo?bartu?”
“nefes”sesi çok kötü qeliyordu.
“hey bartu noldu çok kötü qeliyor sesin?”
“beyza!”
“beyzamı?nolmuş ona?”
“doqum..doqum zamanı qeldi.”
“ne?erken deilmi?”
“hayır..evet off bilemiyorum hadi acele et”
“tamam bekleyin zaten yakındayız”
“tamam ah hadi dampir qüçlerinizi kullanın” dedi bartu..
2bölüm..

Telefon’u kapatıp tuqçenin suratına baktım suratında aşırı derecede bir endişe vardı.
“noldu nefes?”
“beyza”
“nolmuş?”
“doqum sancısı qelmiş”
“ne?”
“evet hadi koşmaya başla”
“tamam” dedi ve koymaya başladık..
5dk içinde evin önündeydik kapıyı beyza açtı.Beyzamı? hı?noluo ya?
“bey..bey..za.?”
“evet ikiz”
“ama bartu” dedim içeri qeçerken tam sözüme devm edecektim ki herkez bir anda çiyaklayıp benim korkmama neden oldular.
“İyiki doqudun nefes”
“Ah aqzınıza sizin emi!”
“kfryoq”
“ya noluo ama bartu bana..” devam edecetimki emre qelip sözümü kesti.
“nefes bir dakika durup etrafa bakrmısın?” etrafa bakamaya başladım.Her tarafada süsler vardı.
“em.re?”
“doqum qünün kutlu olsun aşkım”
“doqum qünümmü?”
“hadi ama yaşlanmayı bırakalı yeni olmadımı?”
“22 mayıs buqün unuttunmu?”
“ne mümkün ki unutmak..”
“canım kardeşim doqum qünün kutlu olsun” dedi can bana sarlırken.
“saol can”
“anne”
“kızım”
“doqum qünün kutlu olsun”
“teşekkürler canım”
“aşkım”
“efendim aşkım”
“doqum qünün kutlu olsun”
“teşekkürler aşkım benim” dedim ona sarılırken parmagıma bir şey qeçirdi ona sarılırken elimi yukarı kaldırım ne taktıqına bakmak istedim ve süper yüzük takmıştı.
“aş.aşkım”
“nasıl tatlım begendinmi?”
“evet begendim saol hayatım”
“sana layik deil ama”
“ya aşkım qel buraya”
“tatlım” dedi bana sarılırken.
“bitanem”
“anne!baba!beni unuttunuz ya of” dedi perçem hemen aşkımın kollarından sıyrılıp perçemi halının üstünden kaldırıp kucaqıma aldım ve ermenin yanına qeri döndüm.
“ay prensesimizde qelmiş bak aşkım” dedi emre.
“evet ben qeldim” dedi perçem
“ah tatlım ne kadar qüzel bir kıyafet böle kim aldı bunu sana bakim?”
“babam aldı anne”
“sanada aldım tatlım”
“banadamı?”
“evet bak”dedi ve eline kocaman bir kutu alıp qeldi
“hayatım ama hiç qerek yoqdu şımartıyorsun beni”
“sen en qüzellerine layıksın hadi şunları gey qel”
“tamam”dedim perçem’i ermenin kucaqına verirken kutu alıp yukarı odama çıktım ve kutuyu açtım..huhu vay canına süper bişi bu böle

perçemin kıyafeti
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Aman tanrım kıyafete bak yaa olamaz süper bişi bu hemen qeymeliyim…

Nefes'in ayakkabısı
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

kıyafetim
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

saçıma birkaç sey yaptıkdan sonra birazda makgaj hemen ayakkabılarımı geydim ve aşşagıya indim birde ne qörim herkez kıyafetlerini deiştirmiş ve herkez süper özelliklede biz kızlar

Nisan'ın kıyafeti
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ayakkabı
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Tuqçenin kıyafeti
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ayakkabı
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Beyzanin ayakkabısı..
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kıyafeti.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


deniz'in ayakkabısı.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Kıyafeti
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Heyra.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ayakkabısı..
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Sinem
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ayakkabısı
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


ebrunun kıyafeti
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ayakkabısı
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



3.Bölüm…

Bu bölüm NESLİHAN’A ve PINARA……

Partide süper eğlenmiştik…
Çoştuk çoşturdukda…Kızımı kucaqıma aldım..Beraber mumları üfledik..
O kadar eğlenceliydiki..Yani size anlatamam…Ah bu arada size heyra’nın neden zor nişanlandıqını anlatayım.Eminimki herkez meraklanmıştır…Heyra ile tayfun büyük bir kavga etmişlerdi..Ve bir ay boyunca küsmüşlerdi…Onlar küserken bizimde çekmediqimiz kalmamıştı yani..Onları tekrardan barıştıralım diye neler yaptık neler..Onları bir araya qetirdiqimizde.Yine kavga etmeye başlıyorlardı..Dırdır dırdır yani…Heyra ile tayfun kavga ederken.Tam bilmiyorum ama tayfun ona bir şey demiş olamalı ki heyra tokatı yapıştırmıştı.Evet hatırlıyorum çoçuqa bir Osmanlı tokatı yapıştırmıştı..Dier qünde tayfun heyraya yüzük qetirmişti ama heyra tayfunun yüzüne bile bakmadı..Heleki biz kızlar duruma el koyduk..Ah sizde süper bir haberim var…Birazdan Heyra ile tayfun evlenicekler…Beyza’nın ve bartunun kızları doğdu.Şuanda 6 yaşında adı güneş..

Güneş..
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Heyranın Gelinliqi…

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

4.bölüm..

“aşkım” dedi emre yanıma qelip belimden bana sarılarak.
“efendim?”
“imisin?”
“evet aşkım sen?”
“seninleyken nasıl kötü olabilirimki?” qüldüm..
“kızım nerde?” dedim.
“qüneş ile aşağıda oynuyor” dedi.
“tamam aşkım birazdan bizde inelim”dedim.
“olmaz!” dedi.
“nie?”
“çünkü ben bir çoçuk daha istiyorum!” dedi ve beni yatağa attı..Sonra olanlar oldu…Gözlerimi açtığımda karşımda bir çift mavi qözle karşılaştım bana qülümseyerek bakan bir suratla tüm yakışıklılığını kullanan aşkıma bakıyordum.Gözlerini qözlerime dikmiş bakıyordu masumca..O anda içimde bir şey koptu sanki anlayamadığım bir duygu bu ama kötü bir şeyler olacağını seziyorum ama neler olacak hiçbir fikrim yoq..
“aşkım neden ağlıyorsun?” dedi emre.
“ne?ah pardon dalmışım ağladığım felan yok” dedim.
“hey hadi qel bakalım buraya” dedi emre beni kollarının arasına alırken..
“sorun ne?”
“ne qibi?”
“yani neden bu kadar solğun ve kötü gözüküyorsun?” dedi.
“bilemiyorum ama içimdeki bir hes bana her şeyin berbat olacağını söleyip duruyor.Korkuyorum” dedim.
“neden?” dedi
“herkezi kaybetmekten yalnız kalmaktan” dedim gözlerimden bir damla yaş akarken..
“aşkım” dedi emre.
“efendim”
“seni seviyorum” dedi.
“bende seni aşkım seni..”
“biliyorum bebeğim biliyorum”….

1 ay sonra…

Sabah miğde bulantısıyla direk tuvele koştum 1 ay boyunca hep böle oluyo neler oldu bana acaba dün yediğim yemekmi kodun.
“aşkım imisin?”
“bööö”
“aşkım imisin” dedi emr endişeli bir sesle.
“emre çık dışarı”
“hayır”
“emre çık ben iyim..Böööö”
“evet eminim isindir bekle burada ben hemen nisanı çağırığ qeliyorum” dedi
“ben iyim gerek yoq boşuna uynadırma bööö”
“aşkım buradan bir yere sakın ayrılma”
“nereye ayrılabilirimki bu halimle şapşal.Bööö” tuvaletten çıktım yatağa doqru gibiyordum ki yere düştüm sonrada hatırlamıyorum gerisini boşverin siz.

2 saat sonra…

“emre” dedim gözlerimi açarak ilk gördüğüm şey emreydi. Bir den kapı açıldı içeriye perçem girdi gözleri ağlamaktan şişmişti bu belliydi.Koşarak bana sarıldı.
“anne”
“kızım!bu halin ne?” dedi. Onu kucağıma alırken.
“anne seni çok merak ettim.Odaya sana bakmaya qelirken seni bayğın olarak yerde bulduğumda öldün sandım” dedi sonra tekrardan ağlamaya başladı.
“şişştt tatlım ben buradayım erken yaşta ölmeye meraklı değilim hem tatlım unutunmu ben ölümsüzüm(çünkü dampir ve vampir prensesiyim)..hem sizi bırakıp nasıl qiderim”
“unutmuşum anne ama seni öle qörünce”
“tamam hadi topla kendini”
“pekala” dedim tekrardan kapı açıldı.İçeri bizimkiler qirdi nisan bana koşarak sarıldı.
“noluo lan?”
“naber annemiz!” dedi
“ne annesi?ne ara senin annen oldum lan ben?”
“perçem.Kız sana kardeş qeliyor” dedi..perçem çıqlık attı.
“neyyyy?kardeşmi?ahh süper bir şeyy yaşasın cinsiyeti ne?” dedi..
“daha bu ayda belli deil canım”dedi nisan..
“aşkım” dedi emre bana sarılırken.
“seni uyuz emre”
“neee ya?”
“tekrar beni hamile bırakmak için elinden qeleni yaptın ya uyuz!” dedim..Anlımdan öptü.
“aşkım ne alaka hem ikinci bir çoçuğumuz olması kötü bir şey mi yani hı?”
“hayırdaaa şey”
“o zaman konu kapanmıştır”
“ii tamam” dedim.

Yarım saat sonra..

“heyraaaaa” diye çiyakladım.
“hı?”
“hadı kız markete qidelim” dedim.
“tamam bekle”
“eee bir şey isteyn varmı anneler?”dedim.Yoq dedi herkez markete qirdik.Aldık aldık çüş lan sanki biz para basıyoz…
“nefes” dedi heyra.
“efendim”
“bir şey sorucam ama qülmek yoq” dedi.
“pekala hadi sor bakalım”
“annelik nasıl bir duygu?” dedi marketten çıkıp sokakda yürürken.
“qüzel bir duygu” dedim qüldü..
“saol nefes”
“ne için”
“ben…boşwer ya”
“söle”
“ama aramızda kalacak” dedi.
“tamam izci sözü” dedim aramızdaki yemin işaretini yaparak..
“ben galiba hamileyim” dedi sevinçle çıqlık attım boynuna sarıldım…
“süper bir şeyy bu demek sonunda hamile oldun he”
“ama bak nefes olmaya bilirimde”
“tamam bir bakalım baş dönmesi varmı?”
“evet”
“miğde bulantısı?”
“evet”
“aşırmak?”
“evet”
“karın şişmesi?”
“evet”
“ağrı yada acı hissediyormusun?”
“evet her ikiside” dedi..
“o zaman hamilesin sen!” dedim.
“ama ya deilsem?” dedi o anda önümüzde 5 kişi çıktı.
“merhaba prenses”
“siz kimsiniz be!”
“eceliniziz desek” dedi yakışıklılardan biri
“sonkez soruyorum siz kimsiniz”
“ben büyücülerin prensesi mira..” dedi bir kız
“ne istiyorsunuz bizden” dedim
“ruhunuzu!” dedi o anda bir şey karnımı delip qeçti sonrada heyranın çıqlıklarıyla bayıldım en son hatırladıqım birnin heyraya saldırıp onu buradan uzaklaştırması ve büyücülerin birinin beni eline alıp qötürmesi….


5.Bölüm..

Birinin beni sarmasıyla kendime qeldim..
“nefesss nefes iyimisn?” qözlerimi açtım ve karşımda heyrayı buldum.İnsan sesleri qeliyordu çevrede çevreme baktım sokaktaydım kıyaftime baktım hiçbir şeyim yoqtu.Noluo lan?sonra heyraya baktım endişeli bir surat ifadesiyle bana bakıyordu.
“heyra imisin sen?” dedim bedeninde yara varmı diye incelerken.
“hayır ben iyim ama nefes sen iyimisin?”
“evet ben iyim neden sordun?” dedim.Aslında iyi deilim.Ne oluyor ya.
“kızım 5 dakikadır sokağın ortasında duruyorsun”dedi.
“5 dakikadırmı?” dedim. Neler oluo yani o qördüklerim qerçek deilmiydi?yani ben ölmemişmiydim bebeğim ölmemişmiydi biri bize saldırmamışmıyı?tanrım hepsi bir rüyamı? Yani.
“iyimisin kızım çok kötü qözüküyorsun?” dedi heyra.
“iyim iyim eve qidelim hadi” dedim ve yürümeye başladık..Eve qeldiğimizde herkezin meraktan deli olmuş halde bulduk.
“aşkım?nerelerdeydiniz bir markete qittiniz çok qeç kaldınız ya!” dedi emre bana sarılırken.
“emre bana kızma senin şu karın sokaqın ort-”demeden sözünü kestim.
“napalım hayatım hava o kadar qüzelki yavaş yavaş qeldik” dedim.
“aşkım?” dedi emre.
“efendim aşkım”
“iyimisin?”
“hı-hı iyim” dedim mutfağa giderken..
“heyra yanıma qelirmisin aşkım!” dedi tafun.
“qeliyorum hemen” dedi heyra. Mutkaftan ayrılırken..Heyra çıktıktan sonra emre qirdi içeri.
“aşkım”
“efendim?”
“bir şeymi oldu?”
“hayır hem ne olabilirki?”
“bilmem aşkım çok solgun gözüküyorsun sen böle hasta falanmısın?”
“hayır hayatım hiçbir şeyim yoq hem unuttunmu hamileyim” dedi.
“evet hamilesin..” dedi bana sarılırken..
“aşkım” dedim.
“efendim hayatım”
“perçem nerde?”
“can güneş ile perçemi park’a qötürdü qelirler birazdan”
“tamam.Hadi içeri qidelim” aşkımı elinden tutup içeri çektim..
“eee millet akşam yemekte ne istiyorsunuz bakalım?” dedim.aşkımla koltuğa otururken..
“parmak sarması!” dedi tuqçe sırıtarak.
“olmuş bil!” dedim qülümseyerek.
“patates kızartması!” dedi heyra.
“okeyto” dedim.Sonra aklıma birden heyranın hamile olup olmadıqı aklıma qeldi..
“aman tanrım!” dedim.
“noldu aşkım?” dedi emre.
“noldu kız ikiz?” dedi beyza.
“heyra!” dedim.
Bana baktı.
“hı?”
“saat kaç?” dedim..Çünkü biliyorum ki onu herkezin arasında çaqırırsam herkez bizi dinler.
“saat altı nolduki?”
“ohh ii be hadi qel yemek yapmaya başlayalım” dedim.
“tamam” dedi.Ayaga kalktık.
“millet akşam sahile inelimmi?” dedi ebru.
“inerik yavru merak etme” dedi nisan herkez qüldü mutfağa qirdik.
“heyra?”
“ne?”
“nisana soralımmı?”
“nei?”
“hamile olup olmadıqını?”dedim.
“soralım” dedi.
“Nisannnn!” diye çiyakladım.
“neeee?”
“qel kız yardım et” dedim.
“bananeee” dedi.
“ben yardım ederim sen otur” dedi ebru.
“ebru otur kız sen nisan qel lan valla vazoyu yersin kafana” dedim.
“tamam bee qeliom” dedi.Mutfaga qirdi.
“ne?”
“qel lan” dedi heyra.
“noldu lan?”
“sessiz konuş” dedi heyra.
“tamam söleyin beni yemek için buraya çağırmadığınız belli!” dedi..
“bak bir şey diyeceğiz ama aramızda kalacak çıqlık atma falan yoq tamamı?” dedi heyra.
“tamam hadi söleyin” dedi.
“nefes sen söle!” dedi heyra.
“tamam!bak senin odana çıkalım heyrayı bir konturöl et”dedim.
“ne için?” dedi merakla.
“heyra qaliba hamile” dedim aqzını açtı tam çıqlık atacakken. Elimle aqzını kapattım.
“sus kızzz” dedi heyra.
“tamam tamam” dedi.
“hadi ya lütfen merak ettim hamilemiyim değimliyim?” dedi heyra.
“ii tamam tamam hadi yukarı çıkalım”dedi nisan..

6.Bölüm..

Tanrım yaşasın yanılmamışım heyra hamile..Ah tatlım nasıl sevindi..Şimdi bunu nasıl sölicez..
“heyra”dedim.
“hadi söleyelim”
“hemen mi?” dedi heyra.
“tabiki hemen kızım kaçarmı bu hiç” dedi nisan.
“katılıyorum sana lan” dedim.
“tamam o zaman hadi” dedi heyra..
Aşağıya indik herkez bize döndü..
“ya anne açım ben” dedi perçem..
“tamam kızım hazırlıcaz”
“heyra yemekde sölersin” dedi nisan.
“nei söliceksin aşkım?” dedi tayfun.
“hiç ya önemli bir şey değil” dediğinde nisan ve ben ona baktık omuz silkti..Gülümsedik..Muktağa gidip yemekleri yapmaya başladık..
“aşkım” dedim.
“efendim?”
“güneş ile perçemi masaya otuttururmusun?”dedim.
“hemen..Hadi bakalım cadılar masaya gidiyoruz” dedi emre..Emre çok ii biri yani övmek qibi olmasın ama yani öle güneş’i kendi kızı gibi sevio ee tabi normal çünkü herkez perçemi ve güneşi kendi çoçukları gibi sevdiği için…içerden tartışma sesleri qeliyordu..Yinemi can ile tuqçe..Neden tartışıyorlar size hemen söleyeyim..Güneş konuşmaya başladığında acaba ilk olarak hanqisinin ismini söleyek diye tartışıp duruyorlar.İşte bizimkiler bunlar..Biz tam bir kaçıqızz bunun hakkınıda veriyoruz..Biz bir aileyiz ve bu aile için herkez bir şeyler yapmak için uğraşıyor..
“benim adımı dicek ilk” dedi can.
“hayır ilk benim adımı dicek” dedi tuqçe
“benim”
“hayır benim can”
“hayır benim ya”
“can!”
“tuqçe!” hemen söze atıldım.
“bence hiç boşuna tartışmayın” dedim.
“nie?” dedi can.
“içimden bir ses ikinizinde adını demiceğini sölüyo” dedim.
“hadi ya” dedi can.
“yaa”
“nefes” dedi tuqçe
“hı?”
“eminmisin?”
“evet..İçimdeki ses diyo”dedim.Emre gelip bana sarıldı.
“içindeki sesi yerim ben” dedi.
“yoq yeme”
“niee?”
“o zaman ben ölürüm sende benim ve bebeğimizin ölmesini istemezsin dimi?” dedim..Nihahaha çok iyimbe Very Happy verry happy Very Happy
“istemem canım”
“anne!” dedi perçem
“efendim kuzum”
“açıktım ben” dedi.
“tamam yemek hazır.Hadi millet masaya oturun” dedim.

Yarım saat sonra.

“millet heyra size bir şey dicek” dedim.
“söle kız” dedi beyza.
“ben…”
“evet sen?”dedi tuqçe..
“benn…”
“tamam anladık sen?” dedi ebru.
“sus be!” dedi heyra herkez qüldü.
“söle hadi aşkım” dedi tayfun.
“ben…ben… hamileyim” dedi..Herkezin ağzı beş karıştı..Anlamadım niye şaşırdılarki.O sırada biri konuş..Konuşan kizi güneşti..
“eylül” dedi..Eylül kim lan?
“eylülmü?”dedi can…
“kızımmm konultunmu sen?” dedi tuqçe güneş’i kucağına alarak..
“evet anne!”
“anne dedi” dedi tuqçe güneşi öperken…

7.Bölüm…

“eylül kim kızım?” dedi beyza..
“kızın adı eylül olsun”dedi..güneşş..
“kızmı?” dedi herkez..
“nefes abla öğretti bana” herkez bana baktı..
“ne yaa?ben ne öğretmişim” dedim.beyza tuqçenin kucağından inerek kucağıma qeldi…
“nefes abla sayesinde gücüme kavuştum”..
“gücün ne?” dedim..
“Düşüncelerimde insana inanılmaz acılar çektirebiliyorum.
Yandığını hissediyorsun. bu acı dünya üzereinde tanımlayamayacağın kadar yüksek seviyede. Odaklandığında sadece bir kişi üzerinde gücünü kullanabiliyorum...perçem ablada sende qücünü qöstersene”edi..Herkez perçeme baktı..Utandı bir an..Emre onu kucağına aldı ve öptü..
“prensesim senin ne qücün var bakalım?”
“gücüm güneş’in qcünün antidot'u gibi. yani insana hiçbirşey hissettirmiyorum. Ne acı , ne görme , ne duyma , ne koku alma tüm hislerini kesiyorum.Seni tamamen savunmasız bırakıyorum. saldırının ne yönden kimden geleceğini bilmiyorsun. Karanlıkta yalnız başına kalmış gibi hissediyorsun. Odaklandığında ortamda buluna herkesin duyularını kesebiliyorum.”
“woww süper qüçler bunlar..” dedi..
“benim bu qüçleri hemen araştırmam qerek” dedi nisan.
“nisan bekle sonra araştırırsın” dedim.
“ii tamam”
“millet bence biliyormusunuz?hepimizin bir gücü var!” dedi..
“olabilir!” dedi ebru.
“evet olabilir!” dedi can.
“olsa süper olur” dedi can..
“aynen” dedim..
“bence geç olmadan güçlerimiz varmı yoqmu diye bakalım..
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Ptsi Haz. 07, 2010 12:26 pm

8.Bölüm..





1 ay oldu ben hariç
herkezin bir qüçü olduqunu qördük..Ama neden benim bir qüçüm yoq onu
anlamadım..


“üzülme” dedi tuqçe


“üzülmüyorum”


“eminmisin”


“eminim tuqçe.” Dedim..Pencereden
bakmaya devam ettim..perçem yanıma qeldi..


“anne”


“efendim kızım”


“nie bölesin”


“nasılmışım bakalım
kuzum”


“kötü qözüküyorsun”


“hey bana bir şey
olmadı tatlım sadece yorgunum”


“ii o zman yat uyu”
diye atladı can.


“kapa çeneni can!” diye
bağırdım..Perçeme baktım.Gözleri dolmuş bana bakıyordu.


“noldu kızım”


“sen bu değilsin anne”
dedi kucağımdan aşağıya atladı ve koşarak qiti.Of lanet olsun..


“nefes” dedi emre
sinirli bir şekilde.


“efendim”


“konuşalım mı?” dedi.


“ne hakkında” dedim.


“nefes yukarı çık hemen”
diye bağırdı bana.Herkez bana baktı.


“tamam” dedim.Ve yukarı
çıktım.Noldu şimdi bu ermeye neden bu kadar sinirli?


Emre kapıyı kapatarak
konuşmaya başladı.Konuşmaya değil baqırmaya başladı desem daha ii olur
herhalde..


“emre sakin ol!neden
bağırıyorsun?”


“nedenmi?sebebini sen
çok iyi biliyorsun” dedi.


“emre bnm hiçbir şey
bildiğim gibi yoq”


“ölemi o murat p*ç’inin
kollarının arasında ne işin vardı ya?”


“murat mı?” dedim..


“murat ya!metresinle
kocana yakalandığın için üzüldünmü”


“emre murat benim
metresim deil”


“eminim öledir.”


“öle”


ve tartışmaya devam
ettik..
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  sekerkiss07 Ptsi Haz. 07, 2010 4:21 pm

Ben o emrenin saçını başını yolarım metresmiş terbiyesiz Very Happy Benim ikizim yapmaz öle şey hala tanıyamadın mı enişte beeeeeeg Very Happy
sekerkiss07
sekerkiss07

Mesaj Sayısı : 159
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 33
Nerden : Güney sahillerinden sesleniyorum size huhuuuuu :D

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  Psiko_Maniac Salı Haz. 08, 2010 5:16 pm

daha neler olcak neler ikizz Very Happy Twisted Evil Twisted Evil Twisted Evil
Psiko_Maniac
Psiko_Maniac

Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 26
Nerden : Chennemden...xD

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD Empty Geri: ~ Kayıp Ruh~ 4 5 bölüm sonra Final..~ xD

Mesaj  sekerkiss07 Çarş. Haz. 09, 2010 8:10 am

Hadi beeeee desene olaylar çıkıcak tmm emreyi dövmek benden ama bunu bil ikizzzz Twisted Evil
sekerkiss07
sekerkiss07

Mesaj Sayısı : 159
Kayıt tarihi : 06/06/10
Yaş : 33
Nerden : Güney sahillerinden sesleniyorum size huhuuuuu :D

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz